ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"yalnızlık allah'a mahsussa.. o zaman ben? lan.. yoksa???"
woodkid
-
the golden age albümünü bugün baştan sona tekrardan dinledim. albümü uzun senelerdir biliyor olmama rağmen şarkıların bağlantılarına hiç dikkat etmemiştim. aslında, albüm baştan sona üzücü bir hayat hikayesini anlatıyormuş ve ben hiç fark etmemişim.
1- the golden age: hikaye, değeri bilinmeyen ve yakında bitecek olan bir çocukluk dönemi , "the golden age" olarak isimlendirilerek başlıyor.
"did you ever feel
we're falling as we grow?"
2- run boy run: daha önce de belirtildiği gibi altın çağ biter ve çocuk hayata atılır. şimdi ise çocuk, içinde bulunduğu bu yolda karşılaşacağı zorluklar için uyarılır.
"run, boy, run! this world is not made for you
run, boy, run! they’re trying to catch you"
3- the great escape: artık çocuğun yanında bir yoldaş vardır. üstelik kaçmışlardır. yani özgürlerdir. ama yine de hayatın bilinmezliğinden dolayı bir korku içerisindedirler. görüş açıları genişlemiş olsa da ne olacağını bilmiyorlardır.
"tell me that we'll always be together"
4- boat song: bütün bilinmezliklere rağmen bir yolculuğa çıkılır. korkuyorlardır ama korkudan daha üstün olan bir şey bu yolun kapısını açmıştır.
"we packed our bags and said farewell
untied our knot and raised the sail"
5- i love you: korkudan daha üstün olan bir şey? aşk? evet evet aşk. ama tek taraflı olanından. sevgisinin karşılığını bulamayan çocuğun çaresizliği artık dayanılmaz bir hâl alır.
"whatever i feel for you
you only seem to care about you
is there any chance you could see me, too?
'cause i love you"
6- the shore: karşılıksız aşk hikayesi güzel gitmiyordur. aşkla çıkılan yol yarıda kalmıştır ve çocuk ne yapacağını bilmiyordur.
"i wonder what i am made for
if i'm not meant to be with you"
7- ghost lights: her şeye rağmen çocuk pes etmiyor ve yapacakları konusunda kararlı bir şekilde ilerliyordur.
"no matter what it takes, i’ll try to save the ghost lights
how ever hard i pray to remake you mine
i will never feel down"
8- shadows
9- stabat mater: karşılıksız aşk hikayesi kötü devam ederken çocuk savaşa katılmaya karar verir. bunun doğru bir karar olup olmadığını sorgularken aslında artık geri dönmek için çok geç olduğunu fark eder.
"now the wind ventures to other plains
hey, when will i see you again if i go?"
10- conquest of spaces: "uzayların fethi" tabiri aslında çocukla sevdiği arasındaki mesafeyi anlatan bir metafor. savaşa giden çocuk artık olması gerektiğinden çok daha uzaktadır. ama içinde hâlâ tek bir istek vardır.
"i'm ready to start the conquest of spaces
expanding between you and me"
11- falling
12- where i live: seçimlerinin hayatını nasıl etkilediğini anlayan çocuk, kendi gözünden hayatı anlatır. içinde ukte kalmış şeyler vardır ama artık her şey için çok geçtir.
"no matter how wise i was, i feel wrong
to forget that i never followed
that man that i adored"
13- iron: çocuk, katıldığı savaşta masumluğunu kaybetmiştir. kaybolmuşluğunu ve ölümü nasıl beklediğini anlatır.
"i'm frozen to the bones, i am
a soldier on my own, i don't know the way"
14- the other side: artık ölüm kapıdadır. çocuk, ölümü kucaklar. çünkü aklında hâlâ tek bir kişi vardır.
"it's like a cold hand on my shoulder
i'll see you on the other side"
"hayat" aslında bu albümde çok basit bir şekilde açıklanmış. hepimiz kendi irademizle belki de bir şeylerden kaçabilmek, uzaklaşabilmek için kararlar veriyoruz. ama bazen verdiğimiz kararlar, bizi geri dönülemez bambaşka bir yola sokuyor. ve sonunda tamamen farklı insanlara dönüşüyoruz.
bu albümün yeri bende her zaman ayrı olmuştur. ama bugün, normalde olduğundan daha bir farklı duygulandırdı.
"but the golden age is over"
kardan kadınla foto çektiren öğretmene soruşturma
-
kardan kadınla poz vermek yerine kardan kadını sikseydi sırtı sıvazlanıp "kardan kadının rızası var" derler üstüne bir de havuz gazetelerinde köşe yazarlığı verirlerdi.
kırşehir şeker fab işçilerinin işten çıkarılması
-
yemek bulamazlarsa kek yesinler
polislerle girilen ilginç diyaloglar
-
kardeşle bodrum'dan akyarlar'a dönerken çevirmeye yakalanırız...
-iyi akşamlar beyefendi alkol var mı?
-sadece 1 bira içtim memur bey
-anlıyorum, bi kontrol edelim o zaman. üfler misiniz lütfen.
üflenir....
-değdi mi şimdi 1 bira için ehliyeti kaybetmeye?
-nasıl yani?
-limitlerin üstünde çıktı, alıcaz ehliyeti
-ama memur bey, ben yani sadece 1 bira, nasıl ...
-şaka şaka... sana bira diye su içirmişler, sıfır çıktı. bi daha o bara gitmeyin.
-teşekkürler memur bey.
-iyi akşamlar
100'den geriye doğru 7'şer 7'şer hızla saymak
-
94'te duraksadığım eylem...
edit: markasiz uyardı. 93 kalıyor. 100'den, 7 çıkarsa.
edit 2: hakikaten yanlış yapmışım. dedikleri doğru karneyi alan sözlüğe koşuyor. yeter artık vurmayın öldüm.
30 temmuz 2015 akdeniz depremi
-
arkadaşlar ciddi anlamda ben böyle depremi nadir yaşadım diyebilirim. tahmini büyüklük 5.2 falan.
edit: lan benim gibi jeoloji mühendisine kurban olun. deprem büyüklüğünü hissiyatımla ondalıklı bildim anasını satayım.
sadece aptallar 8 saat uyur
-
"kim ne derse desin, mutlu insanın en mutlu anı, uykuya daldığı andır ve mutsuz bir insanın en mutsuz anı, uykudan uyandığı andır. insan hayatı, bir tür hata olmalı."
schopenhauer böyle der, o zaman mutlulukla aptallık arasında bir bağlantı mı vardır diye aklımızda soru işareti oluşturan bir önermedir bu.
eğer mutluluk gelecekse uykuyla birlikte aptal olmayı kim takar ki?
25 nisan 2015 ny'da ermeni'ye saldıran türk
-
eastern turkey is western armenia pankartı taşıyan gruptaki ermenilerden birine tepki gösteren türk'tür. hem o pankartlar nedir arkadaş?
işte türkiye'nin doğusu ermenistan'dır, türkiye 1915'in hesabını versin vs gibi istekler dillendirildiği sürece türkiye soykırım falan demez buna. büyük felaket'in acısını paylaşan birisi olarak ben de demem.
ayrıca senin karabağ'da hala ne işin var ermeni postalı diye sorarım.
mağarada birlikte olan çifte baskın
-
köylüleri niçin öldürmeliyiz.
köpek beslemenin insana hiçbir faydasının olmaması
-
3 aylık köpek besleme sürecimde;
- öncesinde her hafta sonu ağrıyan başım bir kez bile ağrımadı.
- 16 kilo verdim (98den 82ye), bel-sırt ağrıları bitti, efor harcarken terleme azaldı.
- çevremdeki insanlar daha mutlu ve pozitif bir insan olduğumu söyledi.
- baktığım köpek sokakta ölmek üzereyken bulduğum bir golden olduğundan vicdanen çok huzurlu oldum.
- onu gezdirirken veya onun için internette araştırma yaparken bir çok güzel insanla tanıştım.
bunlar fayda değilse, fayda ne lan it? (it şeklinde bitirerek köpekli başlıkta şaka yaptım ehe mehe)