hesabın var mı? giriş yap

  • sebebi covid değil hiperenflasyon olan kepazelik.

    takdir edersiniz ki her fiyat değiştiğinde yeni menü basmak fazlasıyla maliyetli olacaktır.

  • bayrağımıza hakaret eden stern dergisi değil, ülkemizi bayrağımızı, dış politikadaki ağırlığımızı, devlet olma ciddiyetimizi yerlerde süründürenler; içeride muhaliflere en yoğun baskıyı uygulayıp dışarıda demokratik ülkelere "nazi" diyenlerdir.

  • ukrayna'nin isgali konusu uzerine daha isgal'den once, donetsk ve luhanks bolgelerinin ozgurlugunun taninmasi aksiyonu ardindan, (bkz: nato/#134187974) yazisinin uzerine bir yazi olarak dusunulmelidir bu yazi.

    26 aralik 1986'da pripyat'daki chernobyl atom santralinin, asil adiyla vladimir lenin nuclear power plant, sovyet rusya'sinin akil almaz adamsedeciligi ve liyakatsizligi yuzunden patlamisti. civardaki toprak geri dondurulemez sekilde zehirlendi ve hatta turkiye de bu patlama sonucu cok buyuk acilar yasadi. benzer aymazlik, donemin bakanlari tarafindan "biraz radyasyon sagliga faydalidir" gibi soylemleriyle, canli yayinlarda cay icildi. bugun de zaporizhzhia nuclear power station, dunyanin en buyuk 10 atom santralinden biri oldugu soyleniyor, benzer tehdit ile karsi karsiya. bu konuda putin'e guvenmek imkansiz. ozellikle putin demek gerekiyor, cunku bu kuduruk hayvan, rus ordusunun ozgur karar vermesini engelliyor. rus ordusunun durduk yere bir atom santraline zarar verecegini, kasitli sekilde patlatacagini dusuemiyorum fakat konu putin olunca her sey mumkun.

    rusya tarafindan donetsk ve luhansk bolgelerini ukrayna'dan bagimsiz, ozgur ulkeler olarak taninmasi ardindan genel olarak kamuoyunda abd ve avrupa'nin yani bati'nin, ve nato'nun konu uzerinde cok pasif kaldigi dusuncesi hasil olmustu. bunun uzerine bir gun sonra, bati'dan inanilmaz yaptirimlar gelmeye basladi. bunlarin fitilini atesleyen de ingiltere oldu. atlantik'in oteki tarafindanda birkac saat sonra cok benzer yaptirim kararlari gelmisti. daha sonra bu yaptirimlar avrupa'nin aksiyonlariyla devam etti. bir noktadan sonra ise is dostoyevski'yi mufredattan cikarmaya, rus ogrencileri universitelerden kovmaya kadar vardi. avrupa'nin ikiyuzlu siyaseti ve hicbir zaman yakayi kurtaramadigi -belki de hicbir zaman kurtulmak icin cabalamadigi- irkciligi yuzunu gosterdi. savas basladiginda avrupa'dan "sarisin, mavi gozlu insanlar oluyorlar" soylemleri yukseldi. bir delirmislik hali yukselmeye basladi ve akla gelmeyecek sacmaliklar avrupa siyaseti tarafindan tedavule alindi.

    putin'in demonize edilecegi asikar olmasina karsin, zaten putin'in telaffuz ettigi uzere, dislanan rusya ve rus halki, bu yaptirimlarla daha da dislaniyor olmasina sebep oldu. bu da tabii ki putin'in soylemlerini dogrular bir siyasi ortam yaratmis oldu. her ne kadar aldigi karar hem askeri stratejik olarak hem de siyasi olarak yanlis olsa da onulmaz putin savunuculari tarafindan desteklerini surdurebilecekleri bir bahane olusmus oldu yaptirimlarin bu akildan uzak sekilde tedavule alinanlari yuzunden. yani dostoyevski'nin yasaklanmasi veya rus ogrencilerin universitelerden atilmasi, rus ve avrupa arasindaki oldugu iddia edilen rupture, derin yarigi, acikligi, eger yoktuysa olusturur, vardiysa da daha da derinlestirir ve sonuc olarak putin'in aksiyonlarini, seytancil aksiyonlarini, delirmis bir insan aksiyonlarina olarak donusturulebilirligini mumkun kilar. yani sunu demek istiyorum, putin'in bu aksiyonlarinin daha onceden rasyonel zeminde, koktenci savunular disinda, hicbir akilci turden aciklamasi mumkun degilken, avrupa'nin bu tur gulunc ve yersiz yaptirimlari sayesinde, gerek olundugunda kategori degisikligine olanak tanimis oluyor. sonucta putin "bakin haksiz miyim?" dedigi zaman, bu dostoyesvki yasagi gibi sacmaliklar ardindan, dunya'da kendisine kitle toplayabilir hale geliyor. ki bunun had safhasini, daha bu dostoyevski yasaklanmasi olaylari olmadan once dahi ulkemizdeki putin savunucularinin soylemleriyle gorebiliyorduk.

    bati, putin'in daima bahsi yukselten bir karakter oldugunu cok iyi bildigi icin, putin'in bir seviye ileri gitmesi icin ne gerekliyse onu yapiyor. burada elde veri olmadan konusmak cok riskli, cunku mesnetsiz tahmine donuyor is. fakat bu atom santralinin askeri ates altina alinmasi ve santralde yangin cikmasi, bu yangina mudahelenin engellenmesi veya gecikmesi ciddi sorunlara yol acabilir. burada asil sorun da topraktir. toprak radyoaktivite ile zehirlendigi zaman insan icin artik kullanilmaz hale geliyor. orada radyoaktivitesi yuksek bitkiler kendi hayatlarina devam edebiliyor fakat o yuksek radyoaktivite insan icin olumcul oluyor. bugun ukrayna'nin da dunya'nin tahil ambari oldugunu artik hepimiz ogrendik. toprak zehirlenmesi sonucu bugday uretiminin kalici olarak dusmesi, anlik olarak gida emtiasi fiyatlarinda dalgalanmaya degil, bir daha dusmemek uzere cok ciddi bir artisa sebep olabilir. bu da bastan ayagi butun her seyin tekrardan ciddi bir fiyat enflasyonuna maruz kalmasina sebep olabilir. buradaki savas artik sadece bolge insanini etkileyen sicak bir savas olmaktan cikmistir. buadaki savas butun dunya'yi ilgilendiren, kuresel problemlere kapi aralayan bir savasa donusmek uzere.

    "bugday fiyati artarsa, olsun olsun ekmek fiyati 2-3 katina cikar e ne olur ki?" diye dusunenler olabilir. bu boyle olmuyor ne yazik ki. ornek olarak vermek gerekirse, hayvan yemi icin kullanilan bir misir turu var, bu misir ile yem hazirlanip, kumes hayvanlari ve sigirlarin yemleri uretiliyor. bugun bugday fiyatlari eger iki katina cikarsa bu misir ureticilerinden bazilari bugday uretimine gecebilir ref. bu da et ve tavuk fiyatlarinin daha da artmasina sebep olabilir. zaten bugun dunya'da kirmizi et uretiminin yavas yavas azaltilmasi planlanan bir durum. buna uygun bir senaryo ortaya cikiyor. diger bir taraftan da cin'in en buyuk tarim emtiasi ithal eden ulke oldugunu unutmamak gerekiyor. cin beslenmek icin ithalat yapmak zorunda. ref2, ref3.

    cin'in en cok ithal ettigi gidalarda et ve bugday ust siralarda yer aliyor. yukaridaki senaryoda oldugu gibi cift tarafli vuran bu olay, bugday fiyatlarinin artip, misir ureticilerinin bugday uretmeye baslamasi, bugdayin fiyatinin ancak daha da yukselmesini engelleyecektir. buna mukabil misir uretiminde de bir dusus olacak ve misir fiyatlarinda da bir artis soz konusu olacaktir. bu da et fiyatlarini yukseltecektir, emtia piyasalarinda cattle olarak gecen bir urun. kisacasi butun tarim ve yeme icme emtilarinda bir artisin tetiklenecek bir donem baslayacaktir. bu da zaten enflasyon ile kavrulan dunyayi daha da sikistiracaktir. bu noktadan sonrasi komplo teorisyenlerinin isi, cip takacaklarcilar buradan sonrasini alip istedikleri yere goturebilirler.

    simdi rusya bu nukleer santral olayi ile bir kart daha oynadi. bunun hemen ardindan abd'nin iran nukleer anlasmasini nihayetlendirecegini dusunmek yersiz olmaz. rusya petrolunun dunya sirkulasyonundan cekilip bunun baska bir tedarikciyle ikamesinin saglanmasi gerekiyordu ve tam da bu noktada iran petrolu devreye giriyor. bu sekilde artan petrol fiyatlari da bir nebze dususe gececek ve rusya'nin petrol satisi yaptigi pazarlarin azalmasi bir yana stabildigi petrolun de fiyatinin daha da dusuk hale gelmesi ile rus ekonomisi daha da kistirilacaktir.

    acikcasi ukrayna-rusya savasi resmen finansal piyasalara ayar cekme alani haline geldi diyebiliriz. cin'in 2022 icin kendi icine donuk uretim yapacagi politikasindan sonra, dunya'da zaten pandemiler sonrasi artan celik fiyatlari biraz daha artmisti. bunun uzerine bir de bu atom santrali ile ayni bolgede bulunan buyuk bir celik fabrikasi da risk icine girmis oluyor. bu celik fabrikasi, konu ile ilgilenenlerin bilecegi hrc yani hot rolled coil denen mamul butun celik piyasasinin fiyatini belirler. bu fabrikanin da belli bir sure calisamaz olmasi, bugun turkiye icin buyuk avantaj olusturmaktadir fakat pahali celik, ekonomilerin buyumesini engelleyen de bir faktordur, celik cok pahali olursa bazi yatirimlar yavaslatilabilir ya da bir sure bekletilebilir, eger ileride fiyat dususleri ongoruluyorsa. eger fiyat dususu ongorulmuyorsa da bir hesap yapilir ya hizlica proje bitirilir ya da tamamen durdurulur. bu ekonomileri cok daha dengesizlestirir. yani bir anda hizlanip sonra aniden yavaslayan bir otombilin icindeymis gibi bir hareket olarak dusunulebilir bu durum.

    eger kabaca, dunyada bugday ve celik fiyatlari yukselirse, a'dan z'ye her seyin fiyati yukselecektir. cunku celigin kullanilmadigi ve bugdayin da tuketilmedigi yer yok. bu ikisini uretmek icin de sirasiyla komur ve petrole ihtiyac var. komurun fiyati da petrol ile belirleniyor. petrol fiyatlari arttikca ekonomiler yavaslamaya baslar. rus petrolunun cevrimden cikarilmasi ile petrol fiyatlari 119 dolara cikmisti gectigimiz gun ve iran nukleer anlasmasinin hatirlanmasi ile de 116 dolara geriledi. bu dusus cok cuzi bir dusus tabii ki. eger burada da bir dusus gerceklesmezse, bir tur da petrol fiyatinin artisi yuzunden, ozellikle tarim urunlerinde fiyat artislari olacaktir. cunku tarim dizel makinalar ile yapiliyor. traktor, bicerdover vs bunlarin hepsi dizel makinalar. elektrikli ile calisanlari da vardir illaki fakat su an dominant olan dizel motorlar hala. komur fiaytlari da celik fiyatlarini etkiliyor benzer sekilde.

    goruldugu uzere, bu zaporijya nukleer santraline yapilan saldiri ile gercekte bir patlama olmasa bile o aslinda atilmamis atom bombasi finans piyasalarina coktan atildi bile, yayilan radyasyonu ilerleyen gunlerde, enflasyon olarak gorecegiz. bugun ukrayna'da olanlari biraz da finansal perspektiften baktiginizda donen tiyatral tantanayi da gormek mumkun oluyor. bu demek degil ki bu savasin hic gercek taraflari yok var, fakat uzadikca bu is finansal manipulasyon mecrasina donusmekte. avrupa'nin sacma aksiyonlarinin da uzun vadede ciddi sosyolojik etkilerinin olacagi asikar fakat bu baska bir oturumun konusu.

  • zengin olduğu tahmin edilen insanlara 'siz' diye hitap ederken yaşça çok büyük olsa bile fakir olduğu tahmin edilen insanlara 'sen' diye hitap etmek.

    hem medeniyetsizlik hem yapaylık.

  • günlüğü milyon dolar olan oteller bir süre zarar etse de birşey olmaz zamanında aldıkları fahiş fiyatlardan karşılarlar zararı kaldı ki zarar eden sadece oteller değil bütün dünya zararda

  • vallahi beter olsunlar zerre üzülüyorsam insan evladı değilim.
    kısaca örnek vereyim.
    adam 10 yıllık personel adam kalifiye eleman , adam demir çelik sektöründe çalışıyor aldığı maaş 14.500 tl -eline geçen net- müdürün yanına çıktı abi dedi 10 yıllık elemanım bu işi bu fabrikada öğrendim 14.500 tl maaşım var insan gibi mesai yapmıyoruz- adamin ek mesai dediği 8 saat yani günde 16 saat çalışıyor- tek istediğim zam dedi olmazsa ben gitmek istiyorum dedi. peki müdürün verdiği cevap ne ? işini ayarladıysan gidebilirsin ama tazminat isteme.

    ben o gün o odanın içindeydim adam bildiğin boynunu büktü çocuk gibi çıktı.arkadaş kalktı 3 gün sonra müdürün yanına gidip işten 7 gün sonra çıkacağını söyledi peki sonra ne oldu ?
    arkadaş 7 gün sonra kapıdan çıktı karşı fabrikaya 36 bin tl karşılığında anlaştı. adamın çalıştığı vardiya o gün çalışmadı 14.500 tl karşılığında o adamın yerine personel bulamadık. o adamı mumla arıyoruz.
    o adamın vardiyasini tamamlamak için diğer arkadaşları hayvan gibi mesai yaptı -ekstra 8 saat- işin sonunda iş kazası oldu dunya kadar da tazminat ödediler. beter olsunlar hiç üzülmüyorum. emekçinin yanındayım.

    edit: mumla ariyoruz
    edit2: sendika mevcut lakin öyle birşey ki az hakkını arayanı kapı önüne koymakta patrondan daha patroncu.

  • seneler önce bir furya vardı hani, "ünlülerin maç izleyişleri" diye, sanırsam zamane televolesi (ki o zamanlar spor ağırlıklıydı) önemli maçlarda ünlüleri evlerinde, cafelerde vs. maçı seyrederken çekip yayınlardı. böyle boş, böyle anlamsız bir konseptti.

    yine bu tür programlardan biri, kameraya alınan kişi ise bu sefer "müslüm gürses"... 3 büyüklerden biri avrupa takımının tekine karşı oynuyor, bir kahvehane dolusu insanla beraber maçı tüm dinginliğiyle müslüm gürses de izliyor.

    bizim takım bir noktada atağa kalkıyor, tüm kahvehane ahalisinde heyecan dorukta -müslüm baba sakinliğini koruyor-. atak devam ediyor, millet ayaklanıyor...ve en sonunda gol oluyor.
    ...herkes çığlık çığlığa, ayakta, birbirine sarılıyor, tezahuratlardı, haralasıydı, güreleseydi... lakin müslüm gürses hala oturuyor.?

    neden sonra, golden yaklaşık 1 dakika geçmişken, millet sakinleşip yerine oturmaya başlıyor, ve yüzünde hafif bir gülümsemeyle müslüm gürses o efsanevi repliğini sarfediyor:

    "evet, gol..."

  • fotoğrafı geçin geçin, dış görünüş bu, lisedeki haliyle mi kalacaktı. zaten biraz para ve zaman ayırırsanız herkesi ortalama bir güzellik seviyesine getirirsiniz.
    ama o yazılanlar nedir öyle? ne kadar çirkin ne kadar ayıp şeyler yazılmış. bu yıllık komitesinin editörü yok muymuş? ben bizim lisede bu işten sorumluydum, böyle bir yazı önüme gelse yazana bizzat kelime kelime yedirirdim.

    saçın düzelir, kilon azalır, dişlerin düzeltilir de bir genç kıza yazılan bu cümlelerin verdiği güvensizlik kolay kolay atlatılmaz. yine göksel iyi gelmiş buralara. kadın boşuna yapmamış o depresyon şarkılarını.
    tepem attı, sinirlerim bozuldu bak yine.

  • iki isveçli arkadaşımın sorduğu bir soru: türkçe dövme yaptırmak istiyoruz anlamlı felsefik birşeyler var mı diye.yaklaşık yarım saatlik açıklamadan sonra isveç'e rebecca ve mikaela'yı kürek kemikleri arasında hat sanatıyla yazılmış ''ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol'' dövmesiyle yolcu ettim.