hesabın var mı? giriş yap

  • çevremde akrabalardan ve arkadaşlardan evde bira yapan vardı bir kaç tane denemiştim ama yapmak aşırı zor ve masraflı gibi geliyordu. tamam bira ucuza çıkıyordu ama masraflı hissi vardı.

    ayrıca ben kırk yılın başı bira içen, bira tatlarından çok anlamayan, o sırada ortamda hangi markayı tüketiyorlarsa bana da aynısından alın diyip içen biriydim.

    bu sene ocak ayında butikbira.com a üye olup başlangıç setimi almışım.

    yani amatör biri olarak, bir iki öneride bulunmuş olurum başlayanlar da aynı soruları soruyorlardır çünkü.

    *başlangıç setini farklı markadan almak önemli mi?
    - evet kısmen.

    neden derseniz her sitede aynı kalitede kova bulunmuyor. kovanın kalitesi de sonradan çıkacak tatsız olaylar için önemli. işin tuhafı kalite düşüyor ama fiyat düşmüyor yani x markasında 480 lira başlangıç seti, y markasında 490 lira ama y markasındaki kovada plastik kesim hataları mevcut.

    bira yapım facebook gruplarında da malzemelerini gösteriyorlar ve gerçekten fena farklar var.

    kötü markalara örnek vermeyeceğim ama malzemesi en kalitelilerden biri butikbira.com, diğeri de kedikoy.com.tr.

    bunun dışında başlangıç setini bira kitiyle aldığınız için bira kitlerinin ve mayalarının kalitesi ve son çıkan ürünün tadı da firmadan firmaya değişiyor.

    (bkz: butik bira)nın, butik pilsneri yerine, (bkz: kedikoy.com.tr)nin başlangıç setindeki prag setini tercih ederim.

    bunların dışında, sıcaklık, süre ve temizlik gerçekten çok önemli.

    * temizlik ne kadar önemli
    - çok önemli ama temizlik konusunda çok önemli diyince insanlar biraz panik olmaya başlıyor. şöyle bir sistem var aslında basitçe. tüm ekipmanlarını (şişe, kova, karıştırıcı, hortum, musluk vb ) ürüne temas eden her şeyi, normal bir şekilde temizliyoruz.

    pbw denilen bir temizleyici var mesela bu öneriliyor. bu ağız ile tüketebileceğimiz bir temizleyici değil , bulaşık detarjanı gibi bir şey bu sebeple iyice durulayarak kurtulmamız gerekiyor. deterjan yerine neden pbw öneriyorlar derseniz mesela musluk içi gibi erişilemeyen yerlerde kalıntı kalmaması için. pbw su ile durulandığında kalıntı bırakmadan çabucak gidiyormuş.

    ben mesela her kurulum öncesi ve sonrası, pbw ile kalmadıysa bulaşık detarjanı ile kovanın her yerini süngerin yumuşak tarafıyla yıkıyorum. iyice durulayıp, bir kaç defa suyla çalkalayıp hazır hale getiriyorum.

    asıl önemli olan şey sanitasyon işlemi, yani ürüne temas edecek her eşya ve kişinin dezenfekte edilmesi. bunun için de starsan diye bir ürün öneriyorlar, bu ürünü hazırlayıp kullanılacak her şeyi, hava filtresi dahil bu sıvıdan geçiriyoruz. ellerimize de bu sıvıdan temas ettiriyoruz veya eldiven kullanıyorsak ona da. kovanın içine starsan koyup her noktasına temas edecek şekilde sallıyoruz vs vs.

    starsan aşamasından sonra starsan kurumadan ve bir daha da kirli olabilecek bir şeyin eşyalara temas etmesine izin vermeden bira kurulumuna başlıyoruz.

    hazır kitte bulunan şey pekmezimsi bir şerbetçiotlu malt özü. bunu kovaya ekleyeceğiz ayrıca tarife göre 1kg toz şeker / dekstroz şeker / kuru veya sıvı malt özü.

    şeker ve malt özünü eritip karıştırmak için 1-2 litre kaynar suyu kovaya ekliyoruz.(arıtılmış su, marka su olabilir)

    pekmezin yoğunluğu ve şeker suya karışana kadar karıştırıyoruz.

    sonra da tarife göre kaç litrelik üretiyorsak o litreye kadar oda sıcaklığındaki veya soğuk suyu (arıtma veya markası su) kovaya ekliyoruz.

    yine aldığınız kite göre yani tarife göre mayanız kaç derecelerde çalışmalıysa kovadaki karışım o sıcaklıktaysa mayamızı ekliyoruz. örneğin kaynar suyu 3 litre koydunuz, eklediğiniz su ile henüz sıcaklık 25 derecelerde veya daha yukarda, bir süre bekleyip sıcaklığın düşmesini beklemeniz maya açısından iyi olacaktır.

    mayayı serpip, kapağını kapatıp, hava kilidini takıp, hava kilidine ortasındaki çizgiye gelecek kadar su ekleyip artık fermantasyon işlemine bırakıyoruz.

    * sıcaklık ne kadar önemli
    - sıcaklığın önemi kullandığınız mayaya göre çok önemlidir. örneğin lager mayaları daha düşük sıcaklıklarada iyi bir tat ortaya çıkarıyorlar.

    bu yüzden sonbahar ve ilkbahar ayları kit kurmak için daha iyi. ben izmirdeyim ve şuan nisan 15ten itibaren oda sıcaklığı gün içinde 24-26 derecelere ulaşıyor. genelde kurduğum kitler 20-22 dereceyi uygun buluyorlar.

    kovayı soğutmak, ısıtmaktan daha büyük dert. soğuk havalarda, kalorifer yanına alarak, üstüne battaniye vs atarak işlem dengelenebiliyor fakat yazın. yanına buz aküleri de koysanız ısıyı çok dengede tutamıyorsunuz.

    bu işlem için, termal çantalar, termostatlı buzdolapları, strafordan kutular vs var.

    örneğin strafor kutu içerisine 2-3 tane buz aküsü koyup 12 saatte 1 değiştirerek ısıyı dengelemeyi çoğu kişi öneriyor.

    * süre ne kadar önemli
    - süre yine ürünün doğru lezzette oluşması için çok önemli.

    genel olarak herkes 22 derecede 15 gün bekle yeterli diyor. ama eğer hiç ölçüm almıyorsan 20-21 gün bekle garantiye al diyorlar.

    mayana göre sıcaklık düştükçe yavaş çalışma ihtimali çok yüksek yani 16-25 derece arasında çalışır diye satılan mayayı. 16 derecede 15 gün bekletmek ile 25 derecede 15 gün bekletmek aynı sonucu vermiyor.

    bu yüzden hidrometre ile ölçüm alınıyor. musluktan biraz ürün alarak veya temiz bir hidrometreyi (starsan ile temizlenmiş) kovaya atarak ölçüm alnıyor.

    yine kitinize göre değişebilir ama genelde 1005 ve 1010 sonuçları arasındaysa şişelemeye başlanıyor.

    şişelenirken de elimizdeki şişeler sıfır ve temiz şişeler dahi olsa yine starsan ile çalkalayıp, şişeye temas etmiş starsan kurumadan, birayı doldurmalıyız.

    şişeye gazlanması için şeker atılması gerekiyor, bunun için başlangıç setinde şeker ölçeği ölçüm aleti bulunuyor.

    33lük 50lik 75lik dolumlar için yuvalar var.

    kesme şekerlerde de belirli bir mantık var.

    50lik için 750 gramlık pakette 360 adet küp içeren şekerden 2 küp
    33lük için 100 gramlık pakette 360 adet küp içeren şekerden 1 küp

    bunun dışında desktroz şeker ile de gazlanma yapılabiliyor. hazkatturkiye diye bir firmanın sattığı sulandırılmış, desktroz şekeri var. bununla gazlanma yapıldığında tortunun çok az kalacağı iddia ediliyor.

    *şişeledik peki hemen içebilir miyiz?
    - hayır, gazlanma için yine uygun oda sıcaklığı ve zaman gerekli.

    pilsner kitlerin çoğu 7-10 gün için güzel bir gazlanma ve tat sahibi oluyorlar fakat bock gibi kitler 2 aydan sonra asıl lezzete ulaşıyor.

    --------------------------------------

    bu arada bahsedilenlerin hepsi hobinin daha ilk evresi , yani kit ile sanki zamanında tang paketleri ile meyve suyu yapar gibi bira yapma yöntemi.

    sadece temizlik ve süre detayı var. şişeleme angaryası var.

    kiti at, diğer malzemeleri at , karıştır , bekle, şişele , iç.

    bunların dışında firmaların %100 malt paketleri, malt çeşitleri vs bulunmakta. ilgili maltı kırılmış ya da kırılmamış olarak alıp, filizlendirip, kaynatıp, şerbetçi otu ekleyip, yine bira yapabilirsiniz.

    aslında kabaca özeti o satın aldığınız hazır kiti de tamamen siz kendi istediğiniz aromada üretebilirsiniz. (dışarda içine ne koyduklarını bilmiyoruz, ben sana evde kendim yaparım *)

    hobinin asıl profesyonellik bölümü buradan başlıyor ve fıçılama, fıçıda gazlandırma vb işlemlerle daha profesyonellik düzeyine geçebiliyor.

    ------------------------------

    *bazı tüyolar
    - belki ne biliyorsun da konuşuyorsun diyecek olanlar olabilir ama kendimce yukarıda bir çok şeyi anlattım en azından ben ocak ayından nisan ayına kadar geçen sürede 5 tane kit kurarken bunları gözlemledim.

    şimdide pişman olduğum veya iyiki almışım/yapmışım dediğim kısma gelelim.

    1- şişe
    ben 144 tane 33lük şişe aldım ve bu bana 580 liraya patladı. şuan 36 tanesi 210 lira olmuş.
    keşke biraz daha verip 50lik şişe alsaydım veya barlardan şişe isteseydim pişmanlığım budur.

    neden derseniz , 23 litrelik bir kitten 70 tane 33lük bira çıkıyor. 70 kez şeker ölçümü, 70 şişeyi yıkama ve dezenfektanı, 70 kapak harcaması, (kapaklar 100lük paketlerde satılıyor ve normalde 1 paket 2 kite denk geliyor), 70 tane biraya yer ayırma vs vs.
    içerken de ürünü beğendiyseniz tadı damağınızda kalıyor 33lük ne ya demeye başlıyorsunuz.

    2-şişe temizleme fiskiyesi
    bu iyiki baştan almışım dediğim bir ürün, şişeleme işlemine geçtiğimde yanıma bir salata kurulama kabı mıdır nedir ondan alıyorum. içine starsan dökülmüş fıskiyeyi alıyorum ve şişeleri alıyorum. fıskiyeden geçirdiğim şişeyi bu kurulama kabına ters çeviriyorum. kap yaklaşık 6 tane 33lük şişe alıyor. 6. yı koyduğumda 1. şişedeki starsan akmış ama kurumamış oluyor, kovanın musluğundaki , şişeleme çubuğu ile hemen şişeliyorum.

    eğer fıskiyeniz y oksa her şişeye starsan dök çalkala devir işi size kafayı yedirtir. keşke başlangıç setlerinde bu ürün olsa, siz mutlaka alın.

    3-aktarma borusu
    bu da iyiki almışım dediğim bir ürün, kovadaki musluğa bu hortumu takıyoruz, diğer ucuna da şişeleme çubuğunu böylece kovanın altına girmeden de dolum yapabiliyoruz. çok mühim değil ama kolaylaştırıcı

    4-arkadaşlara bahsetmek.
    bu pişman olduğum bir nokta, onlara da bira ayırmak ayrı dert, şişeden içmeyin diye peşlerinde olmak ayrı dert. bu bira evine gelen misafire kendin ikram edip kafanın rahat olacağı bir şeymiş onu anladım.

    5-bu arada, şişelerde tortuyu azaltmanın yolları

    şişelemeye başlamadan önce, kovayı en azından 24 saat önce şişelemeye yerine taşıyıp bekletmek. böylece hareket eden tortu tekrar kovanın dibine çökecektir.

    şişelerken kullanılan şekerin desktroz ya da sıvı gazlama şekeri olması

    şişeleme yapmadan önce kovayı soğutmak. ürün ne kadar soğuksa tortu o kadar dibe çöküyor ve dibe yapışıyor.

    birayı tüketmeden önce en az 2-3 gün buz dolabında tutmak. yine soğuktan şişedeki tortu dibe çöküp yapışıyor.

    şişeden bardağa dökerken tek seferde ve en son tortuyu almayacak şekilde dökmek.

    6-bira çöp olur mu dökmek zorunda kalır mıyım
    ilk kez yaparken çoğu kişi (ben de yapmıştım) tanıdıklarını veya facebook gruplarını soru yağmuruna tutuyor.

    -hava kilidinden gaz çıkışı başlamadı
    -hava kilidinde tortular var
    -kova kapağı şişiyor veya şişmedi
    -kovanın kenarlarında köpük(krausen) oluştu veya oluşmadı

    vs vs

    bahsettiğim kurulumu yaptıktan sonra 72 saate kadar her an hareketlilik başlayabilir bu mayanın uyanması ve işleme başlamasıyla alakalı. mayanın uyanması da mayanın durumu ve sıcaklıkla alakalı. önceden maya uyandırma teknikleri vs de var onlara girmeyeceğim.

    hava kilidi çalışma süreleri örnekleri;
    şimdi 5 kitimden ilki (butik bira pilsner kiti) 24 saat sonra başladı 2-3 gün sürdü.
    ikincisi (butik bira winter bock kiti) 3-5 saat sonra başladı 24 saat sürdü
    üçüncüsü (kedikoy bavaria kiti ) 24 saat sonra başladı 7-8 gün ağır ağır da olsa sürdü.
    dördüncüsünde (kedikoy prag kiti) 6-7 saat sonra başlayıp 2-3 saat sürdü
    beşincisinde (butik bira yaz aşkı lager) hiç hava çıkışı olmadı, kapakta sızıntı var sanırım. yine de köpük oluştu ve kapak şişti.

    *hava kilidinde tortu oluşması
    -hava kilidinde tortu olabilir veya kovanın hava kilidi deliğinden tortu fışkırmaya başlayabilir.
    hava kilidini sonuna kadar sokmayın, ucunun girmesi yeterlidir. 23 litre dolurduğunuzda fermantasyon fazla krausen oluşturduysa kilide geçebilir. kilidi temizleyip tekrar takın.
    kovadan taşıyorsa da temizleyip temizleyip sakinleşmesini beklemelisiniz. nadir de olsa olabilecek bir durum. genelde fazla sıcakta olduğunu söylüyorlar.

    *hava kilidinden çıkış olmasa da başlamış olabilir.
    kovaya ışık tuttuğunuzda krausen görünüyorsa işlem yolunda gidiyordur. ayrıca kapak şiştiyse kovada gaz var demektir, yani fermantasyon başlamış.

    şimdilik durum bu şekilde.

    gelelim yaptığım çeşitlerdeki tatlara.

    butik pilsener - içen herkes tombul efes tadında dediler, ilk içenler gazsız buldu, biraz erken vermişim. 21 gün kova 21 gün şişede tutuldu. şişede 15. gün içenler gazsız bulanlar.

    butik-pilsner-bardak

    butik winter bock - kovada 18 gün şişede 2 ay . kendine has bir tadı var, hafif ekşimsi gibi, köpüğü kıvamlı. geç gazlanıyor, bockların olayı buymuş. tadı da geç oturuyor. ayrıca arka arkaya lıkır lıkır da içilmiyor, mutlaka yedek şişeniz olsun. bocklar bitene kadar başka çeşit bira yapmak isteyeceksiniz bence.

    bock-bardak
    bock-bardak-sise

    kedikoy bavaria - buğday birası, ayrıca fermantasyon esnasında kovayı açıp dry hop ile kişniş (25gr) ve limon kabuğu (28 gr) sarkıttım içine. kişniş fazla kaçmış. bira buram buram kişniş kokuyor. bence kişnişi azaltın. 15 gün kovada. 10 gün sarkıttım kişniş ve limonu 5 gün kaldı içinde. 15 gün şişede. gazı ve lezzeti güzel. biraz acı ama sürekli bardaktan kişniş kokusu gelmesi beni rahatsız etti. gerçi eşim de kokuyu sevdi. zevk meselesi.

    bugday-bardak
    bugday-bardak-sise

    kedikoy prag - pilsener kit. butik biradakinden daha iyi. yarım kilo toz şeker ve 750 gr sarı malt özü ile kurdum. 10 gün kovada 15 gün şişede. gerçekten en lezzetli biram bu oldu. bi dahakine şeker yerine tamamen malt özü kullanacağım.

    prag-pilsner-bardak-sise

    butik bira yaz aşkı lager kit. bu 10 gün kovada 7 gün şişede kaldı ve şimdiye kadar ki en çok gazlanan kitim oldu. gerçekten yaz aşkıymış, içimi çok ferah ve bol gazlı. bu ürün de tatmin etti. hala favorim kedikoy prag. en sevdiğim tat bu oldu.

    yaz-aski-lager-bardak

    sırada kedikoy seattle kahveli stout var , sipariş verdik bekliyoruz.

    edit : evde bira yapım için bildiğim firmalar.

    butik bira (izmir - güzelbahçe)
    kediköy (istanbul - kadıköy)
    bira burada (istanbul - başakşehir)
    bira market (izmir - bayraklı)
    zestfulbrew (izmir - bornova)
    mayaland (izmir - karşıyaka)
    haz kat türkiye (ankara)
    vino market (izmir - bornova)
    taze mayse (istanbul - sancaktepe)

  • sezgin baran korkmaz olayıyla alakalı şunu söyleyeyim;

    bu amk ülkesinde parası olan insanların herkes ile fotoğrafı var. sizin her fotoğrafınız olan insan sizin bir numaralı kankiniz olmuyor, sonuçta ünlüsünüz ve herkes sizinle fotoğraf çekiyor. ve haluk başkan bilmeyebilir onun aslında kötü bir insan olduğunu.

    ulan sedat peker açıklamadan kaçınız biliyordunuz? haluk reis nereden bilsin, manken eskisi boş yapıyor. çünkü boş.

  • ben yeni atanacak kişinin yerinde olsam enflasyonu ve diğer araştırma sonuçlarını olduğu gibi açıklardım. ne yaparlarsa yapsınlar görevden alınıyorlar çünkü. bari halk gerçekleri öğrenmiş olur.

  • elazığ gönül dostları buluşmasında yapılan oldukça sert açıklamalardır.

    ak parti'nin oylarının yüzde 49'dan yüzde 34'e düşürüldüğünü söyleyen davutoğlu, parti yönetimini sert bir dille eleştirdi.

    -anayasal sistemler, devlet mimarisi kişilere, partilere göre inşa edilmez; çarpık bir cumhurbaşkanlığı sistemine geçildi.

    -istanbul seçimlerinde 800 bin oyla tekrar kaybetmişse, bunun sorumlusu eylemde söylemde ahlakta siyasi ayakta ciddi savrulmalara sebep olanlardır.

    -tabanda büyük kitleler kopmaya başladıysa insanları neyle tehdit ederseniz edin o çözülüşü durduramazsınız.

    -sıradan bir memurun dayısının oğlunun, amcasının oğlunun tutuklandığı bir türkiye'de fetö darbesinin baş sorumlusu olanların kardeşlerinin akrabalarının en yüksek makamları işgal ettiği görülürse orada adalete güven kalmaz.

    -devlet yapısıyla aile ilişkileri kesinlikle ayrılmalıdır, birinci derece akrabalık ilişkisi olmamalıdır.

    -devlet makamlarını birtakım trol çetelerine mahkum edenlerin karşılarında 3 sene sustuk

    -bir seçimde beka kaygısından bahsedip bu şekilde düşünmeyen herkesi terörist olarak itham ettikten sonra diğer seçimde imralı'ya başvurmak milletin vicdanından kopuştur.

    -adalet öylesine örselendi ki insanların hukuk sistemine güvenini sarsıyorlar. adalet duygumuzu sarsacak her şey için ortak tavır alma vakti geldi.

    -ülkemiz çok yoğun bir ekonomik krizin içinde ciddi bir mücadele veriyor.

    -ekonominin başında ekonomiden anlayan insanlar vardı; vizyon vardı.

    -kendi içerisinde beka kaygısı ile siyaset yapanlar tarih sahnesinden silineceklerdir.

    -ak parti 1 kişinin, bir ailenin partisi değildir böyle yola çıkmamıştır...

    -görev değişikliği değil bir hal değişimi lazım.

    -yeni meydan okumalarla ilgili akademisyenlerle, siyasilerle ve derneklerle çalışma yürütüyoruz. ak parti'nin temel değerleri bu memlekete egemen olmuş olsaydı kıyamete kadar susardık.

    https://t24.com.tr/…meseleleri-tartismaliyiz,828380
    https://www.ensonhaber.com/…-yerden-yere-vurdu.html

    +

    @bigdata rica etti, konuyla ilintili olarak şu başlığı paylaşıyorum.

    (bkz: davutoğlu ve babacan'ın yapması gereken çağrı)

  • bir enstrumanist ve ses mühendisliği öğrencisiyim. ayrıca kompozisyon alanında yüksek lisans için çalışmalarım var. yani sektörden ekmek yahut bok yeme ihtimali fazlasıyla yüksek biriyim. iki saat kadar evvel güngören'de ailemle yaşadığım evime dönmek için kullandığım zincirlikuyu metrobüs istasyonuna, indirimli taşıma kartımda tek bir aktarma ücreti kalmaması ve cebimde para olmamasından mütevellit, levent'ten yürüyerek ulaştım. hak verileceği üzere bu korkunç bir garibanlık hikayesi değil. pek çoğumuz belki haftanın çoğu günü böyle takılıyor bile olabilir, sadece az evvel oldu diye söyleme gereği duydum.

    enstrumanistliğimi biraz açacak olursak, pek fazla bilinmeyen bir enstrümanın icracısıyım ve yurt dışında onlarca farklı ülkede onlarca netlabel tarafından yayınlanmış bir de solo albümüm var,

    aha da ilk bulduklarımın linki;
    http://magyar.walltapper.com/?page_id=410
    http://www.bfwrecordings.com/…urgatoryspendulum.php
    http://verynicenoise.com/release/vnn-028

    devam edeyim, babam oto boyacısı, evin hemen karşısında dükkan. küçükken okumam, adam olmam için kendini örnek gösterirdi. zımpara yapmaktan bütünüyle nasır tutmuş sağ elini ve diğerine oranla daha yumuşak olan yahut öyle sandığı sol elini yüzüme sürter, okumazsam benim de ellerimin böyle olacağını söyleyip dururdu. yaptığım işlere hala akıl sır erdiremiyor. geçenlerde satın aldığım lisanslı albümlere göz atarken kabaca bir hesap yaptım, çoğu underground müzisyen ve grupların kendi piyasasını kurduğu kanada'dan gelme 2500 liralık cd ve kafayı drone, noise işleriyle kırdığımdan ötürü günümüz deneysel müzik sanatçılarının toplamda en az 1000 lira eden plakları var. benim, yani 35 kuruş aktarma ücreti olmayan adamın...

    söylediklerime bakılacak olursa bi dolu ajitasyon yapıp, "korsan cd almayın, mp3 kullanmayın, emek hırsızlığı bikbikbik edeceğim sanılabilir. lakin tam tersi, korsan'ı mp3ü çıldırmış gibi savunuyorum. öyle ki netlabel'a beleş yayınlamalarını istiyor, etkinliklerimde kendi albümümü korsan satıyorum.

    okuduğum konservatuvara düzenli olarak mezunlar gelip para kazanamadıklarını, piyasanın battığını, iş yapamadıklarını yahut çok ucuza bir yerlerde çaldıklarını büyük bir patırtıyla anlatıyorlar. kendine has duruşu, icrası olmayan ya da üretim, yaratım, fikir eserleri sergilemeyen bu tiplerin her birinin altında araba var, halk oyuncusunun bile... bir ekmek kapısı olarak tahayyül etmediğim müzik işi üzerine tahsil yapan bu insanların açgözlülüğünden tiksiniyorum ki az biraz sesi, duruşu güzel diye albüm yapılan kişinin zırlamasına hiç tahammül edemiyorum. toplumumuz müzikle ilgilenen kişinin lüks içinde yaşaması gerektiği gibi fantastik yargılara sahip. eğer geçmişte değilse bile şimdi böyle olmalı; herkes bazen aktarma ücretinden yoksun kalıp yürümeli.

    korsan böyle giderse albümler daha az çıkar, giderek daha da azalır, giderek daha da, giderek... ancak çok iyi, çok kitleli müzisyenler sayıları binlerle ifade edilen kalabalıklara konser verebilecektir. öyle de olmalı zaten! kendisini yere göğe sığdıramayan kof starların açgözlülüğü ile körüklenen müzik piyasası maddi kaygılardan arınmış gerçek seslere kalır böylece.

    ben, yani garip gureba bir çalgının icracısı, ses mühendisi adayı, kendi albümünü bedava dağıtan sanatçı, boyacının oğlu, bazen otobüs biletine para bulamayan adam... 2 tb üzerinde illegal mp3 var harddiskimde, gelin tutuklayın beni!

  • "google 14 yaşında imiş..
    türkiye'de olsa kesin tecavüze uğrardı..
    davada da "zaten motordu, aranıyordu" indirimi sözkonusu olabilirdi..."

  • halıdır halı.
    ne zaman halısız bi eve gitsem yeni taşınmışlar da henüz yerleşememişler gibi hissediyorum. halısız olmaz.

  • sebebini anlayamadığım dert. 5-6 katlı otoparkta ilk kattan yer bulmak için o katı tavaf eder, 2 dk aşağı kata inmek yerine 10 dk o katta tur atar. buldu mu da o yeri bekleyip trafiği tıkar, katleder. sonra bi de sorar "kaçıncı kata park ettin?". cevap 3-4. kat ise, "benim ilk katta ahuahau" gibi bi cevap gelir. hayattaki en büyük başarıları zannedersem. cidden sebebini bilen yeşillendirebilir mi?