ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bir erkeği karşılıksız seven kız
-
karşılıksız seven değil, sevgisinin karşılığını sabırla bekleyen kızdır o.
anne ve babanın aşk hikayesi
-
ne zaman düşünsem tüylerim diken diken..
geçen hafta dolan otuz beş yıldan beri otuz beş kuruşla ev geçindiriyorlar. üç çocuk büyütmüşler, okutup adam etmişler. üç çocuklarına da aynı sevgi ile bakmışlar hep, gözlerinde hala o sevgi. hani olmaz da, göstermek istemeseler bile ele verecekler kendilerini, naif bir sevgi sızıyor gözlerinden. işe gitmek için evden çıkarken, arkamdan usulca aralanan perdenin arkasındaki annemin gözünde görüyorum, her sabah.
nasıl başladığı değil nasıl yaşandığı önemli; onca yıl nasıl büyüdüğü, bizi büyüttüğü. onlar dolu dolu da yaşamışlar, damdan düşer gibi de. tepeden tırnağa sevdalılar, sevda nedir biliyorlar çünkü.
çünkü yaşamışlar, yaşıyorlar bu hayatı. tüpsüz kalmışlar, vesikayla ekmek almışlar, kuru üzümle çay içmişler herkes gibi. kaç ihtilal kaç kriz görmüşler. ve hala, sabahın yedisinden gecenin körüne kadar haberlerde gördükleri "dünyaya" üzülüyorlar. yirmi dokuz yıldır onları sabır ve umut ederken gördükçe tüylerim diken diken oluyor benim.
keyif almasını da bilmişler. uğrak lokantası’nda kızarmış yarım piliç ve haydari ile içmişler rakıyı, tam cam kenarındaki masada hem de. bizim gibi rakının yanına pırasa getiren, fasıl diye taverna müziği çalan, damsız girilemeyen yerlere, olmadığı gibi görünen insanların arasındaki masada birkaç arkadaş mahkum kalmamışlar. en son ne zaman sinemaya gitmişler hatırlamıyorlar, dilleri dönmüyor hatırlayınca da zaten filmin adını. o akşam televizyonda ne varsa, bir bardak da çay yanına, en seyredilir eser oluyor o akşam.
bu sevgiyi anlamak istiyorsanız, görmeniz lazım. birbirine güzel söz söylemez, çarçur etmezler iltifatlarını. sevgilim, bir tanem bunlar sahte laflar, yer yok onların lugatında. her gün milyonlarcası gırla giden gerçek sevgi sözleriniz gerçek kıymetini biliyorlar.
yıllarca işten gelirken kesik ankara soğuğunda yüzü kızaran emekli memur babam gibi yüzüm, aşk hakkında düşünürken, utancımdan. hayat bana daha ne öğretebilir? onlarla karşılaştırınca, hokkabazın ağzındaki yalancı alev gibi yabancıyım aşka. oysa onlar, birbirlerine sarılıp kenetlenmişler. ve kalbime bıçak sokar gibi kirpikleri bana, bize doğru dönmüş soruyorlar:
"ya siz?"
tek aktör için yaratılmış karakterler
11 ağustos 2021 kastamonu sel felaketi
-
ülkenin son 10 yılında yaşanan felaketlerin çok daha azı ecevit ve demirel'in zamanında yaşandığında siyasal islamcılar ecevit ve demirel'in kısırlığından, dinsizliğinden, masonlugundan başımıza bunlar geliyor diyorlardı. şimdi başımızda 3-4 çocuklu, "dini bütün, abdestli, alnı secdeliler" var ve ülkede yaşanmadık felaket kalmadı. ikiyüzlü siyasal islamcılardan hiç ses yok.
yazarların favori padişahı
-
2. mahmut. ( nam-ı değer gavur padişah)
bugünkü cumhuriyetin temellerini atmıştır.
ilk elçileri ve okuması eğitim alması için yetenekli öğrencileri avrupaya göndermiş onlar jön türkleri oluşturmuş ve ondan etkilenenler namık kemal gibi yazarları okuyan ( daha sonra yasaklatılmasına rağmen) mustafa kemal gibi veya ittihatçı gençleri oluşturmuştur.
kılık kıyafeti değiştirmiş. fes ( şapka inkilabı) zorunlu hale gelmiştir. ( bu sebeple gavur padişah denir ahalinin kıyafetine vs. karıştığı için. ayrıca ironiktir güya şapka devrimini protesto etmek isteyen kadir mısıroğlu kafasında fesle dolanır ki, fes de aynı mantıkla getirilmiştir.)
yeniçeri ocağının kaldırılması. bilinmelidir ki yeniçeriler paralı askerdir. devleti sürekli baskılıyan isyan eden padişah değiştirip cülus bahşişi alan onlardır. selçuklu ve osmanlının gelişmesinde rol oynayan tımarlı sipahilerle alakası yoktur. asıl başarılı askeri ve tarım sistemi odur.
ilk resmi gazete çıkarıldı. ilkokul zorunlu hale getirildi. tıbbıye açıldı.
dönemler olarak padişahlar yorumlanabilir. ama kendisi devleti o dönemde bir şekilde yaşatmayı başarmış. başarılı komutanlar ve siyasetçiler yetiştirilmesine ön ayak olmuştur.
onurlu sanatçı derken akla gelen ilk isim
-
(bkz: tarık akan)
bir evi zengin gösteren en önemli detay
-
mutfaktaki ada tezgah
yazarak para kazanmak
-
gözlerini kapatıp vazifesini yapabilenler için son derece kolay bir iştir; aksi halde sıkıntılıdır.
"breaking bad gibi, lost gibi diziler yazdın da yapımcılar yok mu dediler"le kestirip atıyorsun ya sen; ben de sana diyorum ki sen bu ülkenin televizyonlarında işlerin nasıl yürüdüğünü hiç bilmiyorsun dostum. gerçekten en ufak bir fikrin yok.
bugün türkiye'de senaryo yazarı olmak zor; çok zor. çünkü burada senin bahsettiğin müthiş hikayelerle zerre kadar ilgilenilmiyor. dünyanın en muhteşem hikayesini mi yazdın? nafile. kimsenin üzerine kalem oynatamayacağı kadar kusursuz bir dramatik yapı mı kurdun? nafile. çatışmanın kralını, daha evvel kimsenin akıl etmediğini mi yarattın? nafile. nafile. senin hayal ettiğin yapımcılar, böyle "faydasız" şeylerle ilgilenmiyorlar. ben sana neyle ilgilendiklerini anlatayım. bak, aşağıdaki ibretlik sözler, senin ve herkesin çok iyi tanıdığı bazı yazarlar, yapımcılar ve genel yayın yönetmenleri tarafından yüzüme karşı açıkça söylenmiş şeylerdir; dikkatli okumanı tavsiye ederim.
"ilginç fikirler, yeni hikayeler bulmaya çalışmayın; zaten bulamazsınız. bütün diziler dördüncü bölümden sonra aynıdır çünkü; iyi bir kadın vardır, kötü bir kadın vardır, entrika vardır, aşk vardır, adam televizyon izler, kadın çay getirir falan. türk kadını bunu izler; ne yapsın kore savaşı'nı bilmem neyi?" - kendisine sunduğumuz dokuz farklı projeye burun kıvırıp bize "lale devri"ni örnek veriyor.
"siz neden bu kadar kasıyorsunuz ki? tarihi şeyler, fantastik şeyler, gizem hikayeleri falan? türk izleyicisi salaktır; bunları ne anlar, ne seyreder. entrikayı görmediği zaman kanalı değiştiriverir. basit şeyler yazın, basit. aşk, entrika, para... nesi var bunların?" - kendisi, hayatı boyunca en fazla üç kitap okumuş bir adam ve türkiye'nin en zengin, en iyi yapımcılarından sayılıyor.
"hikayeniz güzel ama çok para gerektiriyor. ben buna bu kadar para basacağıma iki evde, iki aileyle, üç kuruşa fıstık gibi dizi çekerim, millet de ayıla bayıla seyreder." - yukarıdaki zengin yapımcı.
"tamam, hikayeniz iyi olabilir ama bakkal hüseyin'e sorsam onda da güzel hikayeler vardır. artık önemli olan hikaye değil arkadaşım; reyting yapar mı bu iş, sen onu söyle." - kendisi sizinle görüşmek için - o sırada hiçbir meşguliyeti olmadığı halde - sizi üç buçuk saat ayakta bekletmeyi marifet sayıyor.
"biliyorsunuz ki önemli olan hikayeyi kimin yazdığı değil, kimin isminin bilindik olduğudur. bu yüzden jenerikte benim ismim yazacak. ama siz de hakkınız olan miktarı alacaksınız." - kendisi şu an hala, hikayesini ve karakterlerini ortağımla birlikte yazmış olduğumuz "x" isimli dizinin parasını yiyor.
"y şirketi dışarıdan yazar almıyor. mesela ben o dizide yazıyorum ya, benim amcam da dizinin görüntü yönetmeni. aslen iktisat mezunuyum. üzgünüm, bu işler böyle." - kendisi, "y" isimli medya mafyasının dışarıdan yazar almadığını, kendi içinde bölünerek çoğaldığını anlatıyor.
"siz tiyatro yazarları, dramatik yapıyı iyi biliyor olabilirsiniz ama önemli olan o değil ki? biz hayatın içinden insanlarla çalışmayı tercih ediyoruz; yazarlık eğitimi almış olması o kadar da önemli değil." - kendisi türkiye'nin en çok seyredilen üçüncü kanalının yayın yönetmenliğini yapıyor.
"benim küçük muharririm, nasıl yazdığın önemli değil; kartımı al, istanbul'a geldiğinde beni ara, buluşalım. kitabını basmayan namussuzdur." - kendisi türkiye'nin en prestijli yayınevinin genel yayın yönetmenliğini yapıyor.
"güzel yazıyorsunuz ama bence çok gergin tiplersiniz; hep çalışmaktan bahsediyorsunuz. ben çalışma ortamımın neşeli, esprili olmasını isterim. çıksak mesela ofisten, bir yerde iki bira içsek, ne güzel çalışırız." - kendisi, yalnızca işimizi yapmak istediğimizden bizi kovuyor ve dramatik yapısını oluşturduğumuz "x" isimli dizi halen devam ediyor.
"sizi üç ay boyunca çalıştırdım ama kusura bakmayın. ben bu sezon daha başka projelerle ilgilenmeye karar verdim. ama yazdıklarınızı saklayın; bir gün mutlaka işinize yarar." - kendisi var gücüyle türkiye'nin toplumsal sorunlarına ve adaletsizlik temasına eğilirken adaletsizliğin kralını yapıyor.
"şansınızı istanbul'da deneyin güzelim, üzgünüm." - kendisi izmir'de kadın hakları savunucusu olarak tanınıyor ve kendisinden yardım talep eden kadınlarca gönderilmiş mektupların yalnızca giriş cümlesini okuyup başından savıyor.
hafızam iyidir; oturup sabaha kadar bu ve buna benzer diyaloglar yazabilirim. fakat gerek yok. bence sen beni anladın; bu iş zor, çok zor yonca. ben de başta senin gibi düşünür, senin gibi hayaller kurardım: sonuçta iyi bir hikayeye kim hayır diyebilir ki değil mi? ama bak, diyorlar. hem nasıl diyorlar. kimileri de evet deyip asıl kazığı ondan sonra sokuyorlar. işte o çok daha kötü oluyor. düşün ki sana aylar boyunca rüyanda bile göremeyeceğin bir geleceğin hayallerini kurdurup bir gece ansızın, bir mangal sofrasında karar değiştiriyorlar. sen elinde dosyalar, kafanın içinde hayallerle öylece, afedersin sik gibi ortada kalıyorsun. sonra sonra hayal kurmaman gerektiğini öğreniyorsun. ben öğrendim. sen de öğren; yazarak para kazanmak, hayal tacirlerinin kitap bilmeden kalem tuttukları bu ülkede zor iş yonca, çok zor iş.
fotoğraf yollanan kızın muhabbeti kesmesi
-
o ana kadar sohbetin yağ gibi akması durumunda daha çok koyan hadise. şakalı esprili giden sohbet birden "aynen", "hımm" gibi sohbet sikici kelimelere evrilir ve ardından da kızın cevapları kesilir. er kişinin gözleri bulutlanır, başı öne eğilir... daha fazla devam edemicem.
1 mayıs 2020 türkiye'de hayat pahalılığı
-
-dünya'nın en çok çalışan ülkesiyiz. kaynak
-buna rağmen avrupa'nın en az kazanan üçüncü ülkesiyiz. kaynak
-ve buna rağmen oecd ülkeleri arasında en çok vergi veren altıncı ülkeyiz. kaynak
- satın alma gücünde, 38 avrupa ülkesi arasında 32. sıradayız. kaynak
özetle; çok çalış, az kazan, bol vergi öde ve bir şey sahibi olama.
edit: son madde eklendi.
yaran fıkralar
-
büyük bir sirketin üst düzey yöneticilerinden biri bir gün new york üzerinde balonla dolasmaya cikar. aksilik bu ya, pusulasini asagiya düsürür ve kaybolur. inmek icin uygun bir yer ararken bir gökdelenin tepesinde sigara icen bir adam görür ve alcalir:
"pardon. ben neredeyim acaba?" diye sorar.
"yerden 500 feet yükseklikte bir balonun icindesin" der adam.
yönetici sinirlenir:
"sen mühendissin degil mi?" diye sorar.
"evet." der adam. "nereden bildin?"
"cünkü basim belada ve sana bir soru soruyorum. verdigin cevap 100% dogru fakat hic bir isime yaramiyor."
"sen de yöneticisin degil mi?"
"evet sen nereden bildin?"
"cünkü yerden 500 feet yükseklikte bir balonun icinde kaybolmussun, pusulan yok, berbat durumdasin. fakat bu simdi benim sucum oldu."
garipoğlu ailesi'nin yaptığı ilginç nişan
-
şu ülkede yaşanan her pisliğe tek tek tepki vermeye kalkmak için baya mesai harcamak lazım.
bu ney laaan.
insanda biraz vicdan olur, empati olur, adalet duygusu olur.
bu söylediğimden daha önemsiz olmakla beraber,
ben zenginlik düşmanıyım arkadaş açıkça söylüyorum.
hiç bana gelip sermaye karşıtı pis fakirler geyiği yapmayın.
bu düzende zenginlik dolaylı hırsızlıktır.
hele ki böylesi vicdansız, izan yoksunu insanların planlı yahut plansız dangalaklığı tartışma konusu bile edilemez.
genç bir kızın vahşice canını al, sonra aynı tarihte nişan töreni yap.
utanır lan biraz insan.
ben sizin yerinizde olsam yaşanan vahşetin yıldönümünde utancımdan sokağa çıkamam.
siz unutmuş olabilirsiniz
umursamıyor da olabilirsiniz
ancak cem garipoğlunun yaptıkları sizin umursamazlığınızla birleşince garipoğlu soyadının her bir harfine zift gibi yapışmıştır.
allah bin türlü belanızı versin.
münevverin hayatından çalınan her gün iki cihanda size azap olsun.
stadyum
-
dünyadaki bazı stadyumlarla ilgili trivia’lar:
wembley
- 90.000 kişilik stadyum, içine 25.000 otobüs park edilebilecek bir büyüklüğe sahip.
- stadyumun inşaat sürecinin herhangi bir aşamasında, ingiltere'deki her ilçeden en az bir kişi yer almıştır.
- ingiltere’nin, almanya’yı yenerek şampiyon olduğu 1966 fifa dünya kupası finali, euro 96, 78 fa cup finali, 6 avrupa kupası finali, 1948 olimpiyat oyunları gibi birçok önemli etkinliğe ev sahipliği yapmıştır.
- stadyumda 98 mutfak var.
- 1986'da queen, 1988'de michael jackson ve 1990'da the rolling stones gibi pek çok ünlü müzisyen/müzik grubu wembley’de sahne almıştır.
camp nou
- 99,354 kişilik seyirci kapasitesiyle avrupa’nın en büyük stadyumudur.
- camp nou'nun inşası 28 mart 1954'te başladı ve sadece 3 yılda tamamlandı (24 eylül 1957).
- stadın orijinal ismi “estadi del fc barcelona”ydı. “camp nou” ismi, aslında takma isim olarak kullanılıyordu.
- camp nou’daki ilk golü atan futbolcu “eulogio martínez”dir.
- barcelona, camp nou’daki ilk resmi maçını real jaen’e karşı oynadı. maçı 6-1 barcelona kazandı.
- 1972 yılında “kupa galipleri kupası”nın finaliyle; stadyum, ilk defa bir avrupa kupası finaline ev sahipliği yaptı (glasgow rangers 3-2 dinamo moskova).
- stadyum, “1982 fifa dünya kupası” açılış maçına ev sahipliği yaptı.
- 1989 yılında ilk şampiyonlar ligi finaline ev sahipliği yapmıştır. (ac milan 4-0 steaua bükreş).
santiago bernabeu
- stadyum 14 aralık 1947'de real madrid ile belenenses arasında oynanan bir maçla açıldı (real madrid 3-1 belenenses).
- “sabino barinaga”, stadın açılış golünü attı.
- eskiden “nuevo chamartin” olan stadyumun ismi, 4 ocak 1955'te kulüp başkanını onurlandırmak adına “santiago bernabeu” olarak değiştirildi.
- ilk gece maçı, 18 mayıs 1957’de real madrid ve sport club do recife arasında oynandı (maçı 5-3 real madrid kazandı).
- stadyum, 1964’te ilk kez bir avrupa kupası finaline ev sahipliği yaptı.
- ayrıca, 1982 fifa dünya kupası’nın 4 maçına ev sahipliği yaptı.
- stadyumda 4 uefa şampiyonlar ligi finali düzenlendi.
- santiago bernabeu’daki 4000. gol, cristiano ronaldo tarafından atıldı.
- u2, the rolling stones gibi birçok ünlü grup stadyumda sahne aldı.
san siro
- stadyum, kentin batı eteklerinde bulunan san siro bölgesinde yer aldığı için “san siro” olarak adlandırılır. stadyumun gerçek ismi “stadio giuseppe meazza”.
- stadyum 19 eylül 1926'da iki milano kulübü arasında oynanan bir maçla kapılarını açtı. maçı inter 6-3 kazandı.
- san siro'nun 1926'daki kapasitesi 35.000'di. mevcut kapasitesiyse 80,018.
- stadyum, 1934 fifa dünya kupası’nda 2 maça ev sahipliği yaptı.
- san siro, 1947 yılına kadar sadece ac milan'a ev sahipliği yapıyordu.
- stadyum; 1990 fifa dünya kupası, 1980 avrupa futbol şampiyonası ve 4 avrupa kupası finaline ev sahipliği yapmıştır.
anfield road
- 1884 yılında inşa edilen anfield, ilk olarak everton tarafından kiralanmıştır. ilk maç 28 eylül 1884’te everton ile earlstown arasında oynandı (everton 5-2 earlstown).
- everton kirayla ilgili anlaşmazlıklar nedeniyle 1891 yılında goodison park'a taşındıktan sonra anfield, liverpool fc'ye ev sahipliği yaptı.
allianz arena
- 75,000 kişilik seyirci kapasitesine sahiptir.
- 2006 fifa dünya kupası, 2012 uefa şampiyonlar ligi finaline ev sahipliği yapmıştır.
maracana
- stadyum, 1950 fifa dünya kupası’na ev sahipliği yapmak için inşa edildi. ancak inşaat geç başladığı için henüz bitmemişti. fifa, stadyumda maç yapılmasına izin verdi ancak inşaat aslında 1965 yılında tamamlanmıştır. stadyum, turnuvada hala bir inşaat halinde gözüküyordu.
- pele, 1000. golünü maracana’da atmıştır.
old trafford
- wembley’den sonra ingiltere’nin en büyük ikinci stadyumudur.
- manchester united, stadyumun açılış maçını liverpool’la oynadı. ancak maçı 3-4 kaybetti.
- stadyumun hemen dışında “united trinity” olarak adlandırılan, manchester united’ın efsane 3 oyuncusunun bulunduğu heykel grubu yer alır (george best, denis law ve bobby charlton).
- stadyumun en büyük bölümüne manchester united’ın en başarılı menajeri sir alex ferguson’ın ismi verilmiştir.
kaynakça
https://www.globalblue.com/…cts-on-wembley-stadium/
https://www.borehamwoodfootballclub.co.uk/…wembley/
https://www.listerious.com/facts-about-camp-nou/
https://en.wikipedia.org/wiki/allianz_arena
https://www.laliga.com/…about-the-santiago-bernabeu
https://en.wikipedia.org/wiki/san_siro
https://www.fmliving.co.uk/…efore-visiting-anfield/
https://en.wikipedia.org/…t_of_stadiums_by_capacity
https://www.listerious.com/…cts-about-old-trafford/
https://nationalpost.com/…c-opening-ceremony-in-rio