ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kredi kartı dışında fiş kesmeyen küçük esnaf
-
"fiş alabilr miyim?" dediğinizde
" al amk al memleketi sen kurtaracan al" bakışı atan esnaftır.
hollanda'da yapılan market alışveriş fişi
-
baslik biraz anlamsiz gelebilir, direkt bu aklima geldigi icin yazdim.
malumunuz, karantina doneminde hepimiz market alisverisi yapiyoruz; kimimiz online, kimimiz ise markete gidip, kendi hijyen kosullarini saglayip hallediyor. kirmizi/beyaz et, kahvaltilik, sebze/meyve, alkol, deterjan almis basini gitmisken; birkac parca bir sey aldigimizda minimum 80~100 tl oder olduk.
asagida da hollanda'da yapilmis 53 euroluk bir alisveris fisi ve urunlerin fotografi mevcut. icindekilerden kiyma ve 6'li birayi su an almaya kalksak sanirim 250+ oduyoruz.
ilgili kaynak tweet
edit: gelen mesaj uzerine hollanda'daki asgari ucret tablosunu da ekliyorum. görsel
edit2: bu asgari ucret brut imis. net olarak 1100~1200 euro kaliyormus geriye. uyaran yazarlara tesekkurler.
edit3: nette gelir asgari altinda kaliyorsa devletleri de yardim ediyormus. dolayisiyla 1500~1600 altina dusmuyormus. brutleri de ayri dert netleri de. dusse bi dert dusmese devlet yardimi. nefis cidden.
edit4: kendimi ali tezel gibi hissetmeye basladim. hollanda'nin net geliri 1520 euro imis. link
miğferdibi'nde surları havaya uçuran uruk hai
-
elbette en uzun kosuysa ortadunya'da devrim, o, onun en guzel yuz metresini kostu.
bilimum gereksiz youtuber ve rapci icin binlerce entry girilmisken, duvarlari yikmak icin yaradana siginip kendini feda eden bu kahramanlar kahramani, isimsiz sehit uruk hai kardesimizin eksi sozlukte bir basliginin bile olmamasi ayibina artik daha fazla dayanamiyorum. mazlumlarin ofkesi, ezilen halklarin cigligi, azim, zafer ve inancin ete kemige burunmus hali olan, kimsenin adini bile bilmedigi bu koca yurekli uruk hai'nin, elinde tuttugu devrim mesalesiyle yoldaslarinin arasindan siyrilip gelerek, dehsete kapilmis cakma kahraman ve isbirlikci halk dusmanlarinin saskin bakislari altinda, fasizmin tetikcilerine, oklarina ve mizraklarina ragmen, gericiligin bogrune adeta bir yildirim gibi saplanmistir. herkes merak ediyor," o yikilmaz denen surlari, sauron'un iradesinin bile yikamadigi duvarlari, nasil oldu da boyle sadece bir mesaleyle tuzla buz ettin be cocuk?" diye soruyor. bilmezler ki o duvarlari yerlebir eden patlama, ezilen orklarin, asagilanan uruk hailerin, magaralara surgun edilmis balroglarin ve soyu kirilmis ejderhalarin devrimci ofkesinin ta kendisiydi; o duvar, duvariniz viz gelirdi ona viz.
ne zaman hatirlasam tuylerim urperir, gozlerim dolar, yumraklarimi sikar uzaklara bakarim. ilk o firladi kalabaligin ortasindan. en hizlisiydi hepsinin arasinda. aciyorsam sana anam avradim olsun. ama ask olsun sana cocuk. ask olsun aglattin hepimizi...
duzenin cennetinde yerin yok suphesiz. hicbir zaman orada burada heykellerini de goremeyecegiz. adini anan bile olmayacak belki. fakat senin yerin en kutsal mabette, yani ezilenlerin kalplerinin derinliklerinde olacaktir.
marmaray'ın istanbul trafiğine etkisi
-
hiç bir etkisi yoktur. 3.köprünün de bir etkisi olmayacaktır. geçmişe dönün bakın, metrobüs, metro, marmaray, kgs'nin kaldırılması vs. hepsinde trafiğe çözüm diye beklenti oluştu. ama sonuç ortada.
ne demişler: gelişmiş ülke fakirlerin de araba kullandığı değil, zenginlerin de otobüse bindiği ülkedir.
edit: sözün sahibi "gustave petro"
19 aralık 2019 editi: tahmin ettiğim gibi istanbul trafiğinde zerre etkisi yok. navigasyon 4 km yol için 27 dk gösteriyor.
12 temmuz 2021 editi: dün avrasya tüneli ile yenikapıdan girip üsküdar'dan çıktım. saat 17.30 itibariyle 13 km yol için navigasyon 58 dakika gösterdi. sonuç: 1 saat 5 dakikada ulaştım.
6 yaşındaki çocuğunu kuran kursuna gönderen millet
-
babasının sorumsuzluğuna annesinin ise daha rahat televizyon izleme densizliğine kurban giden çocuktur
muzo'yla yastık sohbetleri
-
hatırlayanının, seveninin olması bile beni ayrı sevindiren güzel adamın güzel programı. o eski radyo d tadını vermese de sevenleri şuradan farklı tarihlerdeki programları seçerek biraz teselli olabilirler.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"beşiktaşlı bi kıza teklif ettim haftaya netleşir dedi."
almanlar yapmış abi dedirten ürünler
-
batı almanya yapımı bir tost makinasıdır ..
görsel
görsel
delilleriyle izah edeyim :
rahmetli annemin satın aldığına eminim ama bahsi geçen tost makinasını ne zaman almıştı, tam tarihi hatırlamıyorum .. bir miktar sorguladığımda, "1980'lerin ilk yarısı olmalı", kanaatine varıyorum ..
1992 yılında üniversiteyi kazandım ve ankara'ya gittim .. ilk önce üniversite yurdunda kaldım ve nihayetinde 1993 yılında bir arkadaşımla eve çıktım .. annemin ev için bana gönderdiği ilk eşya seti içerisinde bu tost makinesi vardı ..
1995'te ev arkadaşımla yollarımızı ayırdık ve yalnız başıma başka bir eve geçtiğimde, tost makinası elbette benimle beraber taşınmıştı ..
1996'da mezun olup eve döndüğümde tost makinam ilk sahibi anneme tekraren merhaba dedi ..
2001'de işim gereği istanbul'a taşındığımda makine beni yalnız bırakmadı ..
2004'te evlendim ve tahmin edeceğiniz üzere 'rowenta'm bizimleydi ama aramıza hiç girmedi :) ..
17 yıldır evliyim, iki kez ev değişikliğimiz sonrası son durak saydığımız noktadayız ve emektar yol arkadaşım dün akşam sağolsun çocuklara kaşarlı tost yapmam konusunda benden yardımlarını esirgemedi ..
büyük oğlan iki seneye kadar üniversite tecrübesini yaşayacak .. acaba ona yarenlik edecek bir ev arkadaşı olarak sevgili dostum tost makinesinden yardım istesem mi ?
hadi 2. gezi'yi yapın diyen rte'nin asıl amacı
-
tabii ki gündem değiştirmektir.
ama aslında bir taşla 3 5 kuş birden de vurmaktadır.
- haziranda vizesiz avrupa.
- turizm krizi
- partili cumhurbaşkanı
- ypg'nin koridor oluşturması
- işlizliğin yine iki basamaklı hanelere yükselmesi
edits:
+ diploma
+ reza zarrab
+ yargıtay üyeleri atama hakkı
...gibi konular bir süreliğine konuşulmayacak. bu sırada bizler bu işin içinde bir iş var diye düşünürken adam gidip harbiden oraya o ucubeyi dikecek.
ps: ya adamın agenda'sı o kadar geniş ki hangi birini aklımda tutacağımı şaşırdım resmen. o bakımdan kışla mışla hikaye. simultane bir gezi daha olursa bunun sebebi kışla olmaz merak etmeyin.
unutulmayan üşenme eylemleri
-
lise zamanı annenin odanın kapısını dışardan kilitleyip odanı süpürene kadar açmam demesi üstüne laptopı hoparlöre bağlayıp internetten süpürge sesi açmak.
ekşi itiraf
-
*ilişkilerimde acaip istikrarlıyım. nasıl başlarsa başlasın her seferinde terk edilmeyi başarabiliyorum.
*kimseden vazgeçemedim, her terk eden adamı özlüyorum.
*tek sevdiğim adamı, eski gerçek sevgilimi unutmaktan çok korkuyorum, onu beklemek hayat amacım gibi çünkü. unutunca kimsesiz ve yalnız hissetmekten korkuyorum. çok hastalıklı bir düşünceymiş bu.
*ilk kez yirmi üç yaşında öpüştüm, gerçekten aşık olduğum adamdı, o adamla evleneceğimi sanmıştım, (aptallık) terk edince döner sandım, şimdi nişanlanmış istisnasız her gün açıp nişanlısıyla fotoğraflarına bakıyorum, dönse istemem, ama içim acıyor yine de. iki yıl oldu. kız da aynı motora benziyor.
*her ilişkimden sonra pişman oluyorum, hiç iyiki demedim.
*aşık olduğum üç adamın da ismi aynı (hep istikrar)
*neredeyse hergün ağlıyorum. zorlanıyorum yaşamakta. ama öyle mutlu görünüyorum ki, korkuyorum kendimden.
*yeni doğan bebekleri görünce hep ağlıyorum, nasıl bir hayatı olacak kimbilir diye, çekeceği acıları düşünüp...
*çok sevgilim olmadı ama hiçbiriyle bir tek fotoğrafım bile yok. çünkü hiçbirisi fotoğraf çektirmeyi sevmezdi, hep öyle söylerlerdi. ama başkalarıyla kare kare fotoğraflarını görüyorum zaman sonra. bunu hak etmek için sadece her seferinde seviyorum.
*etrafımdaki anneler, ya da teyzeler beğenip birileriyle tanıştırmaya kalktıklarında kendimi çok beceriksizmiş gibi hissediyorum, özellikle bu yüzden bu tarz ilişkilere gelemiyorum.
*yazdıklarımı okuyunca kendime acıdım.