hesabın var mı? giriş yap

  • başıma bir iş gelmeyecekse akıllı telefonlardan çıktığından beri yapılmış en iyi uygulama derdim.

    uygulamaya sözlük sayesinde tanıştım. ingilizceden ürken beni bile üç haftada ingilizce müptelası haline getirdi.

    sanırım en başta belirtmem gerekiyordu. uygulama ücretsiz. sadece ilerleyen safhalarda dil sertifikası bastırmak isterseniz sizi ücretli bir uygulamayı indirmeye yönlendiriyorlar.

    uygulamamızı ios'dan da android'den de indirebiliyorsunuz. klasik yükleme aşamasından sonra kullanıcı adı oluşturma ve seviye belirlemeden sonra günlük hedef seçiyorsunuz. şahsen ben günlük hedef olarak 30 puan seçtim. günde en fazla yarım saatinizi ayırarak bu hedefe ulaşabilirsiniz.

    şimdi bir eğitimci olarak uygulamayı dilim döndüğünce eğitim terminolojisi bilgilerimle anlatmak istiyorum.

    uygulamamız 21. yy'ın öğrenme metodu olan yapılandırmacı eğitim anlayışı ile kullanıcılarına dil öğretmeye çalışıyor. yapılandırmacı eğitim anlayışında bilgi, alıcıya doğrudan sunulmaz. sizin hazırbulunuşluk düzeyiniz, ipuçları ve yönlendirme gibi metotlarla öğretmeye çalışır. bu yaklaşımda öğreten aktif değildir; öğrenen aktiftir.

    ilk ünitelerde kullanılan kelimeler, fiiller sonraki ünitelerde de karşınıza çıkarak öğrenmenin kalıcı olması sağlanır. uygulamamızda ingilizce nesne isimleri görsellerle ilişkilendirilerek öğrenciyi öğrenme aşamasında aktif kılar.

    uygulamayı sadece çoktan seçmeli testler gibi düşünenler olacaktır; ama duolingo sadece test tekniğini kullanmamaktadır. sizin dinleme becerilerinizi de ölçmeye çalışır. mesela ingilizce bir cümlenin okunuşunu size dinleterek yazmanızı ister. hatta dinlediğiniz ve okuduğunuz bir cümleyi sizin de söylemenizi ister. böylelikle ingilizceyi anlıyorum; ama konuşamıyorum mazeretini ortadan kaldırmaya çalışır.

    uygulamayı tasarlayanlar geri bildirimler sayesinde çevirideki olağan farklılıklara da hakim olmuşlar ki yaptığınız farklı çevirileri kabul eden bir uygulama geliştirmişler. küçük yazım yanlışları dahi yapsanız uygulama bunları kabul etmektedir. çevirisini yazmak istediğiniz bir cümlenin içinde anlamını bilmediğiniz kelime olursa, kelimenin üstüne dokunarak size türkçesini belirterek yapılandırmacı eğitim anlayışının en iyi örneğini bize göstermektedir.

    şu an ben 23 günlük gibi bir serideyim ve dil seviyem 10 ve puanım da 2555.

    duolingo'da üniteleri bitirdikçe diğer üniteler de aktif hale gelmektedir. uygulamayı ilk kullandığım günlerde önceki üniteleri unutmaktan korkmuştum; ama dulolingo burada da yardımınıza koşarak tekrar yapmadığınız üniteleri farklı renkte göstererek kısa bir testle üniteyi tekrarlamanızı sağlıyor.

    dün hiç üşenmedim ve alt yazılı bir dizi açtım. özellikle alt yazıları okumadan diyalogları anlamaya çalıştım. kısa bir süre duolingo ile çalışmama rağmen değişikliği hissettim.

    teşekkürler sözlük! umarım bu entry'i ingilizce olarak editlemek nasip olur.

    (bkz: bir sonraki editte görüşmek üzere)

  • link; >>>>

    bu insanları bu raddeye getirecek kadar yormanın manası nedir ya? sonrası beyin göçü… tabii ki göçecek abicim. avrupaya gider günde 20-30 neyse hasta bakar, akşam kendine, ailesi, ayırabileceği vakti kalır.

    burda hekimlerimizin haklı olduğunu düşünen bir birey olarak; her defasında “yol yaptık, hastane yaptık” diye pr yapan iktidar ve yardakçılarının harladığı cehalet ateşi yüzünden tüm parlak beyinlerimizi bir bir kaybediyoruz. az imkanı olan kaçıp gidiyor.

    ortadoğunun pisliğinden uzaklaşacağımıza git gide b*kunun dibine doğru batıyoruz. farkında değiller gırtlağımıza dayandıklarında çok geç olacak.

    “ kaçıp gitmek çözüm mü ?” diye soruyorum kendi kendime. bir insanın 50 yıl her şeyden tat alarak yaşadığını düşündüğüm zaman “evet, çözüm” diyorum. ama memleketimi düşündüğüm zaman “kendinden taviz vermeyen insanlar için, kendinden taviz vermek ve verdiğin tavizlerin suistimal edildiğini görmeye ne kadar dayanabilir bir insan?” diye düşündüğümde son noktaysa floodu yazan hekim arkadaşın geldiği noktadır herhalde.

    bu doğrultuda şu an için elimden gelen; insana, doğaya saygılı bir birey olmak ve çevremdeki insanları bu şekilde etkilemek…. toplumumuz adına hekimlerimizden özür diliyor, insanüstü çabalarınız içinse teşekkür ediyorum…

    alt edit: keşke her memur hekimlerimiz kadar liyakat sahibi olsaydı. belki o zaman daha yaşanır bir ülke olurduk.

    edit1: abi ne iğrenç insanlar yaşıyor bu ülkede yahu. alt entrylerde mühendis, doktoru kıskanıyor resmen. bazı kişilerde sağlık çalışanına şiddeti mesleğin zorluğu olarak görüyorlar inanamıyorum.

    edit1: (#134749714) kesinlikle bu vari bir önem alınıp hekimlerimiz yetkilendirilmeli.

  • tipik bir akpli çomarın sözüdür.

    bunlarda ahlak, şeref, haysiyet diye bir şey yok. bunlar aşağılık yaratıklar.

  • brezilyali - turkiye'de ingilizceyi nasil boyle ogrendiniz?
    tr - universitelerde* ingilizce okutulur dersler. bazi liselerde de oyledir.
    brezilyali - anlamadim, neden ingilizce? ha misyoner okulu gibi mi?
    tr - hayir devletin resmi okullarinda
    brezilyali - ama nasil olur, nedenkine? turkiye hicbir zaman somurge olmadi ki?
    tr - ee sey...
    brezilyali - ben yok anlamak. nicin ingilizce universite olsun ki? siz aranizda ingilizce mi konusuyorsunuz?
    tr - ee sey...
    brezilyali - hadi hindistan olsa anlarim. ingiliz somurgesiydi. ha bir de lise diyorsun. ciddi ciddi dersleri ingilizce mi okudunuz simdi?
    tr - eee eyter beaa ingilizin amerikalinin kopegiz tamam mi? ondan ingilizce okuyoruz. catongggg!!! hem birgun herkes turk olacak!

  • uzun yıllardır yurt dışında yaşadığımdan türk televizyonlarini takip etmiyorum. zaten televizyon da seyretmiyorum. türkiye’deki arkadaşlar çok övdüler, ben de internetten bir kaç kısa bölümünü seyrettim. oraya gelen konuklara ‘sen ne iş yapıyon lan’ şeklinde konuşan varosun teki. millet kendine hakaret ettirmeye ve kendini televizyona çıkarmaya gelmiş. hep beraber öyle varos varos takılıyorlar.

  • akp genel başkanı rte'nin (ak) gençlerle yaptığı iftar tiyatrosunda, bir soru üzerine 26. dakikada "... ve derdimiz şudur; bu ülkede inancından etnik yapısından, bölgesel, dinsel ne olursa olsun kimsenin dışlanmadığı bir türkiye..." diyor. (https://youtu.be/uuvk9zhmpqu?t=1574)

    aynı rte, 10 dakika sonra başka bir soru üzerine istanbul halkının çoğunluğunun oylarını alarak ibb başkanı seçilen ekrem imamoğlu için; "...haa bir şey yaptılar, ne yaptıklarını söyleyeyim, hemen veri kontrollerini yapmaya başladılar. bu da fetö terör örgütünün uygulamalarından. beyefendi de (ekrem imamoğlu) bu uygulamayı samanyolu'nda çalıştığı için oradan biliyor." diyerek devam ediyor. (https://youtu.be/uuvk9zhmpqu?t=2198)

    ülkenin cumhurbaşkanı sıfatını taşıyan bir zaat halkın çoğunluğunun oylarını alarak seçilen bir kişinin, belediye'deki usülsüzlüklerin ortaya çıkarılması için aldığı bir kararı fetö eylemi olarak nitelendiriyor. durmuyor, ve bu kişinin eskiden fetö çalışanı olduğunu ve bu eylemi fetö kurumlarında öğrendiğini söylüyor. ve işin trajik boyutu bu iftiraları ramazan ayında bir iftar organizasyonunda sarfediyor. akp genel başkanı, hassasiyet göstermiş ve en azından iftirayı iftar sonrasında atarak orucunu sıkıntıya sokmamış (!). siyasi menfaat uğruna, 3-5 oy için bu kadar düşmeye değer mi?