hesabın var mı? giriş yap

  • best picture almasıyla beni de şaşırtan film.

    peki parazit, ingilizce olmadığı halde nasıl ödül alabildi? daha önce de yabancı dilde (ingilizce olmayan) filmlerin best picture'a aday gösterildiği olmuş. ancak sadece 12 tane. life is beautiful, letters from iwo jima ve il postino bunlardan bazıları. oscar için ingilizce olması bir şart değil yani. peki bir filmin oscar'a aday olma şartı nedir? bakalım:

    - 40 dakikadan fazla sürmeli.
    - prömiyerini oscar takvimi içinde, halka açık bir salonda yapmalı.
    - 35mm ya da 70mm film formatı veya 24-kare, dijital formatta yayınlanmış olmalı.
    - birbirini takip eden (en az) yedi gün boyunca uygun oscar takvimi içinde, ücret ödenme karşılığında bir los angeles sinemasında gösterilmeli.

    parazit bunları karşılıyor. öncekilerden farklı olarak sinemasal açıdan da yılın en sağlam filmlerinden biri olması onu öne taşıdı.

  • kendisine bazlama surat diyen birine dava acmis. 15.000 tl’lik manevi tazminat davasi hatta. reddedilmis.

    https://twitter.com/…tatus/1310164870931898368?s=21

    karsi tarafin avukatinin aciklamasi inanilmaz.

    "müvekkilim doğduğu, büyüdüğü yöre itibarıyla anadolu’nun bağrından kopmuş biri olup bazlama ekmeğinin çok sevilen bolca tüketilen bir ekmek türü, yani bir nimet olmasından ötürü sn. hande erçel ile ilgili olarak ‘bazlama surat’ ifadesini kullanmıştır. bu ifade asla hakaret amaçlı kullanılmamış olup sn. hande erçel’in herkesçe malum olan yüz güzelliğine esprili bir şekilde teşbihte bulunulmuştur.”

    simdi herkes saga sola bazlama, simit, borek yapistirir durur ahahsj.

    - oglum kiza gevrek suratli demissin
    + hakim bey ben gecimimi gevrek ile sagliyorum, cok severim
    - ha ok

  • şaka maka gözlerimin dolmasına sebep olan açıklama. 25 sene önce okumaya başladım. disiplinli bir okuldu. hayata karışamadım. sokakta fazla vakit geçirebilen bir çocuk değildim. bana kalırsa pek de çocukluğumu yaşayamadım. burjuva tipi sosyal aktivitelerle geçti ömrüm. okula gittim. kursa gittim. yabancı dil öğrendim. sınavlara girdim. iyi derecede ofis programlarına hakimim. presentabl denen bir sıfat var ya hani, onun kelime karşılığı olacak şekilde yetiştirildim. sebebi iyi bir işe girmekti, iyi para kazanmaktı, hayatım, ailemden gördüğüm gibi devam etsin diyeydi hepsi. artık ne için uğraştığımı, neden bir çocukluğum olmadığını, neden hayatımın hiçbir noktasının tadını tasasız biçimde geçiremediğimi bilmiyorum. bana harcanan para bankaya koyulmuş olsaydı, şu anki gelirimin onlarca katını alıyor olurduk. milyarlar... hepsi çöp. bu ülkede bi boka yaramıyor eğitimli ve kültürlü bir insan olmak. kimse, aa maaşallah yavrumuz da ne kadar insaflı ve merhametli demiyor. herkes paranın ve gücün önünde ceket ilikliyor.

    niye okuduk, niye senelerimi çaldınız el birliğiyle? sağıma bakıyorum cahil, soluma bakıyorum cahil. kimse de aa ne cahil adam demiyor.

    deliler, cahiller ve ölüler... öylesine mutlular ki! yalnızca çevrelerindekiler acı çekiyor.

  • tek yönde çalışan tren vagonlarıyla gidilen ama dönülemeyen bir yer. 250.000'den fazla çin ve rusun yaşamını kaybettiği, bir esirin bile sağ çıkmadığı ölüm kampı.
    abd ve japonya'nın 2. dünya savaşı sonrasında dünyayı yeniden paylaşmalarının anahtarı burası. vietnam'da kullanılan biyolojik silah bilgisinin nereden edinildiğinin açıklaması. bitmek bilmeyen japon emperyalizminin ve militarizminin son noktası. artık bu kadar açıktan yapamıyorlar çok şükür.

    birim 731 ve nanking katliamı'na, asya'nın auschwitz'i demek haksızlık oluyor biraz. bu insanların hiç lobisi olmadı, zengin değiller. kampları kuranlar hiç yargılanmadı. yaşananları anlatan bir history channel belgeselinden başka hiç filmleri olmadı. japonlar bu tarihsel suçun bedelini maddi-manevi hiç ödemedi, hiç kabul etmedi. hiroşima ile nagazaki'ye atılan atom bombalarının gölgesinde kaldı.

  • "sözlükte format var mı yok mu lan" şeklinde histeri krizine girmiş yazar sorusu. garip garip başlıklar, eskiden olsa direk uçurulmaya sebep olacak entryler falan. anlamıyorum ben. hayır ben mağaradayken bir şey oldu da ben mi kaçırdım. neyse.

  • işte osmanlıyı çökerten, türkiye'yi bu hale getiren kafa budur işte. tam olarak budur.

    şu kafanın eğitime, bilime, sosyal hayata hükmettiğini düşünün.
    düşünemediniz dimi ?

    çünkü böyle bir sistemde düşünme bile yok. o kadar yerlerde bir zihniyet bu.

    yazık kimin çocuğuysa.

    edit: imla