hesabın var mı? giriş yap

  • şu an sözlük bize ait arkadaşlar. kanzuk meşgul. istediğimiz yapabiliriz bence.
    ay çok heyecanlandım. annem nilgül teyzelere gidip evde tek kalınca da böyle olurdum.

    napıyoz lan hadi?

  • kuzen şamil'in her fırsatta üzerinde çeşitli deneyler yaptığı oyuncak bir köpeği vardır. (önce sıcak suyun içinde bekletip sonra buzlukta dondurmak gibi)

    zavallı köpeği bu kez sıkı sıkıya sargılara sarılmış bir şekilde bulan annesi şamil'e sorar;

    - oğlum ne bu köpeğin hali, yine naptın zavallıya?
    - anne bu eskiden ömerdi, şimdi de ezel yaptım ben onu.
    - !?!

  • dünyanin her bir yanina özgün yüzlerce ejder çesidi varmis gibi bunu ayirmislar. ejder deseler karstiracagiz sanki. "ejder mi, ne ejderi? adana ejderi mi komodo ejderi mi?"

  • galatasaray, benfica'yı yendiği için kasasına 1.680.000 $ girecek.

    bu para 560.000.000 fb yandex aramasına denk geliyor.

  • okumaya başladığım zamanlarda neil gaiman artık kendini tekrar etmeye başladı demiştim ve artık bu fikirden tamamen uzağım. modern zamanların içine hep dinlemekten zevk aldığımız biz de öyle şeyler yaşasak ne güzel olurdu diye düşündüğümüz masalları monte etmek konusunda daha önce çokça takdirlerimizi layıkıyla kazanan yazar, gene güzel bir hikayeyi bu kez londra’nın iki kıyısında (ama alt ve üst kıyılarında) örüyor. üst lonra’da hayat bildiğimiz gibi devam ederken, aşağı londra’da ise şehrin tarihi, efsaneleri, unutulmaya yüz tutmuş kahramanları, varlıkları masal kitaplarında kalmış eski şövalyeleri metronun terk edilmiş duraklarında yaşıyor.
    kişisel fikrim, sandman efsanesinden sonra benim tecrübe ettiğim en genis gaiman anlatımının neverwhere olduğu yönünde. richard mayhew, door, marquis de carabas ve tabii ki mr. croup ve mr. vandemar ikilisi (ki bu ikiliye dikkat!) gibi her biri kendi içlerinde oldukça tutarlı, ilgi çekici ve ayrıntılı işlenmiş tiplemeleri içeren hikaye, belli bir noktadan sonra gaiman’ın alışıldık ve başarılı anlatımı sayesinde ve her cümlesiyle “bitmesin” dediğiniz bir kitap haline geliyor. eskiden soylular için alıcı kuşlar yetiştiren yaşlı adamlar eski lonra’yı, insanların çalışmanın yanında eğlenmeyi de bildiği o eski kenti, o zamanların salaş publarını özlüyor, şimdi sadece british museum’da bir portrede yaşayan melekler çok önceleri suların altında kalan atlantis’in o güzelim bağlarında yetişen üzümlerden yapılan eşsiz şarapları bir daha içemeyeceklerine hayıflanıyor ve londra’nın knightsbridge, ravenscourt gibi metro durakları aslında isimlerini hak ettiklerini okuyucuya anlatıyor.
    `
    neverwhere, gaiman’ı bilenler için mutlaka okunması gereken bir kitap olmasının yanında, yazarın ismini duyup merak edenler için de müthiş bir başlangıç olabilir..

  • hamas denen terör örgütü, halkını acımasız israil ordusuna resmen sunmuştur, çocuk kadın kim varsa hepsinin hayatı israil ordusuna kaldı, bu düpedüz kendi halkına ihanet.

  • (bkz: güldürmedi)

    hepsiburada.com cem yılmaza milyonlarca lira ödeyeceğine. destek ekibine daha çok eleman alsın. amazon.com.tr başlığına bakıp feyz alsınlar.

    iyi hizmet olunca bedava reklam yaparız merak etmeyin.

    (bkz: amazon.com.tr)

  • "ben hâlâ bir coppola'yım. ailemden çok şey öğrendim. ancak, bu işi tek başıma kotarabileceğimi kanıtlamam için nicolas cage olmam gerekiyordu. yasal olarak ismimi değiştirmedim, ama ehliyetimde, pasaportumda cage yazıyor. cage, benim çünkü..."

    o, empire dergisinin tüm zamanların en iyi 100 film yıldızı sıralamasında, 40. sırada yer alan büyük bir aktör. ilk oynadığı filmden bu yana, o hiç düşüşe geçmedi. oysa ki bir çok film yıldızının kariyeri hep inişli çıkışlı oldu hollywood yollarında. fakat nicolas cage her zaman yükselişteydi. eleştirmenlerin canı sıkılmış olacak ki, bazı dönemlerin cage için zor geçtiğini söylediler. cage'in bu eleştirilere yanıtı ise kısa ve net oldu;
    ''hayatımın çok iyi bir dönemindeyim. insanlar, benim kederli göründüğümü düşündüklerinde yanılıyorlar.''

    ilk dönem filmleri onun yıldızını parlatan güçlü filmlerdi. nicolas cage, bu filmlerin değerini bildi ve hızla yükselişe geçti. oynadığı dönemde aşk filmlerine yeni bir soluk getiren moonstruck, coen biraderler'in 'bize göre bazılarının hakettiğinden fazlasına sahip olması haksızlıktı' diyen unutulmaz filmi, raising arizona, savaşı ve savaşın etkilerini çok farklı bir yönden ele alan birdy, motorsikletli çocuğun hükmettiği, rumble fish, nicolas cage için zirveye ulaşan yolun en zor kısmıydı. ve cage, bu zorlu yolu başarıyla geçmesini bildi. bu dönemde oynadığı bütün filmlerde, kendisinden beklenilenin çok üstünde bir performans sergileyerek, tüm zamanların en iyi film yıldızları arasına girmeye doğru parlak bir adım attı. fakat yine bu dönemde, kimse nicolas cage'in ne kadar büyüyeceğini tahmin edememişti.

    "o, oyuncuların caz müzisyenidir."

    david lynch, cage için bu yakıştırmayı yerinde görür. wild at heart filminde kızların pek de sevmeyeceği bir tipte karşımıza çıkan cage, yılan derisi ceketiyle david lynch dünyasının bir penceresinden daha, içeri girmemizi sağlar. genç yaşına rağmen cage, büyük yönetmenlerin büyük filmlerinde hızla rol almaya başlar. 1990'lı yıllarda oynadığı filmler, onun tüm dünyaca tanınmasını sağlayan filmlerdi. bir kara film örneği olan red rock west, bir korumayı canlandırdığı eğlenceli guarding tess, 1994 yılında çok az para ile oynadığı; çok büyük bir performans sergilediği; 95 akademi ödüllerinde en iyi aktör dalında, and the oscar goes to nicolas cage diye sahneye çağrılmasını sağlayan, ölümüne içen bir karakteri canlandırdığı leaving las vegas filminde oynadı. daha sonra bir anda beyazperde'nin milyon dolarlar kazanan yıldızları arasına girdi. art arda sapına kadar ticari, ota boka yaramaz diye tabir edilen, fakat tüm dünyada kitleleri sinema salonlarına dolduran the rock, con air, face off gibi filmlerde yer aldı. yakışıklı görülmediği halde bir meleği canlandırdığı, insanın hayata bakışını değiştirebilecek nitelikte bir film olan, city of angels filminde rol aldı.

    "bu insanlar (bazı) sadece 'ciddi film' diye damgalanan yapımlarda rol alıyorlar. oysa bana kalırsa leaving las vegas ne kadar 'ciddi' bir filmse superman de o kadar değerlidir. her şey, sizin 'ciddi' sıfatını nasıl yorumladığınıza bağlı..."

    2000'li yıllarda, the family man, charlie kaufman zekasının bir ürünü olan adaptation, ilginç bir film olan ve sonuyla şaşırtan matchstick men ve bir sistem eleştirisi olan lord of war gibi filmler ile övgüler alsa da, bu yıllarda çok eleştirilir nicolas cage.
    hakedilmeyen eleştiriler bunlar. çünkü nicolas cage, ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu ispatlayan ve bunu daha fazla ispatlamasına gerek olmayan bir oyuncu. hiçbir değeri olmayan ya da çocuk filmleri gibi yakıştırmalarda bulunulan filmlerde oynadığı yönünde eleştirelere maruz kaldı. her şeyden önce o, eğlenebileceği filmlerde rol almak isteyen; doğaçlama yeteneğini kullanabildiği filmlerde rol almayı seven birisi.

    "bir çitin üzerine oturup yaşamı izleyecek bir tip değilim ben. günü yakalamayı, anı yaşamayı seviyorum ve bence evrenin bizden istediği şey de bu."

    cage'in bu sözünden yola çıkacak olursak cage, 'o iyi film değil', 'bana yakışmaz', 'ben daha sanatsal filmlerde oynamalıyım' diye bir kaygı taşımıyor. yukarıda da söylediği gibi ciddi sıfatnı nasıl yorumladığınıza bağlı bu.
    - nicolas cage gibi bir adam ghost rider filminde nasıl oynar?
    - oynar. çünkü o, bir çizgi roman hastası. çizgi romanlarla büyüyen üstelik büyümeyle kalmayıp, ismini de luke cage isimli bir süper kahramandan alan biri... ghost rider ile bir süper kahraman filminde oynama hayalini gerçekleştirdi cage. insan hayalini gerçekleştirdi diye eleştirilir mi? bazan da cappola'nın yeğeni diye bu kadar yol alabildi, torpili olmasa bu seviyeye ulaşamazdı gibi savlar öne sürülüyor. dünyanın hangi mesleği, hangi dalı olursa olsun insan torpille sadece işe girer, sektöre atılır. fakat kişinin içinde bir cevher yoksa, asla torpilin sağladığı avantaj daim olmaz. bir kişi ne kadar torpilli olursa olsun içinde o mesleğe dair cevher yoksa mutlaka başarısız olacak; uzun vadede o meslekte daim olamayacaktır. nicolas cage'in içinde onu bugünlere kadar getiren çok büyük bir cevher; büyük bir sinema aşkı vardı.

    nicolas cage, farklı tür filmlerde rol alan ve rol aldığı filmlerin hakkını ayakta alkışlanabilecek nitelikte performanslar sergileyerek veren bir oyuncu. bazı oyuncular hep aynı tür filmlerde oynayarak adeta o türün vazgeçilmez ismi olarak tanımlanır. bazıları ise tek bir filmi ile unutulmayan oyuncular listesinde kalmayı başarır. fakat, farklı türlerde gösterdiği başarılı performanslarla her tür filmde oynayabildiğini kanıtlayan, her filminde iki kişilik, hatta üç kişilik performans sergileyen, oyanadığı filmlere kendinden bir şeyler katarak filmi farklı kılan, melankolik bakışlarıyla insanın içini ısıtan asil bir oyuncu nicolas cage.