ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
osmaniye'de şemsiyeyle uçan adam
-
şemsiyeye binen arkadaşın şemsiye kullanmayı biliyor gibi binmesine iki saat güldüğüm video.
1500 m2'den küçük marketlere sigara yasağı
-
küçük esnaf kredi kartıyla sigara vermiyor. mecbur muyum ben 2021 yılında nakit taşımaya? ayak uyduramıyorsan bat abi bana ne..
bayram namazına gitmeyen erkek
-
devletin maaşlı memurundan siyasi propoganda dinlemeyecek olan erkektir. yüzünü sağa sola gösterip tanımadığı insanlara yalakalık yapma ihtiyacı hissetmiyordur.
17 şubat 2016 ankara patlaması'nın sorumlusu
-
1 kasım 2015...%50.
enes batur
özsaygı
-
kaçamadığımız karanlıklarda başvurulan mantığın kardeşi diyor sevgili tim parks, ne kadar da doğru!
ilginç kablosuz ağ isimleri
-
bizim komşunun çocuğunda vardı wireless "şifre koymayı öğreniyim hepinizi sikicem" yazıyodu.
(bkz: bir ukte vericem hepinizi sikicem)
neyse sonra beceremedi salak, "otlanmayın ibneler" yazdı ahaha
varlıklı ve yetenekli türkler ülkeyi terk ediyor
-
gerçek anlamda bir iran olmamızın işaretidir.
insanımız, "iran gibi oluyoruz" deyince sürekli şeriat gelecek zannediyor. ülkeye şeriatı getirebilecek kafada ve kabiliyette imam hatipli yok. fakat(!), bu kabiliyetsizlik ve ahlaksızlık dalgası ülkenin temel kurumlarını ve ahlakını yıkıyor. bu ülkeye daha kötüsü geldi çoktan, haberleri yok. rejim yıkıldı, düzen kalmadı.
ülkede kanun kalmadı. ülkede güvenilebilecek bir kolluk kuvveti kalmadı. ülkede sizi koruyan bir anayasa kalmadı. her an bir kanun hükmünde kararname ile sizin evinizi bile elinizden alabilirler. hatta buna bile gerek yok, bir yalaka savcı aldığı emir veya mesajla sizi anayasal düzeni, devleti ve hükümeti yıkmak teşebbüsüyle içeri alıp yıllarca orada tutabilir. ifade özgürlüğünü bırakın artık ima bile edemiyorsunuz. çünkü bal gibi nasıl birer pislik olduklarını biliyorlar; hemen şak diye üzerlerine alıyorlar. ülkede kurallara uygun oynayan kimse kalmadı kısacası. sürekli af getirmeler ve görmezden gelinen "ezik" kanunlar işte bir ülkeyi böyle yıkıyor. kamusal düzen sizlere ömür.. dışarıdan değil, içeriden yıkılıyor türkiye başkanlığı(cumhuriyeti).
ve işte bu yüzden iran gibi oluyoruz. iran'da da okumuş etmiş, imkanı olan kesim hep çocuklarını batıya yolladı. biz de aynısını yapıyoruz. şimdi çocukları yollamak kafi gelmiyor artık. kendimiz de göçüyoruz. çünkü bu devlet, bizi koruyabilen, bize "benim vatandaşım" diyebilen bir devlet değil artık. bizim elimizden her türlü birikimimizi anında alabilecek ve bizi terörist ilan edebilecek bir devlet.
düşünün, herifler bizi dağdaki pkk'lı ile, ypg'li ile, fetullahçılar ile ya da bir tarafına bomba sokup patlatan tipler ile aynı kefeye koyuyor.
neden peki? bir dangalak topluluğuna, cahil embesillere sesimizi çıkardığımız için.
devlet batıyor. azcık okumuş ve kafası çalışan kesim de bunu görüyor.
hepsi bu.
ilgili nyt haberi
kayseri'de mezara saldırmak için bekleyenler
-
biz bu tipleri neden yabancılara satılan kurumlarımızın nöbetini tutarken göremiyoruz? ya da rant için sit alanlarının talanına karşı nöbette? biz bu insanları neden geçinemediği için kendini yakan adamın ya da ısınamadığı için kendisini asan annenin yanında göremiyoruz ? biz bu vatan aşıklarını neden bu bizim savaşımız değil mehmetçik neden orada dediğimizde göremiyoruz ? olmadıkları o kadar çok yer var ki saymakla bitmez ama oldukları yerler hiç değişmiyor.
biz bu insanları neden sadece ayrıştırmada , öfkede, suçta görüyoruz?
insanlık suçu işlemek için elinde tuttuğun benim de bayrağım hasta ruhlu eylemlerinize alet edebileceğiniz bir tür kalkan değil.
vicdani retçilere verilecek kamu hizmeti görevleri
-
militarist salak tespit etme görevi.
sayın başbakanımıza yapılan bu nevi muamele
-
(bkz: 18 aralık 2012 odtü olayları)
bingöl üniversitesi senatosu tarafından duyurulan basın bildirisinde geçen ifade.
"(...) doğu ve güneydoğu üniversiteleri olmak üzere tüm üniversitelerimize çok önemli ve anlamlı destekler sağlaması takdirle karşılanması gerekirken, sayın başbakanımıza bu nevi muamelenin reva görülmesini doğru bulmadığımızı türkiye kamu oyu ile paylaşmak istiyoruz."
bu bildirinin imzacılarından üçünün soyadı da baydaş. üniversite senatosundan;
prof. dr. gıyasettin baydaş (rektör)
prof. dr. burhanettin baydaş (üye)
yrd. doç. dr. abdulvahap baydaş v. (üye)
bu adamlar ağızlarına bilim lafı alıyorlar.