hesabın var mı? giriş yap

  • istanbul'da bir fabrikada çalışmaktayım burada yaklaşık 10 beyaz yakalı olarak çalışıyoruz. ben işe gireli 8 ay oldu ve ben yeni mezun bir mühendisim. 19 mayıs günü resmi tatil olduğu için bu hakkımı kullandım ve işe gelmedim. işverenimin bu konuyla ilgili bir şikayeti olmadı bana karşı fakat başka beyaz yakalı bir arkadaş kendi işini yetiştiremediği için 19 mayıs günüde işe gelmiş. şimdi bu arkadaş güya benden rütbeliymiş 5 yıldır çalıştığı için ve o geliyorken ben niye gelmemişim diye beni şikayet etmiş.

    işte tam olarak sorun bu. işverenine ben niye geliyorum diye şikayet edemeyip başkasını o niye gelmiyor diye şikayet ediyor. bütün beyaz yakalılar birbirinden içten içe nefret ediyor fakat kimse yüzlerine karşı söyleyemiyor bunu. iki yüzlüler.

  • 40 güvenlik

    35 temizlikçi

    dini partiyi bir kenara koy. bugün çoğu avm de o görevleri yapan bu sayıda personel yok.

    iti kopuğu bekçi yaptılar, gönder 10 tanesini, temizliğe de görev bölgesindeki belediye baksın mantıklı makul olan budur.

  • evli gamer çiftimizin erkeğinden, ilk çocuklarının doğumundan sonra paylaşılan çekirdek aile fotoğrafıyla birlikte geliyor:

    - player 3 has entered the game. hoşgeldin oğlum.

  • çocuğumu türbana sokarım,
    umrede üç beş tavaf yaparım,
    olmadı bi' de tweeti atarım
    gördüğün gibi çok yalakayım.

  • bu parca tracy chapmani unlu yapmistir yapmasina ama asil onemi parcanin folk muzigi tekrar (60larda oldugu gibi) protest bir cizgiye cekmesidir. elbette yalnizca bir ask sarkisi degildir fast car, icinde bulunulan ekonomik kosullari ve hayat standardini dolaysiz bir bicimde elestirmektedir. muzikal anlamda ise dikkat cekici olan 80lerde, cafcafli synth harikasi (!) eserlerin doneminde bu kadar sade bir muzigin (elbette chapman'in berrak sesiyle birlesince) basariyla ortaya konmus olmasindadir. bu basari da bir grammyle tescillenmistir zaten.

  • default bias da denir. insanın kendisine hazır halde sunulanı olduğu gibi kabul edip üzerinde çok değişiklik yapmama eğilimini ele alır.

    sözgelimi dürümcüde aşçı "soğan da koyim mi abey" dediğinde ortada bir default olmadığı için tercihimiz neyse onu söyleriz. oysa mcdonalds'da çoğu insan aslında mümkün olduğu halde big mac'i değiştirmez, olduğu gibi alır.

    sonuç olarak değişimin ya da karar vermenin getireceği eforsal maliyet ve risklerden kaçınıp sunulanı olduğu gibi koruma default bias'tır. önceki yazılanlarda söylediği gibi bir her durumda bir bug olduğuna katılmıyorum. değişim demek maliyet demektir.

  • hatalarından ders çıkaramayan tiptir. abi adamların olayı belli tam yendim bitirdim dediğin anda birileri çıkıyo ortalığı dağıtıyo. ona göre önlemini al işte. hemen havaya girme. ten thousand ordu toplamayı biliyosun azcık da strateji falan yap. herolara çalış. aragorn gandalf olmasın bak bi boka yarıyo mu diğerleri. neyse özetle; sen stratejiden anlamayan sauron, o kadar nazgulu, attack trollü piç ettin layığını buldun.

  • 5 yaşında geçirdiğim hastalık. yarım yamalak hatırlıyorum ama iyileştikten sonra her gören sarılıp ağladığı için ciddi bir hastalık olduğunu farketmişimdir.

    sonuçlar :

    -solak başladığım kariyerime sağlak olarak devam ettim, zira ilk bir ay sol tarafım tutmadı.
    -sol gözüm bozuldu, 9 numara idi şu an 2 numara sağ gözüm ise 0 numara.
    -sol kulağım biraz daha az işitir hale geldi.
    -arada konuşurken eblekleşirdim, "abi şunu uzatır mısın?" demek yerine "ab mısın?" der. ve cümleyi tam kurduğumu sanardım. eğer kibarlık olsun diye yüzüme vurmamaları gibi bir durum yoksa ondanda kurtulduk.

    bir de kafam çok büyük ama o menenjitten mi bilmiyorum.

  • (s=serseri,k=kız)bir arkadaştan alıntıdır:
    s-pardon bayan
    k-efendim?
    s-benimle çıkar mısınız?
    k-hayır!
    s-bravo,çok doğru bir karar,eğer evet deseydiniz yarrağı yemiştiniz.