ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dexter
-
nasıl mutlu oldum anlatamam. duygusal bağ kurduğum bir-iki başrol oyuncusundan biridir. vay be, ilk bölümde miami'de cinayetten kan örnekleri toplayan dexter'ı; şimdilerin oduncu finali sonrası dexter'ı...
michael c. hall birazcık yaşlanırken, ben de yaşlandığımı hissettim. o dönemlerimi hatırlıyorum da; yaşadığım ili, evi, sevgililerimi, duygularımı ve hayata bakışımı...ne çok değişmiş. (inanmayın hala sap)
bilgisayarımın masaüstü arka planı, mailimin profil fotoğrafı, twitter arka planı dexter morgan'dır hala.
mevsim dönüşlerini (özellikle yaz döneminden sonbahara) sevmesem de, sonbaharı keyifli kılacak bir haber.
--- spoiler ---
kadronun yarısı ölmüşken, ne şekilde uyduracaklar meçhul ancak her türlü izleyeceğimden emin olabilirsiniz.
--- spoiler ---
giray çişini yapıyor partisi
-
çocukları kutsamak yeni moda. sonra atıyorsunuz özel okula, çocuk özel olmadığını anlayınca bizim başımız ağrıyor. yapmayın şu saçmalıkları.
teletubbies
-
tost makinalari var bi tane, ortalikta gezip havaya tost atanlardan. annemle oturup seyrettigimiz oldu. bir keresinde babam da seyretti. tv'daki en kaliteli yapimlardan biri.
qr kodlu menü kepazeliği
-
bu terorun iki cesidi var. biri web tarayici uzerinden siparis verme seklinde, ki bence teror sayilmaz.
esas teror "siparis vermek icin uygulama indirmeniz lazim" teroru. o terorun bir ileriki asamasi da "siparis vermek icin indirmek zorunda oldugunuz uygulamada hesap acmaniz lazim" teroru. yooo dostum bunu yapan mekanlardan isik hiziyla kalkiyorum.
edit: cok mesaj geldi, londra'daydi bu.
edit2: bir yazar arkadas iletti, istanbul sirkeci'de de bir mekan yapiyormus bunu, en azindan bir sure oncesine kadar
survivor all-star
-
hakan ve doğukan gönüllüleri öyle bir yerin dibine soktu ki iki kelimeyi bir araya getirmeye zorlanan gönüllü zımbırtıları saçmalıyorlar şu an.
turabi daha geçenlerde "onlar gülmesin hep biz gülelim" dedi röportajında şimdi diyor ki üzülüyoruz.
hasan "yiyoruz ama sonra yine acıkıyoruz." ama onlar hiç yemiyor kafan basmıyor sanırım hasan? pama o kadar hamuru yedikten sonra protein eksikliği çok normal...
hilmicem "önlerinden mi alıyoruz ödülü, kazanıyoruz gidiyoruz." adamlar hak etmediniz demedi ki? kaybettiğimiz için hem karnımız aç hem mutluluğa açız diyorlar. anlamak niye bu kadar güç?
ulan sen dokunulmazlığı alamayasın diye turabi her türlü psikolojik savaşı yaptı, sen bile dayanamadın o kanka rolünden çıkıp turabi bir sus dedin, begüm seni desteklemedi çünkü sen kazanırsan onu yazacaklardı. karşı tarafa bakacağınıza kendi içinizdeki pisliklere bakın.
doğukan'a soytarılık yap sana da bu yakışır diyen turabi, o adam hiçbir şey yapmasa sırf babası sayesinde saygıyla anılmayı hak ediyor. ki doğukan'ın da çok sağlam bir karakteri var. sen o adamın boku olamazsın. nasıl yetiştirmişler seni hangi hatalı gecenin ürünüsün anlamadım... beyinsiz maymun.
oku çalış evlen çocuk yetiştir emekli ol öl
-
arzu ettiğini oku. sevdiğin bir işte çalış. aşık olduğun kişi ile evlen. iyi ve mutlu bir çocuk yetiştir. emeğinin karşılığınca emekli ol. arkada gözün kalmadan öl.
bu duraklar arasında iyi şeyler serpmeyi becerebilmek mesele. ha bu yaşam biçimi zaruri değil tabii. başka durakları da benimseyebilir insan. o şekilde mutlu olabilir. fakat sadece durak adları sayılarak her yaşam şeklinden bu kadar soğuk bahsedilebilir.
fazla kısa bir özetsel çıkarım.
ne alacağını anlamadan bakkala giden çocuk
-
karbonat ve kabartma tozu arasinda bocalayan cocuktur.
+ oglum bi kabartma tozu al hadi kos.
- tamam anne. vinnnn..
yol boyunca:
- kabartma tozu kabartma tozu..heh he bu sefer karistirmama imkan yok..karbonat ile ne alaka ki.. karbonat mi ? lan yoksa kabartma tozu muydu ? anneme sorsam gudumlu anne terligi gelebilir her an...
bakkalda:
- amca bir ekmek bir de karbonat lutfen..
(bu sahne hic abartilmadan hayatimda 20 kere gerceklesmistir)
yılmaz güney hakim öldürdüyse ne yapalım yani
-
çocukken bu adamların gazete köşelerini okur, bunlar herhalde bizim gibi cahil insanlar değil ki köşe sahibi vs diye düşünürdüm.
bunların bu vasatlığı ülkeyi akp’ye bıraktı.
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
annem, babam uzun yıllar babaannemle yaşadılar. ben ilkokul 1'deyken dedemin sayesinde yapılan kendi evimize taşınmıştık. babam çok iyi bi işte çalışmadığı için mahalle bakkalına borcumuz baya birikmiş. babam bi gün işten geldi, banyo yapacak ama evde sabun kalmamış. evin en küçüğü olduğumdan bizimkiler beni bakkala yollayıp git bi kalıp hacı şakir al da gel dediler. neyse gittim bakkala, veresiye bi kalıp sabun alacağım dedim. bakkal da akrabamız, zaten mahallede herkes birbirinin bi şeyi, tipik karadeniz köyü işte. adam yok veresiye sabun mabun, önce borcunuzu ödeyin deyip yolladı beni. pislik herif. çocuk halimle nasıl utanıp bozardim. kafam yerde çıktım bakkaldan. ben içerideyken birisi sandalyede oturuyordu, ama o mahcubiyetle kimsenin yüzüne bakamadım tabi. meğer babamın amcasıymış. ben çıktıktan sonra kötü bakkala sormuş bu kimin kızı diye. babamın ismini duyunca bi kalıp sabunu kendisi alıp bi çocukla peşimden eve göndermişti.
daha dün gibi, ama üstünden yıllar geçti. bayram için memlekete gittigimde onun da mezarını ziyaret edip yine bu olayı yad ederek rahmetle anmıştım kendisini. huzur içinde uyuyordur umarım. geride böyle güzel anılar bırakmak, kalp kırmadan, ah almadan yaşamak ne güzel olmalı.
baki'nin de dediği gibi "baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş ", bizlere de hoş bir sada birakmak nasip olur umarım.
fatih terim'in mourinho ile konuştuğu dil
-
eğer portekizce konuşmuşsa, hamit'i alacağım derken selçuk'u satmış olabilir.
nikola jokic
-
beyefendinin en iyi pasları için 2 sene önce şöyle bir şey yazmıştım.
bu sezon itibariyle bence tartışılmayacak bir şekilde nba tarihinin en iyi pasör uzunu olduğu kesinleşti.
adam resmen pivottan oyun kuruyor.
kah takımın kısasına alley-oop pası da atıyor kah yarısahadan topu getirip, lazer gibi köşede boş adamı buluyor...
gerekirse şu basit ver kaç pasını hazırlıyor, ya da tek başına saha görüşü ile hayrete düşürüyor.
şuna diyecek bir şey bulamıyorum, milsap bile sadece gülüyor artık...
hayır işin ilginci her pası hem çok bilinçli hem de kaza eseri verilmiş gibi gözüküyor.
bu adam bir guard veya en azından kısa forvet fiziğinde olsaydı ne izlerdik acaba diye düşünmemek elde değil.
hee bu arada kendisinin yalnızca 23 yaşında olduğunu da belirtmek gerek.
adam 95li be... yazıklar olsun.