ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
erdoğan'ın iyiden iyiye saçmalamaya başlaması
-
24 haziran seçimlerine 4 gün kala katıldığı radyo programında alışık olmadığımız şekilde vatandaş şikayetleri dinletildi. umursamaz ve muhattap almaz bir şekilde not almaya bile tenezzül etmeden dinlemesi.
verecek bir cevap bulamayınca teessüf etmesi.
15 yıl önce yani 2003 de evlerimizde buzdolabı ve fırın var mıydı gibi saçma sapan bir retorik soru sorması,
emeklilik için yaşı bekleme konusuna adeta fransız kalması ve her halinden böyle bir şeyden haberdar olmadığının görülmesi,
bu kıraathane saçmalaması,
dün tatar böreği de vereceğiz dediği mitingin kayıtlarından tüm türkiye tarafından izlenmesine rağmen demedim öyle bir şey demesi,
bu garabet sistemde bir koalisyon seçeneği olmadığı halde koalisyon kurarız demesi,
açıkçası erdoğan bugün yeni biri olarak çıksa bu performansla %1 bile alamaz.
normalde de kıvrak zekalı cevaplar verebilen biri değildi ama sanki demans belirtileri veriyor. ortamdan kopuk, donuk ve ne olup bittiğinin farkında değil gibi.
ebola o kadar da kötü değil bulaşınca öldürüyor
-
(bkz: ebola iyi de virüsü kötü)
kolpaçino 4 filmi çekilsin kampanyası
-
çekilirse erkan petekkaya oynamasın lütfen.
haber sitelerinin sürekli soru sorması
-
baktığım bir şey öncesi yaklaşık 20 soruyu okumak zorunda kalıyorum.
bugün yağmur yağacak mı? bugün yağmur mu geliyor? acaba bugün yağacak mı yağmur? sizce ıslanacak mısınız? yanınıza şemsiyelerinizi almalı mısınız? ya yağmazsa o şemsiyeleri ne yapacaksınız?
bu nedir böyle ya.
ruh hastaları.
12 mart 2020 otogar görüntüsü
-
yarın itibari ile corona olmayan şehir kalmayacak.
hoşgeldin corona bebek.
kutsi
-
sahnede şarkıcı, hastanede doktor, mahallede abi, camide müezzindir.
mirgün cabas'ın çağlayan tweet'i
-
niye kan dondurması gerektiği anlaşılamayan twit. illa kanın donsun istiyorsan berkin'in 14 kilo olarak gömüldüğü gerçeğini hatırla, yeter sana.
telefon alarmını hiç ertelemeden kalkan adam
-
yara bandını bir seferde çekip çıkarıyor, soğuk denize hiç tereddüt etmeden atlıyordur. içkiliyken midesi çok bulanırsa da beklemez kendini kusturur. kendisini tanıyorum, sınavlarda soruları bitirdikten sonra cevaplarını kontrol etmezdi. otobüse binmeden önce akbilini çıkarır, sonra da ortalarda oyalanmaz, kesinlikle en arkaya giderdi. hayat çok kesin değildir onun için aslında. her şey bir bulamaç halinde olduğu için bazı sıkıntıların hızlıca aşılmasını istiyordur. o sıkıntılar ise kendileriyle hızlıca yüzleşilse de, bir türlü aşılamıyordur.
türk insanının hayattan zevk alamaması
-
az once bir program seyrettim. genc bir dalgic, soyle bir sey soyledi "ailemin en buyuk hayali dunyayi gezmekti, ben cocukken evimizi satip bir tekne aldilar ve ben denizi o zaman sevdim."
dusundum sonra, biz asla boyle ailelere sahip olamayiz ve bir gun aile oldugumuzda biz de boyle aileler olamayiz. hayallerimiz "gelecegimizi garantiye almak" uzerine kurulu.
hayallerimiz "evlenmek, ev almak, arabayi degistirmek, daha cok para kazanmak, pirlanta yuzukler almak, koltuklari degistirmek" ekseninde donup duruyor. ıcimizden gercekten hayal kurabilenleri de "akli bir karis havada" diye diye el birligiyle vazgecirebiliyoruz.
hayattan aldigi keyif "hep daha fazlasi" uzerine kurulu olan insanlar olarak dogmuyoruz ama boyle yontuluyoruz, sekillendiriliyoruz ve ne yazik ki cocuklarimiz da boyle sekilleniyor.
gercekten hayal kurmuyoruz, hayal kuramayan insan hayattan keyif alamaz. biz gelecegimizi garantiye almaya calisirken kendimizi unutuyoruz ve bence bize cok yazik oluyor.
kalitesiz insanların övündükleri şeyler
-
doğuştan sahip olduğu bütün değerler; ırkı, dini, mezhebi, memleketi, cinsiyeti, ten rengi, dış görünüşü, burcu... bunlarla övünmek, gocunmak, insanları yargılamak insanı kalitesiz yapar mı bilmem ama çok saçma.
geç gelen edit; birkaç imla hatası.
anne mi önce gelir yoksa eş mi sorunsalı
-
kişinin kendisi önce gelir. ikisi de kişiyi mutsuz ediyorsa ikisiyle de ilişki kesilebilir.
anksiyete bozukluğu
-
geçtiğimiz 1 yıl sonunda ilaçla tedavi edilebildiğine emin olduğum hastalıktır.
korkmayın, endişelenmeyin ve sabırlı olun. doktorunuzun dediklerini harfiyen uygulayın ve ilaçları alma konusunda disiplinli olun. sonunda iyileşeceksiniz.
er ya da geç...
kriz dönemlerinde sakin olun ve şunu unutmayın, size hiç bir şey olmayacak. istediği kadar kalbinizi sıkıştırsın, göğsünüzü ağrıtsın, başınızı döndürsün, dizlerinizi kessin. hiç bir şey olmayacak! onunla dalga geçin, vay be ne biçim şey lan bu 100 km koşmuş gibi hissediyorum diyin, hatta üzerine gidin abartın, anam ölecem lan diye geyik yapın onunla. ama ne olursa olsun şunu unutmayın sonunda size hiç bir şey olmayacak ve iyileşeceksiniz.
er ya da geç...