hesabın var mı? giriş yap

  • kaan'a çektiği şut için kızmak futbol cehaletidir. tüm takım neredeyse 18 içinde kalmış ve kaptırılacak top kontraya sebep olur. böyle pozisyonlarda atak sonlardırma tercih edilir ve bu yüzden de gol olursa süper gol olsun, olmazsa da dışarı çıksın vurusu tercih edilir. buna altyapı eğitimi deniyor.

  • 21.09.2019 tarihli ön edit: arkadaşlar 2 yıldır çalıştığım araç kiralama sektörüne artık veda ediyorum. bugüne kadar yüzlerce arkadaş bilgi almak için, merak ettiklerini sormak için tarafıma mesaj yoluyla ulaştı. güveniniz için ve araç kiralama üzerine konuşurken gelişen güzel muhabbetler için bir teşekkürü borç bilirim. elimden geldiğince, dilim döndüğünce yardımcı olmaya çalıştım. umarım işe yaramıştır bu süreçte verdiğim bilgiler. ancak bundan sonrasında en azından araç kiralama hakkında yardımcı olamayacağımı belirtmek isterim. çünkü bilgilerin, firmaların, kuralların sürekli yenilendiği ve değiştiği bir sektörde geçmişe dayalı bilgilerle yardımcı olmaya çalışmam ciddi mağduriyetler doğurabilir. en sağlıklı yol firmaların kendi web sayfalarından veya çağrı merkezlerinden bilgi almak şeklinde olacaktır. hepinize keyifli kiralamalar (bak bak lafa bak hele) dilerim.

    araç kiralama firmasında çalışan birisi olarak size bazı konularda tüyolar vereyim a dostlar. bu yazacaklarım esenboğa havalimanında yer alan firmalar, müşteri şikayeleri ve tecrübelerden yola çıkılarak oluşturulmuştur.

    *her firmanın araçları kaskolu değildir. hatta ve hatta onlarca firmadan sadece birkaç firma full kasko seçeneğine sahiptir. kiralarken bu hususta dikkatli olun ve kesin teyit alın.
    *ehliyet yaşı önemli. ben 36 aydan düşük ehliyete (ekonomi sınıfı araç için 3 yıldır bizde minimum) araç vermem. erkek kardeşimde dahildir. kendisi 3 yıla yakındır sürekli trafikte. her türlü aracı kullandı ve kazası vs yok. ama ehliyeti 36 aylık değil. rica etti ve ciddiyim olmaz dedim. çünkü çok tehlikeli durumlara gebe bir konu bu.
    *kredi kartınız olmak zorunda. yoksa büyük firmalar araç vermez. findeks vs uzun mesele. detayı merak edenlere bir yeşil kadar uzaktayım. ancak esenboğa'da banka kartıyla vs. araç veren küçük firmalar mevcut. yani imkansız değil kredi kartsız araç kiralamak. ama merdiven altı işletmelere giderseniz çok ciddi sıkıntılara düşersiniz. misal aracı teslim ettiniz geri diyelim. "ama bunun baskı balatayı yemişsin dostum, al sana 3000tl masraf" diyebilirler. çok duyuyoruz bunları.
    *aracı teslim alırken dış kaportaya baktınız ya sadece hah işte onu yapmayın. detaylıca bakıp her problemi not ettirdikten sonra ön cama yönelin. çünkü taş gelmiş ve farkedilmemiş olabilir. ön cam sıkıntısız mı? tamam çok iyi! o zaman döşemelere (koltuk, tavan vs) iyice bakın. baktınız küçük bir sigara yanığı veya leke var; hoooop onu yazdırın. yoksa kuaför masrafı cidden üzebilir sizi. çünkü bir önceki kiralama dönüşü dikkat edilmemiş, görülmemiştir. sizin dönüşünüzde farkedilir. elinizde problemsiz teslim aldığınıza dair imzalı belge var, nasıl kanıtlayacaksınız?
    *kaza yaptınız diyelim (allah korusun) kesinlikle kolluk kuvvetleriyle tutanak tutun. eğer karşı tarafla anlaştıysanız o zaman karşı tarafla tutanak tutun. tutanak yoksa sigorta firması kabul etmiyor ve hoooop 3500tl ekonomik sınıf aracın tamponu için sizden ücret isteniliyor.
    *satışçıya karşı kibar olun. vallaha bak. "merhaba, kolay gelsin...." dediğiniz anda satışçı hem fiyatları aşağı çeker hemde elindeki iyi arabayı vermeye çalışır. çok ciddiyim. misal müşteri geldi ve kaba bir insan. hooop en yüksek km araçlar verilir ve esneklik tanınmaz. hani bu dediğime kızmayın ve yanlış yorumlamayın. yolda giderken güvenliğe, temizlik elemanına, taksiciye falan "merhaba, kolay gelsin, iyi akşamlar, vs..." demek zor değil. cevap alamasanız bile önemli değil. hepimiz insanız.
    *model sormak yerine grup sorun, daha rahat halledilir işiniz. misal "ford focus var mı?" yerine "orta grup dizel araç olarak ne var?" demeniz daha iyi. çünkü sizin lüks olarak gördüğünüz araçları o firma ekonomik olarak kiralayabilir. neler çıkar karşınıza şaşırırsınız.
    *eğer memnunsanız hep bir firmadan kiralayın. çünkü daimi müşteri araç kiralama firmaları için çok önemlidir. daimi müşteri diye hasarın parasını almadığımızı, gecikme ücreti almadığımızı ya da uygun fiyat verdiğimizi çok bilirim. misal 5tl ucuz diye firma değiştirmeyin. uzun vadede aynı firmayla çalışmak daha karlı.
    *a firmasının kiralama koşuluyla b firması çok farklı olabilir. yaptırımlar, kurallar, avantajlar, sigortalar... o yüzden lütfen bu konularda dikkatli olun. sonra "ama a firmasından kiraladığımda farklıydı bu..." demeyin. adı üstünde farklı firma.

    ayrıca;

    (bkz: #73462533)
    (bkz: #72325019)

    edit: millet bilmiş gibi her yere "rent a car kaskosu" yazmış. arkadaşlar öyle bir kasko yok. şehir efsanesi. yok araba takla atsa hemen gelip yenisini verirlermiş. nedenmiş? çünkü rent a car kaskosu varmış. türkiye'nin en büyük filolarından bir tanesi bizde, her yerde ofisimiz var, temsil ettiğimiz marka birçok alanda dünyanın en büyüğü. ama daha "rent a car kaskosu" diye birşey duymadım. yok öyle bir şey. sizin yüzünüzden budget çalışanı arkadaşa soruyorum sürekli. adam yok diyor. payless ve central firmaları beni krikoyla kovaladı "sen gerizekalı mısın, ne full kaskosu!" diye. europcar ve enterprise çalışanları selamı sabahı kestiler lan. garenta ve sixt çıkışta adam toplayıp dövdüler. sebebi hepsiyle aramızda şu dialogların geçmesi

    "abi full kasko var mı sizde? "
    ***
    "hee yok diyorsun. ama herkes var diyor."
    ***
    "öyle küfretmeseydin iyiydi abi. hani hoş olmadı. yüzüme demen ne bileyim incitti beni..."
    ***
    "oha müşteriye basit bir hasar yüzünden firma hissesi satar gibi fatura mı kitlenir. yuh. adam demek full kasko diye tarlaya dalıp gezmiş. ama sizde de insaf yokmuş. o paraya memleketten ev aldı çünkü arkadaşım. evet abi 3+1 hemde. yok tam güney cephe değildi..."

    tekrar ediyorum arkadaşlar; güvence ekleme durumu mevcut. sigorta kapsamı genişletiliyor ve çoğu zaman zaten kolluk kuvveti raporu sonrası sizden para vs alınmayabiliyor. ama full + full güvence kapsamında bile elli tane açıklık kalıyor. sonra kaza yapıyorsunuz "ehehe ehehehe neyse ki rent a car kaskosu vardı" diye düşünüyorsunuz. ve hooop bir hafta sonra servis faturası + hizmet bedeli vs gelince parayı denkleştirmek için organ mafyası numarası aranıyorsunuz. yapmayın, etmeyin. azıcık bilinçli tüketici olun. bakın daha dün konuştum bir firmanın satışçısıyla. adam (yani müşteri) arabayla tarlasında gezmek istemiş. bildiğin (golf ya da polo'du araç) araba kiralayıp tarlasının sağına soluna bakmaya gitmiş. 9000tl fatura çıktı adama. diğeri gidip arkadan çarpmış birisine. kimisi arabayı kaldırıma park etmeye çalışırken alt takımı dağıtmış... adamdan günlük 95tl'ye ford focus kiralayacaksın sonra gidip alt takımı dağıtınca "ama rent a car kaskosu var??" diyeceksin? ya da karşı araca (lüks araca çarptın gidip) 20.000tl hasar verdin sonra "rent a car kaskosu yok mu abi zaten??" diyeceksiniz. mantıklı mı allasen?

  • tahmini örnek bir diyalog:

    yarışmacı: ben parayı alıp çekilmek istiyorum
    ilber ortaylı: son kararınız mı?
    yarışmacı: son kararım
    ilber ortaylı: bu cehaletle, buraya kadar yine iyi geldiniz, takdir ettim.

  • "22 cvpsz arm brktm 1 kere geri dnmdn. uzydsn dmk beni ihml etmn anlmına glmyr. hiç mi zmnn yok.hiç mi mrk etmyrsn. çok üzyrsn beni felix"

    2 dakika sonra:

    "msj ulşmd diyr. iyonsfre grnce beni arrmsn?"

  • sürücüsü az sonra ifşa olabilecek aracın plakasıdır. iz üzerindeyim...

    1026571669 sahibinde'de mayıs 18'de açtığı ilan. bu olay sonrası silmiş. maalesef google cache'de görünmüyor. biraz daha bakınıyorum ne çıkar diye.

    edit: aracın şasi numarasına kadar var görsellerde.

    araç:
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel

    rapor:
    görsel
    görsel
    görsel

    görsel

    edit 2: https://otorapor.com/arac/rapor sitesinden plaka ve şasi numarası üzerinden araç için alınan 4 rapora erişilebiliyor ancak ödeme talep ediliyor. bu raporda kişinin tüm bilgileri ortaya çıkacaktır. görsel

    edit 3: rapor detayları aşağıda. rapor şubat 2022 tarihli. aracın şuanki sahibi alıcı hanesindeki olabilir.
    görsel

    edit 4: linke tıklayıp plakayı girince raporu görüntüleyebiliyorsunuz. test detaylarına bakınca arabanın anasını ağlattığı da görülüyor.

    edit 5: sahibinden ilanında "beylikdüzü / barış mh." bilgisi verilmiş.

    edit 6: (silindi)

    kapanış notu: arabada asılı olan ve torpido üstünde paketinde duran kokularda da beşiktaş'taki bir fotoğraf stüdyosunun adı yazıyor. ya orada çalışıyor ya da düğün fotoğraflarını onlar çekmiş.* firma ile alakasını net olarak bilmediğim için açık açık yazmadım. meraklısı bakabilir tabii. ticaret sicil gazetesi vs. bir bakmışsınız şirkete ortak çıkmış, adı soyadı her şeyi elinizde.*

    edit 7: görsel
    edit 8: edit 6 ne olur ne olmaz denerek silindi. ilanda fotoğrafın önünde çekildiği binayı bulmuştum.

  • mustafa kemal'in pera palas'da kaldığı günlerdir. istanbul işgal altındadır. işgal kuvvetleri komutanları da pera palas'ın salonundadırlar. o sırada mustafa kemal salona iner. ingilizlerin dikkatini çekmiştir. ingilizler şef garsona bu türk subayının kim olduğunu sorarlar. garson "mustafa kemal." cevabını verir. ingilizler mustafa kemal'in çanakkale'deki ününü duymuşlardır, kendisiyle tanışmak üzere onu masalarına kahve içmeye davet etmek isterler ve bunu şef garsonun aracılığıyla ona iletirler. atatürk'ün garsona cevabı şu olur. "bizim geleneklerimize göre daveti ev sahibi yapar. onlar her ne kadar işgal kuvveti komutanları iseler de, ne de olsa misafirdirler. günün birinde gideceklerdir. bu nedenle benimle kahve içmek istiyorlarsa benim masama gelsinler..."

    şartları tekrar gözden geçirelim. istanbul işgal altındadır ve ingilizlerin o anda başkentini işgal ettikleri bir ülkenin subayına istedikleri şeyi yapabilme hakları vardır. o zamanlar henüz kurtuluş savaşı diye birşey başlamamıştır, mustafa kemal'in hayallerinden başka hiçbirşeyi yoktur. bu şartlar altında ve şartların farkında olduğu halde böylesi bir ayarı ihsan etmiştir işgal kuvvetleri subaylarına. pekçok devlet üst düzey devlet yetkilisine, diplomata, askere vs. pekçok güzel ayar verdiği olmuştur atatürk'ün ama bu anlattığım kanımca en güzel, en sade aynı zamanda en iddialı olanıdır.

  • bak desen ki günümüzde et yemeye ihtiyacımız yok, çünkü tarım var, etin verdiği kaloriyi alabiliyoruz. derim ki gerzekçe bir argüman değil.

    ama ne tarih bilirsin ne biyoloji bilirsin ne bilmemne...

    bak bi özet geçelim.

    atalarımızın diyeti: ne bulurlarsa onu yemek. meyve, tohum, böcek, tavşan mantar...

    ne bulursak yiyorduk.

    sonra ateşi bulduk. ateşi bulmamızla yiyecekleri pişirerek yemeyi öğrendik. ve çiğ şekilde yememiz ve sindirmemiz saatlerce sürecek(neden? çünkü dedim ya böcek möcek yiyen hayvanlarız, sindirim sistemimiz ona göre evrimleşmişti) eti pişirerek 1 saatte "sofradan kalkar" hale geldik.

    pişmiş yiyeceklerin sayesinde bağırsaklarımız kısaldı, bağırsağa harcadığımız enerjiyi de beynimizi büyütmeye yönlendirdik.

    1 parça etin sağladığı kalori için saatlerce yerde tohum böcek arayıp yememiz lazım. böylece, etin verdiği inanılmaz kalori patlaması ve bağırsakların kısalmasının verdiği avantajla beynimiz büyüdü, sonra o oldu bu oldu işte.

    köpek dişin var, türün mamutların, dev slothların, filkuşlarının soyunu tüketmiş hala insan doğasında et yemek yok diyen adam zır cahildir.