hesabın var mı? giriş yap

  • evlenmekten değil, türk aile yapısından ve geleneklerden korkan kadındır. sonuç olarak korkmakta haklı kadındır.

  • almayın. bir çamaşır askısı olmak için oldukça ağır ve hantal. hafif ve portatif bir çamaşır askısı tercih edin.

  • manavgat'ta yaşıyorum, sadece ama sadece açık havada o otelin önüde dahil olmak üzere hiçbir şekilde koşamıyorum, spor yapamıyorum neden mi? kimliğimde uyruğum türkiye cumhuriyeti yazıyorda ondan.

    ama onlar herşeyi yapabiliyorlar.

    alayınızın amk.

  • 147 tl köprüye değil ki.
    50 tl filan köprüye gidiyor.
    50 tl veysi, süleyman, hadi gibi gazetecilere, 47 tl’si sosyal medya köpeklerine gidiyor. vizyon budur

  • debe editi: uzun zamandır debe'yi takip etmiyorum. bu entry nasıl bu kadar favorilenmis ki diye suphelenince aklıma geldi, ve bingo. kahkaha attım, yemek tariiyle debe'ye girmek de biraz komik oldu. ama herkese çok teşekkürler.

    sözlüğü tarif defteri olarak kullanıyorum bazen. çünkü, yemek yaparken asla tek bir tarife bağlı kalmam, illa tariflere kendimce bir seyler eklerim. ve sonuç güzel olduysa, o artık benim tarifimdir ve hep o şekilde yaparım. ama çok sık yapmadığım bir tarifse, yaptığım ekleme ve çıkarmalar aklımda kalmıyor. o yüzden burada entry girip tarifi de ölümsüzleştirmeyi seviyorum. tavuklu börek de öyle bir tarif.

    5 yufka

    sos: 2 su bardağı süt,
    2 yumurta
    1 yemek kaşığı yoğurt
    1/4 su bardağı sıvı yağ
    içi: 250 gr mantar
    1 kapya biber
    3 parça haşlanmış, didiklenmis tavuk göğsü
    tuz, karabiber, 1 diş sarımsak
    kaşar peyniri rendesi
    beşamel sos: 2 yemek kaşığı tereyağı
    2 yemek kaşığı un
    500 ml süt.

    bulamak için:galeta unu

    mantar ve kapya biberi minik minik doğrayıp, çok az yağda soteliyoruz. daha sonra tuz, karabiber ve sarımsak da ekleyip, suyunu salıp çekene kadar pişiriyoruz.

    bir kenarda beşamel sosu hazırlıyoruz. 2 yk tereyağını eritip, içine un koyuyoruz. un iyice kavrulup kokusu çıkınca, süt ilavesiyle, normalden biraz daha cıvık kıvamda bir beşamel sos hazirliyoruz.

    beşamel sos da pişince, içine mantarlı biberli harcı ve haşlanmış didiklenmis tavuk etini de ekleyip iç harcımızı hazırlıyoruz.

    1 yufkayı açıyoruz, sosu her tarafına gezdirip, ortadan ikiye katliyoruz. yarım daire halindeki bu yufkayı, 6 eşit parçaya bölüp, ic harcından birer kaşık koyuyoruz. çok az kaşar peyniri rendesi de ekleyip(fazla koymayın, taşmasın) büyük bir sigara böreği gibi sariyoruz. en son, böreğin dış kısmını tekrar hazırladığımız sosa bulayıp, galeta unuyla kapliyoruz.

    tüm yufkalara aynı işlemi yapınca, 190 derece önceden ısıtılmış fırında, kızarana kadar pişiriyoruz.

    afiyet olsun*

  • ailesinden veya akrabalarından görmeyenlerin olmadığını sandığı gelenek. başlığı açan şahıs gibi tiplerin en iyi bildiği şey, dahil olmadığı her şeyi yadsımak ve inkar etmektir zaten. ama mesela gözlerimizi kapayınca seni görmesek de sen var olmaya devam ediyorsun ne yazık ki, yok sayamıyoruz. gelenek = bir coğrafyadaki a'dan z'ye bütün bireylerin istisnasız olarak uyguladığı şey değildir öncelikle bunu anlayalım. "aile geleneği" deriz mesela sadece bizim ailemize, akrabalarımıza özgü olan şeylere. bir köyün de ortak geleneği olabilir, koca ülke nüfusunun yarısının da ortak geleneği olabilir. veya bir ofisin geleneksel kuruluş yıldönümü partisi olabilir mesela.

    bayramda türk kahvesi yanında likör ikram etme geleneği de eski türkiye'de vardı ve oldukça yaygındı. normalde alkol kullanmayan aile büyükleri de o likörü içerdi. tüm ülkeye yayılmamış ve belli bir kesimle sınırlı kalmış olması, o geleneğin olmadığı anlamına gelmez. ki sınırlı kaldığı kesim de sanıldığı kadar küçük değildi.

    eski türkiye'de, bırakın bayramları, bazı seçkin pastane ve kafelerde de türk kahvesi yanında likör gelirdi. genellikle nane likörü. bu asla olağanüstü bir durum sayılmaz, içmeyen biri bile bu uygulamadan dolayı dumura uğramaz veya mekan sahibine falan çıkışmazdı. normaldi çünkü.

    ekleme editi: ankara'daki akman pastanesi'nde konyaklı tiramisu da yiyebildiğimiz günlerdi.

  • firdevsleşmek adlı metamorfizmayı bir kontrollü deney grubuyla halkımıza öğretmeye yönelik oldukça bilimsel bir dizi.

    kontrol grubu: firdevs

    deney grubu: adnan, matmazel, nihal, bihter, behlül, arsen ve niceleri.

    deney: bir adet firdevs birbirinden salak insanların teletubbyler gibi mutlu yaşadığı kocaman bir eve yerleştirilir, firdevs'in sürekli car car konuşurak ve her işe burnunu sokarak tüm deneklerle fikir teatisi sağlanır.

    deney sonucu: dizinin başlangıcında son derece gerizekalı bir o kadar da saf olan deneklerin bölümler ilerledikçe zekileştiği; entrika, dolap çevirme, kumpas, septisizim vb. konularda starter düzeyinde bile değilken birden upper intermediate seviyesine zıpladıkları gözlemlenmiştir. deneklerden adnan ziyagil'in "yedi uyuyanların önde gideni" olmasına rağmen hilmi önal'a yaptığı dalavere ile; diğer denek mademoiselle deniz decourton'un ise tipik bir firdevsium davranışı olan "şüphelen, kafanda kur, çaktırmadan dikizle" yöntemini başarıyla uygulamasıyla deneyin %99 oranında başarılı olduğu ortaya çıkmıştır.

    deneyin başarısız yönleri: peyker hala salaktır.