ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yeni gelin evleri facebook sayfaları
-
bu sayfanın paylaşımlarını beğenen ve paylaştıklarına yorum yapan arkadaşlarım olduğundan uzun zamandır haberdarım bu olaydan. kızlar bi de paylaşılan evin fotoğraflarına yorum yapıp üzerinde tartışıyorlar. hatta geçen lüks sayılabilecek bir ev gördüklerinde kadının kocası ne iş yapıyor diye yorumlar vardı. yine böyle bir sayfada kızın biri 20 yaşındaymış kendisini isteyen adam 30 yaşında olduğunu anlatıp yardım istiyordu sizce ne yapmalıyım, evlenmeli miyim diye.
toplumun çürümesi tam da böyle bir şey. öncelikle bu genç kızlar sanki hayatlarının en büyük amacının hemen evlenip güzel bir evde oturmakmış gibi olması umut kırıcı. eğitim, kendi ayaklarının üzerinde durmak gibi şeylerden habersizler. diğer bir konu ise özel yaşamlarını herkes ile paylaşarak hem fikir almak hem de güzel evleriyle nispet yapmaları var ki beni benden alıyor.
ülkede o kadar hırsız, katil, vicdansız varken bu genç arkadaşlar mı göze batıyor diyenler olacaktır elbet. lakin neden daha 20 yaşına gelmemiş gençler ev kurmak çocuk yapmak için bu kadar çabalıyor anlam veremiyorum. gördüklerim içinde en azından üniversite bile akıllarında yok. ben kendi adıma üzülüyorum açıkçası.
karşı cinste dikkat edilen ilk şey
-
dişler ve yenmemiş tırnaklar
sözlükçülerin en eften püften başarıları
-
karsiyaka-konak vapurunda yaklasik 100 kisilik bir ogrenci grubu vardi. artik gezmeye mi gelmisler bilmiyorum. kizlardan birinin tokasi ruzgarin etkisiyle ucuyordu korfezin serin sularina dogru. yakaladim tokayi. gruptan buyuk bir alkis aldim. artik vapurun en onemli simasiydim. dikkatli olmaliydim!!
aaa
-
ülkemizin bütün atari salonlarındaki "en başarılı 10" listelerinde bulunan efsanevi bir atarici.
tinder avcısı
-
sayın simon bey ve ekibinin "iz bırakmamak için" saftirik averaj nordik kadınların kredi kartını kullanmak üzerine kurduğu dolandırıcılık hikayesini anlatan netflix yapımı.
hikayedeki kritik detay özel jetler. özel jetler genellikle özel havacılık limanlarına inerler, güvenlik koridoru 2 metre falandır, valizler fazla didiklenmez, pasaport polisi pasaportunuz sahte mi diye evirip çevirip bakmaz, soru sormaz. hatta bazen, bazı ülkelerde vize bile sormaz, soruyormuş gibi yapar. bu avrupa da bile hemen hemen böyledir. sık özel jet kullanan biriyseniz xray'e bile girmezsiniz. ve en önemlisi özel jet pahalıdır. ciddi anlamda pahalıdır. bir hafta 8 kişilik bir özel jet kiralamanın 150.000 usd seviyesinde maliyeti vardır. maliyetine sizi uçurabilecek jeti olan birini bulmak da zordur..
herifler 7/24 özel jetle avrupada fink atıyorlar, kaldıkları yerler, gittikleri mekanlarda harcadıklarıyla birlikte aylık minimum 750.000 usd masrafları var. bu para öyle 3-5 hatta 10 saftirik hatundan sömürülebilecek bir tutar değil.
bence bu dolandırıcılığı sadece gezip tozmak daldan dala atlamak için yaptıklarını düşünmek çok naif. muhtemelen bir takım meta'ları taşıyorlar gittikleri yerlere. sürekli bir sevkiyat var. mykonos'a ne taşıdıklarını tahmin etmek zor değil mesela..
peki neden cash harcamıyorlar da başkasının kredi kartını kullanıyorlar? çünkü adamların playground'u avrupa. türkiye'ye gelse cebinden bi tomar euro çıkarır istediği mekanda istediği parayı pataküte harcar. kimse de noluyo lan demez. ama avrupada bu işler biraz farklı, bazı ülkelerde, restoranlar 500euro banknotu nakit versen kabul etmiyor, hatta yavaş yavaş nakitten çıkmaya çalışan ülkeler var (bkz isveç). kısaca herifleri çok muhtemel interpol sürekli izlediği için iz bırakmamanın eğlenceli yolunu bulmuşlar. zira simon bey şu an özgür ve hiç de fakir bir hayat yaşamıyor, hatunlardan kazandığı serveti yiyor diye düşünmüyorsunuz herhalde..
çoğunlukla nordik seçiyor çünkü kuzey avrupa ülkelerinde kredi geçmişi temiz göçmen olmayan vatandaş için bankadan ihtiyaç kredisi almak, kredi kartı limiti arttırmak diğer avrupa ülkelerine göre daha kolay. refah seviyesi de yüksek olduğu için en dipteki bile fazla zorlamadan, legal yollardan bir kaç ayda 250.000 euro limit açabilir. türkiye'de hatun ayıklasa max 10-15bin euro limit açar üstüne 1 milyonluk trip yer.
börekçinin 1.5 liralık böreği geri alması
-
alır hakkıdır. ama bir daha oradan alışveriş yapmamak da bizim hakkımızdır. esnaf böyle ufak tefek şeylerin peşine düşerse çok kaybeder. bu kadar keskin sınırlarla iş yaparsa, biz de standartların olduğu büyük firmalara yöneliriz. aynı kaliteyi aynı fiyata alırız.
4 aralık 2021 made in türkiye genelgesi
-
türkiye'deki tabelalardan türkiye ibaresini söken kişilerin icraatı. ne dememizi bekliyorlar anlamadım.
arda turan
-
karakterini sevmeyebilirsiniz.
ama daha iyi oyuncumuz var mı?
var.
gelmesin o zaman.
eşin eski sevgilisini işten çıkarmak
-
fazla yasak elma izlemenin sonuçları bunlar.
sürgülü hesap cetveli
-
kayan cetvel. bu cetvel 1960li yillarda hesap makinesi yenine kullanilmaktaydi. iki sabit cetvel arasinda kayan bir cetvelden ve saydam sert plastik maddeden olusmus bir imlecten olusan basit gibi gorunen aslinda cok mantikli ve karmasik olan bir duzenek. her cetvel uzerinde rakamlar mevcut ve kayan cetvel her turlu matematiksel islemi yapma olanagini saglamakta. bu islemler arasinda karekok alma, carpma, bolme, logaritmik ve trigonometrik islemler bulunmaktadir.
ilk olarak john napier 1614 yilinda caprma, bolme islemlerinin toplama ve cikarmayla iliskisi ile logaritmik hesaplari yapmistir. daha sonra edmund gunter logaritmalarin hesaplanmis oldugu bir cetvel yapmistir. 1630 yilinda william oughtred ise iki gunter cetveli arasinda kayan bir gunter cetveli yerlestirerek slide ruler ismi verilen kayan cetveli yapmistir.
bu cetvelin resmi icin
http://upload.wikimedia.org/…e.pickettn902t.agr.jpg
ve imlecin resmi icin
http://upload.wikimedia.org/…/slide_rule_cursor.jpg
tayt giyen kızın kıçına bakmamayı başarmak
-
bunu yapabilen erkeğe babanız sizi verse de siz varmayın. olay düşündüğünüz kadar naif olmayabilir.
yaran diyaloglar
-
(bkz: based on a true story)
bir grup türk öğrenci new york'ta bir cafede oturmuş türkçe muhabbet etmektedir. yanlarına izbandut ya da zebellah olarak nitelendirilebilecek irilikte bir zenci yaklaşır, eğilir:
- birader, türk müsünüz?
sanki bir amerikan filmine dublaj yapılmış kadar düzgün türkçe konuşan bu amerikalı zenci, arkadaşları dumura uğratır, olaylar gelişir:
- ııh, evet abi.. ee, sen?
- yok ben amerikalıyım, incirlik'te dört sene kaldım da, ondan bu kadar iyi türkçe konuşuyorum.. burada güzel adana yapan bi yer biliyor musunuz diye soracaktım..
- yok abi, biz de yeni geldik new york'a..
- ulan koduumun memleketinde de güzel bi adana yapan yer yok mına koyiim!!