hesabın var mı? giriş yap

  • ortalığı leopar desen, parlak tayt, şeffaf sütyen askısı, dibi gelmiş sarı saç ve siyah kaşa bulayan açıklama.

  • bana kalırsa yurt dışı oy verme vergisi adı altında vergi alınsın 1000 euroyu ödeyen oyunu kime istiyorsa versin. bak nasıl düzeliyor herşey.

  • insanlıktan beklentilerini yüksek tutup da karşılık alamayan insanların düşmek zorunda kaldıkları durumdur. hastalık mıdır? bence asla... zira o insanların her boku yemesi normal, o boku yiyenlere nefret edilmesi anormal olamaz. insanız biz insan, aklımızla, bilincimizle böbürlenmeyi severiz, ama gerçekten kullanıyormuyuz onları? her şeyi geçtim, doğa, diğer canlılar ve insan ilişkilerine bakmak insan olduğumuz için utanmamız için yetiyor. bir kürk için bir hayvanı diri diri soyan, ormanları mahvedip yerinde rezidanslar inşa eden, dünyanın başına açmadığı oyun kalmayan bir canlıyla aynı biyolojik türden olmak gerçekten utançverici. ancak mesela ben öyle agresif bir mizantrop değilimdir. insanları severim ve onları doktora ihtiyacı olan hasta olarak görürüm. genel anlamda optimist bir insanım ve demek istediğim de şu ki, mizantrop olan her insan sorunlu, ergen, insanlara nefret eden insan değildir. nefret etmesine eder, ama bazıları içten içe insanları sever, sevmek ister, çabalar. mizantrop insanlara ihtiyacımız var bence. en azından aşırı kibirli insanları susturmak için.

  • askerliğini izmir'de yapmış biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki göstermelik bir hadise değildir.
    çarşı izinlerim sırasında otobüse bindiğimde yerinden kalkan amcalar gördüm ben izmir'de
    manavın önünden geçerken meyve ikram edenler gördüm
    içtiğimiz çayın parasını almayan insanlar gördüm

    izmirin insanı askerini sever.
    izmirin insanı sıcakkanlıdır.
    vicdanlıdır.

  • bana 20 küsür yaşımda beyaz a4 altına çizgili dosya kağıdı koydurtmuştur. öyle hoş bi nostaljiydi ki dayanamayıp yeşil arı mayalı silgi de aldım kırtasiyeden. güzel kokuyodu. yedim.

  • bak bu adama, turk takimlari igrenc oynadigi her donem ve shaktarın iyi gittigi her periyot sonu ovguler duzuluyor ya.

    hep birileri çıkıp şunu diyor, degerini bilemediniz, bu adama ffutbol cahili dediniz, bu adam dunyanin en iyisiydi bilmemne.

    degil mi?

    hah işte var ya bu adam seneye 3 buyukten birine gelsin (ozellikle bjk bu konuda daha önde bence artık), 2 derbi kaybetsin, 3 beraberlik alsin, takim biraz sendelesin ve biraz defansif oynasin,

    o bugun degerini bilemediniz diyenler çıkıp da; "bu muymuş dahi? bu muymuş profesör? o futbolcuyu solda oynatan adama ben teknik direktor bile demem, istifa et bunamış adam"

    demezse ben de ne olayım.

    ülkem insaninin reflekslerini artik iyice kavradim. sik gibi ülkeyiz bu yüzden. cacık olmaz bizden.

  • bir tane tanidigim var. asgari ucretle haftanin 5 gunu 9 saat, bir gunu 16 saat calisiyor ve haftada sadece bir gun izni var o da kesinlikle haftasonu degil. evde iki kucuk cocugu var, onlarin odevleri var, ev isleri var, o var bu var... kisacasi gulumsemeye gucu yok, enerjisi yok.
    ekleme: 16 saat calistigi gunlerde dahi ne yemek ne su veriyorlar. marketten indirimli alisveris ya da kupon vs haklari da yok. ustune yilin bazi donemlerinde bu 16 saat calisma haftanin 2 ya da 3 gunune kadar bile cikabiliyor.