hesabın var mı? giriş yap

  • "babam zeki müren dinleyip ne varsa eskilerde var der,ben 90lar için aynı şeyi diyorum,benim çocuklar da serdar ortaç & demet akalın dinleyip aynı şeyi diyecekse bu gelenek hemen burda bitmeli."

  • 117-125 yillari arasinda yapilmistir pantheon. binanin on planindaki yazidaki bahsi gecen kisi, marcus agrippa, binanin mimari olan augustus'un yakin arkadasi ve pantheon yapilmadan once o alanda duran yapitin mimaridir. yapitin mimarisi zamaninin en komplike mimarilerindendir. soyle ki: mimarinin yarim kure kubbesinin tepesinden yere kadar olan mesafe, yarim kurenin cevresine esit uzunluktadir. o zamanda bu buyuklukte bir yapitta bu unsuru saglayabilmek cok zor ve zaman alici bir prosedurdu. duvarlari ni$ler susler. interiorda kubbenin icinde be$ sira olarak bulunan kare bantlar optik bir illuzyon saglamanin otesinde kubbenin cokmesini onler. tapinagin ust kisminda latincede goz anlamina gelen oculus bulunur. bu yapitin sahibinin oculusu oraya koyma sebebi, bantlarla sagladigi illuzyonla birlikte, oculusu jupiterin gozu olarak gostermeye calismak idi. binanin adi, pantheon, butun anlamina gelen pan ile tanrilar anlamina gelen theoi kelimelerinin birlesmesi ile olusur. binanin, o zamanlar bilinen bes gezegene***** adandigi soylenir.

  • "ankara'da olduğun sürece artık ankara'da ben de varım" cümlesinin apaçık bir tehdit olduğunu idrak edemeyenlerin beğenmediği rezalettir.

  • eğer 99'dan beri sözlüğün başında bu arkadaş olsaydı var ya daha 2002'de 2004'te sözlük az çok hit kazanmaya başladığında aylık üç beş kuruş alıcam diye sözlüğün altını üstünü reklamla doldurup 90'lı yılların üçüncü sınıf flash sitelerine çevirir ve bir efsaneyi başlamadan bitirirdi. elini vicdanına koyup da "yok ya öyle yapmazdım" diyemezsin!

    en ufak konuda bile hemen ayrışabilen sözlüğün on binlerce kişilik yazar kitlesi bile senin yanlışlarda olduğun konusunda hemfikir. ama diyorsun ki ben doğrusunu yapıyorum, siz yanılıyorsunuz. insan bi düşünür ya neden diye. gerçekten ilginç..

  • üstünkörü anlatmak gerekirse le corbusier'nin ütopik bir şehir yapılandırma planı vardı:

    binalar büyük sütunlarla yerin birçok metre üstüne inşa edilir, binalara ulaşım asansörlerle gerçekleşir. binaların altında kalan kısma yeşil yeşil parklar yapılır ya da olan doğal güzellikler elde tutulur. böylece yerin güzelliği ve ferahlığı sağlanmış olup, doya doya doğada gezip tozabiliriz.
    ayrıca binaların çatıları açık olacağından(bu zaten kendisinin getirdiği yeniliklerden biridir), çatılara yine yeşil ortamlar, gerektiğinde okul(havadar), havuz(güneşli), tenis kortu gibi şeyler kurulması en iyi seçim olacaktır.
    araba trafiği yer altından yapılıp(gerekli havalandırma sistemi ile), yüzeye çıkmak yine asansörlerle gerçekleşecektir.

    bu ütopik planlamadan da anlaşılacağı gibi le corbusier asansörü büyük bir teknik ilerleme olarak görmüş ve bunu en ileri düzeyde(fonksiyonel) kullanmak istemişti.

    bir de le corbusier'nin aslında mimarlık eğitimi almadığını, isviçrede bir saatçide(meydan saatleri olsa gerek) aldığı formasyonla buralara gelmiş bir şahıs olduğunu da söylemeden olmaz. yani resmi olarak mimar olmadan asrın en büyük mimarı olmayı başarmış bir insan, alaylı mimar, fikir adamı.

  • açılın uzman geldi.

    "right" kelimesinin kökü "rig"dir, bu da latinceden gecmedir. "rig" kökü "siraya, duzene koyma" anlami verir. ornegin ispanyolca "dirigir" kelimesinde de ayni kok vardir ve anlami siraya koymak duzenlemektir. ingilizcede "direct" de ayni "rig" kökündedir cunku "rig" kökünün de latincede kullanimi "rec"tir. (" re"ile karistirmayin o "tekrar" anlami verir, ornegin "record" kelimesi latince "recordari", yani yeniden "kalbe" girmektir. couer fransizcada kalp demektir. ayni sekilde cordial kalpten demektir. cardiac arrest'teki kalp ile record'daki cord kalp anlamindadir. bu yuzden ingilizce'de ezberlemek "learn by heart" tir, yani icine, kalbe islemek gibi)

    "rec" kökü direkt, duzenlice, nizami anlami katar. bu yuzden right kelimesi normalde "direkt, dosdogru, duzeltilmis" anlaminda kullanilir. mesela right'in bir es anlamlisi "correct" kelimesidir rec kökü var. (ornek; i didnt get it right, yani tam olarak anlayamadim, ya da "its right in front you" birsey bir yer ariyosun diyelim karsindaki sana "tam onunde" dedi, ya da "right forward" dedi yani " abi yoldan direkt devam et abi" der gibi). neyse, matematik sistemde her sey saga dogru ilerler, bir sey siraya konurken de saga dogru konur. bu yuzden right ayni zamanda "sağa dogru duzenleme" anlami verir. mesela dikdortgenler her zaman "rectangular" yani saga dogru nizami devam eden anlamindadir. geometride açılar her zaman saga dogrudur. ıngilizcede bu yuzden dik açı "right angle" olarak ifade edilir ve dik açı rect, rectus yani right nizami bir yon izler.

    bu yuzden right "sağ" anlaminda kullanildigi gibi "hak" ve siyasal sağ anlamindada kullanilir. cunku sağ goruslu insanlar duzene nizama kayitsiz sartsiz solculara gore daha uyumlu gozukur. bir diger kokeni ise latince'de directus "bakin yine rec koku var ve direkt anlaminda) vucudun sag tarafini ifade eder. kalp solda oldugu icin bir kisi soldan darbe alirsa daha fazla sarsilacagindan sag tarafinin daha guclu oldugunu ve kalbi yoracagindan saglak olmanin daha avantajli olacagini dusunmusler. "hak" anlamina gelmesi ise yine latince'deki "rec" kokudur ve guclu tarafi izah eder. ornegin ispanyolca'da da sag derecha, hak adalet ise derecho"dur, latinceyle neredeyse ayni. buradaki mantik da guclu oldugunu tasvir etmektir. mesela yine ispanyolcada "yasa, kanun" anlamina gelen "regla" kullanilir yani rec kokunden.

    "left" ise kokeni vucudun daha dayaniksiz sol tarafini ifade eden antik yunan etimolojisine dayanmaktadir. "laevus" kelimesindem turemistir. ruscada da sol "levyi" demektir. kelime anlami "sol taraftaki zayif bolge, zayif, dayaniksiz, basina kotu birsey gelmesi muhtemel bolge" olaral ifade edilebilir. bu yuzden nizam ve duzene aykiri olarak fransiz ihtilalinde ilk kez tasviri yapilmistir, yani duzene uymayan zayif insanlar tabiri. ıngilizcede "duzensiz" kelimesi ornegin "irregular" olarak gecer, oradaki rec, rig kokunu farketmissinizdir. ırregular aslinda "guclu olmayan" demektir.

    bu yuzden solak insanlar zayif ve gucsuz insanlar, duzene aykiri insanlar olarak algilanir cogu kez. right kelimesini ise gunumuz ingilizcesinin gunumuze gelmesinde payi olan kentish bolgesi gunumuze getirmistir. kentish adi ustunde kentli, sehirli olarak soylenebilir, yani duzenli nizami insanlar.

  • olm mal mısınız? beyni kullanım dışına mı bıraktınız?

    dışarı çıkan biri şu çağda en sıradan şey olan(fakir ülkeler hariç); cluba gidip eğlenebilir mi? hayır, bara gidip canlı performans dinleyip dilediğince içebilir mi? hayır, her hafta kiloyla et alıp manzaralı bir yere gidip yanına meze alkollü/alkolsüz içki akıtabilir mi? hayır, bisiklet alıp kendini dağa vurabilir mi? hayır, elektronik hobileri olabilir mi? drone, xbox vs. çok zor, güzel restaurantlarda yemek? hayır...

    insanlar mcdonald's tarzı kahveciye gidip 25tl'ye, ki mecbur 25 tl altına dışarıda ancak bankta su içer simit yersin, kahve içiyorlar ve saatlerce oturuyorlar ancak bu bile size lüks geliyor hala doluyor diyorsunuz.

    size bunun lüks gelmesi bile ayrı bir inceleme konusu, güdülmüşsünüz her şeyi kabullenmişsiniz mal sürüleri. dalgasına geyiğini yapanlar hariç gerçekten böyle düşünenler var, onlara ithaf edilmiştir.