hesabın var mı? giriş yap

  • abd'deki orta-yuksek gelirli kesimin buyuk cogunlugu sunnetlidir, hijyen amacli.

    kaynak: abd'deki orta-yuksek gelirli kesimin buyuk cogunluguna vurdurttum.

  • lan bu dışarda yemek yemeyin salçalı makarna yapın evde yiyin diyen mal sürüsü sosyal hayat, eğlence, gezme tozma, stres atma vs'den zerre anlamıyor. bira pahalı, evde yapın. rakı pahalı, etil alkol. sinema pahalı, kaçak izle. iphone pahalı, reedmi al. et pahalı, tavuk taşşaa ye. tatil pahalı, köye git. sigara pahalı, içme. araba pahalı, otobüse bin, anandan arabayla mı doğdun? ledtv pahalı, tüplü neyine yetmiyor? koltuk zamlandı, bir yıl yerde otursan ölmezsin. damacan su kaç lira oldu? suyu da az iç amk. umumi tuvalet pahalandı, gel ağzıma sıç.
    allah belanızı versin sizin. sizin yaşadığınız şey hayat değil ama siz anlamıyorsunuz, anlamayacaksınız.

  • sosyal medyayı kullanan ilk cumhurbaşkanı olduğu söyleyen abdullah gül'e twitter üzereinden şunları söylemiştir;
    "sayin @cbabdullahgul hicbir zaman tarafsiz olmadiniz.
    sadece (mış) gibi yaptiniz. sadece tasdik makamiydiniz.
    sivil hayatinizda basarilar."

  • hergece is tutcaklar ya lazim tabi ebeveyne banyo. lan ebeveyn olmus adamsin yakisio mu." aha bu da bizim banyo. hanimla sevisip sevisip yikanioz" .

    11 yıl sonra edit: lazımmış lan, insan üşeniyo valla uykunun ortasında çişe gitmeye, böyle rahat yakınca, gençlik cehaleti işte konuşmuşuk.

    11 yıl sonraki edit'ten 11 yıl sonra bir daha edit: anladım ki bu banyonun esas varlık sebebi, çoluk çocuktan bir fırsat, koca evde size huzurla sıçma molası verdirebilecek, sıra beklemeden diş fırçalayabileceğiniz bir sığınma noktası olmasıdır. bu da böyle bir kenarda dursun, 2032 de hayatta olursam bir daha editlerim.

  • unutamadıklarım no:5

    yıl 1998, lise 3'teyim. para biriktirmişim ve playstation alacağım. normalde anadolu çocuğuyuz ama sırf playstation almak için istanbul'a gelmişim. doğubank'a nasıl gideceğim ezberimde. galata köprüsünde yürüyorum. boyacının biri "birader bir bakar mısın" dedi. azıcık istanbul tecrübesi olan birisi boyacıların frekansından gelecek tüm yayınları filtrelemesi ve reddetmesi gerektiğini bilir ama dedim ya, anadolu çocuğuyuz, safız.

    - efendim?
    + ayakkabın çok kirli, gel bi tozunu alayım.
    - yok istemem.
    + ya gel, benden, ikramım.

    tabi tozunu almaz sadece, azıcık da boya sürer. işlem esnasında da hapisten yeni çıktığını, adam bıçaklayıp öldürdüğünü falan anlatıp beni korkutur. ne kadar verdiğimi net hatırlamıyorum ama şöyle söyleyeyim, ayakkabı boyamak 10 tl ise ben 100 tl vermişimdir bu eşkiyaya. her mal gibi beni tartaklamadığı için bir de teşekkür edip yoluma devam ederken ikinci bir boyacı "kardeş bir baksana" diye seslendi. ve arkadan o muhteşem bağırış geldi: "ahmeeet, bırak bırak ben aldım!".