hesabın var mı? giriş yap

  • valla o kadar bisikletten düştüm bileği yardım gözü yardım ele bacağa cam parçası soktum yüksekten çene üstü düştüm ama yok arkadaş bi yerimi kıramadım. büyük eksiklik.

  • sanki seyşel adaları'ndan barselona'ya şenzelize sarayı'nı taşıyorlar, öyle bir vizyon, öyle bir mesafe tanımazlık, öyle ilahi bir kudret. ulan taş çatlasın avcılar'dan kartal'a gidiyorsun. bu özgüven, bu artistik nereden geliyor anlamıyorum...

  • dün bi yerlerde rastladığım mükemmel ötesi şarkı.

    haydi gel lenin'le ol
    orurup kolhozlardan
    bakalım kollektif çiftliğimize
    oradaki partililer
    fişlenip birer birer
    gün gelir suçlanır troçkizmle.

  • çocukken anne babanız büyük ihtimalle sizi geçiştirmek için bir şey uyduruverir. sonra gel zaman git zaman o bilginin doğruluğunu o kadar kanıksarsınız ki, sorgulamak uzun süre aklınıza gelmez. ama sonra bir anda ampul yanar ve aptallığınıza gülersiniz. böyle bir şeydir uzun süre inanılan ebevyn yalanları.

    örneğin benim uzun süre inandığım bir yalan: mahallemizde engelli bir abi vardı. anneme sormuştum bu abi niye böyle diye. annem demişti ki; bütün uzuvları sağlam olsaymış bir kötülük yapacakmış. o yüzden allah onu önceden cezalandırmış. mesela kolu sakat olmasaymış, o koluyla hırsızlık yapacakmış. uzun süre o engelli abiye potansiyel bir suçlu gözüyle bakmıştım. allah onu cezalandırdığı için de çok mutlu olmuştum.

  • dizilerdeki evlerin içinde ( gerçi hepsi yalı, çiftlik, şato mübarekler) ahalinin ayakkabı ile dolaşması.

    sen yap bi hele, anne terliği kafana isabet ediyor mu etmiyor mu gör.

  • 2002'deki gerçek enflasyondu bir de. şimdiki gibi %82'yi 32 göstermemişlerdi.

  • yanlış bir düşüncedir. bunu düşünen kişi ya gerçekten yabancı dil bilmiyordur ya da gerçekten yabancı dil bilmiyordur. yani ya yabancı dilde düşünemediğinden dolayı onların markaları kendisine mükemmel bir kelime gibi geliyordur ya da "ben yabancı dil biliyorum yeah!" kompleksinden dolayı türkçeyi (ki eğer ana diliyse) aşağılıyordur. bunu diyen insan "ya ama bu türkçeye çevirince güzel durmuyor, komik duruyor." diyen insandır, ki aslında yabancı dilde de o kelimenin birebir anlamını karşıladığından bihaberdir (yani az anlıyor ya, o kelimeye kendince başka anlam katıyor.).

    bu düşüncenin yanlış olduğunu fark etmek için çok okumak gerek. ve gerçekten yabancı bir dil öğrenmek (ki bunun için de çok okumak gereklidir.).

    bauhaus'u beğenen insan evyap'ı beğenmiyorsa, işte tam da yukarıda bahsettiğim durumdan muzdariptir.

  • 23 aralık 1979 tarihinde thy'ye ait fokker f28 fellowship 1000 tipi, tc-jat tescilli trabzon uçağı samsun-ankara seferinin son yaklaşma kısmında, esenboğa havalanına inişe geçtiği sırada ankara'nın çubuk mevkiğindeki kuyumcuköy'de bulunan 1400 metre yükseklikteki bir tepenin zirvesine çakılarak kaza yaptı.

    kaptan pilot sabri inanlı'nın yönetimindeki uçuş ekibi sabah 8.45'te sivas uçağıyla yeşilköy havalanından ankara'ya hareket ettiler. fakat sis nedeniyle ankaraya'ya inemeyip göynük üzerinden tekrar istanbul'a döndüler. daha sonra aynı ekip trabzon uçağıyla önce ankara'ya oradan da samsun'a uçtu. saat 14.17'de samsun'dan havalanan uçak 14.51'de radar ekranından kayboldu ve telsiz irtibatını kaybetti.

    pilotların sis nedeniyle ankara'ya inemeyeceklerini düşünüp istanbula yöneldikleri kazadan kurtulan bir hostes tarafından teyid edildi, fakat sonradan neden tekrar ankara'ya inmeye karar verdikleri bilinmiyor.

    uçak zirveye çakıldığında kendi etrafında bir kaç tur döndükten sonra motor ve gövde iki ayrı parçaya bölündü ve ayrı ayrı yandı. ils yaklaşma sırasında meydana gelen kazanın sebebi yüksek türbülans ve sis olarak kayıtlara geçti.

    kazada 4 mürettebattan 3'ü ve 39 yolcudan 36'sı hayatını kaybetti. samsun havalanı'nda son anda uçağı kaçıran bir japon yolcu ve hava kötü olduğu için uçağa binmekten korkan 2 türk yolcu mutlak bir ölümden kurtuldu. kaza haberinin samsun'a gelmesinin ardından samsun'dan ankaraya 700'e yakın otobüs ve minübüsle yolcu yakınları hareket etti, aynı gün 7bin lira olan samsun-ankara taksi ücreti 25bin lira oldu.

    kazada ölen hostes berrin çini istanbul şişli kolejinden bir yıl önce mezun olmuş, annesi ve babası ayrıldığı için çok zor bir dönem geçirmiş ve üniversite sınavına girmek yerine hostes olmayı tercih etmişti. hosteslik onun için bir kaçıştı ve yeni hayatından son derece memnundu. fakat bu yeni hayatı sadece 5 ay sürmüştü.

    şaibeli bir şekilde 1972'te thy'nin satın aldığı beş adet f-28 tipi uçaklardan ilki 24 ocak 1974 izmir uçak kazasında, ikincisi 30 ocak 1975 marmara denizi uçak kazasında düşmüş ve o dönemde f-28'ler tartışma konusu olmuştur. 7 yıl gibi bir sürede beş uçağın üçüncüsünün de düşmesiyle sağlam kalan iki adet f-28 seferden kaldırılılmıştır. borçları bitmeden yabancı bir firmaya satılan uçakların ikisi de kısa bir süre sonra kaza yapmıştır.

    tc-jat trabzon'ın kazadan önceki fotorafı

    enkaz yerinden bir gazete fotorafı

    enkaz yerindeki anıta benzer ilginç yapı

    bugün bile kaza yerinde parçalar bulmak mümkün

  • trenlerdeki lokanta vagonunun olması ve orada alkol satışının yapılması.

    ailelerin gittiği çay bahçelerinde kimi zaman canlı müziğin olması ve çok ucuza insanların güzel vakit geçirebilmesi.

    özel okulların çok az olması, devlet okullarındaki eğitim sisteminin şimdikinden çok daha iyi olması.

    yerli üretim kaliteli ürünlerin olması.

    büyüyen çocuğun kıyafetleri ve eşyalarının komşu ya da akraba çocuklarına verilmesi.

    alkollü nekanların, sinema ve tiyatro salonlarının daha çok olması. sansür olmaması.

    hükümet, cumhurbaşkanı ve başbakanın eleştirilmesi hatta tarafsız haber ve eğlence programlarında bunun yapılması.

    protesto, eylem ve grev yapmanın terör eylemi değil demokratik bir hak olduğunun herkesçe bilinmesi ve yapılması.

    debe edit: sma hastası için ufak bir destek lütfen. https://www.instagram.com/…?igsh=mxn5btc1ng44amo2oq