ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
migren
-
tip 3 testi diye bişey bulmuşlar, kan testiyle 266 gıdaya karşı antikor aranıyormuş ve migreni tetikleyebilecek gıdalara göre bir migren diyeti hazırlanıyormuş daha seyrek migren krizi ve daha az ağrı için.
migreni tetikleyebilecekler;
sigara dumanı
lodos
rüzgâr
klima
kırmızı şarap
mayalı içecekler
çikolata
fazla kahve
kafeinli ağrı kesiciler
az uyumak
çok uyumak
rahatsız yastık
aşırı soğuk hava
aşırı sıcak hava
ağır parfüm kokusu
parlak ışık
açlık
öğün atlamak
stres
heyecan
hormon bozukluğu
doğum kontrol hapı
regl dönemi
süt ürünleri
beyaz peynir
balık
un
ekmek çeşitleri
keçiboynuzu (wtf?)
kolalı içecekler
fiziksel veya zihinsel yorgunluk
yoğun fiziksel aktivite
menopoz
yüksek ses
tiramin içeren gıdalar (peynir, hurma, salam-sosis, şarap, narenciye, soya, muz ve daha gider...)
monosodyum glutamat içeren gıdalar (konserveler, hazir corbalar, bulyonlar, cipsler, hazır baharatlar, süt, et, ceviz ve mantar, oeh)
bence migrenli kişiler evrim zincirinde bir hata, doğal seleksiyonda selekip yokolup gitmeliydik.
11 aralık 2020 türk futbolunun iflası
-
ülkece her alanda yaşanan dibe batışın futbola yansımasıdır.
savcıda şeref varsa tırda silah olduğunu ispatlar
-
(bkz: şeref demedim eşref dedim)
beşiktaş
-
gelir vergisi ödeyeceğiz amk.
selçuk bayraktar'ın iktidar değişiminden korkması
-
(bkz: selçuk bayraktar'ın düğün gününde şehitler olması)
(bkz: selçuk bayraktar'ın harf devrimi yorumu)
(bkz: 30 temmuz 2021 selçuk bayraktar'ın çaresizliği)
tüm akp'de var olan korkudur.
düşün yani, müzik haramdır diyen şeyh bozuntuları da atatürk'ün devrimlerine darbe diyor. onlarla aynı düşüncedesin. siyasal islamcısın. bence asıl korkulması gereken budur.
sabri sarıoğlu
-
penaltıda kaleyi tutturmuştur. kaleciyi hesap edemedi.
24 kasım 2019 lecce cagliari maçı
-
bunun ile ilgili istanbulda bir zirve yapılsa güzel olur. düşünsene onlarca kişi toplanmış lecce cagliari maçı izliyor. tezahürat yapıyor. istanbul bile böyle bir rönesans tablosu görmemiştir.
kuzey güney
-
şu dizideki kuzey karakteri var ya, kadın ikiyüzlülüğünün timsalidir. adam bildiğin on numara hödük ama herkesler ağzının suları akarak izliyor herifi. lan madem bayılıyorsunuz maço adamlara bu kadar, vatanımız membağı lan bunların, öküzden bol ne var memleketimde. ama güzel çankırı'mın kavruk delikanlısı yapsa bu tripleri sümüğünüzü atmazsınız adama, bu sarı sikli yapınca ooovvv beybi.
ben de niye içlendiysem bu kadar amk.
ilk buluşmada eve davet eden kız
-
benim de başıma geldi, sonrasında tüm vücudum bir hafta boyunca ağrıdı çünkü acımasızca ev taşıttılar.
3 kız okulun ilk günü 3 farklı öğrenci yurdundan 3 gerizekalı toplamış, birbirini tanımayan 3 gerizekalı bir kamyon eşyayı eve yerleştirdi ve yurtlarına dağıldı.
sonraki günlerde bu 3 kız bu 3 gerizekalı ile muhatap bile olmadı. 3 gerizekalı ise arkadaş olup aynı eve çıktı.
kızlardaki tayt giyme hastalığı
-
valla kızları bilemem de teyzem için hastalıktan çok iyileşmek için yapılan bir eylemdir tayt giymek. bacağındaki ağrılara ve huzursuz bacak sendromuna iyi geldiğini söylüyor, her gece etrafta arı maya gibi dolaşıyor.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"kupa sevincini yaşarken bile angela merkel'in gözünden 3. havaalanının endişesi okunuyordu."
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
başka bir mülakat sırasında, bir danışmanlık şirketinin işe alım uzmanı ile gelişen bir diyalog;
+: şirketin işe alım uzmanı
- : ben
+ müşteriniz sizden bir konuda acil bir sunum istedi. müdürünüz 1 saat içinde bu sunumu hazırlamanızı ve müşteriniz gelince onlara sunmanızı bekliyor. ama konuyu hiç bilmiyorsunuz, en ufak bir fikriniz bile yok, ne yaparsınız?
- bu konuda bilgi sahibi olan takım arkadaşlarıma danışırım.
+bu konuda bilgi sahibi olan kimse yok ekipte.
- o zaman müdürüme sorarım, nasıl bir yol izlemem gerektiğini.
+ müdürünüz de bu konu hakkında bilgi sahibi olmadığını, müşteriden acil istenen bir sunum olduğunu ve sizin halletmeniz gerektiğini söyledi.
- konuya bağlı olarak şirket içi belgelerden, eğitimlerden veya internet üzerinden araştırma yaparım. en kısa sürede bulabildiklerimi derleyip sunumu hazırlarım.
+ bu konuyla ilgili şirketinizde bir bilgi veya doküman bulunmuyorsa?
- o zaman bu sunumu yapmak için doğru adres değiliz demektir. belki de müşteri yanlış bir şirketten yanlış birşey istemiştir, karıştırmıştır. en önce bunu kontrol ederim.
+... (gülümseme ve sessizlik)
hayır nasıl profesyonel bir şirketsek artık, sahip olduğumuz hiç birşey yok. sadece müdür, müşteri ve ben varız sanırım. insanın çalışası gelmiyor zaten bu sorulardan sonra.
x
-
başlık içerisinde arattım, bazı şeyler buldum; fakat "x" bilinmeyeninin serüvenine ilişkin birtakım eklemeler yapmak gerekirse, hikaye şöyle:
arapça'daki "şey" kelimesi tekildir. kelimenin çoğul hali "eşya"dır. bizim kullandığımız eşya kelimesi de aslında arapça "şeyler" demektir. benzer şekilde "hak" kelimesi tekil, "hukuk" kelimesi "haklar" anlamında çoğuldur.
charles dickens'ın iki şehrin hikayesi isimli romanından sonra, yeni roman olarak amin maalouf'un semerkant'ına başladım. gerçekten harika bir kitap. amin maalouf'un başlığında bir suser'ın ifade ettiği gibi, semerkant'ı okumaya başladıktan sonra, maalouf'un tüm eserlerini sırasıyla okuyası geliyor insanın. yaptığım araştırmalar kadarıyla da her bir kitabı ayrı bir güzel.
matematikteki bilinmeyen "x"in hikayesinin semerkant romanı ile bağlantısı da şöyle. ömer hayyam'a vaktiyle "sen çok deha birisin, neden rubailerle vakit harcıyorsun, sana tüm bu bilgileri veren hocalar kitap yazmadan öldü, sen bunları yazsana" diyorlar. ömer hayyam da "ilim kitapları, birbirlerini çürüte çürüte ilerler ve sonra gülüç duruma düşerim. fakat şiire, rubaiye yüzyıllar boyunca hiçbir şey olmaz, kimse bir şey diyemez" der.
fakat hayyam kısa süre sonra bilinmeyen denklemler üzerine kitap yazar. 11. yüzyılda olduğumuzu unutmayalım. ömer hayyam'ın nizamülmülk ve hasan sabbah vb. gibi dönemin ağır toplarıyla da engin bilgisi sebebiyle bağlantıları olduğu bilinen bir durum.
ömer hayyam yazdığı kitapta, bilinmeyen denklemdeki "bilinmeyen"e arapça "şey" sözcüğünü veriyor. daha sonra kitap ispanyolların eline geçince onlar da bunu "xay"e dönüştürüyorlar. daha sonrasında da "ay" atılarak ortada sadece "x" kalıyor. sonrasında da bildiğimiz "x" tüm matematikte bilinmeyen olarak kullanılıyor. (bkz: hayat ne tuhaf vapurlar falan)(bkz: insan gerçekten hayret ediyor)
romanda maalouf'un yazılarıyla olay aynen şöyle okuyucuya aktarılıyor:
--- spoiler ---
aslında ömer uzlaşmayı ve minnettarlığını göstermeyi bilecek, deyim yerindeyse şarabına su katacaktı. sonraki aylarda üçüncü dereceden denklemleri ele alan çok ciddi bir eser yazmaya girişti. bu cebir eserinde hayyam, bilinmeyen sayıyı göstermek için arapçadaki şey terimini kullanmış; ispanyolların ilmi eserlerine xay olarak geçen bu kelime zamanla kısaltılıp sadece ilk harfine indirgenmiş, sonra da x tüm dünyada bilinmeyen sayının simgesi haline gelmişti.
--- spoiler ---
amin maalouf, semerkant, yky, 89. baskı, sf 43.
*
(bkz: beyaz zambaklar ülkesinde/@dragonlady)
(bkz: insanın düşünmekten canı yanar mı/@dragonlady)