hesabın var mı? giriş yap

  • az once gokhan zan in programdaki haykirislarindan sonra, koordinasyon sorununun halledildigini soyleyen kisidir. aradan 10 dakika bile gecmemistir. tiksiniyorum. senin gibi aydini olan ulkeden ne beklenir ki.
    seni celal sengor ve fatih altayli cig cig yesin insallah bugun arsiz adam

  • yükselmemiştir, adeta patlamıştır.

    çok genç sayılmam, 30’um.
    1 tane müslüman arkadaşım yok. bildiğin yok. 10’a yakın arkadaş var 1’i bile müslüman değil.

    liselilerden ve üniversitelilerden hiç bahsetmeyeyim. dua bilene entelektüel diyolar.
    kısacası dini sevmiyor, hayatlarını kendi istedikleri gibi yaşamak istiyorlar.

    bir de, bir üst kuşağa bakıyorum. geneli akp türkiyesini yaşıyor. din hayatın heryerinde.

    türkiye çok keskin bir yol ayrımına girdi ve işin rengi günden güne değişiyor, geri dönülemez şekilde.
    ateist olup da müslümanlığa döneni görmedim daha. yalnız müslümanlığı bırakıp ateist olan bir çevrem var, değişime gözlerimle şahit oldum. her sene 1 2 arkadaşın nasıl sorgulayıp da bıraktığına.

    edit: imla, düzeltme vs.

  • garip bir kısır döngüyü barındıran süreç. kalksan kalkılmaz, yatmak istesen uyku yok, öyle yorganın içinde esir oluyor insan. ciddi manada sabır gerektirir.

  • icerigi de okusaydin keske kardes.

    adamlar ulusal asilama programi yapiyor, bu yuzden herkesin ayik olmasini istiyorlar asidan verim alabilmek icin.

    bizdeki gibi pandemiden istifade insanlarin ozgurlugune cokmek ve toplumu dizayn etmek icin yapmiyorlar.

    burada da "10 gun tatil yaptik, 35 milyon kisiyi asilama hedefimiz var, bu yuzden bu surecte alkol satisini durduruyoruz" dense kimse itiraz etmezdi sanirim.

    insanlarin derdi 17 gun boyunca alkol satin alabilmek degil, pandeminin arac olarak kullanilmasi ve nedense sadece iktidarin isine geldigi sekilde hak ve ozgurluklerin kisitlanmasi.

    keske sunu bir anlasaniz once.

  • 16 aylık bebeğimin kahvaltısını hazırlarken aklıma düştü bu başlık. henüz süreci tamamlamadık ama yaklaşık 7 yıl önce başlayan maceramızı evlat edinmek isteyenlere anlatmam gerektiğini düşündüm.

    öncelikle aklınıza bir kere düştüyse hayatınız boyunca hep evlat edinmek isteyeceksiniz. bu düşünce peşinizi hiç bırakmayacak. çok uzun bir bekleme süresi var şartlarınız uyuyorsa gidip başvurun, sıraya girin. sıra yaklaşık 6 yılda geliyor o an istemezseniz dondurabilirsiniz. başvurunuz bir dilekçeyle açılıyor tekrar ve kaldığınız sıradan devam ediyor. yani kendinizi hazır hissettiğiniz an dilekçe verip 15 gün içinde bebeğinizi kucağınıza alabilirsiniz.

    evli, bekar 30 yaşını doldurmuş herkes evlat edinebilir. ama heyet raporu almak, psikolojik testlerden geçmek gerekiyor. maddi durumunuzun iyi olduğunu da kanıtlamanız gerekiyor. yani evi olmayan asgari ücretli bir çiftin ya da kişinin başvurusu çok yüksek ihtimalle kabul edilmeyecek. ev varsa parka, hastaneye yakın olması ve bebeğin odasının güneş alması lazım. her aşamada ev kontrolüne geldiklerini de eklemem gerekiyor. başvurunun kabul edilme süreci yaklaşık bir yıl sürüyor.

    başvurunuz kabul edildi ve sıraya girdiniz. bundan sonra yapacağınız tek şey beklemek. ama beklerken uzmanları arayıp arayıp darlamayın. sürekli sıranızı sormayın. ellerinde bir bebek fabrikası yok gelen bebekleri sırayla veriyorlar işte. bekleme süresi şehirden şehire ve tercihlerinize göre 4-7 yıl arasında değişiyor. mesela sağlıklı bir kız bebek isterseniz 6-7 yıl, erkek isterseniz 5-6 yıl beklersiniz. sokağa terk edilmiş anne, baba bilinmeyen bir bebek isterseniz 15 yıl bile bekleme ihtimaliniz var.

    engelli ya da ensest bebek isterseniz sıranız hemen gelebilir.

    her şey olumlu sonuçlandı, yıllarca beklediniz. o telefon hiç ummadığınız anda geliyor. ben mesela sabah uyuyordum, öğleden sonra anne oldum. o da başka bir entryi hakedecek kadar ilginç bir gündü. yazarım bir ara :))

    bebeği aldıktan sonra evlat edinmeye hak kazanmak için bir yıl bakmanız gerekiyor. tabi bu bir yılda sürekli kontrol altındasınız. bebeğin gelişimini takip ediyorlar.

    veeee işin en zor kısmı başlıyor. biyolojik anne, babaya rıza davası açılıyor. bu süreçle çocuk esirgeme kurumu ilgileniyor. hakim karşısında da evlat edindirmek istediklerini beyan etmeleri gerekiyor. bu süreç onlara ulaşamazlarsa yıllarca sürüyor. tabi vazgeçme ihtimalleri de var. rıza davası bitince geri dönüşü olmadan bebeğin tüm haklarını kayyuma devretmiş oluyorlar. bundan sonra bebek artık onlara ait değil.

    biz tam olarak bu sürecin ortasındayız. rıza davası sorunsuz sonuçlandı. şimdi uzmanımızın arayıp “nüfusa geçirme davası açabilirsiniz” demesini bekliyoruz.

    o dava da genelde tek celsede bitiyor. “tebrikler bebeğiniz artık sizin soyadınızı taşıyor” şimdi bunu duymak için yaşıyorum.

    sonrası iyilik, güzellik.

  • en sonunda tanking yapsınlar, tanking yapsınlar diye zombi gibi dolaşanlarin bir şeyler öğrenmesini umduğum lotaryaya sahne olmuş draft.

    bakın bir iki yorumcunun her söylediğini tekrardan başka bir şey bilmeyen nba severlere birkez daha anlatalım. nba'de draft sistemi değişti. artık en kötü takım olmanız ilk sıradan seçme ihtimalinizi o kadar da artıramiyor. işte aşağıda lotaryaya girerken takımların ilk sırayı alma ihtimalleri:

    2019 lottery teams & odds:

    team lottery odds
    new york 14.0%
    cleveland 14.0%
    phoenix 14.0%
    chicago 12.5%
    atlanta 10.5%
    washington 9.0%
    new orleans 6.0%
    memphis* 6.0%
    dallas** 6.0%
    minnesota 3.0%
    los angeles lakers 2.0%
    charlotte 1.0%
    miami 1.0%
    sacramento^ 1.0%

    gördüğünüz üzere nba'in en kötü 5 takımı neredeyse aynı şansa sahip.

    bu da oluşan draft sıralaması:
    1. new orleans
    2. memphis
    3. new york
    4. los angeles lakers
    5. cleveland
    6. phoenix
    7. chicago
    8. atlanta
    9. washington
    10. atlanta (from dallas)
    11. minnesota
    12. charlotte
    13. miami
    14. boston (from sacramento via philadelphia

    yukarıyi dikkatle incelerseniz tanking yapan, yani spor ahlakına tamamen aykırı şekilde bilerek maç kaybeden takımların durumları ortada. ve berbat bir sezon geçiren takım büyük ihtimalle o berbat durumdan çabuk çabuk siyrilamiyor. kaybeden takım olma kimliği yapışkan şekilde takıma kodlaniyor.

    örnekler verelim:

    phoenix amerika'nın en büyük 8. şehri ve basketbolu seven bir şehir. yıllardır durumları içler acısı. diğer taraftan nba'deki en zayıf şehirlerden utah hemen hiç tanking yapmadan her yıl iddialı bir takım kurabiliyor.

    şimdi hemen tankingin çare olduğunu söyleyenler philly örneğini verecek. bakın philadelphia gibi bir basketbol şehri the process için uzun yıllar nba tarihinin en kötü takımlarını kurdu. adeta hem basketbola hem nba'e ihanet etti. karşılığında bu kadar yıl sonunda nerlens noel, jahlil okafor ve markelle fultzlari draft etti. elbette elinde embiid ve ben simmons var. ama sixers gibi bir takım nba'deki toplam yeteneğin bu kadar zirveye vurduğu bir dönemde 10 yılda mücadele ederek de bu düzeyde yetenekleri bulabilirdi. ve iddia ediyorum sixers bu çekirdekle istediği şampiyonluğu falan da asla elde edemeyecek. yani kaybeden takım olma alışkanlığına geri dönme riski de her an hortlayabilir.

    bakın tanking tek bir sezon için hoşgörülebilir. bir duncan için san antonio'nun tankingi iyi bir örnek mesela. ama bunun dışında uzun süreli tanking takımın kültürünü yok ediyor.

    artık amerika'da hemen herkes tankingin değil floatingin daha doğru seçim olduğunu görüyor. yani elinizden gelen en iyi şekilde ayakta kalarak oyuncu çekebilen bir franchise olacaksınız.

    son söz olarak şunu söyleyelim. her başarısız sezonda tüm takımı dağıtıp tanking yapsin demeyi bırakalım. nba 'de sadece bir şampiyon çıkıyor ve her yıl tanking yapan takımlardan belki biri gerçekten sonraki sezonu değiştirebilecek bir oyuncu seçebiliyor. işte buyrun genç yeteneklerle dolu phoenix, 10 yıldır lotaryadan seçen sixers ya da surekli login dibinde olan knicks. diğer yandan küçük bir şehir olan san antonio büyük üçlüsünün emekli olması sonrası en büyük yıldızı takas isteyince kawhi karşılığı draft hakkı değil hazır oyuncu aldı. ve şehrine play-offta harika bir heyecan yaşattı. düşünün san antonio sözgelimi phoenix, chicago, atlanta gibi bir takımın draft hakkını alsa bugün ilk beşten secemiyordu. ancak bu mücadeleci takım bir iki sezon içinde iyi oyuncuların free agencyde adresi olabilir. hakeza clippers'in duruşu ve mücadelesi onları da free agencyde harika bir adres yaptı.

  • fakirin xiaomisinin, iphone alınca kendini zengin sanan dangalakların çenesini yormasıdır.

    eskiden zenginin malı, fakirin çenesini yorardı. şimdi kendini zengin sanan mallardan ortalık geçilmiyor.

    aylar sonra gelen edit: başlığı açan ben değilim, başlık başa kalmış.

  • bu memlekette bir ağacın belediyelerin elinden kurtulup 4112 yıl yaşayabilmesi için yürüyor olması lazım.
    yaşını hesaplayanlar sağına soluna iyice baksın.