ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: beyler bugün 86 model murat 131 le
entry: 0 dan 100 e kaç saniyede çıkcak diye bi deneme yapayım dedim. izmirden afyona vardım hala 100 e çıkamadım amk.
hamza hamzaoğlu
-
takımı yönetme şekli şöyle olan teknik direktör.
plajlarınıza cesetlerimiz vurduysa özür dileriz
-
başlığı açan kişiyi aynı nick ile ilgili videonun altındaki yorumlarda da görebilirsiniz.
birader size para mı veriyorlar? bir bitmediniz.
edit: yorumları silmiş :d
doların bir küsur lira olduğu dönemden anılar
-
laptop almayı düşünüyorum. dolar 1.38 falan, vatan kuru 1.25 e sabitledik diye reklam yapıyordu o dönem 1000 liraya iyi bir laptop almıştım. asgari ücret 900 küsür liraydi. şimdi asgari ücretle iyi bir laptop?
bu ornegim bana biraz abartılı geldi, ben bir keyif çayı içeyim.
2001 a space odyssey
-
belki de ben bu filmin derinliğine varamadım ama acaip bayik bir film... filmin ilk 5 dakkasında sadece karanlık ve müzik olduğunu da tekrar edeyim, sinema ortamında süper etkileyici atmosfer yaratıcı olabilir {ki bundan şüphe ediyorum} ama evde insanın o bölümleri geçesi geliyor ve hatta geçiyor {ben geçtim mesela} ayrıca acaip temposuz bir film, mesela uzay gemisinin süzüle süzüle on dakikada yere konduğu sahne de aynı şekilde fast forward kurbanı olmuştur... belki ayıyım ama mutlu bir ayıyım...
evden 2 tane tasoyla çıkıp bir cep tasoyla dönmek
-
tam tersini yaşamış biri olarak imrendiğim şeydir. bir gün taso oynuyoruz neyse bi arkadaş geldi "ben de oynicam ama tasom yok bana satar mısın?" dedi. benim cepler de dolu. tasodan para kazanacam falan. sonra çocuk: "ama yanımda para yok annemden alınca veririm" dedi. kabul edip 4 tanesi 250 bin liraya anlaştık. neyse oynuyoruz bu çocuk 4 tane tasoyla benim elimdekilerin hepsini tabiri caizse üttü. anasının dini demeyin gerçekten öyle oldu. sonra "hani ben senden 4 tane borç almıştım al onları veriyorum" dedi. bir daha oynadık o 4 taneyi de üttü. kaldık öyle s.k gibi ortalıkta. böyle bir talihsizlik yaşamışımdır hiç unutmam.
bana gidelim deyip rögar kapağı açan kız
-
(bkz: april)
öğretmenlerin sakal uzatması
-
normal bir durumdur.
kılık kıyafet özgürlüğü varsa bu sadece başörtüsü takanın özgürlüğü değildir.
başörtülü öğretmene çocuğunu emanet edebiliyorsan kot giyene de halı saha ayakkabısı giyene de emanet edebilirsin.
"ama o ayrı" diyemezsin. konu kılık kıyafet özgürlüğüyse bahsi geçen hiçbir şey ayrı değil.
bir sinemada yaşanabilecek en dumur olaylar
-
iş için bi şehirdeyim. ertesi gün saat 15'te toplantı var. otelde gece kendi kendime "öğlene kadar yatarım, sonra kalkar giderim" dedim. uyandığımda saat sabahın 6 sıydı. dön dön uyuyamadım. çıktım dışarıya. şehir merkezinde yürümeye başladım. yürü yürü vakit geçmez. saat 9'a doğru sinemanın önünden geçiyorum. "bi film izleyeyim bari vakit geçer" dedim. köstebek filmi girmiş o ara gösterime. sinema 10'da açılıyormuş, bekledim açılsın diye. açıldı, gişeye yanaştım "köstebek'e bir tane bilet" dedim. "filmi oynatmamız için en az 3 bilet satılmalı" dediler. lan manyak 3 bilet al otur izle filmi işte.
ben ne yaptım? sinemanın önünden geçenleri çevirdim "çok güzel film buyrun beraber izleyelim" diye. 2 kişi buldum oturduk izledik filmi.