ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yataktaki çift türkiye gerçeğine uymuyor
-
evet. çükü kalkmayan türk erkeği kollarını dolayıp surat asarak yatakta oturmaz. suç sende diyerek karısını döver. bu durumda sigara nedeni ile çükü kalkmayan erkek sahnesi için sigara paketine kadına tokat atan erkek ve ağlayan bir kadın fotoğrafı konmalı.
bakan da bu sahnelere aşina ki "yok bu biz değiliz" demiş.
terörün bitmesiyle millete kalan 900 milyar dolar
-
bu sabah itibariyle bana düşen 12000 dolar hesabıma yatmış.
artık geleceğe daha umutlu bakıyorum. çok yaşa akp çok yaşa rte.
fatih terim'in panathinaikos ile anlaşması
-
devlet böyyüklerimizin fon vurgununu unutturmak için " bisüre ortadan kaybol!" demiş olmaları ihtimalini yadsımayalım lütfen
edit: bide kaçak fetöcü hakan şükürün fatih terim'in yardımıyla kaçabildiği iddiası daha bir ürkütücü değil midir ??
fatih terimin hikayeden ifadesini bile almadı devletimiz ve şimdi gidiyor öylemi :/
breaking good
tülay babuşcu
-
irfan değirmenci'den ayarın kralını yemiştir.
" en son işgal kuvvetleri'nin donanması istanbul'daydı film oradan mı başlayacak"
tek okuma hakkı olsa okunacak kitap
-
şu amk yerinde gördüğüm en saçma anket olabilir bu. lan bi kitabı buna layık görüyorsam ben bu kitabı zaten okumuşumdur, biliyorumdur. ee o zaman tek okuma hakkımı niye ona kullanayım?
şu anketçilerdeki kafayı bir gün çözebilirsem herhalde uzaya gidecek noktaya gelmişimdir.
the beatles
-
1000e yakın entry'de bahsedilmediğini gördüğüm güzide ve ilginç bir bilgi paylaşayım.
beatles, albümlerin tamamını mono olarak yayınlamıştır. grup üyeleri ve produktör george martin'in onay verdikleri versiyonlar mono versiyonlardır. monodan kastımız ne? tek hoparlörden çalınacak şekilde. veya stereo sistemde dinleniyorsa da iki hoparlörden de aynı ses geldiği için stereo imajın iki hoparlörün tam ortasında duyulacağı şekilde.
mesela sgt peppers : https://www.youtube.com/…s8rrz25y0p_li96bhd8fhaztgg
beatles'ın şarkılarının master hakları plak şirketinde olduğu için, plak şirketi bir süre sonra stereo versiyonları miksleyip onları piyasaya sürdü ancak bu miksler hem baştan savma hem mantıksız bir şekilde (mesela atıyorum davul solda, vokal sağda) mikslenmiş olduğu gibi grup veya george martin'in onayı olmadan yayınlanan versiyonlar. mesela kulaklıkla dinlerseniz davulun sola yatık, vokallerin sağdan geldiğini duyabilirsiniz
https://www.youtube.com/watch?v=0nnavlhpx2g
sonra 1987'de tekrar bir stereo miks yayınlandı 20. yıl için.
o miks monoya yakındı ama stereo imaj yaratmak için dijital reverb kullanıldı (80lerde tost yapsan dijital reverb kullanılıyormuş zaten)
https://youtu.be/ivhu86hyy4q?t=241
kulaklıkla dinlerseniz muziğin genelde ortadan geldiğini ama sağ ve sol kulaktan derinlik efekti geldiğini duyabilirsiniz.
şimdi burada bir parantez açıp - 1960lardaki kayıt teknolojisini anlatmak lazım -
bu dönemde çok kanallı kayıt yok. 4 kanallı kayıt var. yani bant üzerinde 4 ayrı kanal var, bu 4 kanal ayrı ayrı işlenebiliyor, mesela 1nci kanalın sesi 2nci kanalın sesi farklı ayarlanabiliyor veya sadece 3ncü kanalın tizleri açılabiliyor.
fakat beatles kayıtlarında belki 100 ayrı enstrüman var vokaller var nası yapıyolar bunu? üst üste koyarak. önce mesela 3 kanala davul kaydediyorlar, 3 mikrofonu bas davul, snare davul (trampet) ve davulun üstünden zilleri alacak şekilde koydular diyelim, kaydettiler, sonra gerekli ekolayzır vs işlerini yaptılar, sonra o 3 kanal çalarken onu 4ncü kanala kaydediyorlar. 4ncü kanalda şimdi 3 mikrofonun miksi var.
sonra üstüne mesela 2nci ve 3uncü bas gitar, piyano kaydediyorlar, 2-3-4'te bas - piyano - davul var. bunlar arasındaki dengeyi ayarlayıp 1nci kanala aktarıyorlar. bu işleme bouncing deniyor ve gerektiği kadar tekrar tekrar yapılıyor.
her bounce işleminde bant aşındığı için özellikle tizlerde kayıp oluyor o yüzden en son en önemli şey olan vokaller kaydediliyor. veya 2nci bir cihaza yeni bant takıyorlar ona kaydediyorlar.
son mikste elimizde 1 kanal "altyapı" diyebileceğimiz, ritm enstrümanlar, bas, piyano vs gibi enstrümanlar, 1-2 kanal vokal ve belki 1 kanal solo enstrüman kalıyor.
1967ve 1987deki stereo miksler bu 4 kanal üzerinden yapılıyor. o yüzden 1967deki abi, mecburen vokalleri hep birlikte sağa koyuyor çünkü elinde ana vokal ve geri vokal kanalı yok. ya da ritmi sola atıyor çünkü sadece piyanoyu ayırıp onu sola koyamıyor. paket halinde yapmak zorunda.
şimdi gelelim 2010lara
produktor george martin'in oğlu giles martin, orijinal bantları alarak, sadece 4 kanal son mikse değil, teker teker tüm kanallara erişimi olan birisi olarak tüm kanalları bilgisayar ortamına aktarıp 2010larda var olan restorasyon teknolojisini kullanarak modern bir kayıtmış gibi işleyecek şekilde tüm kanalları ayırıyor.
yani davul artık piyano ve basla birlikte tek kanal değil, belki 4 kanal. istersem bas davulu açar kısarım ekolayzer yaparım.
ve 2010larda itibaren 50nci yıl versiyonları çıkmaya başlıyor. mesela 2017 sgt pepper miksi : https://youtu.be/…lxoqlpkmydu0r5crmoqdbut2i75knoypx
burada giles martin anlatıyor nasıl yaklaştıklarını olaya : https://www.youtube.com/watch?v=sfwhyirlmkm
burada önemli nokta, albümü 2010larda kaydedilmiş gibi işlememeye, orjinal soundu korumaya çalışmış olmaları. sürekli orjinal miksleri referans alarak mikslemiş olmaları. şurada detaylı olarak süreci anlatıyorlar. https://www.mixonline.com/…0th-anniversary-editions
plaza dili ve edebiyatı
-
biraz önce toplantıda duydugum cümlenin dahil oldugu dil.
- biz bunu as soon as possible review edip size feedback döneceğiz.
döne döne bitin inşallah.
paradan daha önemli şeyler
babanın parasız kalması
-
dünyanın en buruk hislerini yaşatır. yalan değil, bazı arkadaşlarımın, cebinden tomarla para çıkardığı babalarını garipserdim, özenirdim.
çocuksundur, düşünmeden istersin bir şeyler, mahçup bir ifadeyle "bakarım ben, hallederiz" deyişlerini unutamam babamın. ikinciye soramazsın zaten, isteyemezsin, çocuk aklınla hevesin kırılmıştır. yatıya misafir gelecek, tuvalet kağıdı alamazdık, misafir yabancı değildi, bize destekte bulunurdu da alırdık, buruldukça burulurdu içimiz. hayatı boyunca borç ödeyen, hala da ödemekte olan, okullarımıza, düğüne derneğe, evine para yetiştirmek için kredi çekmekten başka toplu bir para kaynağı olmayan, derdine dert, borcuna borç katan, yine de buzdolabını boş tutmayan babama daha iyi bir evlat olamadığım içindir asıl pişmanlığım. daha iyi okullarda okuyup, daha iyi bir meslek edinebilirdim diyorum şimdi. o yüzdendir ki onu hayal kırıklığına uğratmamak, başarılı ve mutlu bir hayat kurmak için tırmalıyorum sevgili sözlük.
fakir edebiyatı yapmak değil de unutamamak bu, hatırladıkça gözlerin dolması durumu bu.
sözlük yazarlarının saat markaları
-
1) anket görünce dayanamadım diyip sadece kendisini övebileceği ankete yazanlar, gösteriş budalaları
2) fakirliğini geyiğe vurmuş tam olarak neyi amaçladığı belli olmayan pis fakirler
3) her başlıktan espri çıkarmaya çalışan geyik canavarları
4) ciddiye alıp saatinin markasını yazan ötesini düşünmeyen insanlar
5) zengin olmayıp zenginmiş gibi yaparak ilgi çekmeye çalışan zavallılar
tiplemelerini barındıran anket.