hesabın var mı? giriş yap

  • benzeri basima geldigi icin hem uzuldugum hem de "ulan insan parasiz gider mi hadi kartin kaybolsa" diye yazara kizdigim olay. malezya'da calisiyorum, turk kredi kartlarina guvendim tayland'a gittim yalniz basima abimle bulusacagim hesapta o da istanbul'dan gelecek. kartlara guvendigim icin nakiti bol bol harciyorum. derken para biter gibi oldu dedim malezya hesabindan para cekeyim, bir taktim banka kartimi, atm hata veriyor, turk kredi kartlari, debit kartlari deniyorum onlar da hata veriyor. dedim siki tuttuk, gurbet ellerde berdus olacam ac kalacam, daga cikayim terorist mi olayim, yol kesip gasp mi edeyim, cocuk kacirip fidye mi isteyim yoksa sezonluk mango tarlalarinda mi calisayim hesabi yaparken, "abi karttan parayi cek ne kadar komisyom alirsan al yeter ki para ver" teklifini yaptim doviz burolarina lakin yavsaklar yanasmiyor yanasanlarda da calismiyor. akabinde malezya bankasini aradim megersem adamlar yurt disina acmiyormus, acarsa da belli sureligine aciyormus. dedim abi bi yardim et geberiyorum, adamlar acti sonra soktum karti para seslerini duydum yok boyle rahatlama bol bol cektim. diyecegim o ki, yalniz basiniza seyahat ediyorsan mutlaka paran olacak cepte, ister coraba sok ister gotune sok ama para olacak arkadas . cash on the table.

  • tanımadığ herkese kullandigim hitap şekli. temizlik görevlisi, bilmem ne müdürü, mağaza sorumlusu, alt komşu vs ne kademe insan varsa hepsine hocam derim. şimdiye kadar ters karşılayan olmadı. bir bu ekşi sözlükte bulunan davarlar yadırgıyor.

  • shounen denen, aksiyon dolu animelerde, bir adet hiçbir şeyi sallamayan, sürekli uyuyan ya da yemek düşünen, diğer karakterlere pek yardım etmeyen ancak ciddi olduğunda ortalıkta düşman bırakmayan aşırı güçlü bir karakter vardır. bu karakter genelde olaylara pek karışmaz, ana karakter kan ter içinde mücadele ederken bu karakter etrafta olmaz ve savaşın son anına kadar da kendisini göstermez. iş kendisine kadar geldiğinde ise bıkkın bir ifadeyle ortaya çıkar, ana karakterin bölümler boyu uğraştığı düşmanı takribi iki üç dakikada yere serer, bilgece birkaç söz söyledikten sonra da yine ortadan kaybolur.

    bu karakterler de genelde izleyici tarafından çok sevilir. mesela bleach'teki urahara kisuke ve one piece'teki shanks bu konuya örnek gösterilebilir. bu karakterler de sanjuro kadar rahat ancak tehlikelidir. ben de bu filmi tekrar izlerken önce animeleri, daha sonra bu filmin yapıldığı tarihi düşündüm ve sanjuro'nun bütün bu karakterlerin atası olabileceğine karar verdim. şimdi animelerde de önemli yer tutan bu karakterlerin özellikleri nelerdir sanjuro üzerinden bir inceleyelim.

    --- spoiler ---

    1) rahatlık: bu konu, karakterimizi tanımlayan en önemli noktalardan biri. ayrıca yazılan karakterlerin karizmasına karizma katan da bir özellik. mesela bu filmin hemen başında sanjuro, bedava diye bir shrine'da kalıyor. daha sonra bir takım insanlar olduğu için uyanıyor ve bir bakıyor ki kendisini klan ve yöneticilerin dahil olduğu büyük bir komplonun içinde bulmuş. burada diğer insanlar gibi panikleyebilir çünkü kendisinin durumla hiç alakası yok ve sırf uyumayı tercih ettiği yer nedeniyle hayatı tehlikede. ancak sanjuro o kadar rahat ki dışarı çıkıp biraz konuşarak, biraz güç gösterisi yaparak ekibin hayatını kurtarıyor.

    sanjuro'nun rahatlığı sadece yalan söylemesi gereken durumlarda ortaya çıkmıyor. kendisi hep böyle. oturabiliyorsan ayakta durma, yatabiliyorsan oturma felsefesini hayat görüşü olarak benimsemiş. mesela diğer samuraylar baston yutmuş gibi sırtları dümdüz otururken sanjuro'yu sürekli bir yerlere yayılmış şekilde görüyoruz. ancak sanjuro'nun bu rahatlığı gamsızlıktan değil, olayların nasıl gelişeceğini adım adım bilmesinden geliyor. çünkü kendisi de eski bir samuray ve muhtemelen bu tip klan içi politik çatışmaları gördü daha önce. düşmanını çok iyi tanıması da bu rahatlığına ayrı bir etkileyicilik katıyor.

    2) roninlik müessesesi ve umursamazlık: feodal dönem japonya'sında her samuray bir daimyo'ya bağlıdır. ve bir samurayın amacı daimyo'ya hizmet ederken ölmektir. çünkü tüm hayatını bağlı olduğu lorda adamıştır. ancak bu süreç her insan için aynı şekilde işlemez ve bazı samuraylar efendisiz kalır. samurayların görevi daimyo'sunu her koşulda desteklemek olduğu için bir samuray efendisiz kaldıysa burada ortaya iki ihtimal çıkıyor. ya samuray efendisini terk etti, ya da daimyo öldürüldü ancak samuray onu koruyamadı. bu ihtimaller nedeniyle de insanlar ronin'lere pek iyi gözle bakmıyor.

    ancak bu durum sanjuro'nun umurunda değil. zaten filmin başındaki dövüş sahnesinde gördüğümüz üzere yeteneklerini azıcık gösterdiğinde hemen kendisine yeni bir efendi bulabiliyor. ki burada da iyi para kazanıp rahat yaşayacağı ortada. ancak sanjuro, artık bir efendiye bağlanmayı istemiyor çünkü bu filmde de gördüğümüz üzere daimyo'lar ve klan liderleri kendi çıkarları için onlarca insanın hayatını tehlikeye atan kişiler. bu yüzden sanjuro'nun roninliği tercihli bir durum ve kazanacağı paraya sırtını bu kadar kolay dönebilmesi de etkileyici bir hareket.

    3) gerekmedikçe saldırma: bir samurayın ünlü olmasını sağlayan şey dövüşteki kabiliyetidir. bu nedenle samuraylar olabilecek her fırsatta birilerine saldırıp kendilerini kanıtlamaya çalışırlar. mesela bu filmin merkezindeki 9 samuraya bakarsanız, en ufak bir fırsat bulduklarında hemen saldırıya geçmek istediklerini görürsünüz. ancak bu kana susamış insanlar oldukları için değil. çünkü olabildiğince çok dövüşe girip "nam salmak" samuraylığın bir gerekliliği.

    sanjuro ise dövüş konusunda ne kadar yetenekli olursa olsun gerekmedikçe asla kılıcını çekmiyor. bunun da nedeni aslında sanjuro'nun bundan çekinmesi değil. evin hanımıyla konuşmadan önce mesela gözünü kırpmadan savaşa giriyordu ve insanların ölüyor oluşunu çok kafaya takmıyordu. dövüşe girmemesinin asıl sebebi ise sanjuro'nun "kanıtlayacak" bir şeyinin olmaması. bunu da ancak kendini gerçekleştirmiş bir insan başarabilir. mesela diğer samuraylar yeni kimonolarla gezerken sanjuro, kimonoyu reddedip yırtık çoraplarıyla yollara düşebiliyor. çünkü üst baş gibi ilk seferde fark edilebilen statü göstergeleriyle ilgilenmiyor.

    4) bilgelik: sanırım bu bir insanı karizmatik yapabilecek en önemli özellik. bir şeyleri bilmek ve üzerine bildiği şeyler ile ukalalık yapmamak. zaten üçüncü maddede bahsetmiştik sanjuro'nun kendisini kanıtlamak gibi bir amacı yok. bu yüzden düşmanının her bir adımını bilse de asla ukalalık yapmıyor ve bilgeliğini ölçülü bir şekilde kullanıyor.

    5) hevesli karakterle dalga geçmek: bu da yine bir anime klasiğidir aslında. her şeyi bitirmiş olan güçlü karakterimizin en önemli sorunu motivasyon eksikliğidir. çünkü zaten kazanacağını bildiği için savaşlar artık ona heyecanlı gelmiyordur. bu yüzden karakterimiz kariyerine yeni başlamış aşırı motive ana karakter ile sürekli dalga geçer. muhtemelen burada kendi gençliğini görür ama fark ettirmez.

    bu filmde de komik olarak görülebilecek pek çok an var. bunların bir kısmında sanjuro, seri olarak ekiple dalga geçiyor. hatta ekipten birkaç kişi buna bozuluyor ama sanjuro'nun niyetinin kötü olmadığı anlaşılıyor bir süre sonra.

    --- spoiler ---

    gördüğünüz gibi saydığımız beş madde urahara kisuke gibi karakterlerin hepsinde mevcut. her ne kadar bütün anime ve sinema arşivini incelemeden böyle bir çıkarıma ulaşmak zor olsa da tarih nedeniyle sanjuro'nun bu karakterlerin çıkış noktası olduğu varsayımı gerçeğe çok da uzak değil sanırım. zaten aynı ülkede üretim yapıp toshiro mifune'nin bu filmdeki karizmasından etkilenmemek ya da yakalandıktan sonra hayatını kapatıldığı dolapta sürdüren, arada sırada dolaptan çıkıp grupla konuşan hatta onlarla birlikte sevinen ne yaptığı fark edilince de sakince dolabına dönen adamın yarattığı mizahtan esinlenmemek çok kolay değil.

  • kazanan çiftçinin bizim ekşicilerden daha akıllı olduğunu gösteren olay.

    adam maksimum ikramiyenin 500 000 tl olduğunu düşünmüş de iki kupon oynamış.

    bizimkiler daha haberi okuyup anlamaktan aciz.

    vaheyy.

    kuponu bunlar oynasa kalıbımı basarım 4 tl basarlardı paranın yarısı boşa giderdi lan.

    banko yani.