hesabın var mı? giriş yap

  • kaliteli bir öğretmen sınıfındaki öğrencilerden hediye beklemez, zaten zor geçinen insanların masraf yapmasına izin vermez. nerde cicili bicili hediyeler ile mutluluk pozu satan öğretmen varsa işini layıki ile yapmayan gösteri budalası tiplerdir. hediye konusunda çok değerli bir hocamız "aileleriniz sizi maddi olarak güç bela okula gönderiyor bu yüzden bana sakın hediye almayın bana en büyük hediye sizlere bir şeyler katmak, vatana millete faydalı bir insan yetiştirdiğimi görmek derdi. "

  • an itibariyle artık tamamen beynin çalışma prensipleriyle ilgili olduğuna ikna olduğum olay, tecrübe. nöroloji kesin bir şey söyleyemese de, ellerinde fikirleri yok değil. elbet bir gün dört başı mağmur bir açıklamaya ulaşacaktır. ben bugün buna inandım. bildiğim kadarıyla, ya da en azından bana mantıklı gelen 3 ana sebep deja vu'nun olası sebeplerinden:

    1. beynin hafıza departmanının klasörler halinde çalışması. klasörler halinde çalışan beyin gelen bilgileri kategorize ederek depoluyor ve birbirine benzer bilgileri aynı yere atıyor. bazen benzerlikler o kadar fazla okuyor ki bir klasörde neredeyse aynı iki öğe bulunuyor. sonra beyin, bilgisayarlardan bildiğimiz gibi, söz konusu dosyayı "kopyala ve değiştir" yapıyor. yani, eski dosyanın üstüne yeni dosyayı yazıyor. bu esnada olayın bilinç düzeyinde yansıması da deja vu tecrübesi oluyor.

    2. beynin iki aşamalı algılama, tanımlama ve depolama sistemi. beyin bir bilgiyi tanımlarken ve depolarken iki kere algılıyor. bazen bu algı türleri arasındaki fark henüz bilmediğimiz bir sebeple ortadan kalkıyor ve olay iki kere algılanmış olduğu için, birey olayın ikinci kez yaşandığı hissine kapılıyor. bazı teorilere göre bu, beynin iki lobunun birbirinden milisaliselik farklarla çalışmasından, bazısına göre ise gözün bilgileri beyne bazen iki kez göndermesinden kaynaklanıyor. sonuç olarak bilginin iki defa algılanması, olayın ikinci kez yaşandığı hissini uyandırıyor.

    3. beynin depolama departmanının tarihleme biriminin çalışmaması. beyin depoladığı her bilgiye daima bir tarih atıyor. ancak bazen, henüz bilemediğimiz bir sebeple bu tarihlendirme işlevi gerçekleşmiyor ve otomatik olarak eski bir tarih yazılıyor. bu sebeple deja vu tecrübe ediliyor.

    bence nöroloji bu üç olası teoriden birini veya bunlardan devşirilmiş yeni bir teoriyi kesin olarak deja vu'nun sebebidir diye deklare edebilecektir. buna inanmamın sebebi ise şu, entry'nin asıl konusu:

    az önce iki arkadaş arasında geçen sohbet sırasında deja vu yaşayacağımı 5 saniye önceden bildim. sohbet devam ederken konuşulan konu, kişilerin sayısı ve konuşma şeklini bizzat yaşadığım ve neredeyse aynı olan eski bir olayla benzettim. içimden "az sonra bir deja vu yaşayabilirim" diye geçirdim. hatta, eski olayı tüm öğeleriyle hatırladığım için deja vu'nun olası süresini bile tahmin ettim. ve bundan 5 saniye sonra aynen tahmin ettiğim gibi 5 saniye süren bir deja vu yaşadım.

    işte yaşadığım bu küçük olay, en azından benim için, deja vu'nun beynin fiziksel özellikleriyle ilgili bir olay olduğunun kanıtıdır. bu sebeple bir gün, modern bilimin deja vu için itiraz edilemez kesinlikte bir açıklamaya ulaşabileceğini düşünüyorum.

    son olarak şunu da sorasım geldi: madem ki depolama ve hafıza ile ilgili küçük hatalardan kaynaklanıyor, o halde neden tüm öğeleriyle hatırladığım eski bir olayla, henüz yaşadığım yeni bir olay üzerine deja vu yaşadım? üstelik deja vu yaşayabileceğimi tahmin ettiğim halde. eğer soru doğru yere doğru şekilde vuruyorsa, yukarıda bahsettiğim teoriler eksik demektir. işte çözüme küçük bir katkı daha.*

  • bir çeşit psikedelik uyarıcıdır. şizofreni rahatsızlığı olan insanlar üzerinde iyileştirici etkilerini gözlemlemek sebebiyle laboratuvar ortamında üretilmiştir. geleceğin antidepresanı olması koşuluyla araştırmaya devam edildiğinden yaygın bir kimyasal değildir.

    etkilerini gözlemlemek için 30 miligram yeterli dozdur. toz şeklinde olanı burundan çekilerek alınmaktadır. zaman kavramını ortadan kaldırır. zihin işlevleri yavaşlarken fiziksel eylem hızlanmaktadır. beden ve ruhun birbirinden farklı bir olgunun içinde ancak birbirine bağlantılı şekilde hükmetmesi bulunulan boyutun algısını ortaya koymaktadır. fiziksel eylemlerde efeksel geçişler gözlemlenirken hissedilen duygu mantığın, zamanın ve bakış açısının ötesinde çalışmaya başlar. benliğini en saf halinde gözlemleme yeteneği kazandırırken, bir nevi astral seyahat imkanı sunar ve her objenin yer yüzünde kapladığı fiziksel boyutu değişmeye başlar. şaşırtıcı biçimde benlik kavramı, yani kapladığın yerde ki bedensel olgun büyür büyür ve dev bir insan olmanın verdiği gururu tattırır...nitekim kolun bacağın sağa sola oynarken beynin farklı biçimlerde sana seni sunmaya hazırdır. aslında anlatmakla yaşamak arasında büyük fark vardır. denemeden anlaşılmayacağı gibi, insanları gözlemleme yeteneğini gösterir.

    bu tarz kimyasalları mümkün olduğunca güvendiğiniz kişilerle ve size müdahale edilmemesi gereken, ayrıca zihninizi yormayan insanlarla deneyimleyebilirsiniz. diğer türlüsü yorucu olacaktır. kafa karışıklığı ve saçma bir psikolojiye sokabilir. paranoya yapabilir. dikkat edilmesi gereken stabil bir ortam seçilmelidir. gerçeklik ve yokluk kavramını gözlemleyebilme avantajı , manipüle edilebilir..ancak, bilinç kaybının hiç yaşanmadan, yok olma kavramını tattırır....

    özellikle anestezi uygulanan hastalarda yaşanılan bir nevi uyurken bilincin açık kalması deneyimi olarak da anlatılabilir.

    doğru kullanıldığında etkisi geçince karekter değişimi yaşatmaktadır... hayata pozitif bakma eğilimi, insanlarla iletişim kurmada rahatlık, kendini olduğun gibi kabullenme, sosyal hayatı gözlemleyebilme ve tespit edebilme yeteneğini geliştirme, hızlı düşünme ve aktif şekilde yaşamaya odaklanma, bilincinin farkına varma gibi etkiler yaratır. sanal bir ilizyon yaşamadığını deneyimlediğinde ise, şimdiye kadar yaşadığın hayatın ve öğretilen sistemin aslında sanallıktan ibaret olduğunu kavramaya başlarsın.. her uyarıcıda olduğu gibi bunu deneyimlerken de mümkün olduğunca pozitif taraflarından yararlanmaya çalışmak iyileşme sürecinizi hızlandıracaktır....

  • adeta kaybedeni olmayan bir secim. eline mikrofonu alan başarılı olduğunu iddia ediyor.
    ıyı parti onca baskıya ve medyaya rağmen %10 aldi. başarılı.
    mhp baraj altı kalacak derken %11 aldı. başarılı.
    erdoğan %52 ile 16 yıl sonra yine kazandi. basarili.
    ınce partisinden 8 puan ileride. başarılı
    hdp barajı geçti. başarılı
    kim kaybetti lan bu seçimi ?

  • roma'da yemek yediğimiz minik bir restaurantta arkadaşıma "burda herkes türke benziyor. şu arkandaki adama bak, bildiğin allaaan konyalısı" dememle birlikte adamın masaya gelip "aaa siz de mi konyalısınız yoksa?" demesi. kibarlığıyla ezmesi, kemkümlerime ve bize her yer konya gibi salak bir espiriyle sıvamama bile gülmesi.

    italya denince aklıma yerin dibine girdiğim bu sahnenin gelmesi çok acı.

  • bir yerde okumuştum. sanırım aylin balboa'nın hikayesi idi. "yaşlanmak mütemadi bir kaybediş"tir. diye . kendimden biliyorum (80 yaşına geldim artık) hacmen azalıyor insan. ruhen de azalıyor. tanıdıklar azalıyor...tükeniyor en sonunda. hayat bitmiş oluyor.

  • olaya katılan tüm polislerin görevden ihraçları şarttır. bu tarz olaylar mağdurlarda haklı olarak uzun süren yaralar açmaktadır.

    malum parti ilçe başkanlarının 13 yaşındaki veletlerinin elini eteğini öpecek olan köpekler, milletin kendilerine sunduğu üniformayla millete artistlik yapamazlar.

  • - annesi "valide"; babası "peder"dir.
    - peder "inşaat" işindedir.
    - herkese "kardeşim" dese de arkadaşları ve garsonlar "bilağder"dir.
    - nargilesi "elmalı"dır.
    - "marlboro light" içer.
    - "araba anahtarı" cebine sığmaz, masada durur.
    - gardırobunda annesi tarafından jilet gibi ütülenmiş "beyaz gömlek" olmazsa olmaz.
    - etrafındaki bütün kadınların adı "yavru"dur. yavruları almak farzdır.
    - ævieytor "güneş gözlüğü" saç modelinin tamamlayıcısıdır.
    - "kafa tokuşturmayı" sever.
    - "mekan sahibi"ni tanır ve mekanın sahibinin kendisini çok sevdiğini düşünür.
    - "geçen gün yine" çok içmiştir. (o kadar "çok" içmesine rağmen hala ağzına içmeyi öğrenememiştir.)
    - bir işiniz düşerse kesinlikle "halleder".
    - genel olarak hayatında "sıkıntı yok"tur.

  • utanın lan ekşiciler. elin yufkacısı 2 kadını birden ayağına kadar getiriyor, siz yıllardır buradasınız bi kız düşüremediniz hahhahahahha

    tanım: garip eltiler.