hesabın var mı? giriş yap

  • bak en önemlisi şu. mesela şimdi lise öğrencisisin, harçlığın var. evde yemek istemezsen çıkar dışarda pizza , döner falan takılırsın. yani en kötü eve gider akşamdan kalmış olan, annenin yaptığı yemeği yersin, hatta çoğu zaman buna burun bile kıvırırsın. fakirliğin gözü kör olsun gibi tuhaf tuhaf triplere bile girersin.

    hah işte üniversiteye gidince o annenin yaptığı yemeği çok özleyeceksin. o dışarda yediğin yemeğin ne kadar sağlıksız olduğunu, doyamadığını, doysan da 1 saat sonra yine acıktığını, sağlıksız beslenmeden kaynaklı ani kilo değişimlerini göreceksin. onun için unutma ki anne yemeği dünyanın en güzel şeyidir. bunu da üniversitede farketme diye ben sana şimdiden söylüyorum.

  • az bile. tekrarı halinde de 1 aydan az olmamak üzere hapis cezası verilmeli. çocuk oyuncağı değil bazı şeyler.

  • sabah 6 kapi calinir . izbandut gibi iki polis kapida ..

    uyku sersemi - gunaydin ?

    polis - gunaydin .. calinan arabanizi bulduk adresi verelim gidin alin ..

    uyku sersemi - arabam calinmadi ki ..

    polis - eminmisin ?

    uyku sersemi - eminim .. emin miyim ? ( boynunu uzatip bakar arabayi park ettigi yere )

    uyku sersemi - aaaa araba gitmis .. arabam gitmis .. arabami calmislaaar ..

    polis - bingooo

  • jacobs monarch'ın üzerindeki demleme tarifi şöyle (daha evvel bu tarifi görmemiştim, ondan yazıyorum):

    evvela bir tatlı kaşığı (dolu dolu) kahveyi french press'e koyuyoruz. akabinde kahvenin üzerini örtecek kadar sıcak su koyup metal olmayan bir kaşık ile karıştırıyoruz, iki-üç dakka bekletip kalan suyu koyuyor ve beş dakka daha bekletiyoruz. ilk okuduğumda anlam verememiş, niye suyu toptan boca ettirmiyorsunuz da bize iş çıkarıyorsunuz ey yakuplar demiş idim ama sonra kahvenin demlenme sürecini izlerken şunu farkettim:

    filtre kahve suyun içinde yavaşça dibe çöküyor, dibe çökünce de üzerinde kalan suya pek etkisi olmuyor, üzeri afedersiniz abdest suyu gibi oluyor. ama evvela az bir su koyup biraz bekletince ve üzerine tekrardan su koyunca su ile kahve iki kere karışıyor. biraz dibine çökmüş kahve yeniden su ile karışıyor ve özünü biraz daha salıyor, daha geç dibe çöküyor.

    bugün bu şekilde yaptığım kahvenin tadının daha iyi olduğunu farkettim misal.

  • ülkede asgari ücretli, memur ve emekli sayısı ortalama %80 iken bunların fakir fukara olduğunu olduğunu beyan eden bir açıklama olmuş.
    asgari ücretli ve memurlar kazançlarını çalışarak elde ederken emekliler de yıllarca maaşlarından kesilen kesintilerle devletten emekli aylıkları alıyor. tüm bunları göz ardı eden sayın bakan bu insanlara sanki ceplerinden (bkz: sadaka) veriyormuş gibi konuşuyor.

    peki biz bunları hak ediyor muyuz, evet sonuna kadar hak ediyoruz. çünkü her halk layık olduğu şekilde yönetilir.

  • amerika'da nesli tükenmek üzere olan yeni bir maymun türü keşfedilir ve hemen koruma çalışmaları başlatılır... ancak maymunların yaşadığı orman ağaçları hem çok yüksektir hem de maymunlar çok çeviktir...
    araştırma yapılır ve yakalama işini türkiye' den temel'den başkasının yapamayacağı anlaşılır....
    hemen bir heyet oluşturulur ve temel'e giderler,durumu anlatırlar... temel işi yapacağını ancak bazı şartları olduğunu söyler ve sıralar:

    1-çok para isterum,
    2-köpeğim çomar da gelecek,
    3-bir ağ isterum,
    4-içinde domdom kurşunu olan dolu bir tüfek isterum."

    heyet temel'în son isteğine bir anlam veremese de kabul eder tüm şartlarını... maymunların bulunduğu yere gidilir... temel inanılmaz bir
    hız ve çeviklikle ağaca tırmanır,ağacın tepesinden bağırır "ağı geruun!!!"... dalı sallar maymun ağa düşer, ağdan seker yavaşça yere düşer... bu esnada çomar büyük bir hızla gelir ve yere düşen maymunu becerir, maymun bayılır...
    rahatlıkla yakalanan maymun hemen kafese konur...

    temel 2.ağaca tırmanır ve aynı şekilde 2.maymunda yakalanır...

    temel 3.ye tırmanır ve tepeden yine bağırır "ağı geruun!!!"ancak bu kez temel'in üstünde bulunduğu dal zayıftır ve kırılmak üzeredir.. temel bağırır:
    - "köpeği furin laan, köpeği furiiiin!!!!"

  • teknik olarak abiyi değil oyunu izliyorsunuz tabi. yani şimdi yaşınız küçük 7-8 falan. bilgisyardan ve oyunlardan pek bi bok anlamıyorsunuz, anlasanız bile abiden dolayı size sıra gelmiyor. siz de yanına usulcana sandalye çekip izlemeye koyuluyorsunuz. böyle zor yerlerde heyecanlanmalar, gerektiği vakit co-pilotluk yapıp abiyi oyundaki olası tehlikelere karşı uyarmalar.. sağdan adam geliyor dikkat et tarzında efendime söyliyim.. işte böyle yani..

  • nasa mars'a adam gönderecekmis. sadece bir kisi gidebilecek, giden de geri dönemeyecek.

    ilk aday olan mühendise bu is icin ne kadar isteyecegini sormuslar:
    - 1 milyon dolar demis ve eklemis - kızılhaca bagislayacagim.

    ikinci aday olan doktora da aynı soruyu sormuslar. doktor:
    - 2 milyon dolar demis. - bir milyonunu aileme bir milyonunu da tibbi arastirmalara bagislayacagim.

    ücüncü aday olan temel ayni soruya
    - 3 milyon dolar diye cevap verince yetkililer digerleri bu kadar az isterken kendisinin neden 3 milyon dolar istedigini sormuslar.
    temel yetkililere dogru egilmis, kisik bir sesle:
    - 1 milyonunu ben alirim, 1 milyonunu size veririm, mühendisi de mars'a göndeririz.

  • bmw 740ld xdrive m excellence
    bayi araç satış fiyatı: 745.000 tl
    ötv(%220): 1.639.000 tl
    kdv(%18): 134.100 tl(aracın kdv'si) + 295.020 tl(ötv'nin kdv'si) = 429.120 tl
    toplam satış fiyatı: 2.813.120 tl
    aracın almanya'daki satış fiyatı: 98.941 euro
    aracın türkiye'deki euro bazında satış fiyatı: 323.347 euro

    rakamlarda ruhsat tescil, mtv gibi detaylara girmedim, bayi satış fiyatını yaklaşık hesapladım.

    sonuç olarak; almanya'da dönercinin alıp binebildiği bir otomobili, türkiye'de öğretmen çift(çok kazanıyorlar ya) almayı bırak, aracın özel tüketim vergisinin katma değer vergisini ödemeyecek durumda.

    başlığın 2013 versiyonu için (bkz: bir otomobilden %174 vergi almak)
    başlığın 2014 versiyonu için (bkz: bir otomobilden %193 vergi almak)
    başlığın 2018 versiyonu için (bkz: bir otomobilden %210 vergi almak)

  • çocukluk, gecenin bir yarısı tuvaletten odana koşarken kimsenin seni yemediğine sevinmektir.

  • umarım yıllar önce show tv' de izlediğim ve aklıma geldikçe hala güldüğüm karadenizli mucidin kendi imkanlarıyla yaptğı helikoptere benzemez.

    efendim, haberimiz yaklaşık 1, 1,5 dakika kadar sürmüştü. haber bülteninin sonuna doğru çıkan gereksiz haberlerden biriydi. habere göre karadenizli mucit, kendi imkanlarıyla helikopter yapmıştı ve haberin bandı girdi;

    orta yaşlı bir adamla röportaj yapan muhabir ve hemen arkalarında da 2 metreye yakın, şekli helikopetere oldukça benzeyen, pervanesi süratle dönen bir araç. röportaj boyunca adamımız küçüklüğünden beri böyle şeylere meraklı olduğunu filan anlattı. peki ilginçlik nerede? ilginçlik haberin son diyaloğunda;

    muhabir: bundan sonraki hedefin nedir?
    mucit: uçanını yapmak.

    işte bunun gibi olmasından korkuyorum.