ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tamer karadağlı
-
cogu kisinin kacirdigi nokta, odul teslim alinir, telsim eden sahneyi kazanana birakir ve odulu kazanan kisi konusmasini elinde odulu ile yapar. nihal hanim seyirciyi selamlayip odulu teslim almasi gerekirken dogrudan konuusmaya baslayip tamer karadagliyi arkasinda figuran bekci durumunda birakmistir.
tamer karadagli gercekten oduluyle komusmasi icin vermis olmasa nihal hanimin tepkisine bu kadar hizli yanit veremezdi.
grup laçin üyelerinin 2019'daki halleri
-
bu sene de bekar gezelim derken gülen adamlar çok uzun süre bekar gezmişler ki yüzlerine bir asabiyet gelmiş dedirten fotoğraf.
karadeniz vapuru
-
‘’aşağıda gördüğünüz resim titanik mi ?
hayır değil, onun adı “karadeniz” vapuru...
bizzat mustafa kemal'in projesiydi, yüzen fuar'dı, dünyada ilkti.
görsel
1924 de satın alındı.
130 metre boyunda, 16 metre genişliğindeydi.
aslında siyahtı, haliç'e çekildi, bembeyaz boyandı kuğu gibi oldu.
1926 cumhuriyetin ilanından sadece 3 yıl sonra hazırdı.
mustafa kemal mudanya'dan bindi son denetlemeyi bizzat yaptı.
içinde türk malı ürünlerden oluşan bir sergi vardı.
üzüm, incir, hereke halıları, kütahya çinileri, lokum, edirne sabunu, nakışlar, bakır tepsiler, tütün, yün, deri, koza, fındık tamamı türk malı ürünlerden oluşan sergiydi.
sergi salonları sanayi nefise mektebi öğrencilerinin yaptığı heykel, resim ve biblolarla süslenmişti.
ibrahim çallı gibi ressamlarımızın tabloları asılıydı...
“dünyanın bize gelmesini beklemeyelim, biz dünyaya gidelim” vizyonuydu; genç türkiye'nin uluslararası halkla ilişkiler gemisiydi.
180 yolcusu 105 mürettebatı vardı, yolcuları türkiye'nin aydınlarıydı...
milletvekilleri, gazeteciler, heykeltraşlar, ses sanatçıları, tiyatro sanatçıları, cumhurbaşkanlığı senfoni orkestrası, istiklal marşı'nın bestecisi zeki üngör’ün yönetiminde 47 sanatçısıyla gemideydi...
her gidilen limanında o ülkenin milli marşı çalınıyor, konserler veriliyordu...
kaptanlığını atlantik'i geçen ilk yolcu gemimiz
gülcemal'in efsane kaptanı lütfü bey yapıyordu...
liman işletmeleri genel müdürü rauf manyas da
sergilerin müdürüydü.
7 lisan bilen semiha hanım protokol müdürüydü,
dekorasyonu mimar naci bey tarafından yapılmıştı.
bu kadroyu mustafa kemal seçmişti...
ingilizce, fransızca, almanca, rusça broşürler basıldı...
ürünlerin üzerinde 4 lisanda etiketler yapıştırılmıştı.
yabancı tüccarların türkiye'den ithal bağlantısı
kurabilmesi için standar vardı. iş bankası şubesi bile vardı. her standın başında iki üç dil bilen öğrenciler vardı...
12 ülkede, 16 şehri ziyaret etti...
barcelona ispanya, le havre fransa, londra ingiltere, amsterdam hollanda, hamburg almanya, stockholm isveç, helsinki finlandiya, leningrad rusya, gdanskpolonya, kopenhag danimarka, anvers belçika, marsilya fransa, cenova italya, napoli italya limanlarına uğradı.
ingiliz, fransız ve alman gazeteleri “kemal paşa'nın kısa saçlı kızları...” manşetleri atmıştı, mürettebatın yarısından fazlası kolejlerden seçilen ingilizce, fransızca konuşan kızlarımızdı. rengarenk elbiseler giymişlerdi, avrupa kültürüne hakimdiler. fesli insanların ülkesi imajını bir anda yıkmışlardı.
avrupa hayretler içinde türkiye'nin çağdaş yüzü ile
tanışıyordu...
limanlarda verilen konserlerde adeta izdiham
yaşanıyordu 10.000 civarında insan izlemişti.
karadeniz vapuru'nun pürüzsüz ingilizce konuşan
bediha celal'in rehberliğinde gezen amsterdam
belediye başkanı “böyle bir türk kadını ile
karşılaşacağımı düşünemezdim...” diyordu.
erkek mürettebatımız, lacivert ceket, lacivert pantolon, tiril tiril beyaz gömlekler giyiyordu. zarif boyun bağları takıyorlardı.
doğudan gelen bir vapurun "orient esintisi..."
getireceğini düşünenler fena halde yanılıyordu.
güler yüzlü modern türklerle karşılaşmışlardı...
mustafa kemal zekâsının yansımasıydı.
türkiye'nin sosyoekonomik tanıtımını yapan, bu
yüzden fuar izmir enternasyonal fuarı'nın işaret
fişeğiydi... ekonomi o yıllarda ve o şartlarda böyle
yapıldı...
kaynak: izmir kültür tarih atölyesi
yazanlar: tc yıldan sert - miray kara.
insana huzur veren şarkılar
-
pink floyd-comfortably numb
artık huzur mu verir kafalardan kafa mı beğendirir orasını siz düşünün.
ölümcül frp enstantaneleri
-
vampire oyunu:
vampirler artık çözüm yolu bulamaz ve içlerinden biri derki
-sabah ola hayır ola
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
tdp bulmaca çözmektedir. yeğen anında yanında biter.
y: hala gasteyi karalamasana dedem kızıyo!! (daha 5 yaşında bile değil)
t: karalamıyorum halacım bulmaca çözüyorum.
y: ben de çözcem! (sanki biliyo bulmaca çözmenin ne olduğunu)
t: iyi hadi bakalım soruları sesli okuyayım, sen de bildiklerini söyle bana. (niohaha)
y: tamam. (bir güzel kurulur halasının yanına, gözleri sabitleyip sorulara odaklanır. breh breh)
t: eski bir uygarlık?
y: ...
t: kehle?
y: ...
t: kütahya'nın bir ilçesi?
y: ...
t: resimdeki şarkıcı?
y: ??
t: eheh. maden tetkik arama?
y: ...
t: kaput bezi?
y: ...
t: mübarek ayımız?
y: yogi !!
imamoğlu'nun kamerasından 99 depremi
-
izlerken utandım.
bazen sana kızıyorum ama beni utandırdın ekrem abi.
helal olsun sana. sesin ve konuşman hâlâ aynı. daha çok güvendim şimdi sana.
ailemizi bile marmaray'a ücretsiz bindiremiyoruz
-
adamlar peşkeş çekmeye o kadar alışmışlar ki yapamadıklarında şaşırır hale geldiler.
ülkenin haline bak. ağlarsın.
işten atıldığı için kalp krizi geçirerek ölen adam
-
siz tatil kredilerini arastiradurun, emekçi insanların hastalanmaya bile hakkı olmasın. kimin umrunda. zalimsin dünya.
taksiciler battı mutlu musunuz
-
evet mutluyum.
nezaket ve vicdanın minimum olduğu her iş umarım batar.
sakarlık
-
olips şekerle dili kesmek, yetmemek dili kanatamak, üstüne bir de bir gün yiyip içememek
selam geronimo!