hesabın var mı? giriş yap

  • içi dışı bir bi insanın dürüstlüğünü gözler önüne seren cümlesi.

  • polis bir yakınımdan direkt alıntı.

    "polis okulunu bitirdik bizi ilk istanbul aksaray'a verdiler. çevik kuvvet. bir gün aksaray'da bizim arkadaşların da takıldığı bir lokantaya girdim. yemeklerinin lezzetli olduğunu söylemişlerdi. kuru fasulye pilav istedim. garson getirdi ama atar gibi bıraktı tabakları önüme. yemekleri bu kadar güzel olan bir yerin personelinin bu kadar suratsız olması ilginçti tabi. neyse yemeğimi bitirip kasaya yöneldim. "abi elinize sağlık valla çok güzelmiş kurunuz" dedim. ve yirmi lira uzattım. adam bir paraya bir bana baktı. "memur bey şaka mı yapıyorsun?" dedi. ben kuru fasulyesini övdüğüme diyor sandım. "hayır dedim valla çok güzel de pek ilgilenen olmadı masayla..." dedim şikayetimi de bildirdim. kasadaki adam altın bulmuş gibiydi. birden "abi allah senden razı olsun be. burada polisler her gün yerler de para veren pek olmazdı. elemanın davranışları için de özür dilerim. o da bu durumdan dolayı böyle davranmıştır. çok özür dilerim" dedi. ben de paramın üstünü alıp çıktım ama çok da şaşırdım. allah haram yemekten korusun bizi ne diyeyim"

  • entelektüel bi' insan. evde pijamasıyla otururken "yaşanmışlık" diyor ve aniden boynunda bi' fular belirip kendini cihangir'de bi' kafede kahvesini yudumlarken buluyor. mucize. evet.

  • yurtseverlermiş. 2500 liraya kitap satın alan adamlar yurtsever oldu bizler de işgal güçleri. açıklamalara tiplere hareketlere bi bak lan. belli, en iyi bu ikisi kırışacak parayı.

  • [6/9]
    fatih in gemileri karadan yurutmesi hadisesine geliyoruz. bazilari bunun gerceklesmedigini, gemileri oracikta yapip halice indirdigimizi soyluyorlar. zaten burada gemi dedigin de ufacik seyler, hatirlayalim. fakat yabanci kaynaklarin dahi cogunda karadan yurutmeden bahsediliyor bildigim kadariyla. elbette bize sisirile sisirile anlatildigi gibi degil. ilkin bu fatihin orjinal fikri falan degil, cok uzun zamandir denizci uluslarin yaptigi birsey. hatta cok yakin bir zamanda venedikliler lombardiya diyarlarinda savasirlarken, donanmalarini karadan yurutmusler; yani bir ihtimalle bir italyanin tavsiyesiyle girisilmistir. yelkenleri filan da acmis bizimkiler, artik ruzgarla daha kolay gitsin diye mi, dalga gecmek icin mi bilemem.

    tabii bu is yunanlilarin moralini bozuyor ama yine bize anlatildigi gibi kusatma dengesini bir anda altust etmiyor. hatta bu gemiler biraz zayif durumdalar ve yunanlilar bunu degerlendirmek icin geceleyin gizli bir saldiri yapmayi planliyorlar. karanlikta araya sizacak birkac gemiyle atese verecekler donanmayi. fakat plan bir gun gecikince cenevizlilerin kulagina gidiyor, onlari da bu ise ortak etmek gerekiyor. fakat onlarin bir gemi hazirlamasi birkac gun daha suruyor ve sultanin peradaki casuslarindan biri olayi ogreniyor. turkler cinlik yapmak icin haberleri yokmus gibi davraniyorlar ve gemiler donanmaya dogru yollandiginda peradan birileri bir fener isigi cakiyor (ampulle tabii, neon hem de) gemiler tam yaklasmisken karadan bizim toplar atese basliyorlar. gun agarana kadar carpisma suruyor ve yunanlilar birsekilde geri cekilmeyi basariyorlar ama arada bir gemi batiyor ve 40 kadar denizci yuzerek karaya cikiyor. tabii cikmasalar daha iyi olurmus cunku bizimkiler hava iyice aydinlanana kadar bekliyorlar sonra da surlardan gorunecek sekilde hepsini olduruyorlar. yunanlilar da zaten saldirilarinin ise yaramamasina da dellenmisler, 260 tutuklunun kafasini kesiyorlar surlarin ustunde.

    kusatma surdukce sehirdeki yemek sikintisi had safhaya ciktigindan, papa ile venediklilerin soz vermis olduklari kuvvetli filoyu iyice merak etmeye basliyor yunanlilar ve hizli ufak bir gemi yolluyorlar filoyu bulmak icin. imparator bu gemiden haber beklerken, sultan iyice sabirsizlanmis, tuneller kazdiriyor, ahsap kuleler yaptiriyor surlara dayamak icin, saldirilar duzenliyor. bu iki kara saldirisi da puskurtuluyor ama daha kotusu, tunel savaslari esnasinda (yunanlilar da karsidan tunel kazip, bizimkilerle cakistirinca ya iceri su basiyorlar ya da yikiyorlar) bir osmanli tuneli basilip, kidemli bir asker rehin aliniyor. eleman da iskence sirasinda tek tek tum tunellerin yerini anlatiyor ve ertesi gun hepsi yokediliyor. hatta buyukce bir tanesinin girisi, fatihin yaptirttigi o ahsap kulelerin tekinin altinda cikiyor. o kuleler de yikiliyor.

    fakat yunanlilarin bu ufak tunel zaferini elde ettikleri gunun aksami, gonderdikleri hizli gemi civar adalardan donuyor; ortada filo yok yardim yok, tek baslarinalar. bu geminin murettabina da ayrica saygi duymak lazim. herifler adalarda demirlemis, duzgun ruzgar bekleyen veya oyalanan bir filo gormeyince, yani artik istanbulun dusmesinin an meselesi oldugunu farkedince, basip italyaya kacabilirlerdi. anlatilana gore iclerinden sadece birisi bunu onermis ve istanbula donus yolculugunda can sikintisini gecirmek icin murettabatin geri kalani mutemadiyen adami dovmus. zaten bunlar elleri bos donunce herkes cokmus ama imparator murettabati bizzat tebrik etmis dondukleri icin.

    imparatora gelince, konstantinin de sehirden kacma imkani var bu sekilde bir gemiyle. zaten millet artik felaket tellalligini azitmis, omenlere, bulutlarin sekline filan bakip “yarin olmadi oburgun biteriz” gibi yorumlarda bulunmaya baslamislar. meger bu eski kehanetlerde istanbulun ve imparatorlugun dususu anlatiliyormus ve herkes o anin geldigini dusunmeye baslamis. dolayisiyla imparatorun yanindakiler, onun kacarak avrupada destek bulup sehre geri saldirmasini, olmazsa yonetimini surgunde devam ettirmesini filan soyleyip duruyorlar. muhtemelen kendi got korkularindandir. ama imparator, giderse sehrin savunmasinin zayiflayacagini ve moralin cokecegini dusunerek halkini yalniz birakmiyor.

    osmanli cephesinde de sabirsizlik had safhada. mayisin sonunda kusatma 7. haftasina girmis, ardiardina gelen yenilgiler milleti supheye dusurmus. sultan mehmet de tum prestiji kaybetme ve isyan tehlikesine karsin, cekilmeyi goze alamiyor. savasa karsi olan halil pasa sesini tekrar yukseltse de sultan’in diger danismanlari son bir genel saldiridan yanalar ve mehmetin de duymak istedigi zaten bu. yunanlilar da durumu anliyorlar ve saldiridan onceki gunler sehirde durmadan kilise canlari caliyor, torenler yapiliyor, latin ve yunan herkes birbirine veda edip, bir nevi haklarini helal ediyorlar. osmanli kampi ise son gun sessizlik icinde...(in in in innnn)

  • dert edilecek kadar mühim bir mesele değildir. o selamun aleykum der, sende merhaba diyerek cevap verirsin. bu şekilde hem kendi istediğin gibi davranmış olursun, hemde karşıda ki insanı kırmamış olursun. ama sen safi bir öküz olduğun için bunları düşünemeyebilirsin.

  • buyuk kıtlık'ta irlanda'nin nüfusu 7 milyon'dan 4 milyon'a düşmüştür. 2 milyon irlandali cogunlukla amerika'ya olmak üzere göç etmiş, 1 milyonu da açlıktan ölmüştür. irlanda o sırada kraliçe victoria yönetiminde olan ingiltere'nin işgali altındadır. ingiliz toprak ağaları çoğunlukla irlandalılara yiyecek vermeyi reddetmişlerdir. irlandalıların (katoliklerin) üniversiteye gitmesi yasak olduğu gibi, vergisini vermedikçe evlerine baca ve pencere yapması dahi yasaklanmıştı... bu yüzden mecburen amerikaya göç etmek zorunda kalıp bir daha vatanlarına dönemeyen irlandalılar gerilerinde pekçok hüzünlü hikaye bırakmışlardır.