hesabın var mı? giriş yap

  • hayatının sikilmesi saniyeler alır, daha fazlası değil.

    şu an senin için problem olan şeyleri bir kağıda sırayla yaz. hayatını zindana çeviren, seni deli eden sorunları yaz. yaşamını çekilmez kılan dertlerini. hayattan soğutan şeylerin tümünü alt alta sırala...

    --- spoiler ---

    trafikte seyrediyorsun, sadece bir kaç saniye gözünü yoldan ayırdın. telefona ya da radyoya baktın. gözünü alan bir tabelaya takıldın. iş yerinde yaşadığın tartışmayı düşünüyorsun.

    dikkat et !!! frene bassss !!!

    az evvel bir çocuğa çarptın ve çocuk çarptığın an öldü.

    haydi şimdi kağıda yazdığın sorunları bir daha oku.

    --- spoiler ---

    gürültü yapan üst komşunu uyarmak için üst kata çıktın.

    neden sana bağırıyor ki ? o da ne sana vuracak mı yoksa ?

    bu adam kendini ne sanıyor !

    attığın tek bir yumruk adamın kafasını merdivene çarpmasına sebep oldu. az evvel üst komşunu öldürdün.

    haydi şimdi kağıda yazdığın sorunları bir daha oku.

    --- spoiler ---

    telefonun nasıl da ısrarla çalıyor. ısrarla, ısrarla ve ısrarla.

    o da ne 4 cevapsız çağrı. ablan aramış. abin de aramış.

    az evvel annen ve baban trafik kazası yapmışlar. araçtan sağ çıkan olmamış.

    haydi şimdi kağıda yazdığın sorunları bir daha oku.

    --- spoiler ---

    kaç gündür omzun ağrıyor ve sen doktora yeni mi gidiyorsun !

    metastaz mı ? o da ne demek ?

    akciğerindeki kanser kemiğe mi sıçramış. oysa sadece basit bir omuz ağrısıydı.

    son evre mi ?

    haydi şimdi kağıda yazdığın sorunları bir daha oku.

    --- spoiler ---

    hayatının sikilmesi saniyeler alır, daha fazlası değil.

    elindekilerin keyfini çıkar. çevrendekilerle mutlu ol. sevdiğin insanların bunu hissetmelerini sağla. yaşamaya bak. hiçbir şey sandığın kadar uzun sürmeyecek.

    edit : (bkz: sma hastası gökalp’in kahramanı ol kampanyası)

  • bir psiko-cerrahi türü. geliştiren, insanlar üzerinde ilk uygulayan ve hatta bu çalışmaları için 1949 nobel ödülü kazanan antonio egas moniz'dir. beyindeki bir takım bağların kesilmesi işleminin köpek ve maymunlar üzerinde uygulandığını duyan moniz, portekiz'de çalıştığı akıl hastanesinde bu işe girişmeye karar vermiştir. ilk hastası 63 yaşında, yoğun depresyon ve anksiyete yaşayan bir bayandır. ameliyatın hastanın şikayetlerinde kesinlikle iyileşme sağladığını kaydetmiş, ne ki hastayı takip etmek ya aklına ya da işine gelmemiştir. moniz'e yöneltilen eleştirilerden biri de, kayıt kuyut tutmaması dolasıyla da lobotominin uzun vadeli etkilerinin en çok uygulandığı yıllarda karanlıkta kalmasıdır.
    günümüzde ancak diğer tüm tedavi yollarından bir sonuç alınamazsa uygulanmaktadır.
    daha ayrıntılı bilgi için okuyunuz: opening skinner's box

  • lan tipsizliğimden midir, beceriksizliğimden mi bilmiyorum ama sadece bir kez denemedim. hani yanlış anlaşılmasın o da, bizim grubumuzda olan kız. ama arkadaşın kız arkadaşının arkadaşı, ilk defa görüyorum yani.

    bir gece kulübüne gittik, bir elimde bira var, arkadaşlardan biri de elime patlamış mısır tutuşturdu, "kıza ikram et, muhabbete gir" diyor. aldım mısırı elime, birayı bıraktım. boş elimle kıza dokundum, dönünce "mısır yer misin?" dedim ama kız müziğin etkisiyle duymadı, kulağına yaklaşıp tekrarladım, kız "istemiyorum sağol" diye haykırdı. mala bağladım sonra, elimdeki mısır paketini kıza doğru uzatıp kızı dürttüm paketle. kız yine "istemiyorum" dedi, bu sefer elini kolunu da sallıyordu. yüzündeki gülümseme de yitip gitmişti. dans ederken kıza sinsice yaklaşmaya çalıştım sonra, kız bir ceylan edasıyla kaçtı her seferinde ama.

    gecenin sonunda başka bir erkekle yiyişiyordu. beşiktaş evine yine puansız dönüyordu...

  • şehit babasının evine haciz gelirken futbol kulüplerinin milyarca liralık vergi borçlarının affedildiği,

    milletin karısına dadanıp üstüne bir de silahla hastane basan futbolcuların hiçbir şey olmamışçasına futbol hayatına devam edebildikleri,

    engelli taraftarların dahi tribünlerde dayak yediği,

    sayın cumhurbaşkanımızın izniyle tabirini kullanmadan hiçbir kulüp başkanının açıklama yapamadığı,

    futbol özetlerinin bile yalvar yakar şifresiz yayınlatıldığı,

    hakemlerin çoğunlukla rezil yönetimler sergilediği,

    spor programlarında futbolun sorunları yerine magazinin konuşulduğu,

    taraftarların siyaseten hiç olmadığı kadar ayrıştıkları,

    altyapılarında müthiş torpil ve daha nice rezil olayların döndüğü,

    fanatikten sonra ülkenin en çok satan spor gazetesinde her gün alakalı alakasız haberlerde " başkan erdoğan da oradaydı / başkan erdoğan aradı " cümlelerinin bulunduğu,

    uluslarası kulüp turnuvalarına sırf lig düşünülerek yedek kadrolarla çıkan takımların bulunduğu,

    devlet televizyonundan millete atar gider yapan bilmem kaç bin lira maaşı cukkalayan tiplerin spor yorumcusu olduğu

    bir ülke, şimdiye kadar iyi bile dayandı!

  • bugün bölgede gönüllü çalışan bir arkadaşımla görüştüm, der ki;

    elimizde demir kesiciler, hiltiler, kazma, kürek, balyoz allah ne verdiyse dalıyoruz enkaza 45 dk boyunca değişe değişe 1 metre ilerleyebiliyoruz.

    madenci arkadaşlar geldi, selamın aleyküm deyip sadece kazmayla bam güm dalıp yarım saatte 5 metre tünel açıp çıktılar.

  • başlık: mangonun kapısının önünde sigara içerek bekliyorum.

    1. içeride sevgilim var alışveriş yapıyor havası yaratıp gelen geçene hava atıyorum.
    yan keski | 11/04/2010

  • bi gün adamın teki ormanlık bi yolda arabasıyla gidiyomuş. aniden önüne kırmızılar içinde bi adam fırlamış ve "ben bu ormanın kırmızılı hipnasıyım, bana yiyecek bi şey vermezsen burdan geçemezsin" demiş. adam da uuraşmamak için bi şeyler verip yoluna koyulmuş. derken bu sefer sarılar içinde bir adam arabanın yolunu kesmiş ve "ben bu ormanın sarılı hipnasıyım, bana içecek bi şey vermezsen
    vermezsen burdan geçemezsin" demiş. adam yine noolur noolmaz diye bi şeyler verip yoluna devam etmiş. birazcık yol aldıktan sonra mavi elbiseli birisi arabanın yolunu kesmiş. artık adam dayanamamış ve camdan beline kadar çıkıp "sen ne istiyosun lan ormanın mavili hipnası!!!" diye bağırmış. adam şöyle cevap vermiş: ehliyet ve ruhsat.

  • keki ve kreması yumurta kokmamasına önem verdiğim yapımı çok kolay bir pasta. ekonomiye ve borsaya biraz mola deyip, şimdi size vereceğim tarif ile minicik porsiyonluk muzlu veya çilekli harika rulo pastalar elde edeceksiniz.

    malzemelerle başlayalım:

    pandispanya keki için;
    -3 adet oda sıcaklığında yumurta
    -1 çay bardağı şeker
    -3 yemek kaşığı sıcak su
    -1 çay bardağı un
    -yarım çay bardağı nişasta(buğday)
    -1 paket vanilya
    -1 paket kabartma tozu

    kreması için:
    -2 su bardağı süt
    -2 yemek kaşığı un
    -2 yemek kaşığı nişasta(buğday)
    -1 çay bardağı toz şeker
    -1 adet yumurta sarısı
    -1 paket vanilya
    -1 paket toz krem şanti

    önce ruloların içinin kremasını hazırlayalım. küçük derin bir tencere içine 2 su bardağı süt koyalım. üzerine 1 adet yumurta sarısı, 2 yemek kaşığı un, 2 yemek kaşığı nişasta ve 1 çay bardağı toz şeker ekleyelim. kıvam alana kadar sürekli karıştırarak pişirelim. kremayı ocak üzerinden alıp, ılımaya bırakalım. sonra kremanın içine 1 paket vanilya ve 1 paket toz krem şanti koyduktan sonra kremayı mikser yardımı ile iyice çırpıp soğuması için buzdolabında bırakalım.(krem şanti eklemeyebilirsiniz, size kalmış)

    kekin yapılışı:

    4 adet yumurtanın akını ve sarısını dikkatli bir şekilde ayırdıktan sonra, ayrı kaplar içine koyalım. yumurta aklarının olduğu kap içine 1 çay bardağı toz şekerin yarısını koyalım.
    mikser ile köpürene kadar yani köpük kıvamı alana kadar iyice çırpalım. daha sonra yumurta sarılarının olduğu kap içine kalan toz şekeri ekleyelim.
    yumurta sarılarını şeker ile birlikte mikserle 3 dakika kadar çırpalım. ardından kaba 3 yemek kaşığı ılık su döküp, biraz daha çırpalım. 1 çay bardağı un, yarım çay bardağı nişasta, 1 çay kaşığı kabartma tozu ve 1 paket vanilyayı eleyerek koymalıyız.
    harcı mikser ile son kez karıştırın.

    daha sonra başta çırptığımız yumurta akını bir anda değil de 3 seferde bu karışıma ekleyelim.
    bu defa mikserler değil spatula yardımı ile alttan üste doğru aynı yöne yavaş yavaş karıştıralım. mutlaka yavaş yavaş karıştıralım ki yumurta akları sönmesin ve kekimiz iyi kabarsın.

    keki tepside şerit olarak kestikten sonra spatula yardımıyla içerisine önce kremasını sonra tercih ettiğimiz meyveleri (muz ve çilek çok yakışıyor) dizip keki rulo haline getirip servis tabaklarımıza yerleştirelim. işte bu kadar basit.

    içini doldurma şekli
    süslenmiş şekli

    afiyet olsun.