hesabın var mı? giriş yap

  • arkadas ben bu kadar aglak, bu kadar iki yuzlu takim ve taraftar gormedim.

    baska ligden, bambaska pozisyon uzerinden bile bunlar agliyor.

    ayni macta donk'a verilmeyen penaltiyi konusmazlar, serdar aziz'in kirmizilarini konusmazlar, caner'in yumrukla atilmasi gerektigini konusmazlar, nihat abilerinin tribune aldigi kufurbaz tukuruklu 2500 kisiyi konusmazlar. gelirler ofsayttan attiklari gol neden verilmedi ona aglarlar. bu kadar utanmazlik bunlara mahsus.

    hayir daha iki sene once aglama emojili tweet attiniz. onu bari silin.

    edit1:
    hayir burda ofsayt cizgisi de suarez'in yanindaki adamdan cekilmiyor. ilerideki oyuncudan ofsayt bozuluyor. yemin ederim malsiniz.
    https://eksiup.com/p/qz461107nowz

    edit2: "hakemler insandır, herkes hata yapabilir. yok efendim benim tacım verilmedi, yok bir tane pozisyonda penaltıydı değildi diye `ortalığı yangın yerine çeviren bir kulüp de değiliz` biz..." -- iyi ki degilsiniz ha.
    https://mobile.twitter.com/…tus/1358858031736455170

  • m.ö. 490 yılında, atina'nın kuzeydoğusunda yer alan maraton ovası'nda gerçekleşen savaş. savaşta, pers ordusu 6.000'den fazla asker yitirip ağır bir yenilgiye uğrarken atinalılar sadece 192 ölü vermiştir.
    efsaneye göre, pheiddipides adında bir asker zafer haberini ulaştırabilmek için maraton ile atina arasında yaklaşık 40 kilometrelik uzaklığı koşarak aşmış, ama sonunda ölmüştür. günümüzde de sürdürülen maraton koşuları bu askerin anısına düzenlenmiştir.

  • kız evi arar. telefonu babası açar.
    + baba ben bu gece cenklerde kalabilir miyim?
    - kal kızım kal
    + sağol baba muckss
    - hanım sen de tüpçüye git. beni de muslukçu ziksin.

  • emrah serbes: ya meclise gittim, gizli gizli sigara içiyorlar. lan olum liseli misiniz? koskoca milletvekilisin, dokunulmazlığın var, kuru sulu karıştır iç.
    mehmet erdem:...
    nilgün belgün:....

    balçiçek ilter:.... peki gri mi buldun meclisin duvarlarını?

  • üç ağır burjuva ailenin birbirleriyle bir türlü yemek yiyememe, dolayısıyla afili yemek, çatal-bıçak takımlarını da diğerlerine gösterememe hadisesini hicveden bir luis bunuel filmi. hazır düzeltmişken ekleyelim: baş aktörü bunuel'in karizma adamı fernando rey olan filmin tarihi 1972'dir. zannederim, sinemanın altın çağı da o vakitlerdir.

  • euro bölgesi olunca böyle oluyor işte. bizde a haber spikerleri bile mutlu değil; kuzey kore depresifligi hakim. başkan erdoğan zart dedi, başkan erdoğan zurt dedi.

  • prof.dr. philip g. zimbardo ve ekibi tarafından her detayı ince ince düşünülmüş bir sosyal psikoloji deneyi. örnek vermek gerekirse bu deneyde gardiyan rolünü üstlenen öğrencilerin gözündeki kocaman çerçeveli güneş gözlükleri, bu gardiyanların duygularının mahkumlar tarafından anlaşılamaması için bilinçli olarak kullanılmıştır.

    bu gibi sosyal psikoloji deneylerinin tartışılmasının nedeni, deneyin asıl amacının saklı tutulması değil, deneklere başta söylenmeyen koşullar ve bu koşulların denekler üzerindeki olası olumsuz etkileridir. zimbardo deneyi'nde de mahkum olan deneklere kötü muamele görecekleri söylenmiş, ancak bu muamelenin gerçek hapishanelerde uygulananlardan biraz farklı olacağı deneyden elde edilecek sonuçların güvenilirliği açısından söylenmemiştir. deneyin en önemli koşullarından biri hapishanedeki baskı ortamının bir an bile bozulmaması ve mahkum öğrencilere neredeyse yirmi dört saat psikolojik olarak işkence edilmesidir. öyle ki bir ayağına zincir bağlanmış bir halde uyumak zorunda olan mahkumlar, yatakta dönmek isterken diğer ayaklarına çarpan zincirin verdiği acıyla uyanıp hapishanede olduklarını hatırlamaktadırlar. prof. zimbardo'nun bu detayla ilgili defterine düştüğü şu not can alıcıdır: "rüyalarında bile bu hapishaneden kaçmalarına imkan yoktu." '416 no.lu mahkum' ise yapay stanford hapishanesi'yle ilgili aşağı yukarı şunları söylemektedir: "devlet yerine psikologlar tarafından idare edilen bir hapishane, nihayetinde bir hapishane."

    prof. zimbardo'nun altı günlük kısa deney süresi içinde istemdışı olarak bir araştırmacıdan ziyade hapishane müdürü gibi düşündüğünü ve davrandığını fark etmesi; gardiyanlık konusunda hiçbir eğitim almamış öğrencilerin mahkumlar arasındaki birlik ve dayanışmayı kırmak için kendi aralarında yaptıkları görüşmeler sonucunda uygulamaya karar verdikleri yöntemlerin gerçekte de uygulanan yöntemler olduğunun öğrenilmesi; başlangıçta birkaç hafta süreceği bildirilen deney, işler iyice çığrından çıkmak üzere olduğundan (açlık grevleri, histeri krizine tutulan mahkumlar, isyan eden aileler, kaçış planları) bir haftayı doldurmadan sona erdirilince mahkum rolündeki denekler alacakları ekstra maaştan oldukları halde mutluyken gardiyanların çoğunun deneyin erken bitmesinden dolayı rahatsız olmaları bendenizi dehşete düşüren notlar arasındadır.

    özet olarak, etik olup olmadığı tartışıladursun, zimbardo deneyi bize insan davranışlarını anlama konusunda inanılmaz değerli bilgiler veren sıradışı bir deneydir.