hesabın var mı? giriş yap

  • internette kendisi hakkında bu kadar az bilgi olmasıyla beni biraz şaşırtmış olan sanatçı/gazeteci/dansçı/spor tarihçisidir. beşiktaş dergisinin son sayısında* kendisine geniş yer verilmiş. bir kısmını buraya aktarmakta fayda var. zira kendisi beşiktaş'ın eksik kalan iki şampiyonluğunun peşine düşüp tescilleyen kişi olarak beşiktaş tarihi açısından önemli bir insan.

    23 ocak 1931 izmir güzelyalı'da doğmuştur. asken kafkas kökenlidir(çerkes ve kırım türkü karışımı). genç yaşta kendini çizime vermesine rağmen bir yandan futbol oynamaya devam ediyor, bir yandan da dekorlarını tasarladığı bir tiyatrodaki dansçının ayrılması üzerine dansa başlıyordu. ancak ikisini birden devam ettirmesi mümkün görünmediğinden bir tercih yapması gerekiyor ve kendisi dansı seçiyor. başarılı bir dans kariyeri olmasına rağmen çizmeye de devam ediyor. bu çizim merakı, kendisine hürriyet gazetesinin kapısını da açarak gazeteciliğe başlamasına sebep oluyor. 25 yıl boyunca çalıştığı hürriyet'in dışında yeni sabah, gün, günaydın, akşam, tercüman ve fotospor gibi gazetelerde ve hayat spor, atlas tarih, beşiktaş, fotoroman, çarşaf gibi dergilerde de çalışıyor. basın kariyeri boyunca genel olarak karikatür, spor tarihi ve grafik gibi konularda eser üretiyor.

    1957 beşiktaş kulübüne üye oluyor ve bir süre sonra voleybol şube kaptanlığına getiriyor. o aralar küme düşmüş olan erkek volebolu'nu birinci lige çıkarıyor. daha sonra kadın voleybolu ve kadın basketbolu branşlarında çalışmaya başlıyor ve epey başarılı bir dönem geçiriyor.

    1978 yılında spor tarihi üzerine yazıp çizmeye başlıyor ve beşiktaş spor tarihi, fenerbahçe spor tarihi, galatasaray spor tarihi(sanırım bu basılmamış), fenerbahçe galatasaray rekabetinde 300 maç, milli takımın 66 yılı, türkiye ligi'nin 30 yılı, türk dünya voleybol tarihi, voleybol'un 102 yılı, türk futbol tarihi kitaplarını yazıyor. bunların akabinde teknik taktik yönleriyle futbol ve guinnes rekorlar kitabının türk sporu kısmını hazırlıyor. aynı amanda "revüler ve operetler tarihi" adında bir kitabı daha mevcut. kitaplarına şuradan ulaşabilirsiniz. piyasa kitapları olmadığından biraz pahalılar yalnız. "beşiktaş spor tarihi" tsyd tarafından o tarihe kadar yapılmış en iyi spor kitabı olarak kabul edildi.

    beşiktaş'ın eksik iki şampiyonluğunu ortaya atan ve bunun üzerine mücadele edip kabul ettiren yine vala somalı'dır. aynı zamanda beşiktaş'ın kartallı kulüp logosunun çizeridir.

    bütün bunların dışında "türkiye cumhuriyeti'nin 80.yılında futbolda terör ve anarşi" konulu, 205 belgeden oluşan bir sergi açmış ve inönü stadı'nda 1 yıl boyunca sergilemiştir. bunun dışında belçika ve abd'de sergi açmış, özellikle "ünlü amerikalılar portre karikatür sergisi" epey ilgi uyandırmıştır. karikatür yanında bir çok illustrasyona da imza atmıştır.

    aynı kuşaktan olan süleyman seba'ya "süleyman bey" olarak hitap eden vala somalı'nın, beşiktaş'taki 50 yılı sebebiyle altın rozet'i bulunmaktaydı. 21 ocak 2016'da yaşadığı rahatsızlık sebebiyle tedavi altına alan vala somalı, adeta şampiyon olduğumuz 18 mayıs tarihine kadar direndi ve şampiyonluk kutlamalarını yaptığımı 19 mayıs 2016 tarihinde vefat etti. ruhu şad olsun.

    çalışmalarından bazıları:

    baba hakkı

    metin oktay

    süleyman seba

    mustafa denizli

    jesse owens

    maradona

    edit: linkler yenilendi.

  • https://twitter.com/…tatus/1306163259976933376?s=20

    iyi parti genel başkan yardımcısı yavuz ağıralioğlu'nun, hepimizin içine oturan milyarlarca dolarlık telekom kazığı üzerinden yaptığı, sesli güldüren türkiye-yunanistan kıyaslaması.

    tam bir güler misin ağlar mısın saptaması. hem iktidar partisine hem yunanistan'a ayar veren iyi bir gönderme olmuş.

  • geçen gün show tv'de odtu'deki sınıf arkadaşlarıyla söyleşi yapmışlar bu genç mecişının/illuşinistin... aman yarabbi. yok uğurlu sayın ne dedi, 7 dedim, sırtını açtı 7 dövmesi vardı, yok derste elinden ateş çıkardı, yok 07'imi büktü, yok mm binasındaki sinemadan dana sürüsü çıkardı, yok bozuk para istedi, verdim, havada tuttu, yok kayıtların ilk günü sisteme girebildi bilmem ne.

    işte bu çocuğun numarası bu dostlarım. bakın dikkat buyurun bu çocuk nereli? iranlı... işte türkiye böyle böyle iran oluyor. gördüğünüz gibi yılların bilim yuvası çökenek köyü'ne dönmüş. yarınlarımızın teminatı koskoca tasarım öğrencileri paramı aldı havada döndürdü, yok derste elini şıplattı ateş çıkardı diye dile gelmişler, konuşuyorlar. işte bu adamın asıl numarası bu... müspet bilimle yoğrulması gereken genç dimağlara sihiri ve büyüyü zerk etmek. çok da ileri geri konuşmak istemiyorum: sonuçta oğlanın gözü velfecir okuyor, duasını okur, sandalyesiz oturur pozisyonunda gezer dururum allah korusun. nihayetinde bilemiyorum da yani, o hali tavrı... ne bileyim... işinde iyi ve yetenekli bir çocuk belki ama milyonların önüne çıkarken bir traş olmaması... gerçekten bilemiyorum...bana güven vermiyor. yarın bir gün canlı yayında çelik kasadan muammer kaddafi'yi falan çıkarırsa bu oğlan, ondan sonra uğraş dur. hayır kaddafi bu, gel desen gelmez git desen gitmez çünkü.

  • insanlar dertleriyle başetmek için "kader" diyebilirler, "alın yazısı" diyebilirler, "fıtrat" diyebilirler.

    devlet bunları diyemez. tüm sorumluluğu görünmeyen bir varlığa yıkmak için onca yetkiye ve paraya gerek yok zaten. devletin lugatında çözüm, yardım, sorumluluk, önlem, adalet olur, kader veya fıtrat olmaz.

  • bir menekse kokusunda seni aramak var ya, bu hep boyle boyle gider mi...

    ---------------

    soytarılık etmeden güldürebilmek seni
    ekmek çalmadan
    doyurabilmek ve haksızlık etmeden doğan güneşe bütün
    aydınlıkları içine süzebilmek gibi mülteci isteklerim oldu
    arasıra biliyorsun....

    kafamı duvara vurmadan tanıyabilmek seni
    beyninin içindekileri anlayabilmek ve yitirmeden yüzündeki anlık tebessümü
    bütün saatleri öylece dondurabilmek için
    çıldırasıya paraladım kendimi lanet olsun...

    edit: imla

  • asıl şaşırtıcı olan henüz 6 kişi oylamışken şaşırtıcı anket diye başlık açmak.

  • daha geçen hafta imamoğlu, fenerbahçe kadın basketbol takımının fiba euroleague final maçını tribünlerden izledi. emin değilim ama ali koç bile salonda değildi muhtemelen.

    uğur dündar daha neyin jestini bekliyormuş.

  • son 3 yıldır her gün yaptığım aktivite. şimdi 130 kiloyum ama sorun değil, becel var kalbimi koruyan. teşekkürler becel.