hesabın var mı? giriş yap

  • twitch streaminde yorumlari izlemesi de cok eglenceli.

    o anki haliyle guzel gorunen resme yeni bir kisim eklemek icin vurdugu ilk firca darbesinde:
    -ruined
    -ruined this time
    -ruined

    birkac dakika sonra o karalti guzel bir agaca donusunce:
    -saved
    -omg it's magic
    -saved
    -saved
    -i told u guys

    arada palette renkleri secerken birisi anliyor cikiyor bagiriyor:
    -tree incoming!!!

    resim bitene kadar bunlar bir dongu halinde devam ediyor. resim bitip de bob ross hadi gorusuruz haftaya diyince 10 bin kisi arka arkaya gg yaziyor.

    streamde ara olmadigi icin hemen arkasindan diger bolum basliyor. bob amca hi welcome diye girince yine 10 bin kisi ayni anda:
    -hi
    -hi
    -hi bob
    -hi

    bir ekranin basinda bekleyen binlerce kucuk minyon gibiler. bob ross hi diyor. dalgalanarak arkalara dogru giden bir hiiiiiii dalgasi basliyor.

  • 31 çekmeyi 51 gibi bir iskambil oyunu sanırdım. birgün can sıkıntısının doruklarında gezerken sevgili babacıgımla, "hadi kızım kart oynayalım" demişti babam, ne oynayalım dedi ben de saf saf 31 çekelim diye cevap verince neye uğradığını şaşırmıştı.bense dersanedeki bi arkadasımdan duydugum bu 31 cekme meselesinin neden bu kadar şaşırtıcı bir iskambil oyunu oldugunu çok sonraları anlayacaktım.

  • 1905-1920 yılları arasında ermenilerin yaptığı katliamlar

    kafkasya'da ermeniler tarafından türkler ve kürtlere katliamlar yapılmıştır. justin mccarthy, bunun sebebinin ermenilerin bir ermenistan devleti sınırları içine dahil etmek istedikleri vilâyat-ı sitte'de nüfuslarının %19 (ermeni kaynaklarına göre %39) gibi küçük bir oranda olması ve bu nüfusun oranını arttırmanın yolunun bölgedeki müslüman sayısını azaltmaktan geçmesi olduğunu öne sürmüştür.[57][86]

    ovanes kaçaznuni, 1905 ve 1906 yıllarında müslümanlar ile ermeniler arasında kanlı olayların yaşandığını belirtmektedir. 1914 yılında ise, ermeni birliklerinin türklere karşı faaliyetlerini başlattıklarını söylemektedir.[87] 1915 yılında van'ın ermeni valisi olan aram'a rus bir komutan bölgedeki kürtlerin öldürülmesini emreden bir emir gönderildi; fakat aram emrin uygulanmayacağını belirtti.[88][89]
    "erzurum-alaca köyünde mart 1918'de ermeniler tarafından katledilen şehit türkler anıtı"

    osmanlı arşivleri 1910-1922 yılları arasında 523,000 türkün ermeniler tarafından öldürüldüğünü belirtmektedir.[90] hüdavendigar onur'a göre, 1914-1918 yılları arasındaki olaylarda, ermeniler sebebiyle sayısı 2.5 ile 3 milyon arasında değişen müslüman nüfus hayatını kaybetmiştir.[91] fransa dışişleri bakanlığı'ndan rusya'nın paris büyükelçiliğine gönderilen 14 mayıs 1915 tarihli bir yazıda, van isyanı sırasında bölgede yaklaşık 6000 müslümanın öldürüldüğü belirtilmektedir.[92][93] rus bir general, ermeniler tarafından müslümanlara karşı tecavüzlerin de gerçekleştirildiğini söylemiştir.[94] 19 ağustos 1915'te dönemin avusturya büyükelçisi "ermeniler tarafından türklere karşı yapılan büyük ölçekte katliamlar"dan bahsetti; ama hem türkler hem de ermenilerin katliam yaptığını ve olayların kimin tarafından başlatılığının belli olmadığını belirtti.[95][96]

    1916 yılında bölgeye işgal etmekte olan rus orduları, 16 şubat günü erzurum[97] ve 11 temmuz günü erzincan'ı[98] ele geçirdi. türkler ise erzincan'ı 13 şubat 1918,[99] erzurum'u 12 mart 1918 tarihinde geri aldı.[100]

    rus yarbay tverdohlebof, 1917 yılı ilkbaharında ermenilerin halkın elindeki silahları toplamak amacıyla halka zulmettiğini ve işkence yaptığını belirtmiştir.[101] daha sonra, rus ordusu çekildikçe katliamlar artmaya başladı.[101] 1918'de erzincan'da ermeniler 800 türk sivili öldürdü.[102] ermeniler erzurum'a çekilirken yoldaki türk köylerindeki halkı öldürdüler.[103] ılıca'da ermenilerden kaçamayan türkler öldürüldü.[103] tepeköy'ün tüm müslümanları 17 şubat 1918 tarihinde öldürüldü.[104] tepeköy'de öldürülen türklerin cesetleri 2010'da atatürk üniversitesi'nin yaptığı kazılarda bulundu ve sayıları 150 olarak tespit edildi.[105] 26 şubat 1918 günü tekederesi'nden çekilen ermeniler yolları üzerine çıkan müslümanları öldürdü, önlerine çıkan köylerdeki halkın hayvanlarını çaldı.[106] 27 şubat 1918 günü ermeniler erzurum'un alaca köyünde türkleri öldürdü.[107] erzurum'da türk çarşıları ermeniler tarafından yakılmaya başlandı.[107] 26-27 şubat 1918 gecesi ermeniler erzurum'da 3000[108] ila 8000[109][110] müslümanı öldürdü.[108] rus yarbay tverdohlebof, şubat 1918 sonlarında erzurum'a yakın köylerdeki türklerin "ortadan kaybolduklarını" bildirmektedir.[111] aralık 1918'de uluhanlı, kamerli ve dereleyez halkı ermenilerin zulmüne uğradı.[112][113][114] mayıs 1918'de bölgeyi ele geçiren osmanlı ordusu ermenilerin 250 müslüman köyünü yaktıklarını bildirdi.[115]

    1919 yılının temmuz ayında, ingiliz yarbay albert rawlinson, istanbul'daki ingiliz genel karargahı'na gönderdiği telgrafta, ermenilerin oltu'dan bayezid hududuna kadar katliam yaptıklarını belirtmiştir.[6][116] 16 temmuz 1919 tarihli bir osmanlı belgesi, ermenilerin şarur ve nahçıvan bölgesinde müslümanlara saldırıp öldürdüklerini, şarur halkını aras nehrine döktüklerini ve kırk beş köye saldırdıklarını bildirmektedir.[117] bu katliamlara karşılık 11. kafkas tümeni bölgeye sevk edilip 600 kişiden oluşan ermeni çeteleri osmanlılar tarafından mağlup edilmiştir.[118] ermeni yarbay melik şahnazarov'un bir ermeni tümeninde raporunda, 30 kadar türk köyünü ele geçirip sakinlerini öldürdüğünü ve köyleri yağmaladığını, 29 diğer türk köyüne de saldırmak için izin istediğini belirtmektedir.[88][119] 1920 yılında, bir ermeni subayı, yazdığı raporda basar-geçar'daki türk nüfusunu ayırt etmeden öldürdüğünü bildirmektedir.[88][120] 1920 yılının içerisinde, kars'taki köylerde türk ve kürt nüfusu öldürülmüş, köyler yağmalanmıştır.[88] 4 aralık 1920 tarihli bir osmanlı belgesi, ermenilerin sarıkamış'a bağlı on üç köyde katliam yaptıklarını, bu kapsamda 1975 kişiyi öldürüp 276 hanenin tahrip edildiğini belirtmektedir.[121][122] ahmet esat uras, ermenilerin "erkek, kadın ve çocuk ayrımı yapmadan yaptıkları" katliamların rus kayıtlarında yer aldığını belirtmektedir.[123] amerika birleşik devletleri'ndeki ermeni nüfusu da bu katliam faaliyetlerini desteklemekteydi.[124][125]

    bu dönemde ermenilerin türklere ait camileri ve diğer kamusal binalara zarar verdiğini belirten pek çok rapor da vardır.[95]

    daha sonra, 1920 yılında imzalanan gümrü antlaşması ile müslümanlara can ve mal güvenceleri verilmiştir.[126]
    mart olayları sonrası bakü'nün müslüman mahallesinden bir görünüm

    30 mart-3 nisan 1918 tarihleri arasında yaşanan mart olayları veya mart katliamı'nda[127][128] 3000[129][130] ila 12,000 azeri ve diğer müslüman etnik gruplara mensup kişi öldürüldü.[131][132][133][134][135] olaylarda azerilerin evleri yakıldı, sokaklarda azeri olduğu düşünülenler öldürüldü.[136]

    mart 1920'de azerbaycan demokratik cumhuriyeti ermenilerin kontrolü altındaki bölgelerde 300 kadar müslüman köyünün yakılıp sakinlerinin öldürüldüğünü tahmin edip olayları kınadı.[137]

    http://tr.wikipedia.org/….b1.c4.9f.c4.b1_katliamlar

    milli mücadele kahramanı kazım karabekir katliamları nasıl anlatıyor:

    "alaca köyünde cenazeler, insanın aklını oynatacak bir halde idi. bütün çocuklar sürgülenmiş, yaşlılar ve kadınlar samanlıklara doldurulup, yakılmış gençler baltalarla parçalanmıştı. çivilere asılmış ciğerler ve kalpler görünüyordu. bütün bu acıklı görünüşler, erzurum'a atılmaya ve oradaki zavallılara yardıma beni mâhkum etmiştir."

  • 20 tl. yarın 15 i maaş günü gece 2 de yatacak iftar için 4 tl param kaldı onada makarna alıp onu yapıp yiyeceğim. 20 liram olsa hd ye gidip güzel bi iskender yapardım. yarına hiçbir maddi sıkıntım kalmayacak.

    edit : çok sayıda yemek ısmarlama teklifi hatta iban ver para yollayım teklifi geldi. gönlü zengin bütün arkadaşlara teşekkür ederim ama bi kamu kurumunda memurum ihtiyacım yok başlığı görünce yazasım geldi sadece. geçici bi maddi krizdeyim ay sonu tüm memurlara olabilir. bugün bol ketçaplı bi makarna yiyecem ama söz yarın iskender yiyecem :) siz ne iyi insanlarsınız valla çok teşekkür ederim.

    edit 2 : oha lan kargo geldi az önce sevgilim dün kek yapıp yollamış makarnanın üstüne birde tatlım oldu :)

  • sene 2019...askerden geleli neredeyse bir sene olmuş. net bir şekilde hayatımın en kötü gününü yaşıyorum.
    neredeyse 1 senedir işsizim, önceki akşam 6 senelik kız arkadaşımdan ayrılmışım, yalnız yaşıyorum zaten memlekete dönsem babam kapıdan içeri koymaz, gidecek yerim yok, kiralar faturalar birikmiş, o da yetmezmiş gibi aynı günün sabahı kyk borcum dolayısıyla hesabıma e-bloke konmuş 3-5 gün yetecek az buz bir param da bankada kalmış.
    doktora bittikten sonra askere gittim geldiğimde iş bulamayınca bir arkadaşın çalıştığı otoparkta fiş kesip sonrasında bir maketin el broşürlerini dağıtıyorum ama nasıl bir talihse bu işler bile çok görülmüş olacak ki bana birkaç gün öncesinde bu iki işten de "gelme" diye haber almışım. babam bana küsmüş "madem işsiz kalacaktın ne diye senelerce yüksek lisansıdır doktorasıdır koşturdun durdun" diyip duruyor. annem "utandığımdan konu komşu seni sorunca kendi işini yapıyor diyorum" demiş. girdiğim bir iki tane iş görüşmesinden haber yok kaç aydır, cepte para yok, gittiğim tüm kapılar yüzüme kapanmış, ortamlarda dalga konusu olmuşum resmen. üstüne gelen ayrılık, haciz şoku falan derken mental olarak çökmüş değil resmen enkaz altında kalmışım.
    öyle bir psikolojide bilen bilir duvarlar insanın üstüne üstüne gelir. çıktım evden haliyle, evinsiz evinsiz gezerken bir esnaf bir arkadaşın dükkana girdim. biraz sohbet muhabbet tabi çocuk biliyor halimi yakın arkadaşım (hoş o da batık işleri çok kötü ama) yalandan rencide olmayayım diye "hatırlar mısın fi tarihinde sana şu kadar borcum vardı" diyerek cebindeki 400 liranın 200 lirasını bana veriyor zorla.
    alıp çıkıyorum o parayı, yol üstünde bir banka oturup muhtemelen bir daha göremeyeceğimi düşündüğüm çok sevdiğim caddenin manzarasını, geleni geçeni izliyorum. neyse bank çift taraflı bankın arkasına üniversite öğrencisi olduğunu anladığım gençten bir çocuk telefonla konuşa konuşa gelip oturdu. istemeden kulak misafiri oldum haliyle. arıyor sürekli birilerini "abi elektriğimiz kesik, babamın maaş 3-4 güne yatacak varsa 150-200 lira gönderebilir misin?" diyor her aradığına. anladığım kadarıyla kimse yardım etmiyor. sesi giderek çatallaşıyor 3. 4. aramadan sonra sanırım ev arkadaşını arıyor "ben de bulamadım ya valla kaldık öyle nap'caz şimdi?" diyor.
    "ulan" diyorum kendi kendime "zaten batmışsın, muhtemelen bu kahırla geceyi çıkaramazsın, kahırdan gitmesen kendine kıyacaksın hem kıymasan ne 200 lira ile mi bitecek tüm dertlerin?" diyorum.
    sonra gencin yanına gidip rencide olmasın diye "kusura bakma istemeden kulak misafiri oldum konuşmalarına, benim bir ahdim vardı bir iş kovalıyordum dünya bankası projesinde, olursa 3 tane öğrenciye yemek ısmarlayacağım diye, az önce telefon geldi o bahsettiğim işe kabul edilmişim, sen de sanırım zor durumdasın al şu 200 lirayı borcunu öde açtır elektriğini" diyorum. çocuk "abi olmaz falan" diye ısrar etse de ahdim var gibisinden bir şeyler sallayıp zorla veriyorum parayı çocuğa. gözlerinin içi parlıyor tabi garibin, damdan düşenin halinden damdan düşen anlar hesabı bilirim o çaresizliği ve sonrasında hiç beklemediğin anda gelen umudu.
    neyse biraz daha oturayım derken aradan yarım saat geçmeden bir telefon geliyor. dünya bankasının türkiye'de ortak iş yaptığı aracı kurumdan arayan bir kadın "görüştüğümüz danışmanlar arasında sizi tercih ettik gelin sözleşme imzalayalım" diyor.
    tabi o günden sonra hayatım bambaşka bir yöne evriliyor bu proje sayesinde birçok fırsat geliyor önüme.
    o sıra içime mi doğdu, olmasını istediğim için az da olsa kendimi mutlu edeyim diye mi dedim dünya bankası projesine kabul edildim yoksa tamamen tesaddüf müydü anlamadım ama bu anım aklıma geldikçe hep tebessüm ettirir bu hoş tesadüf içeren anı.
    edit: yazım

  • bugün bir arkadaşla konuşurken 24 yaşında evli olan birini biraz garipsedik. gel gelelim bu yaş eskiden evlilik için erken bir yaş gibi gelmiyordu insanlara. artık insanlar, en azından eğitimli insanlar önce evlenip sonra düzen kurma fikrinde değiller gibi. önce düzen kurup sonra evlenmek istiyorlar. zaten tek başına da rahatlıkla ayakta durabilen, düzenini kurabilen birisi evlilik fikrine çok da büyük arzu duymuyor.

    günümüz toplum yapısında, avrupa'nın pek çok yerinde de bu hala böyle, evli olmadan sahip olunması zor olan şey çocuk. halkın büyük bölümünün çiftçilik yaptığı dönemde çocuk aileye katılacak yeni iş gücü demekti ve bu yüzden erken evlenip çok çocuk sahibi olmak önemliydi. şimdi maaşlı çalışan insan kimin için iş gücü sağlayacak? bu bakımdan çocuk sahibi olmak da eskisi kadar arzulanan bir şey değil.

    bunlar göz önüne alındığında evlenmek isteyen insan havuzunda ciddi bir daralma var. havuz dar olduğu için istenen insanı bulmak daha zor olduğu gibi insanlar artık kendi kıymetlerini daha fazla biliyorlar ve daha seçiciler. bu da uygun bir insan bulmayı zorlaştırıyor.

    şu ana kadar saydıklarım genel durum. bunun yanında kişilerin tuhaf davranışları da var. her insan doğal olarak evleneceği insanın kendisine değer vermesini ister. fakat bazı kişiler buna tek taraflı bakıyor ve kendisine değer verene aynı değeri vermiyor, sonrasında karşısındaki insan kendisiyle evlenmek istemediğinde suçlu o oluyor. tüm iyi niteliklerin bir insanda toplanması imkansız. örneğin maddi durumu iyi olan bir insanın babadan zengin değilse hareketli bir hayatı olması zor. çünkü muhtemelen buna vakit bırakmayan bir işte çalışıyordur. fakat bir bakıyorsun evlenmek isteyen kişi istiyor ki hem evleneceği insanın maddi durumu iyi olsun hem de onunla maceradan maceraya koşsun. çelişen istekler olunca doğal olarak karşılanması da o oranda zor oluyor.

  • ahiretin resmi dilinin arapça olduğunu öğrendiğimiz başlık. ortamlarda dinim evrensel dersin kim bilecek.