ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bir defa gelinen hayatta sabah 8 akşam 5 çalışmak
-
öyle vizyonsuz bi insandım ki bütün hayatımı buna göre düzenledim ve tam da 8-5'e upuygun bir işe sahip oldum. servis dahil evden 7.30da çıkıp 19.30da giriyorum.
çalışmadığım zamanlar çok eğlenceli mi bişey yapıyorum? hiç değil. aşağı yukarı cmts evde oturan ezik diye yaftalananlardan biriyim. neyse ki 40 yaşındayım da ezikliğimi yaşımla- evli oluşumla- çolukla çocukla saklarım yine.
daha acı olan ise şu. 12 saat çalışmak değil de çalıştığım şeyin bi ske derman olmamasına üzülüyorum. yani eğer öyle olmasa neden 12 saat çalışıyorum demeyecek kadar maloğlu malım.
minik ışıltılı bi çocuktan beni yaratan karanlığı sorgulasa ya biri.
ankaragücü'ne itibar suikasti yapılması
-
hakem dayak yedikten sonra sahadan ayrılmaya çalışırken , sevinç içinde hakem aleyhinde bağırmaya devam eden, yabancı madde atan, başkanın hastane çıkışında büyük başkan llölololo diye tezahürat yapan insanlara serseri demeleri gerçekten üzücü olmuş.
halil umut meler, tff ve mhk hep birlikte çıkıp a.gücü camiasından özür dilemeli bence.
kabullenildiğinde olgunlaştıran acı gerçekler
-
hayat büyüdükçe, yaş aldıkça zorlaşıyor, zevk alınan şeyler azalmay başlıyor, hayatın soğuk yüzü kendisini daha çok hissettirmeye başlıyor, sevdiklerinizin sağlık sorunları başlıyor, kayıplar başlıyor, filmin sonunda da kendi sağlık sorunların ve ölüm. hani lisede okula gidip geldiğin, sınavlardan yakındığın, annenin, babanın sağlıklı ve genç olduğu dönem, anneannenin,babaannenin, dedenin, amcanın teyzenin de hayatta olduğu dönem,bir pazar sabahı annenin seni nis gibi bir kahvaltı sofrasına oturtmak için yataktan kaldırışı, işte o yataktan kalkarken söylendiğin an var ya, hayatının en güzel anı…şu an hiç olmadığın kadar yaşlı, ama ileride hiçbir zaman olamayacağın kadar gençsin.
19 mart 2024 yenibosna metrobüs durağı görüntüsü
-
hatırlıyorum imamoğlu'ndan önce hiç böyle kuyruklar yoktu. her durakta 3-5 kişi ya olur ya olmazdı .onları da 3 dakikada bir gelen vitolar alırdı. kart bile basmazdık çoğu zaman aman abi ne gerek var sen keyfine bak derlerdi . sonra da uyanır ve işe giderdik.
sınırsız ve özgür
-
emir 17 yaşında, sokakların sınırsız özgürlük ve yaratıcılık gücüyle harekete geçiyor ve “freerun” sporcusu. parkuruna sınır koymuyor.
“yaptığım spor sokaklarda doğdu ve yine sokaklarda gelişti. ben de pek yerinde durabilen biri değilim zaten. sokaklar bana sınırsız özgürlük ve yaratıcılık imkanı veriyor ama sokağın sunduklarıyla sınırlı kalmıyorum. çok daha fazlası için çalışıyorum. aklımda yalnızca önüme çıkan engelleri aşmak değil, o engelleri en yaratıcı şekilde aşmak oluyor. rakip olmayınca, kazanan da kaybeden de kendin oluyorsun. yani aslında kendinle yarışıyorsun. ben bu oyunu seviyorum. sen de neler yapabileceğini görmek istiyorsan çık oyna.”
yaran gif'ler
-
şunu yaşamayan varsa hayatta hiçbi bankayla, kuyrukla işi olmamış demektir:
https://www.dailydot.com/…/uploads/6e5/0d/lines.gif
edit: caps kurbaa olmuştu, düzelttim.
tek aktör için yaratılmış karakterler
son feci bisiklet
-
yaa o değil de insanlık gerçekten teknolojinin fazlasıyla cebimize girmesiyle birlikte tersine evrim geçiriyor.
bu teknoloji olayı yaramadı bize valla bak.
biz de ergen olduk.90 larda geçirdim 10lu yaşlarımı. ben ve tum arkadaşlarım, hatta biz tüm bir jenerasyon 90lari pink floyd, led zeppelin, deep purple dinleyerek geçirdik bu ulkede. onları dinlemeyen iron maiden, metallica, nirvana, pearl jam dinliyordu.
türk sanatçılardan mfö best of çıkardı 95te. ardından m.v.a.b. geldi. sakın gelme diye bir başyapıt çıktı o albümden misal. özlem tekin, şebnem ferah, teoman patladi 96-99 arası. 99 un en sonuna duman yetişti eski köprünün altında ile. hala daha iyi bir şarkı yapamadılar bence. ve tamam sustum diyen vega.
rock kazanı ve leman okuyorduk. sonradan roll gelmişti.
korkunç bir ergen olarak cezmi ersöz okuyordum. hatta ergenlikle suclaniyorduk cezmi okuyoruz diye. ödp kurulmuştu mesela. dünyayı cozdugunu düşünen ergenler olarak heyecan duymuştuk çokça. siyasal olmamizda her hafta leman okumamizin etkisi büyüktü.
bakın tüm bunlar biz lisedeyken oluyor. böyle bir nesil yetiştik biz bu ülkede.
şimdi bunlar nedir kardeş? ne diyeyim ben bunlara? bunlari takip edenlere ne diyeyim? ne oldu bu 20 yıl içinde ben onu anlamaya çalışıyorum.
not: evet yaşlıyım.
umutların tükendiği an gelen erkek
cumartesi sabahı erken kalkmak için bir neden
8'in yarısının 4.5 olması
ya borçlanacağız ya vergileri arttıracağız
-
imf'ye verdiğimiz borçlardan biraz kıssak?