hesabın var mı? giriş yap

  • sadece bende mi var emin değilim ama çok büyük bir ruh hastalığı belirtisi olabilir bu. lan ne zaman elektrik kesilse kitaptı dergiydi bir şeyler okumak, çılgıncasına edebiyatla yoğrulmak istiyorum. öpesim geliyor o koca koca ciltleri, klasikleri. mum ışığında ya da aynı zamanda radyo da çalan pilli büyük ışıldağın ışığı altında kitap okumak... aman yarabbim. sanki bir dostoyevski oluyorum, romalı perihan oluyorum.

    mum ışığı ve o ışıkta yazıp okuma çabasında olan ben.... elektirik kesilmeden önce de bir şeyler okuyor olsam neyse de... kesintiden önce hep öküz gibi meheheheh diye diye camış keyfiyle en güzel dizileri, üst bitmesine dua ettiğim la liga maçlarını seyrediyor olmam ilginç. ama elektrik kesildi mi... mum ışığı ve edebiyat... o ince stabilo kalemle kitabın altını çizmeler, akla gelen şiirler "yalnızlık vurdu bu akşam kapımı sözsüz soluğunun gri rüzgarlarında" derken elektriğin gelmesi ve ayı gibi mumu üfleyip tv'ye koşmak "anaa malaga üçüncüyü de yemiş la" şeklindeki isyanım. az önce proust olmuştum oysa ki, balzac'tım goriot baba'yı yeniden yazan...

    bizim ailede bir sorun olabilir gerçi. normal tv izleyen aile elektrik kesilince adams ailesi gibi oluyor. annenin duygulanıp "yıllar geçiyor, ömür de geçiyor be" diye iç çekmeleri, babanın "televizyonun fişini çekin de elektirik gider gelir yanmasın alet" hassasiyeti, kardeşin içe kapanıp dertli dertli şarkı söylemesi... ve mum ışığında ben ve edebiyat... ama yine de elektiriksizlik kötü be.

    not: bu entry'imi elektrik kesintisinde evde olduğu zamanlarda sürekli "elektriksiz yaşamak mı zor susuz yaşamak mı?" isimli söylev ve demeçlerini bizlerle paylaşan dayıma ithaf ediyorum. ve yıllardır içimde bir volkan gibi büyüyen şu cevabı veriyorum buradan ona: bence susuzluk. ama elektrik de ekmek su gibi artık çağımızda.

  • jandarma tarafından gerçekleştirilmiştir ve jandarma %100 haklıdır. jandarma kontrol yapıyor, bu araç geliyor ve bir anda kaçmaya başlıyor. jandarma da haliyle terörist vs. sanacak ve aracı durdurmak adına ateş açacak. yapılacak en doğal şeyi yapmış. keşke kimse ölmese, hele ki çocuklar hiç ölmese ama burada da maalesef bu istenmeyen olay yaşanmış. mermi sekmiş.
    edit: jandarma lastiklere ateş etmiş. eğer aracı tarasaydı şoför ve yanındaki insan kaçakçısı da ölürdü. hatta 16-17 kişiden sadece bir kişi ölmezdi. çocuğun ölmesine çok üzüldüm. jandarmanın kötü niyetli olduğunu düşünmüyorum. başka bir ülkeye kaçak yollardan giren insanların da birçok riski göze almış olması gerekir zira işlenen çok büyük bir suç.

  • kadincagizin dedigi, "konu neden hep bizim aldigimiz maasa geliyor'u" iste bu baslikta tum ciplakligi ile gorebilirsiniz.

    kadin onca sey anlatmis, ucret/vergi bunlardan sadece biri! kadinin dediginde bir tane yalan varsa ne olayim. bak az demistir, cok degil! olum tehditleri, fiziksel ve sozlu saldirilar, hastalarin ve hasta yakinlarinin mobbing'i, fazla calistirilma, imkansiz performans beklentileri, yasamak zorunda birakildigi psikolojik cile ve daha bir cogu seni zerre ama zerre rahatsiz etmemis, aklinda bir tek maas olayi kalmis! cunku sana gore para aliyorsa, her sey mubah.

    senin ben ta amk! iste o kadinin benim gibi acik acik diyemedigi sigir, tam olarak sensin!

  • adam kabalık yapmıyor taciz etmiyor karşı taraf cevap veriyor. ifşa suçtur. özel hayatın gizliliği ilkesine aykırı olduğu için sıkıntı çıkabilir.

    sırf yaşından dolayı problem oluyorsa peki şöyle düşünün 50 yaşındaki bir kadın 24 yaşındaki bir erkeğe mesaj atsa?

  • olaya şu gözle bakılabilidiğinde oldukça basittir. 3 kişi var. sahtekar, bakkal, pastaneci.

    sonuçta pastaneciye giren çıkan var mı? yok. adam 100 tl verdi ve son işlemde 100 tlsini aldı çıkıp gitti.

    geriye kalan iki kişiden birinin kârı öbürünün zararı olacaktır. sahtekarın karı ne? 95 + sigara. dolayısıyla bu kime kaçtı? evet baggala.

  • yaramazlık yapan, mızmızlanan çocuğa annesinin çocuğun tam ismiyle(kimlikteki ismi) seslenmesinden sonra çocuğun anında dünyanın en uysal çocuğuna dönüşüvermesi.

    -edie sana otur yerine dedim. yemeğini bitirmeden oradan kalkamazsın !!!

    - hayır anne daha fazla yemek istemiyorum.

    - edward christopher jerkinson lütfen yerine otur ve o yemeğini bitir.

    - peki anne...

    nedendir bilinmez, kimlik isminin amerikalı çocuklarda etkisi çok büyük.

  • gelin sizlere bu uygulamanın nasıl çalıştığını oldukça basite indirgeyerek anlatmaya çalışayım.

    bu uygulama teknik olarak "machine learning" yani "makina öğrenmesi" kullanıyor. spesifik olarak ise "generative adversarial network" ya da kısaca gan kullanıyor. adı üstünde gan'lar sıfırdan veri üretiyor ve ürettiği verileri orjinal veri setindeki verilere benzetmeye çalışıyor.

    peki nasıl oluyor da bu kadar doğal fotoğraflar üretilebiliyor?

    gan ağları 2 farklı ağdan oluşur. 1. ağ veri üretir, 2. ağ ise bir verinin gerçek mi yoksa yapay mı olduğunu ayırt etmeye çalışır. bu 2 ağ, birbiriyle kıyasıya bir yarış içinde eğitilirler. veri üreten ağ gerçeğe yakın veri üretmeye çalışıp 2. ağı kandırmak üzere eğitilirken 2. ağ da tahmin yeteneklerini güçlendirip kendisine verilen verilerin gerçek mi yoksa sahte mi olduğuna daha iyi anlamak için eğitilir.

    belli bir süre geçtikten sonra 1. ağ veri üretmede o kadar iyi hale gelir ki 2. ağ üretilen bu verinin gerçek mi yoksa sahte mi olduğunu anlayamaz. bu noktada ağların eğitimi tamamlanır ve 1. ağ artık oldukça gerçekçi veriler üretmeye hazırdır.

    işin etkileyici yanı ise, bir gan oluşturmak için uygulama alanına dair teknik bilgi bilmeye gerek yoktur. tek gereken yeterli sayıda veridir. faceapp uygulamasında ise tek gereken yeterli sayıda ve çeşitte yüz resmidir. kapsamlı bir veri seti oluşturduktan sonra yeni yüzler yaratmak için başka hiçbir bilgiye veya veriye ihtiyaç duymazsınız.

    "peki madem gan dediğimiz şey resim üretiyor, nasıl oluyor da faceapp sıfırdan resim yaratmak yerine bizim verdiğimiz bir resmi alıp onu değiştiriyor?" diye sorabilirsiniz. yukarıda anlattığım algoritma gan ağlarının genel çalışma mantığıdır. nispeten yeni bir teknik olduğu için yoğun olarak araştırılan ve yüzlerce çeşidi olan bir ağdır gan. faceapp gibi bir uygulama yapabilmek için mevcut algoritmayı biraz değiştirmeniz yeterli olacaktır. örnek olarak aşağıdaki gibi bir süreçle faceapp gibi sonuçlar elde edebilirsiniz.

    1- örneğin yaşlılık filtresini ele alalım. güzel bir gan için yüzbinlerce, hatta milyonlarca yaşlı insan yüzü içeren veri setimizi oluşturduk.

    2- sıfırdan yaşlı üretebilen bir gan ağı eğittik.

    3- eğittiğimiz ağı biraz değiştirerek verilen bir resmin üstünde oynama yaptırarak yaşlandırmaya çalışacağız. bunun için 2 kritere bakarak eğitebiliriz:
    a) resmi değiştir ama değişen resim orjinal resme mümkün olduğu kadar benzesin, bu sayede üretilen resimler resmin sahibine benzemek zorunda olacak.
    b) değiştirilen resimi gan'ın 2. ağı yapay olarak algılamasın, gerçek olarak algılasın, yani yaşlandırılmış resim doğal dursun, yapay durmasın.
    3- bu ayarlarda 2 ağı karşılıklı eğitip yeni bir tür gan elde edelim.

    bu şekilde faceapp gibi sonuçlar alabiliriz. ama fark ettiyseniz sadece yaşlılık filtresi yaptık. diğer filtreler için ayrı veri setleri ve ayrı ağlar eğitmemiz gerekecek. o yüzden yeni bir filtre eklemek biraz zahmetli bir işlem.

    gan dediğimiz ağların diğer kullanım alanları için ise aşağıdaki linke bakabilirsiniz
    https://machinelearningmastery.com/…arial-networks/

  • atakan, nasıl unutuldun ama?
    derbi adamı böyle yapar evlat. türkiye gerçeklerine alış. yallah d&r'a...

  • parayla mutlu olmuyorsa paralarını alarak onu bu mutsuzluğundan kurtarabilirim dediğim açıklama.

    "fakirler malıma mülküme göz dikmesin." diye sarfedilmiş bir cümle yemeyin bunu.

    almancıların, akrabaları para istemesin diye "almanya bitti yeğenim" söylemine benziyor.

  • trt'de 20 küsür yıl evvel çalışırken röportaj için ekipçe evine gitmişliğimiz vardır. hatta şöyle bir anım da var: epeyce kalabalığız, ev baya karışık, kablolar, ışıklar falan. herkese kahve çay geldi, bana gelmedi. kayhan hoca dedi ki, sana gelmedi mi içecek bir şey. yok dedim hocam gerek yok sağolun. öyle olmaz dedi, ben sana bi kahve yapıp geliyorum. gitti yaptı geldi, elinden kahve içmişliğim vardır. allah gani gani rahmet eylesin. mekanı cennet olsun. :(

    debe editi: mekanın cennet olsun.

  • salatanın aslında yemeklerden önce iştah açmak ve mideyi yemeğe hazırlamak amacıyla yendiğini bildiğinden dolayı böyle bir şey yapıyor olabilir. acaba çok biliyormuş gibi ukalaca ona öküz diyen hadsiz insanları sallıyor muymus? sormak lazım...