hesabın var mı? giriş yap

  • üsteğmen: içinizde elektrik mühendisi varsa bir adım öne çıksın?
    ksd acemi asker: emret komtanım
    üsteğmen: bundan sonra koğuşun ışıklarının açılıp kapanmasından sen sorumlusun!
    90 tane ksd er: kıs kıs kıs
    üsteğmen: ulan yıllardır bu espriyi yapmayı bekliyodum.
    90 tane ksd er: puhaaahah

  • allah başka dert vermesin dedirten açıklamadır. adam oyuncu olmuş yani bu sektörün içinde ama filmler(diziler) başlamadan önce yer alan uyarı işaretlerini yorumlayamaz halde. +13, +18 gibi ibareler varsa o filmi salonda izlemezsin olur biter.
    edit: "atv mi bu öyle işaretler yok" diye mesaj yazan cahil şahsiyete itafen; filmin isminin altında hangi kategöride ise onun ibaresi vardır. şöyle görsel

  • ingilizce bilmeyenlerin sorunudur. daha bunda takılıyorsanız though thought tough through thorough ayrımında allah yardımcınız olsun.

  • yüz kızarması, belirli zihinsel süreçlerin üst üste gelerek, utanma güdüsü oluşturması ve sonuçta da fonksiyon yetersizliğine sebep olması nedeniyle ortaya çıkan durumdur.

    zihnimiz karıştığında, simpatik sinir sistemimiz devreye girer ve çevresel kılcal damarlarımız vazodilatör maddelerin de etkisiyle genişlemeye başlar. bunun sonucu olarak kan akışımız hızlanır ve yüzümüzle boynumuzun çevresine daha fazla kan pompalanır. bütün bu tepkileri göstermemize neden olan hipotalamustur.

    utanma durumunda vücut genelinde de bir sıcaklık artışı görüldüğü için kan çabuk soğuyabileceği noktalara doğru pompalanır. bu noktalarda eller, ayaklar ve yüzümüzdür.

  • clockwork saatçilikte mekanik işleyişi ifade eder. orange ise ingilizcedeki portakaldan değil endonez dilindeki (bkz: orangutan) orang kelimesinden gelmektedir. orang, adam demektir. mesela, adam gibi adam mı diyeceksiniz, malezyada orang gibi orang diyoruz. yazarın malezyada geçirdiği dönemden kalma bir deyimden türetilerek isimlendirilmiştir kısacası.

    buna göre kitabın ve filmin türkçesinin otomatik portakal değil, mekanik adam olması gerekmektedir; ancak kaderin bir cilvesi, internetsizliğin getirisi olarak hoşgörmek lazım, zira artık yerleşmiş adı değiştirmek imkansız. yine de, isimdeki belirsizliği, anlamsızlığı, içerikle olan bağlantısızlığı çözmek adına bu bilgi de ahan burda duruversin.

  • minnoş, oğlum!.. 1990 mart ayında, ben evde olmadığım bir zamanda öldüğünü öğrendim. çok üzgünüm be oğlum, ölüm anında yanında olamadığım için... seninle vedalaşamadık, bir şeyler eksik kaldı.
    18 yaş bir kedi için uzun bir zaman dilimi... seninle çok güzel anılarımız oldu, biliyorsun... aradan 31 sene geçti, inan bana seni hiç mi hiç unutmadım. ee ben de 61 yaşıma geldim, benim de fazla zamanım kalmadı...
    bu satırları okuyorsan, bekle beni!.. yanına gelip seni öpücüklere boğmayı çok ama çok istiyorum. umarım tanrı ikimize torpil geçer, sevenleri kavuşturur... seni çok sevdiğimi, rüyalarımı süslediğini bilmeni isterim...

    edit: minnoş... (doğum tarihi: 1971 güz - ölüm tarihi: 1990 mart)... seni çok özlüyorum, yakışıklı minnoş'um... debe için teşekkürler...