hesabın var mı? giriş yap

  • ilk baslarda (60'li, 70'li yillar), etkin (verimli) piyasalar hipotezinin menkul kiymet fiyatlarinin rassal yürüyüsüne denk oldugu ileri sürülmüs veya sanilmissa da, fama'nin tezinden sonra yazilmis makalelerde (stephen leroy (1973), robert lucas (1978) ve digerleri), menkul kiymet fiyatlarinin zaman icindeki degisimlerinin rassal yürüyüs tezine uygun olmadan da gerceklesebilecegi ama buna ragmen etkin (verimli) piyasalar hipoteziyle tutarli bir ekonomik piyasa dengesinin gözlenebilecegi teorik olarak aciklanmistir.

    bu görüse göre, beklenen menkul kiymet getirilerinin, degisen ekonomik kosullara bagli olarak (resesyon-kalkinma döngüleri, business cycles) zaman icinde degismesi sebebiyle; gelecekteki menkul kiymet getirileri veya fiyatlari bugüne ve gecmise ait bilgileri kullanarak tahmin edilebilir (rassal yürüyüs tezinin öngörülerinden farkli olarak). ama verimli piyasalar hipotezine göre bu tahminlerden yararlanarak para kazanmak, ancak getiriyle orantili bir risk göze alinarak mümkündür. dolayisiyla verimli piyasalar hipotezini test etmek icin gerekli en önemli kistaslardan birisi risk-getiri iliskisini aciklayan teorik bir modeldir (mesela capm). tahminlere dayanarak cok para kazandirdigi iddia edilen strateji ve tekniklerin, risk ve getiri arasindaki gercek iliskiyi acikladigi iddia edilen bu modele göre ne kadar basarili oldugu ekonometrik metodlarla test edilir. yani ancak eldeki bilgi ve tahminleri kullanarak belirli bir risk düzeyine karsilik gelen ortalama getiriden daha fazlasini kazanmak mümkünse, piyasalarin verimli (etkin) olmadigi ileri sürülebilir. fakat bu kez de risk-getiri iliskisini aciklayan modelin yeterince gercekci olmadigi iddia edilebilir ve bunun ampirik olarak test edilmesi gerekir.

    uzun lafin kisasi, etkin (verimli) piyasalar hipotezine göre, rekabetin kiyasiya yasandigi finansal piyasalarda elde bulunan bilgileri kullanarak tatli ve risksiz kazanclar saglamak mümkün degildir.

  • silinmesi gereken ve bir süreliğine çaylağa dönüştürülmesi gerektiğini düşündüğüm bir yazarın açtığı başlık. yapmayın, açmayın şu kalıpta başlıklar. "istanbulda deprem olması ihtimali" vs deyin. burada ben ve benim gibi deprem şoku yaşayan, yakınlarını kaybeden kişiler var. sizi bilmiyoruz ama biz gerçekten tırsıyoruz gerçekten oldu mu diye.

  • yazdığı kitaptaki tüm erkeklerin başına sardırdığı bir yüzük belası ile alttan alta;

    -- evlenmeyin olm. yüzük bu başa bela. kaç erkek telef oldu.

    mesajı vermektedir.

    mutsuz bir evliliği olabilir.

  • maksimum seviyesine ödüle ulaşıldıgında degil, beklenti moduna geçmemizle ödülü almamız arasında çıkıyormuş bu meret. yani ödüle ulaşmak için harcadıgımız çaba süresince dopamin seviyesi artıyor ve eger ödül bizi çalışmaktan vazgeçirecek kadar uzakta degilse (dondurma yemek için bir ay beklemek bizi heyecanlandırmayabilir, ama bir saat boyunca ders çalışmak için makul bir hediyedir) maksimum seviyeye çıkıyor. çalışmayı bitirdigimiz zaman bu seviye düşüyor.

    işin ilginç yanı çalışmayı bitirdigimizde ödüle her zaman ulaşamıyorsak (köpeginiz fırlattıgınız oyuncagı geri getirdi, ama bisküvisini vermediniz) bir dahaki denemede dopamin seviyesi daha da artıyor.

    bunları kaynagından dinlemek isterseniz eger: http://www.youtube.com/…xrywdp9ii0&feature=youtu.be

  • mekan ankara.. üniversiteden mezun olunmuştur.. öğretmenlik için ilk tercih olan istanbul'a tayin çıkar.. o gün mutluluktan uçarak eve gelinir, sevincini paylaşmak için ailesiyle..

    - baba, açıklandı sonuçlar..istanbul'a çıktı tayinim, ilk tercihim, istediğim oldu!
    (babada 5 karış surat)
    + nasıl taşıyacağız şimdi biz seni oraya, bir dolu masraf
    - ne taşıyacaksın baba ya bir masa bir yatak, hallederiz
    + şimdi ev kirala, bir dolu kaporadır bilmem nedir, battık
    - ya aman baba maaş alcam ya öderim..
    + sen orda idare edemezsin de kendini, yetmez maaşın..biz mi geçindireceğiz seni
    - of baba ya bırak tamam para para, sevincimi paylaştırmadın 2 dk sıçtın attın, pişman ettin söylediğime.. öderim ben sana yapacağın masrafı, sinir ettin valla...

    (bir süre sessizlik)

    ve az önce höyküren baba, kısık bir sesle asıl demek istediğini dile getirmek zorunda kalır.. anlamayan hödük kızı için

    + kızım, nasıl ayrılacağım ben senden

    e tabi, salya sümük mode on..

  • ilgili haberin altındaki bir yorumu beğendim:

    "8000 liralık fatura nasıl olmuş ki? 2 göz odada ayda 100 lira desen yılda 1200 yapar hiç ödemesen 2.ayda elektrik olmaz faturanda olmaz. 100 liranın faiz neyse onla kalırsın. 8000 için bayağı bir çaba harcamak lazım. haberi yaparken sormak aklınıza gelmedi mi?allah bilir elektrik şirketine de nasıl oldu bu iş dememişinizdir . öyle ya, kızı var 14'lük satılacak.hikayesini pazarlarken bahane bulmak lazım_ o kızı her şekilde satacak fatura bahane. kızı kurtarın kurtarabiliyorsanız. yatılı okul meslek okulu herneydiyse yol açılsın. bunların da ebeveynlik hakları iptal edilsin. emsal olur. fakirlik olur kaç zengin var zaten ama çocuk satmak fikri mide bulandırıcı sempatinin zerresi yok içimde."

    adam haklı, dağılın.

  • mevcut şartlar göz önüne alındığında türkiye'de oldukça popüler olan şarkıcı. mevcut şartlar diyorum çünkü biz artık batı kültürünün kapsama alanında değiliz.

    taylor swift'in bu kadar tartışılmasının nedeni insanların sürekli haberlerde ismini duymasına rağmen arka planında neler olup bittiğini bilmemesi. eurovision'dan çekildiğimiz dönemi hatırlıyor musunuz? bunun esas nedeninin yarışmanın kuralları, adaletsizliği ya da sahne şovlarının uygunsuzluğu değil; batı kültürü ile iplerin koparılması politikasıydı. her ne kadar gündeme yansımasa da aynı dönemde başta mtv olmak üzere yabacı müzik yayını yapan kanallar ya kapandı ya arka plana itildi. ödül törenleri ülke gündeminden düştü. hatta mtv avrupa ödülleri'nde “en iyi türk şarkıcı” diye bir dal vardı, belki hatırlasınız. ne oldu hiç düşündünüz mü? ülkedeki muhafazakârlık seviyesi ile batı kültürünün ülkeye girişi arasında ters orantı olduğu için türkiye artık mtv ödülleri'nin dışında kaldı.

    “taylor, 2010'larda popüler olan bilmem ne şarkıcılarıyla aynı seviyede değil.”

    aynı seviye olmak ne kelime, çok ötesine geçti. ancak 2014-2015 döneminden sonra batı kültüründe olup bitenden bizim haberimiz yok. edirne'den yukarısına berlin duvarı gibi görülmez bir duvar örüldü. sızan birkaç kırıntı dışında batı'da popüler olan hiçbir şey ülkeye yansımıyor. abd'de son haftalarda zirvede olan jack harlow'un lovin on me şarkısını kaç kişi biliyor? veyahut son yıllarda popüler olan isimler genel anlamda türkiye'de biliniyor mu sizce? geçen gün yapılan grammy ödülleri'nin adaylarını göz önüne alalım. sza, phoebe bridgers, doja cat, babyface, summer walker, olivia rodrigo, killer mike, billie eilish vs. kaçı biliniyor? belki bir iki isim, o da çok sınırlı kişi tarafından.

    2014-15 dönemine kadar tv dâhil müzik kanallarında gördüğünüz ve aşina olduğunuz isimlerin katıldığı ödül törenlerini izler, ertesi sabah da haberlerini görürdünüz. şimdi ne müzik kanalı var ne de ödül törenini yayınlayan bir kanal. direkt üçüncü aşamaya geçildiği ve sadece haberlerde isimler görüldüğü için “nasıl bu kadar popüler” muhabbeti dönüyor. henüz medya oluşumları ilk ikisi gibi kesilmedi de ondan. yakında o da kesilir, ha işte o zaman hiç isimleri bile görmezsiniz.

    “taylor'ın hiç hit şarkısı yok.”

    mümkün mü böyle bir şey? şunu akıl alıyor mu? en basit tabirle youtube'da kanalına gir, 3 milyar (milyon değil, milyar) izlenme almış şarkılar göreceksiniz. senin ülkenin kapsama alanına girmemesi hit şarkısı olmadığı anlamına gelmez.

    batı kültürü ile ipleri kopardığımız için dünya genelinde ünü her yere yayılmış, mars'a ulaşmış isimler artık “bir zahmet” bizim ülkeye geliyor. başka bir deyişle, dünya genelinde istatistik tabloları hazırlarlar ve ortadoğu, sahra altı afrika ve kutuplar veri alınamadı anlamına gelen gri renke olur ya, biz o kısımdayız. batı kültürü ile içli dışlı olmak zorunda mıyız? gelmesi mi daha iyi, gelmemesi mi? gelsin ama tercihi biz mi yapalım? bunlar farklı başlıkların tartışma konusu.

    mevcut durum ise özellikle 2000-2015 arasında türkiye'de fazlasıyla yer bulan batı kültürü alttan alta izlenen politikalarla bitirildi ama eurovision dışında konuşulmadı. 2000-2015 döneminde olduğu gibi şarkıcılar artık sürekli televizyonlarda, radyolarda, dergilerde gözümüze sokulmuyor. cnbc-e, e2, mtv gibi batı kültüründe popüler olan dizi ve şarkılar onlarla aynı dönemde ülkemize sunulmuyor. dizi ayağını netflix vb. platformlar kısmen yürütüyor ama yabancı dizilerin eskisi gibi türkiye'de popüler olmadığı anlaşılmıştır zaten. müzik ve kitap ayağı ise dibe vurdu. spotify'ın yıl sonu türkiye listesine iki yabancı şarkıcı zar zor giriyor (biri zaten taylor). hatırlarsanız eskiden new york times best-seller listesindeki popüler kitaplar bizde de aylarca konuşulurdu. adam fawer'ın olasılıksız veya dan brown'ın da vinci şifresi gibi ülke gündemine oturan, hatta türk medyasına röportaj verecek kadar bilinen yazarlar vardı. her ne kadar laf edilse de alacakaranlık, açlık oyunları, grinin elli tonu gibi kitap ve film serileri ülke içinde bilinirdi. şu an ny times'ın en çok satanlar listesinde kimler var biliyor muyuz mesela? artık batı kültürü ile kopmalar olduğu için yabancı kitapların çevirisi yapılsa dahi eskisi gibi okunup konuşulmuyor.

    taylor'ın meselesi de bu. dünya genelinde dehşet bir popülaritesi var. öyle ki, kapsama alanına girmeyen ve veri alınamayan ortadoğu ve sahra altı afrika'nın bile sınırlarını zorlayarak içeri giriyor artık. bu başlıktaki bitmek tükenmez bilmeyen tartışma bizatihi bunun örneklerinden biri.

    şu bir gerçek, taylor abd'de hep popülerdi ancak kariyerine country müzik ile başladığı için, dünyaya batı müziğini ihraç eden mtv'de çok az yer alıyordu. pop müziğe geçip dünya geneline yayılması ile batı kültürünün ülkeden kovulması aşağı yukarı aynı döneme denk geldi. hayır, beyaz ve amerikan demokrat olduğu için bu kadar gündem değil. ünlüler dünyasının büyük çoğunluğu beyaz ve amerikan demokratlardan oluşuyor zaten. başarısını ve ödüllerini satın almadı. alınacak bir şey olsa diğerleri de almaz mıydı? bunların hepsinin milyon dolarları var. yaptığı şarkılar birbirine benzemiyor. 10 albümü olan birinin iki şarkısı üzerinden karar verilebilir bir şey mi bu? playlist bir gecede ünlü olmadı. kadın yaklaşık 18 yıldır piyasada. müziği kötü değil. sadece eskiden medya kanalları aracılığıyla dinleyip aşina olduğunuz batı kültürü türkiye'de etkisini kaybettiği için o kültürün müziğine yabancılaşma oldu. kitaplarda olduğu gibi.

    sadece o da değil. batı kültürünün şu an gündemde olan isimlerini bilmediğimiz gibi beklentiler de değişmiş. mesela önceden şarkıcılardan dünyayı kurtarmaları, savaşları bitirmeleri ya da ekonomiye çözüm bulmaları isteniyor muydu? bizde şu an öyle bir beklenti var. ilginç.

    buna rağmen ilk başta belirttiğim gibi, taylor şu an türkiye'de çok popüler. sosyal medyada sürekli gündemde. düzenli ve tutarlı müzik listelerimiz yok, olanda da artık yabancı şarkıcılar olmuyor ama cd/plak satan sitelerde her zaman ilk sıralarda. büyük şehirlerde hemen hemen her ay taylor swift geceleri düzenleniyor.

    şunu tekrar hatırlatmak lazım. batı kültürünün bu kadar nüfuz etmesi gerekiyor mu veya tercihi birey mi yapmalı bunlar ayrı tartışma konusu ancak şu başlıkta dönen muhabbet komediden başka bir şey değil.

  • allah, kimseyi bu duruma düşürmesin. keşke yaşayıp da savaşsaydın. şimdi oğluna birileri o pantolonu hediye eder. şov yapar. okulunda ilk hafta sürekli başı okşanır.
    ve sen, bir çocuğu babasız savaşmak zorunda bıraktığınla kalırsın.
    yine de kardeşimiz buraları okursa bilsin ki şimdi okuyup yükselmenin tam zamanıdır.
    pes etme sen sakın.