hesabın var mı? giriş yap

  • bir rus fıkrası gelsin bakalım.

    başbakan medvedev gergin bir şekilde başkan putin’in odasına girmiş ve ondan saat dilimlerini kaldırmasını istemiş.

    putin: neden?

    medvedev: bu saat farkı meselesi yüzünden delirmek üzereyim. bir şehre seyahat ediyorum, telefonla evimi arıyorum ama herkes uyuyor oluyor. geçen gün sabah 4’te kalktım ama akşam sandım. doğum gününü kutlamak için merkel’i aradım ama bana “doğum günüm dündü” dedi. çin devlet başkanını yeni yıl tebriği için aradım ama “yeni yıl yarın” dedi...

    putin: bunlar küçük sorunlar.

    medvedev: küçük sorunlar mı?!. içinde polonya başbakanıyla düşen uçağı hatırlıyor musunuz? taziyelerimi bildirmek için aradım ama bana uçağın henüz havalanmadığını söylediler!

  • 1508 yılında papa ii. julius’un daveti üzerine roma’ya giden ve vatikan’da papalık sarayı’nın çalışma odalarına freskler yapan raffaello’nun bu odalardan imza odası’nda yer alan resminin adı.resim, onun antik sanat ve düşünceyi özümsediğini gösteren en yetkin örneklerden biridir. imza odası’nın karşılıklı iki büyük duvarında “kutsal tartışma” ve “atina okulu” yer almaktadır. raffaello, böylelikle teoloji ve felsefeyi karşı karşıya yerleştirmiş, yan duvarlarda, hukuk ve sanata, tavanda ise, sanat, yasa, felsefe ve dinin alegorisi olan dört kadın figürüne yer vererek şemasını tamamlamıştır. raffaello’nun teoloji ve felsefeyi karşılıklı yerleştirmesinin nedeni, bu dönemde hümanist düşüncenin etkisiyle gerçekliğe ulaşmanın iki yolu olduğuna inanılması ve bu iki yolun da, inanç ve akıl olduğudur. resmin merkezinde platon ve aristoteles bulunmaktadır. platon’un elinde bulunan timaios adlı kitabı perspektifin odak noktasını oluştururken aristoteles’in elinde bulunan etica ise, bu plana göre ikincil konumda kalmaktadır. resmin ana şeması, yeni-platoncu düşünceyi yansıtır bir biçimde, maddi, dünyevi ve zihni olmak üzere üç aşamalı bir biçimde düzenlenmiştir. alt kısımda, maddi bilimlerle uğraşan düşünürler de kendi aralarında iki gruba ayrılmış, bunlardan astronomi ve geometri bir grupta, mekanik bilimler ise diğer grupta gösterilmiştir. alt kısmın sağ tarafında euclides’in merkezinde olduğu geometriyle ve astrolojiyle ilgilenen düşünürler görülür. sol tarafta ise, merkezinde pisagor’un bulunduğu matematikçilerin oluşturduğu doğa bilimcileri grubu yer alır. bu iki grup arasındaki merdivenden yukarı çıkıldığında metafizik ve manevi bilimlerle ilgilenen düşünürlerin olduğu gruba ulaşılır. arada yer alan merdiven, resmin önemli bir birleşim noktasıdır ve üzerinde tüm dünyevi işlerden vazgeçmiş bir halde yanında bakır kabı, elindeki notları okumaya dalmış olan diyojen yer almaktadır. metafizik ve manevi bilimlerle ilgilenen düşünürlerin gösterildiği üst kısımda, sağda materyalist düşünür aristoteles’in grubu ve sağda manevi bilimlerle ilgilenen düşünürler yer alır. ön sıralarda, raffaello’nun kendi portresinin de bulunduğu grupta raffaello, sanat ve felsefe ilişkisine işaret etmek için buraya dönemin sanatçılarını da yerleştirmiştir. resmin arka planında yer alan kemerli nişlerde, athena ve apollon heykelleri dikkati çekmektedir. örtük bir biçimde isa ile ilişkilendirilen ve ışık tanrısı olarak sembolize edilen apollon, elindeki liriyle ruhsallığın zaferini ve ilahi armoniyi simgelemektedir. yine örtük bir biçimde meryem ile ilişkilendirilen athena ise, aklı temsil eder ve erdemlerin temsil edildiği tarafta yer alır. kalabalığın arkasında, mavi gökyüzüne açılan tonoz örtüsündeki perspektif kullanımı, bu dönemde sanatçının perspektif kullanımı konusunda ulaştığı noktayı gösterirken, bu tonozların ardında yer alan açıklık ile de, maddi olandan manevi olana ve oradan da sonsuzluğa ulaşma yolundaki yeni-platoncu düşünce anılmış olur. arka planda, tonozun üst kısmında, alt iki yanında dizleri üzerinde dua eden melek kabartmaları bulunan üçlü pencere kutsal üçlemeye işaret etmektedir. aynı şekilde, parmaklarını sayarak bir şeyler anlatan socrates’ın da üçüncü parmağını işaret ettiği ve bu yolla kutsal üçlemenin bir kez daha vurgulandığı görülür. tüm figürlerin içinde bulunduğu geniş hol, bramante’nin merkezi planlı yapılarında da görülen ve antik toplantı salonlarını andıran bir holdür. raffaello’nun bu resmi, kompozisyonda yer verdiği antik mimari öğeleriyle de, antik dönem düşünürleriyle de, rönesans sanatının antikite olan ilişkisini açık bir biçimde göstermektedir.

    resimle ilgili kimin kim olduğuna dair daha ayrıntılı bilgi için http://www.wga.hu/ adresine de bakılabilir.

  • bizim ülkeye ve insanına fazla yükleniyorlar. yok işte bilim adamı çıkmıyormuş, seçim sonuçlarıymış, teknoloji yokmuş, gücü ele geçiren baskıyı kuruyormuş vs. çok büyük haksızlık. kapasite bu kadar kardeşim. sen bu ülke insanına dayayacaksın galatasaray'ı fenerbahçe'yi, başı açık mı kapalı mıyı, bizim köy mü karşı köy müyü, türk mü kürt mü, alevi mi sünni mi.

    bak adam üşenmemiş başlık açmış, daha da üşenmemiş fotoğraf çekip internete yüklemiş. şimdi tartışalım bu konuyu hep birlikte. on yıl daha, yüz yıl daha bin yıl daha, on bin yıl daha tartışalım. ha bu arada benzine zammış, niteliksiz eğitimmiş, demokrasiymiş. salla gitsin. sen köfteciye odaklan köfteciye.

    (bkz: türkiye'deki hiçbir kesimin kaliteli olmaması)

  • bir türkiye gerçeği.

    saat 19:00'dan sonra;

    - herkes evine kapanır,
    - sokaklarda araba park edebilecek yer bulunmaz (herkes evde çünkü)
    - toplu taşıma araçları; caddeler, sokaklar bomboş olur,
    - insanlar tv'nin karşısına geçip program izler,
    - yetişkin çocuklar odasına geçip nette takılır,
    - kimi müzik dinler,
    - kimi yalnızlıktan dem vurur,
    - kimi işini düşünür,
    - kimi sevgilisini..

    aslında herkes asosyaldir.
    sosyal olmak; pazar günü avm'ye gitmektir.

  • vallahi helal olsun
    sportif rezaletler bir tarafa, uzun zaman sonra yonetim hakkinda helal olsun deyip gururlanmami saglayan bir aciklamadir.

    diger kuluplerden de benzer aciklamalar gelmesini umuyorum

  • ilk hatalı çıkışını 27 ekim 1981 de yapan kaleci. hala da devam ediyor.

    geçen haftanın en beğenilen entry'leri zoraki editi: ulen bu listeye girsin diye yazmadım yukarıdaki şeyi. maç esnasında aklıma geldi, yazdım. hepsi bu. daha önce volkan için sözlükte veya twitter'da benzer espri yapıldıysa nereden bileyim ben? tamam anladık hakan arıkan için yapılmış daha önce bu espri sözlükte. hakan arıkan başlığını daha önce hatmediğim için tüm sözlük camiasından özür dilerim. ha bir de geçen haftanın en beğenilen entry'leri sonuçlarını her hafta okuyup ezberleyip aklımda tutamadığım için de ayrı bir özür dilerim. eşekliğime verin.

  • bunu anlamak için sokağa çıkmak, sahile inmek falan yeterliydi oysa!

    şok olmuş gibi tavırlara girmeye gerek yok kardeş. senin dükkan tabelaların arapça olurken birer birer,
    gençlerin bir mülteci tarafından öldürülürken,
    genç kızların, kadınların yine bunlar tarafından gizli gizli fotoğrafları, vidyoları çekilirken anlamalıydın gidişatı.

    dipçe-i istila: arkadaşlar, yukarıdaki açıklama doğrudur değildir. olay bu değil. avrupa birliği, " siz avrupa'da değilsiniz " dese ne, demese ne!
    mevzu başka. mevzu, ülkemizde yaşanan şu olaylardan biri bir avrupa ülkesinde yaşansa halkın tepkisi ne olurdu?
    mevzu, benim geçtiğimiz aylarda istanbul'da adres soracakken beşinci denememde bir türk'e denk gelebilmem.
    mevzu, bazı semtlerde sokak boyunca sadece arapça tabelalar olması!

    uzar gider bu liste. sen önce vatanına sahip çık; sonra bana çemkirirsin " hepsi mültecilerin suçu mu? " diye.
    senin ülkende zaten sürüsüne manyak varken bir de ithalatına girdin bu işin!

  • abd'de yazılım muhendisi maaşı ortalaması yıllık $82.000

    avrupa'da €42.000

    bir mercedes cla avrupada €23k
    yıllık maaşın yaklaşık yarısı+sınırsız sayılabilecek sosyal imkan

    abd'de $27k
    yıllık maaşın üçte biri+ultra ucuz benzin ve yaşam giderleri

    (lüks segmentin en düşük üyesi) ikinci el mercedes cla'nın türkiyede fiyatı 150 bin tl...
    buradaki muhendisler yilda 450 bin ya da 300 bin+sosyal sahiplenme mi kazaniyorlar da yaşam standartları düşsün?

    buradaki mühendis de isveçteki muhendis de yilda 60 bin kazanabilir ama o 60 binler aynı alım gücüne sahip değil

    (stockholm'den parise ucak bileti 30 euro, venediğe 70 euro...haftasonu git gel, otel 100 euro...
    ıstanbuldan venedige ucak bileti 400 tl, parise 700 tl...oteller 430 tl...nah gider gezersin, ancak pazar günü aydosa kebaba gidersin)

  • adam gibi yaklasmayi bilirseniz diyorlar hala
    mk bu herifin yaptigi adam gibi yaklasmak mi, adam kizin teyzesine "baksana kiz coktan ingiliz sosisiyle konusmaya basladi" diyor, bizimkiler ise hihihihihiih yariliyor aq. bizim millet kadar asagilik kompleksine sahip baska bir millet var mi merak ediyorum.

  • aslinda cok var. ama birkac tanesini sayabilirim.

    - oncelikle otel ucretini giriste tahsil etmek istemeleri.

    - kahvaltida oda numarasi sormak icin gelen gorevliler.

    - odada ikram olarak icecek bir ufak su, cay-kahve bile bulundurmamasi.

    - otele giriste elinizde tasinacak canta olmamasina ragmen sirf bahsis koparmak icin odaya kadar eslik etmeye kalkan, gereksiz yere lafi uzatan bellboylar.

    - otoparktan para alinmasi.

    - en cok guldugum de "otele disardan yiyecek-icecek" getirmek yasaktir uyarisi koymalari. 4 yildizli otellerde bile gordum.

    edit: son madde ile ilgili soyle bir uyari geldi, ben isin bu boyutunu pek dusunmemistim:

    dışardan yiyecek içecek getirip ve bunlardan zehirlenip suçu otel yemeklerine atmaya çalışanlara yönelik bir önlem. başı ciddi belaya giren oteller var bu yüzden.