ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hollanda'nın 1974'te yaptığı takım presi
-
hollanda bu taktikle 1974 dünya kupasında finale kadar yükselmiş ve almanya'ya kaybederek ikinci olmuştur. ayrıca günümüz futbolunda hiç bir işe yaramayacak bir taktik anlayışıdır. finale kadar yükselmesinde de bu taktikten ziyade, kadrosunda bulunan johan cruyff ın sayesindedir.
kılıçdaroğlu'na çıkışan kadın
-
kadın haklı, onca dönem varken, sen git chp'nin 15 senedir tek başına iktidar olduğu döneme denk gel. olacak şey değil. çıkışmasın da ne yapsın? zavallı teyzecim.
55 dk bekletip gelemiyorum mesajı atan insan
-
vardır böyle insanlar. ama benim başıma bundan daha ağırı geldi.
bir gün aynı ofiste çalıştığım bir kızla iş için beşiktaş'a gittik. arabayı kadıköy'de park edip vapurla geçtik karşıya ve bir saat verip beşiktaş iskelesi'nde buluşmak üzere sözleştik.
ben saat yaklaşırken başladım beklemeye. sonra saat 5-10 dk geçince aradım bunu ve bana; ayh yoldayım geliyorum, çok sıcak, şöyle oldu, böyle oldu gibi şeyler söyledi. ben de beklemeye devam ettim. 10 dk oldu 20 dk, 20 dk oldu yarım saat... ben bunu tekrar aradım, ne kadar sürer gelmen diye ve yine aynı rahatsız ifade ile 10-15 dk sonra oradayım dedi.
ben de beklemekten sıkıldığım için barbaros bulvarı'ndaki starbucks'a kadar yürüyeyim hem bir kahve alırım hem de vakit geçer dedim.
starbucks'a bir girdim ki ne göreyim. bu, masasında bitmiş bir kahve bardağı elinde bir dergi oturuyor. yanına gidip selam verdim sakince.
beni görünce şeytan çarpmışa döndü ama öyle bir hale geldi ki açıklama bile yapamadı. nedenini bile sormadım çünkü bu kötücüllükte olan insanlara asla "neden" diye sorulmaz.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
''erdoğan yenikapı mitinginde fethullah gülen'i 'ilkokul mezunu' diye aşağılayınca, miting alanını doldularan doçentler ve profesörler gülen'i yuhaladı.''
asdashasdkflaksnfskajbns
içine katıldığı yiyeceğin tadını bozan şeyler
ingilizcesi karizmatik olan semt isimleri
-
woodcastle : tahtakale
darktown : karaköy
mt. belt : kayışdağı
newtown : yeniköy
medalstone : nişantaşı
midtown : ortaköy
topfield : tarlabaşı
gibi örneklerle desteklenen, ingiltere'de yaşıyormuş izlenimi veren düşünce...
edit: ...yi destekleyen örneklerdir.
başlığım taşınınca tanımım babasız gibi ortada kalmış.
sırp-hırvat-boşnak farkı
-
sırplar ortodoks yugo-slavlardır
hırvatlar katolik yugo-slavlardır
boşnaklar müslüman yugo-slavlardır
ortak noktaları hepsinin yugo-slav olmalarıdır.
edit: entryimin eklişeyler'e konu edilmesinden çok mutlu oldum. böylelikle bazı şeyleri eksik bildiğimi de öğrendim. siz, mutlaka bilimsel bir kaynaktan da araştırın konuyu.
istanbul'un köpeği boji'nin son hali
-
acaba hapsedildiğini ve tellerin arkasına mahkum edildiğini nerenizden çıkardınız.
o zaman sizin kedi köpekleriniz de 4 duvara hapisler.
gezdirilmediğini nerden biliyorsunuz ?
zenci futbolculardan teknik direktör çıkmaması
-
çoğu zenci futbolcu kendisini hayır işlerine adamaktadır. futbolu bıraktıktan sonra kurdukları vakıfların işleriyle ilgilenir ya da kurulmuş vakıflara destek olurlar. geri kalmış ülkrlerinin bakanlıklarını federasyonlarını veya spor bakanlığı bünyesindeki kurumlarını kalkındırmaya çalışırlar. ülkelerine vakıf futbol okulları açıp bizzat kendileri işin başında durup çocukları suçtan uzak tutmaya ve aralarından yetenekli olanlarını futbolcu yapmaya uğraşırlar
yokluk çok kötü bişey oğlum. kendileri bu yoklukla büyüdükleri için aynı durumdaki insanlara yardım etmeyi teknik direktörlük yaparak servetlerine servet katmaya tercih ederler.
jim carrey
-
jim carrey’nin röportajlarını, ödül törenlerinde (ödül aldıktan sonra ya da bir ödülü açıklarken) yaptığı konuşmaları ya da talk show’larda ettiği lafları dikkatli bir biçimde dinlediğinizde, kendisinin yalnızca bir komedyen olmadığını ve hep bir arayış içinde olduğunu görürsünüz.
jim carrey, bu arayışına 2016 yılındaki altın küre ödülleri’nde net bir şekilde değinir.
sunucu: karşınızda yakında gösterime girecek true crimes filminden, iki altın küre kazanan jim carrey.
jim carrey: teşekkürler.
ben iki kez altın küre kazanan jim carrey.
ben yatmaya giderken öyle herhangi bir insan gibi yatmam.
ben, iki kez altın küre kazanan jim carrey olarak ihtiyacım olan uykuyu alırım.
ve rüyalarımda öylesine rüya görmem. hayır. ben üç kez altın küre kazanan aktör olmayı görürüm.
çünkü ancak o zaman yeterli olabilirim.
ve sonunda bu gerçek olur.
ve bu korkunç arayışa, sonunda beni tatmin etmeyeceğini bilsem de son verebilirim.
jim carrey’nin bu arayışa nasıl başladığını ise jim and andy belgeselinden öğreniyoruz. belgesel, jim carrey’nin andy kaufman’ı oynadığı man on the moon filminin bir nevi kamera arkası. belgeselde jim carrey’nin andy kaufman’a nasıl dönüştüğünü izliyoruz. jim, kendini o role o kadar kaptırıyor ki yönetmen milos forman da dahil setteki herkes onu andy diye çağırıyor.
işte jim carrey’nin anlam arayışına başladığı o an:
"mutlak kafa karışıklığının, mutlak hayal kırıklığının, tüm hayallerimin gerçek oluşunun ortasında bir yerlerde; oradaki herkesin sahip olmak istediği her şey elimde bulunup mutsuz olduğum o anda…"
yazının tamamı: jim carrey'nin anlam arayışı
tayyip'in cb seçimini kaybettiğinde yaşanılacaklar
-
ön bilgi: bu dört sayılı entry'dir. ilk yazanlar yazdıklarını silerse diye peşinen yazıyorum.
1. parti binası önünde cılız bir kalabalık "kaybetsen de seviyoruz." içerikli gösteri yapacaktır.
2. akp merkezinin ışıkları erkenden sönecek ve herkes evine gidecektir.
3. erdoğan aynı gece ankara'dan üsküdar'daki evine geçecektir.
4. kısıklı'da da bir iki kişi sevgi gösterisi yapacaktır. ama uzatmadan onlar da evlerine dönecektir.
5. sonra türkiye'de her şey çok güzel olacaktır.
ikinci yeni şiiri gırtlağına kadar arabesktir
-
yaşayan en büyük ikinci sanat eleştirmeni ertuğrul özkök'ün - en büyüğü için (bkz: hıncal uluç) - hürriyet'in pazar eki'nde yer alan söyleşisinde yaptığı açıklama. rec by saatchi'den çıkan "arta kalan zamanda" albümünde sevdiği 15 aryayı derleyen özkök'ün kendisiyle bu vesileyle yapılan söyleşideki açıklaması gerçekten düşündürücü:
"ikinci yeni şiiri gırtlağına kadar arabesktir. alın ikinci yeni ’den bir şiir, doğuş ’un şarkı sözlerinin yanına koyun, fark görebilecek misiniz bakalım. sezen aksu’nun şarkı sözlerinde de aynı tat vardır."
bu açıklamadan sonra hafif bir içim geçmiş, uyumuşum. rüyamda sezai karakoç, ece ayhan ve cemal süreya'yı gördüm. aralarında doğuş ve hilal cebeci ayrılığı hakkında tartışıyorlardı. daha sonra turgut uyar geldi ve "size genç şair doğuş'un şiirlerini getirdim, haydi birlikte okuyalım" dedi. okumaya başladılar:
eserin adı: uyan (doğuş adlı albümünden)
zordu bu anı beni yordu
yokluğun beni vurdu
zordu bu anı beni yordu
ayrılık beni vurdu
düşünmeden uğra bana
kapım açık hala sana
ayrılığın vurdu aya
yansıdı odamın duvarına
uyan uyan uyan
gönlüm uyan
dayan dayan dayan
ruhum dayan
seni de bir gün severler
sevda yüklü trenler
boş raylarda ilerler
sevenleri üzenler
hep o yolda giderler
eserin son bölümünde sezai karakoç ağlamaya başlamıştı. "ben neden böyle yazamadım hiç?" dedi. turgut uyar, diğer esere geçti:
eserinin adı: bebişim (hadi hızlandır albümünden)
dayanir mı bedenim bu acıya
alısır mı ruhum sensizlige
yüreğimde gözlerimde nefesimde
kaderimsin duam yeminimsin
kalbim kalbini görmediği zaman
atar mı sence bir daha
bebişim bebişim teninin kokusunu özlemişim
bebişim bebişim bebişim
canımdan bile sevdigim herşeyimsin...
"bebişim" kısmında ece ayhan sigarasından derin bir nefes aldı... "hiçbir zaman doğuş gibi yazamayacağız, hiçbir zaman..." dedi. turgut uyar devam ediyordu okumaya:
eserinin adı: uh uh (denge albümünden)
şimdi sana söylüyorum
içimdeki aşkı çıkar onu
çıkar onu çıkar onu bebeğim
vazgeçilmez terkedilmez
içimdeki tutku
al al al al al al
uva uva oh oh
kaldır üstündeki kara bulutları
serbest bırak alev alsın
özellikle "al al al al uva uva oh oh" bölümünden sonra, şairler "olmaz böyle şey" nidalarıyla "doğuş şiirlerindeki imgelem zenginliği" hakkında hararetli bir tartışmaya giriştiler. hatta sezai karakoç ile ece ayhan neredeyse birbirine girecekti. o sırada ertuğrul özkök geldi ve "ikinci yeni şiiri gırtlağına kadar arabesktir. alın ikinci yeni ’den bir şiir, doğuş ’un şarkı sözlerinin yanına koyun, fark görebilecek misiniz bakalım. sezen aksu’nun şarkı sözlerinde de aynı tat vardır." dedi. sezai karakoç "ne demek fark görebilecek misiniz? doğuş bizden milyon kat iyi...dalga mı geçiyorsun bre?" dedikten sonra koşup irice bir budaklı meşe odunu kaptı. .. tam o anda uyandım. bilgisayarımı açıp, doğuş’un resmi sitesinden fan clup bölümüne girdim ve hemen üye oldum. çok mutluydum. üstelik nickim de uvercinka ‘ydı.
http://www.hurriyet.com.tr/…791.asp?gid=59&sz=15434
yedi yıldızlı otelde ömür boyu hapis yatar mısınız
-
onemli bir felsefi soru degildir.