hesabın var mı? giriş yap

  • içine kapanık biri olmasının ve çevresiyle neden konuşmadığının nedeni zaten çok açık. çevresinde dünya görüşü olan bir tane insan olmadığını bilmesidir. etrafında böyle yobaz, cahil cühela takımı varken ne yapacaktı çocuk? tabii ki, telefonla daha farklı dünyaların içinde kendisine bir hayat kurmaya çalışacaktı. olaydan sonra durumunu çok iyi anladık demiş bir de, ulan anladıysan bütün ekşi s*ksin beni.

    ''ben bu cemaatin 25 yıldır içindeyim. kaldığı yerde hiçbir sorun yoktu.'' sorunun zaten ne olduğunu anlayacak zihniyete sahip olmamanız en büyük sorun.

  • bolca isiah thomas propagandası yapılmasını göz ardı edersek, son derece başarılı ve üzerinde çok fazla emek harcandığı belli olan bir basketbol belgeseli, ki zaten her şeyiyle 8 yılda tamamlandığı söyleniyor. çok ufak bir araştırmayla * 1971 doğumlu william gates ve 1972 doğumlu arthur agee'nin filmin çekildiği dönemden sonraki hayatlarının nasıl şekillendiğini görmek, filmin sanki 16 yıl sonra bile halen devam ediyor olduğu hissiyatını yaratıyor ya da ben artık iyice kendimi kaybettim, bilemiyorum.

    film toplamda 11 ödül almış, ki bunlardan bir tanesi de 2007 yılında international documentary association'dan aldıkları gelmiş geçmiş en iyi belgesel ödülü. ayrıca filmin bir döneminde, borçlar yüzünden arthur agee'nin evinde elektrikler gidince, filmin akışının zarar görmemesi adına yapımcıların bu parayı ceplerinden ödedikleri söyleniyor.

    --- spoiler ---
    william gates, marquette'ten mezun olunca emlak işine girmiş. 2001 yılında ise, o yaz basketbola geri dönme hazırlıkları yapan michael jordan'la antrenmanlara çıkmış, hatta washington wizards tarafından denenmek için teklif bile almış, lakin ayağından sakatlandığı için o iş yalan olmuş. filmde bolca görülen abisi curtis, 2001 yılında öldürülmüş. en son 2004 yılı itibariyle ise chicago'da bulunan living faith adlı bir yardımlaşma derneğinin başında bulunuyormuş.

    arthur agee ise william'a göre daha uyanık çıkmış ve şöhretini nakite çevirmeyi bilmiş. öyle ki, basketbola dahi ihanet edip, passing glory adlı filmde oynamak için cba takımlarından connecticut pride'ın kontrat teklifini reddetmiş. okullarda genç çocuklara eğitimin önemi hakkında dersler veriyormuş. o da 2004 yılında, yine filmde sıkça gördüğümüz babası arthur sr.'ı bir cinayete kurban vermiş. en bombası ise hoop dreams adı ve "control your destiny" sloganıyla tekstil işine girmiş olması. aferin valla.

    nihayetinde iki genç de nba hayallerini gerçeğe dönüştüremeseler de, bu film sayesinde en azından kendilerine ve ailelerine nispeten daha iyi birer yaşam standartı sağlamışlar. filmin yayınlandığı tarihten 16 yıl ileri gidip günümüze gelince bile, anafikir hala değişmiyor ve "eğitimin önemi" olarak kalmaya devam ediyor..
    --- spoiler ---

  • çoğu düğün gibi keyiften çok hüzün dolu bir ortamı iyice üzücü hale getiren olayın kahramanlarından biri.
    iki kişi hayatlarını birleştiriyor, videodaki her detay kırık dökük...

  • tarih seni haberci diye değil vatan evladı diye yazacak. namusuyla, şerefiyle, cesurca işini yapan bu ülkenin güzel insanlarının sesi. varol sen.

  • 12 saatlik hastanedeki gece nöbetinden sonra, eve gelir gelmez çocuklarına sevdiği yemeği pişirmeye üşenmeyecek kadar fedakar soğan kokulu ellerin sahibidir. aynı anda bu yemeğin yenmesini oturup uykusuzca seyreden pırıltılı, milyonlarca yıldızlı gözlerin sahibi. meleğin yer yüzünde insanda şekil almış halidir.

  • gönüllüler takımı benden daha iyi besleniyor amk.

    -döner
    -kahvaltı
    -karnıyarık
    -mantı
    -tuttukları balık da bonus

    peki ya ben?
    tost filan. bu ne lan?

    benim hayatım daha hakiki survivor amk

  • bir beş sene kadar oluyor, bir iş için new york eyaletinin kuzeyinden greyhound (abd'nin metro turizmidir) ile nyc'ye geliyordum. yol üç buçuk saat kadar sürüyor, ilk bir saat tıngır mıngır geçti. gidiyoruz. birden otobüste selda bağcan çalmaya başladı. lan dedim ne oluyor... sonra yaklaşık iki saat boyunca çalmaya devam etti. bizim otobüs bir anda erzincan-malatya otobüsüne dönüverdi. ben şaşkınlık içindeyim, bayağı da merak ettim mevzuyu. inerken şoföre sordum ne iş diye; owww selda is my favourite dedi. adam karışık mp3 yapmış yollarda hep çalıyormuş. diyeceğim o ki, bu kadını gerçekten bütün dünya dinliyor.

  • kutlamayın arkadaşlar, hayır çıktığında provokasyon olma ihtimali çok yüksek.

    oturun oturduğunuz yerde. ümit özdağ aylardır bas bas bağırıyor kontrollü kaos planı var diye.

    taşkınlık yapmayın, taşkınlık yapana mahal vermeyin. itidalli olun.