hesabın var mı? giriş yap

  • araplar cezayir örneği gibi bir sömürgeye karşı mücadele verseler suriye'ye silah gönderilmesi ile bir tutabilecegim hadisedir efenim.
    ama araplar yıllardır bagımsız olan devletlerini sömürgeleştirmek ve kendi halklarını din ve mezhep ugruna katletmek ugruna silah alıyorlar. ve biz de buna bu başlıgın ilk entrysinde söylendigi gibi ortak oluyoruz.
    bunu suriye meselesi ile bir tutmak biraz da silah gönderilmesini kabul etmek olmuş oluyor.
    silahların kime gittigi ve kimleri katlettiği de belli zaten. türkmenlerin silahı olsaydı durumları böyle mi olurdu acep?

  • askerde tankçıydım. şöyle bir durum var.
    tanklarda silahlardaki gibi tek bir mermi yok.
    tank tahrip, personel tahrip vb mermiler var.
    tank tahrip mermileri de kendi içinde vurmayı düşündüğünüz tankın zırh tipine göre seçim yapmanız gerekiyor.
    sabot, heat, apsds gibi mermiler var örneğin. her birinin kullanım alanı farklı. gireceğiniz çarpışmaya göre de bunların miktarını belirlemelisiniz. savaşta koşullar sürekli değiştiği için belli bir standart mermi yüklenimi yapmanız mümkün değil.

    ek bilgi: bazı modern tanklar için bu sistemin kullanıldığı doğrudur. ancak yine de bir tank komutanı için doldurucunun önemi büyüktür.
    doldurucunun yeri doldurulamaz.

    ben şahsen o konuda bir bilgisayara güvenmek yerine doldurucuma güvenmeyi tercih ederim. bilgisayar
    abrahams tankın üstüne tank tahrip yerine personel tahrip mermisi fırlatacagı tutar. sonra ölümlerden ölüm beğen.
    tankla ilgili şu sözü hiç unutmam.

    görürsen vurursun, görülürsen vurulursun. vurulursan ölürsün.

  • orada rahat içinde yaşayıp burada gavura vurur gibi evet mühürü baasan yavşak organizmadır kendisi. e gel bro burada yaşa madem elini yordamını ziktiğimin eziği seni.

  • ilk buluşma, ikinci, bilmem kaçıncı fark etmez arkadaşlar. kalabalık bir grup yoksa, kim planı yapıp davet ettiyse hesabı öder. yemeğe çağırdın, sen ödersin. karşı taraf seni sinemaya davet etti. biletleri o alır. sen de mısır-kola alıver, bir şey olmaz. mutluluklar.

  • oğuz adında yeni tanıştığım bir arkadaşımla galatasaray-fenerbahçe derbisini izlemek üzere maçı yayınlayan bir mekana gitmiştik. maç başlamadan bir fotoğraf çekip, derbiyi unutmadığımızı facebook'ta ilan edelim dedik.

    neyse çektim fotoğrafı yükleyeceğim, oğuz "ne yazacaksın?" dedi, ben de şöyle bir etrafa baktım, kimse bağırmıyor etmiyor diye, "bağırmayan taraftar gelsin" yazdım yükledim.

    akabinde maç başladı, 10-15 dakika geçti.

    oğuz; abi bir arkadaşın yorum yaptı galiba.
    ben; yapsın?
    oğuz; pek hoşuma gitmedi ama.
    ben; ne yazmış?
    oğuz; ben söylemeyeyim sen bak. ben pek sevmem bu tarz konuşanları.

    dipnot arası; yorum yapan annem. gurbetteyiz falan diye annemin facebook profil fotoğrafında, benim şimdiki halime hiç benzemeyen eski bir fotoğrafım var. arkadaşımda fotoğrafa bakıp, ismi okumadığı için gördüğü erkeği* benim arkadaşlarımdan biri sanıyor.

    gelelim annemin kısa süreli bir gerilim yaşatan yorumuna;

    "annen de gelsin mi?"

  • tedirgin olmaya gerek yok internette insanlarla tanışabileceğin en güvenli ortam sözlük. ben de yarın ilk defa sözlükten bir kızla buluşucam. yurtdışından gelecekmiş 300 euro gönderdim uçak bileti için. yarını iple çekiyorum.

  • franz kafka'ya öldükten sonra yapılan saygısızlığın bir benzeri portekiz'in bağrından çıkmı$ en muazzam edebiyatçıya da yapılmasa idi herhalde a hora do diabo adındaki kitabını asla okuyamayacak,"iyi bir dü$çü asla uyanmaz" cümlesi ile beyinlerimizi optimal kullanıp uçmayı öğrenemeyecektik.
    lakin eserlerinin bir kısmı ölümünden sonra yayınlanmı$tır..a hora do diabo da bunlardan biridir.

    tanınmamak kaygısını yoğun olarak ta$ıdığı için yazar,orlando furioso'nun da belirttiği üzere binbirsurat gibi dolanmı$,onlarca takma isim kullanmı$tır..

    ayrıca pessoa kelime anlamı olarak da hiçkimseye tekabül eder.