hesabın var mı? giriş yap

  • bir arkadaşımın * çeşitli durumlar karşısında ruh halini dile getirmek için kullandığı cümle.
    az sıkıntılı.

    bana dedi ki, beni arkadaş olarak görmüş hep. ben seni arkadaş olarak görüyorum dedi, ben de seni insanüstü görüyorum dedim, az pilav üstü çok döner gibi, mis dedim, o bana dedi ki, arkadaşlığımız bozulmasaymış, çünkü ben çok iyi biriymişim. ben dedim ki madem çok iyi biriyim neden sevgili olamıyoruz dedim. o dedi ki çünkü benim konuştuğum bir çocuk var dedi, ben de dedim ki, çocukla konuşmaktan bir zarar gelmez dedim çocuk o dedim. o da o çocuk değil şapşal benim sevgilim dedi. benim sevgilim dedi, benim sevgilim. benim sevgilim dedi.

    olaysızca dağıldım.

  • "gaziantep'te 100 kişiye 'suriyelilerden memnun musunuz?' diye sorduk, 97'si suriyeli çıktı."

  • yüz yirmi bin yılı öğrenci seçme ve yerleştirme sınavını kazanarak bir üniversitenin tarih bölümüne yerleşmek. tabii o güne değin kıyamet kopmazsa.

    bu bölümü kazanıp sevinen arkadaşa söyleyeceğim şey şu: senin üniversite bitmez arkadaş. 2-3 binlik tarihi layıkı vechiyle öğrenmesi bir ömür sürüyor bizim neslin, sen 120.000 yılı kaç ömre sığdıracaksın?

    tabii biraz düşününce, mesela 0 ila 10.000 arasındaki yılları bir satırda özetleyebileceğiniz akla geliyor. biraz daha çalışkanlarınız bin bin özetleyecek yılları. ama en çalışkanınızın bile "1000'lerin sonu 2000'lerin başında internet çıktı, ekşi sözlük diye bir site vardı. orda eyco diye bir sözlükçü bizden bahsetmişti" deme ihtimali sıfır. hepinizin canı cehenneme güzel kardeşim o zaman.

  • bunun görgü ile değil tamamen karakterle ilgisi vardır. bir çok hatunla yeme içme takılma fırsatım oldu. bazıları buluşma yerine gelirken mesajda "aa cüzdanımı evde unutmuşum eve dönsem mi ?" diye mesaj atacak kadar yüzsüzken, bazıları ise tuvalete diye gidip çaktırmadan ödediğin hesabı kabul etmeyecek kadar gururlu oluyor.

    mesela para, görgü değil. imkanı olmayıp 2 çay içip kendi hesabını ödeyen kadın ile masaya bi yanarlı dönerli meyve tabağı söylemediği kalmayan ve hesap geldiğinde numaradan çantasını ağır ağır karıştıran kadın arasında bariz "asalet" farkı vardır.

  • serin hikaye degil birader. 32 yasindaki adami kucaginda 5 aylik bebegi, yaninda 5 valizi ve bebek arabasiyla sinirden aglatan bir hikaye. su an bile haksizliga ugramanin verdigi sinirle agliyorum.

    sen musterini yanlis yonlendir, havaalaninda gerekli destegi verme, 5 aylik bebegiyle ortada birak. ucak kacsin. sonra da hatani telafi etmek icin yeni bilet duzenleyip ozur dileyecegine, dosyayi kapat, yeni bilet veremeyiz de. yapacaginiz ise sicayim, insanliginiza da sicayim.

  • milliyet gazetesi haberi.

    bu da linki

    http://www.milliyet.com.tr/…ce serbest kaldi&ver=17

    evli ve 39 yaşındaki bir kişi parkta erkek arkadaşıyla oturan kızı tehditle kaçırıyor. erkek arkadaşını bir tokatla uzaklaştırıyor ve kıza tecavüz etmeye çalışıyor. evet buraya dikkat tecavüz etmeye çalışıyor!!! kızın iç çamaşırlarındaki sperm örneklerinden anlaşılıyor tecavüz etmeye çalıştığı ve ne oluyor biliyor musunuz? tecavüze yeltenen kişi yeterli tehdit oluşmadığından ve kız 18 yaşından büyük olduğundan dolayı savcı tarafından serbest bırakılıyor. yani hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyor. biz de bu memlekette adaletten ve kalkınmadan söz edelim.

    evet değerli arkadaşlarım. 18 yasından büyük kızlara siki sokmadığınız sürece istediğinizi yapabilirsiniz. tecavüzcü sayılmıyorsunuz. adalet böyle çalışıyor bu ülkede.

  • inşallah aynı espriyi cb sözcüsü ibrahim kalın'a da yapmaz dediğim kötü şaka.

    edit: vücut yapısından bahsediyorum, fesatlık yapmayın.

    +ibrahim kalın mısın doğru söyle?
    - efendim ben kalınım, muharrem ince
    salonda gülüşmeler falan...

  • çok sevmem, tutarsız bulurum, mantıksız bulurum, hatalı bulurum, ancak konu eğer buysa, nursultan nazarbayev'dir.

    "biz islamı resmi din olarak kabul ediyoruz ve bundan gurur duyuyoruz. fakat müslümanlığımızı konu ederek bir yerlere gelemeyiz. diğer müslüman devletlere ve islami yaşama biçimlerine saygımız sonsuz, fakat biz arap değiliz. biz göçebe ve türki bir halkız, araplar gibi kızlarımızı, dini, kültürel ve toplumsal baskılarla kapatıp, bunu müslüman devlet imajı olarak kullanamayız. onları çarşaflara bürüyerek eve hapsetmek bizim yolumuz değildir. tekrarlıyorum, herkese saygımız sonsuz fakat giyim kuşam insanların kendi özelindedir. biz kazağız, halkımız göçebe hayatı süresince, at üzerinde bu günlere kadar kadın-erkek ayrımı yapmadan geldi. kadınlarımız, erlerinin yanında veya ardında değil, aksine önünde yürürdü.
    islam öncesi dönemlerde, kadınlarımız nasıl isterlerse öyle giyinirlerdi, ve toplumu rahatsız etmek gibi bir amaçları hiç olmadı. bu gün ise bir sorun olması, bizim halkımız için mümkün değil. müslüman ve sünni bir halk olmamız, insanların hayatlarına karışmamız için sebep değildir."

    http://www.youtube.com/watch?v=utxsupzuyjq

  • herkes bir şeyler yazmış ancak bir allahın kulu da biraz araştırıp da doğru bilgi vereyim dememiş. gerçekten enteresan bir hal aldı buralar.

    yılbaşı için kestiğiniz bir ağacın karbon ayak izi sonrasında ağacı ne yaptığınıza göre değişir. carbon trust'a göre 2 metre boyunda bir çam/yılbaşı ağacı için konuşursak. işiniz bittiğinde bu ağacı odun parçalayıcı ile parçalar veya kesip odun olarak kullanırsanız 3.5 kg karbondioksit salınımına sebep olacaktır.

    işiniz bitince ağacı çürümek üzere çöp sahasına atarsanız oluşacak karbon salınımı ise 16 kg olacaktır.

    2 metre yüksekliğinde yapay (plastik) bir çam ağacının ise 40 kilogram karbon izi bulunur. satın aldığınız plastik ağacın kesip daha sonra odun olarak kullanacağınız gerçek bir ağaçtan daha az zararlı olması için en az 12 yıl boyunca kullanmanız gerekir.

    yılbaşı için kesilen ağaçların bu iş için özellikle yetiştirildiğini de hesaba katarsanız doğanın ağaç örtüsüne de bir zararınız dokunmayacaktır ki kesilen her ağaç için yerine yenisi de dikilmektedir.

    yılbaşı ağacı edinmenin en zararsız yöntemi ise daha sonra toprağa dikebileceğiniz saksı içerisindeki ağaçları almaktır. işiniz bittiğinde uygun bir yere diktiğinizde doğaya faydanız bile dokunabilir.

    yılbaşı ağacı üzerinden siyasi eleştiri yapmak isteyen kimseye ekmek çıkmaz bu konudan. zaten ülkemizde de ağaç kesip süslemek şeklinde bir uygulama da bulunmamaktadır.

  • - haci senin kardesin nereyi kazanmisti?

    - izmir dokuz eylul

    - hadi be, vay anasini satayim, artik 4 sene boyunca varya sikisten basini kaldiramaz.

    - ..... ( kisa bir sessizlikten sonra)

    - pardon senin kardesin kiz miydi, erkek miydi?