hesabın var mı? giriş yap

  • evli gamer çiftimizin erkeğinden, ilk çocuklarının doğumundan sonra paylaşılan çekirdek aile fotoğrafıyla birlikte geliyor:

    - player 3 has entered the game. hoşgeldin oğlum.

  • sanat yapiti uretebilmek icin gerekli yasam bicimi.

    şöyle: sabah sekiz bucuktan aksam dokuza kadar pc basinda hesap kitap yapip, eve dondugunde de sadece tv izleyecek enerjin kaliyorsa suc ve ceza'yi yazamazsin

  • düşünün ki, iktidar partisinin kabinesinde görev yapan bir bakan, gurbetçi oyu toplamak için sınır kapısında insanları karşılıyor.

    bu sefer gidiciler lan galiba. *

  • sabah kalkınca aynaya bir bakarsın ki, saçlar hiçbir zaman olmadığı kadar süper bir formda. ama kahretsin ki o gün dışarıda hiç işin yok. dışarı çıkacak kimse de yok. bu durumda malesef üstte pijama, kafada süper saçlar, evde kendi kendine pineklersin. kimse de görmez o muhteşem formdaki saçları.

    (bkz: lanet olsun dostum)

  • mimar arkadaşın ortaya koyduğu teorileri okuyup anlamak yerine direkt bok atma, aşağılama sürecinin başlatıldığı başlık. bu yazıdan sonra kimsenin "ulan mimar sinan dedik kof çıktı" diyeceğini, mimar sinan'ın o zamanın şartları ile 3 kıtada 400'den fazla yüzyıllara meydan okuyan eserler diken büyük bir dahi olmadığını iddia edecek birinin çıkacağını sanmıyorum. cafede batak çevirmek yerine bu mimar kardeşimiz oturmuş düşünmüş araştırmış kendince bir çalışma yapmış bunu da mesleki bilgileri ile pekiştirmeye çalışmış. bilgiye saygınız yoksa bari biraz emeğe saygınız olsun yahu.

    edit1: bu yazıyı tam olarak neresiyle okuduğunu tam cozemedigim ve mimar sinan'a hakaret ettiğimi dusunup hakaret mesajı atan dingillere de ayrıca teşekkürler.

  • insanın huzur dolduğu bir andır.
    çekoslavakyada iş aramaktan, otostopla kübaya gitmekten, evde taze fasulye yerine çin yemeği yapmaya çalışmaktan, beslemek için satılık iguana aramaktan, uzakdoğulu ya da zenci sevgili arayışından, senden başkasının okumadığı dergilere abonelik ücreti ödemekten vazgeçildiği andır.
    evet, hayat kısa ama beyhude yere yormamak lazım bünyeyi; farklılık uğruna kafayı bite sokmamak lazım.
    belki de naif değişikliklerle arada sıradanlığı kırmak daha caziptir.
    ne adamlar gördüm bir sene çinde yaşamış mesela; tek tespiti; -abi yemekleri çok kötü- oluyor. ne hayatı vasat görünen insanlar var; öyle bir keyif alıyor ki oturma odasını boyamaktan, insan onu tom sawyer sanıyor.
    fiziksel olarak ne çok güzel ne çok çirkin olmak, benzer 30 insanla aynı servise binerek aynı fabrikaya çalışmaya gitmek, gümüşlüğe bardak dizmek sıradanlık gibi gözükebilir ama alınan keyif tüm geyikliğini nötrler.
    vazgeçilebilir bir insan olduğunu fark etmek de iyi gelir bünyeye, -ben böyleyim o' lum- kaprisleri yerini belki de -özür dilerim yaaa- lara bırakır.
    sıradanlık rutine binmediyse güzeldir. kirlenmek kadar olmasa da.
    anti narsist bir eylemdir; sıradanlığın farkında olmak.

  • işyerinde hali vakti yerinde olduğu belli olan bi abi keyifle anlatıyordu; 18bin ödeyecekmiş de 4bin de destek çıkmış.

    bir zamanlar eğitime katkı payı alınıyordu, ödeyemeyen yavrular vardı, onlar ne olacak?!
    okula giderken giyecek ayakkabısı olmayıp da, zemheride terlikle okula giden çocukların yaşadığı ülkede verilen destektir.
    hey gidi adalet hey!

  • abi- ben geldim kardeşim.
    kardeş- .......................
    abi- nasılsın görüşmeyeli, mutlu musun?
    kardeş-........................
    abi- çok sıkılıyor canım. göğüs kafesim kalbime dar geliyor. sence neden?
    kardeş-.........................
    abi- güllerin ne güzel açmışlar öyle. tıpkı sana benzemişler.
    kardeş-.........................
    abi- altı sene oldu be canımın içi yüzünü görmeyeli, sesini duymayalı.seni özledim..gerçekten özledim..
    kardeş-........................
    abi- gitmem gerek kardeşim. yine gelirim. cennet mekan kardeşim. gün olur yanına gelirim..
    kardeş-........................