ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ailesiyle vedalaşıp savaşa giden ukraynalı baba
-
https://twitter.com/…tatus/1496812559772663811?s=21
ailesini güvenli bir bölgeye gönderip kendisi savaş adına kalan babadır.
duygulandırmıştır ve üzmüştür. suriyelileri ve hatta eşini çocuğunu bile ülkede bırakıp türkiye’ye gelen afgan erkeklerini utandırması gerekir.
aliexpress'ten ıvır zıvır alınan yıllar
-
türk halkının telefon kılıfı, ekran koruyucu, v.b. ürünleri 1 dolardan aşağıya hatta çoğu zaman 50 centten aşağıya aldığı yıllardı. sonra berat albayrak içinde ne olursa olsun gümrükten geçen her kargoya vergi koydu. türk halkı şimdi de o 1 dolarlık telefon kılıflarını kullanıyor ama artık 3-5 liraya doğrudan çin'den alamıyor, aynı ürüne 100 lira vererek aradaki ithalatçı firmayı zengin ediyor.
fantezi ayağına sevgilisini haşat eden türk kızı
-
her tokattan sonra elemanın yüzündeki maskeyi bildiğin televizyon üzerindeki dantel örtü gibi düzeltmesi ile türk kızı olduğu kesinlik kazanan insan evladıdır.
edit: ayrıca videoyu çeken üçüncü kişi ne ayak lan?
niye herkeste kedi var sorunsalı
-
son derece sevimli, duygularını ifade edebilen, temizliği kolay, sessiz, ev içinde huzurla yaşayabilen ve oyun oynarken bütün stresinizi, üzüntünüzü alabilen bir hayvan olduğu için. kedi yüzü insanın güzellik ölçüsü olarak kabul ettiği iri ve çekik parlak renkli gözler, minik ağız ve burunla bezenmiş.
ama iş yalnızca sevimlilikte bitmiyor, duyuları çok güçlü hayvanlar. yetişkinlikte beslediğim ilk kedim açık kalan ocaktan yayılan doğalgazın kokusunu alıp koşturarak beni uyarmış, evi muhtemel bir patlamadan kurtarmıştı. bunda ne var demeyin, zira ben koku alamıyorum, o gazı fark etmem saatler sürebilirdi.
"nankör kedi" efsanesi de ayrı bir yanılgı, zira yine aynı kedi babam hastaneye yattığında iki hafta yatağının üzerinde beklemiş, sonra cenazesinin olduğu gün eve gelenlere tıslayarak babamın yatağına oturtmamış, babamın bir daha dönmeyeceğini anladığında da sinir krizi geçirip bizi ısırmıştı. sevdiğine oldukça sadık bir hayvandır.
bunlar gibi sayısız örnek anlatabilirim, ateşli yatarken beş gün üzerimden kalkmaması, alerji nedeniyle gece yarısı bayılıp odanın zemininde kaldığımda bir başka kedimin yüzümü yalayarak uyandırması, ikiz kardeşi astım krizine girdiğinde diğer kardeşin çığlık atarak beni yardıma çağırması, saymakla bitmez...
keyfini sizinle, acısını yalnız yaşayan dirayetli ve gururlu bir hayvandır. bir kez tanışan bir daha bırakamaz.
edit: yalnızlıktan diyen mandıra psikologları doluşmuş başlığa. evde cümbür cemaat ailenin yalnız yaşayamayacak yaştaki büyükleri ile birlikte yaşıyorum. yalnız kalabilmek ancak şu son evin boyutu sayesinde kavuştuğum bir lüks. kedi sevgisini anlamadıkça kendi ıssızlıklarını kedi sahiplerine yansıtmışlar.
muhteşem yüzyıl
-
dönemin ve dizinin muhteşem yüzyıl olarak anılmasının sebebi; sanılanın aksine kanuni'nin tahta çıkması değil türk kızlarının saraydan gidip yerlerine ruz kızlarının gelmesiymiş...
kanuni'nin torunları olduğumuz konusunda şüphe yok.
ha laz müteahhit ha osmanlı sultanı ikisi de rus görünce çocuğunun anası olan türk'ü şutluyor..
reza zarrab ve bakan çocuklarının tahliye edilmesi
-
an itibariyle olan olay. allah belanızı versin!!!
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/25912625.asp
iz bırakan kitap cümleleri
-
kitabın akışında önemli etkileri olan, genellikle aforizma olarak kabul edilebilecek cümlelerdir. ya okurken altı çizilir ya da bir kenara not alınırlar. kimi zaman bir cümledir, kimi zaman ise komple bir paragraf.
"tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etme gücü, değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti ve bu ikisi arasındaki farkı anlayabilme sağduyusu ver."
marlo morgan - bir çift yürek
fatih portakal'ın başbakana verdiği insanlık dersi
-
24 şubat 2014 fox tv ana haber bülteninde canlı yayında bir dakika bile sürmeyen, ama çok şey anlatan bir derstir.
fatih portakal başbakanın devlet bahçeli ile ilgili kullandığı "mhp lideri aile nedir çocuk nedir bilmez" zırvasıyla ilgili bir haberde sonra tam karşısındaki kameraya baktı ve;
“ben çocuksuz bir aileyim. eşimle ben varım, istedik allah bize vermedi. ama başbakan o sözü söylediği gün, cumartesi günü gerçekten çok kızdım, inanın şu anda bile tüylerim diken diken oluyor ve eşim göz yaşı döktü, bu yüzden bu sözlerden dolayı, belki bizi kastetmedi, bahçeliyi kastetti ama insan ister istemez alınıyor ve eşim benim bu sözlerden dolayı göz yaşı döktü, kimsenin eşime göz yaşı döktürmeye hakkı yok, başbakanın dahi yok…
onun için siyasete lütfen ne aileyi karıştırın ne çocuğu karıştırın. ne yapacaksanız yapın ama bu kutsal öğeleri lütfen karıştırmayın allah aşkına rica ediyorum sizlerden, insanları da üzmeyin”
dedi.
ayar değildi, kesinlike ayar değildi, sadece kovulma pahasına da olsa, başka bir televizyonda iş bulamama riski de olsa, başbakana karısının göz yaşlarının hesabını sordu elinden,dilinden geldiğince. haddini bil dedi.
umarım bu haber bülteni de varank-kurank danışmanlar tarafından dinlenmiştir de, birileri alması gereken dersi alır, ya da utanır.
tabi hala utanma duygusu kaldıysa.
not: fatih portakal'ın gazeteciliğini falan bilmem, ama bildiğim bir şey varsa bu gece onu evinde kocasıyla gurur duyan bir kadın karşılayacak.
not-2: link soran arkadaşlar var, anlamıyorum o işlerden ama ileten olursa paylaşabilirim. 2 fox tv ana haber bülteninde canlı yayında bir dakika bile sürmeyen, ama çok şey anlatan bir derstir.
bu da link http://www.youtube.com/watch?v=wivl7mpyeqw
edit: tarih sinirden 2012 yazılmış, uyaran shaaborz'a teşekkürler, link için de vayanasinisayinseyirciler ve embraceown'a teşekkürler
işsiz olmak
-
tarif edemeyeceğim kadar iğrenç bi durum. umutlarla okursun, ingilizce öğrenirsin. uğraşır didinirsin. staj falan yaparsın. ondan sonra hastalanır 1,5 yılın tedaviyle geçer askerlik ve yüksek lisans yapayım der ve bitiremezsin geçer 3 sene, hadi 5-6 ay kpss kasayım dersin olmaz. sonra tekrar özel sektörde basvurmadığın firma kalmaz. karşına 3 senedir neden işsizsin? gibi bir soru gelir doğal olarak anlatırsın. önyargıyla yaklaşırlar. eve gelirsin aileyle aranda soğuk savaş başlar. eş dost akraba ziyaretine gitmekten çekinirsin, çünkü o malum soru gelecektir yüzüne. ailenin yanında tedirgin cevaplar vermeye çalışırsın olmaz. utanırsın sanki senin suçunmuş gibi. cebindeki bozuk parayla otobüse mi binsem ya da simit yiyip açlığımı mı bastırsam diye düşünürsün.
bizim gibiler ne yapmalı? ne yapacak yani? işsiz olmaya devam mı etsinler? günden güne sağlıksız bireyler haline mi gelsinler? herhangi bir güçlü referansı olmadan, amiyane tabirle torpilli de olmayan bizler iş bulmak için ne yapmalı? zor gerçekten zor, aynı durumda olan bir ben değilim biliyorum ama. bu çözümsüzlük süreci arttıkça da daha mutsuz ve çevresine daha da mutsuz bir elektrik yayan biri haline geliyorum. ailesine destek olacak yerdeyken, ailesinden utanarak üç kuruş harçlığı alırken hem de bu yaşta, insan içine çıkmaya utanmak neden?
çalışan arkadaşlarla görüşürken, "olsun be oğğlum ne güzel var ya bütün gün yatıyon keşke ben de öyle olsam çalışınca anlarsın bak çok zor" diyen ego dolu açıklamalarına, güleryüzle cevap vermek zorunda hissetmek koyar adama. ortamdaki antipatik adam da olmayayım bari düşüncesi yer bitirir. sana gerçekten yardımcı olmak isteyen arkadaşlarının sayısı gün geçtikçe azalır ve umutsuzluk artar.
halk fakirken milyar tl bağışların havada uçuşması
-
tek yürek programında dikkatimi çekti halkın çoğu geçim sıkıntısı çekerken, enflasyon korkunç seviyelerdeyken milyar tllik bağışlar havada uçuşuyor.
bazısını anlamakla birlikte bazısında şaşırıyorum bu adamda bu kurumda bu kadar para ne geziyor ya da kimin parasını kime veriyor diye.
sanki para bir sınıftan diğerine kaymış değil mi? fakir ve orta sınıf iyice fakir zengin daha zengin.
11 aralık 2022 dr. üstün ezer tweet'i
-
lösemi kardeşlerimize yardımcı olmak için şu mandalinaları bitirelim.
--- spoiler ---
değerli gönül dostlarımız, lösev seferihisar çiftliğimizde tam 500 ton ( 500 bin kilo ) doğal mandalina var ve 20 gün içinde satamazsak bozulacak ! gelin bir kampanya yapalım ve 3'er kilo alarak bitirelim lütfen
--- spoiler ---
kaynak
sipariş linki
ekleme : migros satış linki
mavi köşk
-
vakti zamaninda, kibris cumhuriyeti kurucu cumhurbaskani makariosun avukatligini da yapmis olan silah tuccari ve/veya kacakcisi pavoulidis ** isimli italyan asilli bir kibrisli ruma ait olan kibrisin batisinda camlibel isimli yerlesim birimine yakin bir yerde bulunan bir kosk ve/veya malikane ve/veya evdir.
bu evi ozel kilan biraz da hakkinda anlatilan sehir efsaneleridir. *
evin mimarisi "l" seklinde olup, ic avlusunda bir yuzme havuzu bulunmaktadır. eve girdiginizde antrede kucuk bir resepsiyon karsilar sizi. resepsiyonun karsindaki genis kapi, tam orta yerinde bir sut banyosu bulunan bir salona acilir. burada daha ziyade alemler tabir ettigimiz eglencelerin tertip edildiği * rivayet edilmektedir. kucuk mavi renkte seramiklerle kaplanmis sut banyosu, gercekten hani, kizlar nerde? repliginin dogmasini saglayacak guzelliktedir. giristeki koridor asip evin ikiye ayrildigi bolume geldiginizde saga donmeniz halinde, boydan boya havuz ve bahce manzarali bir yatak odasi karsilar sizi. burada bulunan geyik derisinden calisma masasi ve sandalyesi klasik dizaynından cok, makariosun hediyesi olmasi bakimindan onemli addediliyor. * anlatilana gore, konu masa ve sandalye 1974 baris harekati sirasinda kibrisi terk eden pavoulidis ** tarafindan, manevi degeri one suruluerek ozel olarak talep edilmis ve fakat adamcagiza gonderilmek yerine, "yoksa icinde gizli bilgiler mi var?" denilerek paramparca edilmistir. su an bir puzzle edasiyla birlestirilerek eski haline gtirilmeye calisilmis olan masa ve sandalyeye yakindan bakildiginda, bayagi bir incelemeye tabi tutuldugu hemen farkedilir. giristen saga deil de sola donulmesi halinde ise, ust kata cikan merdivenler ve onun hemen ilerisinde bar ve taverna biciminde dizayn edilmis yemek salonu cikar karsimiza. barin ozelligi, bir cogu eksik olsa da, duvarlara yerlestirilmis metal burc * sembolleridir. bunlarda sadece bir kaci bu gune kadar varligini surdurebilmistir. bari gecince karsimiza cikan yemek salonu ise, taverna bicimindeki dizaynı ile goz doldurmaktadır. burada buluanan masalar, renklerine gore ayrilmis olup, her biri, ust katta bulunan ve misafirlerin agirlandigi odalarin rengini tasimaktadir ve her konuk, kalmakta oldugu odanin rengine gore masasina yerlestirilmekte idi. yemek salonunun terasa acilan kapisindan ciktiginizda ise kendinizi, yer altinda bulunan mahsenlerden surekli devir yapan bir cesme bulursunuz karsinizda. aslan basi bicimindeki bu cesmeden ise, sarap aktigi rivayet edilmektedir.
evin ikinci katina gelindiginde ise, sol tarafta, toplanti odasi olarak duzenlenmis bir oda karsiliyor bizi. bu odanin girisinde, kapinin hemen disinda duran duvar dolabininin kapaginin ic tarafinda, pavoulidis **in evdeki tek fotografi yer almaktadir. toplanti odasinin icinde, rus bir ressam tarafindan hazirlanmis bulunan, basindaki hare ve takilari som altindan yapilmis bulunan, ve hangi yone gidilirse, butun govdesi ile o yone donen bir meryem ana ikonu dikkat ceker. ikinci kat koridorunda ilerledigimizde sol arka tarafta, cesitli renklerin dekorasyonda agir bastigi odalar ile sag tarafta ise bir baska yemek odasi ve salon karsimiza cikar. burada dikkati ceken unsur, uzak dogudan gelmis olan ve uzerine ozel ilaci suruldugunde deri islemeli yuzeyinde yer alan manzara resmi mevsimlere gore renk degistiren dolaptir. ancak 1980'li yillardan beri pavoulidis ** eve yardim gondermeyi durdurdugundan * bu dolap, en son ilacin suruldugu mevsim olan sonbahar renklerinde kalmistir *. odalardan en ozellikli olani ise ayni zamanda deprem odasi da olan cocuk odasidir. tuvalet ve banyo ile birlikte toplam uc bolumden olusan cocuk odasinin cocuklarin yataklarinin bulunundugu kismi, butun evden bagimsiz bir yapi olup depreme karsi dayaniklidir. cocuk odasindaki butun mobilyalar ise, kuvet, lavobo ve klozet dahil, minyatur olup, bu evin insaa edildigi tarih olan 1960'li yillara gore oldukca ilginc bir hadisedir. evin diger enteresan aksesuarlari ise, hangi acidan yaklasirsa yaklasilsin, arkadan yaklasani gosteren gunah cikarma aynasi ile en kucuk bir depremde devrilecek sekilde tasarlanmıs bulunan denge heykelidir. ayrica pavoulidis **in odasindan bir gizli gecidin *, bir iddiaya gore deniz kiyisina, bir iddiaya gore ise evin bulundugu tepenin karsindaki daha alcak bir tepedeki, yine iddiaya gore ingiliz gizli servisine ait evlerden birine ciktigi rivayet edilmektedir.
bunun yaninda evin bahcesinde, kucuk bir anfi seklinde tasarlanmis bir bolum bulunmakta ve burada sahne olarak nitelendirilebilinecek taraftaki rengi digerlerinden farklı bir tasin uzerinde durup anfiye taraf konustugunuzda sesiniz feci sekilde yankilanmaktadir. bu rivayet degildir. tasin uzerine cikip konusunca bunu kendiniz de duyarsiniz. avukat olan pavoulidis **in onemli davalarina, etkili hitabeti yakalamak icin gelip burada calistigi rivayet edilir.
bir de evin bahcesindeki havuzda zamaninda, birden cok kizin yuzdugu ve pavoulidis **in de onlara ikinci kattan bir elma attigi ve elmayi tutan ile birlikte oldugu * rivayet edilmektedir. ancak bunun arkasindan kosku gezdiren rehber siritarak, "tabii, elmayi erkeklerin kaptigini da soyleyenler vardir, zuha aha ha" seklinde bir ekleme yapar daima. gerci evde pavoulidis **e ait olan ozel birkac esyadan birinin de pembe bir bornoz oldugu gorenleri zaten bir parca dusundurur.