hesabın var mı? giriş yap

  • lisede 3 sene boyunca lakabı öküz olan arkadaşa, 4. senenin başında okula tayinle gelen hocanın, daha ilk derste "sen niye gülüyorsun, öküz müsün sen" diye bağırmasıdır.

  • haberin detayını okurken yarıldım. murat boz sabaha kadar sevilen şarkılarını seslendirdi. hahahahahahahahahhahahaha ya

  • kalkış için taxiwaye girmişken kanat üstü çıkışın yanında oturan adamın acil çıkış kapısını sökmesi, kapıyla ne yapacağını şaşırıp kucağına alması, pilotun koşarak kabine gelip "naaptını yav" diye sorması, yolcunun "üstünde çekiniz yazıyordu, ben de çektim" demesi, bunun üzerine pilotun kıpkırmızı olup "bilmediğin boku niye elliyorsun" diye hönkürmesi. sonra park yerine geri dönülmesi, teknik ekibin gelip kapıyı geri yerine takması, 2 saat rötar vesaire. ondan sonra da vay efendim niye rötar yaptınız bilmem ne.

  • ikinci dunya savasinda wojtek adindaki bir ayının er oldugunu biliyor muydunuz?
    polonya 22. topçu birliği iran’ın hamadan şehri yakınlarında bir minik bitkin ama bir o kadar sevimli bir yavru ayıcıkla karşılaşır. ayının annesi avcılar tarafından öldürülmüştür ve polonyalılar gibi perişandır. askerler polonyalı ayıcığı evlat edinirler.
    adı neşeli savaşcı anlamına gelen wojtek konur.
    wojtek’i boş votka şişelerinde doldurdukları sütle beslerler. zamanla reçel, bal ve meyveler de menüsüne eklenir.
    tam anlamıyla savaşın içine doğan wojtek’in askerler gibi yaşamaya, onlar gibi davranmaya baslar. askerler ile aynı yatakları paylaşan wojtek’le yatmak ayrıcalıktır. yatağı sıcacık yapmaktadır. boş zamanlarda ise wojtek askerler ile güreşir, geceleri kampta nöbet tutar veya kamp ateşinde oturup onlarla şişe tokuşturarak bira içermiş.
    (wojtek bira sevgisi ve birçok bira firmasını da onun bir hatıra serileri üretmesine yol açmıştır. slogan bulmakta hiç zorlanmamışlar. güçlü, sadık ve cesur ayı birası yani ingilizce bear beer. )
    sigara alışkanlığı da edinen wojtek sigara içer, hatta yakılmadan verilen sigaraları çiğnermiş.
    müttefik kuvvetleri italya’nın işgali için askerleri cepheye sevk etmeye hazırlanmaktadır. 22. topçu birliği’de kahire’de gemiye binmek için sırasını beklemektedir.
    bu gemiye binecekleri sırada şaşıran ingiliz subaylar, gemiye ayı alamayacaklarıni soylerler. polonyalilar ust rutbe komuta merkezinden wojtek e tum bilgileri iceren bir kunye hazirlatirlar. boylelikle er olarak kayıtlara geçer ve maas baglanir. dolasıyla artık resmen bir askerdir. çocukluğundan beri bildiği asker selamı vererek gemiye biner.
    artık nazilere karşı savaşan ayı wojtek efsanesi başlayacaktır. wojtek italya’da birçok askeri operasyona ve çatışmaya katılacaktır.
    ii. dünya savaşı’nın stratejik noktalarından biri de roma yakınlarındaki monte cassino tepesidir. roma’ya ulaşan bir yolu da kontrol eden konumuyla bu tepenin alınması çok önemlidir.
    alman birlikleri bu tepede inanılmaz mücadele ederek savaş tarihine geçerler. 70.000’den fazla kişinin öldüğü kanlı savaşta 10.000’den fazla polonyalı da hayatını kaybetmiştir. wojtek’in birliği 22. topçu birliği de ağır kayıplar verir. wojtek de cephededir. normal bir insanın taşıyamadığı 50 kg’luk top mermilerini ellerine alıp yoğun ateş altında topçu mevzilere taşıyarak destek verir.

    korkusuzca silah arkadaşlarına destek veren ayı, bu savaş sonrasında artık er değildir. hakkıyla onbaşılığa terfi etmiştir.
    22. topçu birliği’nin amblemi de bu savaştan sonra değiştirilir. wojtek’in top mermisi taşıyan figürü artık birliği’n amblemi olarak kabul edilir.
    birçok çarpışmadan sonra nazilerin yenilmesiyle ii. dünya savaşı sonunda biter. polonya, sovyetler birliği kontrolündedir. savaştan sonra askerlerin çoğu sovyetler kontrolünde bir polis devletine dönmeyi reddederler. 3000 kadar polonyalı asker wojtek’le birlikte iskoçya’da terhis olur.
    polonya hükümeti wojtek’i geri ister ancak askerler buna karşı çıkar. kahraman onbaşı wojtek’in iskoçya’da kalmasına karar verilir ve 1947 yılında edinburgh hayvanat bahçesi’ne konulur.
    ama burada da özel bir muameleye tabi tutulur. arada bakıcısıyla birlikte tarlalarda gezer.
    1963 yılında bir aralık günü onbaşı wojtek 22 yaşında (ayı yaşında 73 yaşında) hayata gözlerini yumar. ve böylece iran dağlarında başlayan hayatı iskoçya’da son bulur. minik bir ayıcık olarak birliğe katılan wojtek hayata gözlerini yumduğunda 230 kilo ve 1.80 metre boyundadır.

    detayli anlatim ve fotograflar icin tik

  • -dünya'nın en çok çalışan ülkesiyiz. kaynak

    -buna rağmen avrupa'nın en az kazanan üçüncü ülkesiyiz. kaynak

    -ve buna rağmen oecd ülkeleri arasında en çok vergi veren altıncı ülkeyiz. kaynak

    - satın alma gücünde, 38 avrupa ülkesi arasında 32. sıradayız. kaynak

    özetle; çok çalış, az kazan, bol vergi öde ve bir şey sahibi olama.

    edit: son madde eklendi.

  • başta sinyal ver lan diye böğüren delikanlının karşısında aziz yıldırım olduğunu anladığı anda içine doğru sıçarak niye sinyal vermiyorsun abiye evrildiği videodur.

  • mng kargo bugün sabah bana bir mail atmış.

    "kayıp kargo tazmin talebi için yapılan inceleme uygun bulunmamıştır."

    hiçbir gerekçe bile gösterilmedi.

    artık bu olay emsal niteliğinde. bu yazıyı burdan okuyan bir kuryenin kargonuzu çalmaması için hiçbir sebep kalmamıştır.

    tek kelimeyle rezillik. ne diyeceğimi bilmiyorum. aşırı sinirliyim.

  • 2002 gram altın 17 lira asgari ücret 184 lira, 2020 gram altın 400 lira asgari ücret 2324 lira diyorum ve susuyorum.

    edit: 12 lira 2002 yılının ocak ayına aitmiş. seçimin yapıldığı kasım ayında 17 liraya çıkmış. aslında hükümetin istifa etmesi ve erken seçim kararı dolayısı ile suni bir yükseliş söz konusu ama yine de 17 lirayı esas alalım. bunun yanında 2002 yılında ülkenin çok büyük bir kriz içinde olduğunu şimdi ise almanya'nın bizi kıskandığını hiç ama hiç hesaba katmayalım.

    edit:2 gramlık aklıyla bana laf çarpan andavallar ben de biliyorum tek başına asgari ücret/ gram altın oranı yapmanın yeterli bir gösterge olmayacağını. ama emin olun benim yaptığım hesap, düz mantık asgari ücreti 184 liradan 2324 liraya çıkardık(!) demenin yanında çok masum kalır. keşke 2002 yılında asgari ücret ile çalışan oranı %7 iken bunu %43'e çıkardıkları başarısını(!) da söyleseydi, keşke avrupa ortalamasının %6 olduğundan bahsetseydi, keşke bize en yakın olan ülkede bu oranın %19 olduğundan bahsetseydi.

    2002 yılında çalışanların %7'si asgari ücretli iken şimdi %43 dememi hemen öyle okuyup geçmeyin. bunu okurken şu anda asgari ücretin açlık sınır altında olduğunu ve dolayısıyla her iki çalışandan birinin açlık sınırının altında kalan bir maaş için ömrünü tükettiğini göz önüne alın. açlık diyorum açlık, yani çalışana reva görülen bu maaş ile karnını bile doyuramadığı gerçeği gelsin aklınıza. ve bu açlık sınırını hesaplayan kurumun, enflasyon oranını bu yıl %10 olarak açıklayan kurum olan tuik olduğu gerçeğini de aklınızın bir kenarında tutun.

    hazır bunları aklınızda tutarken; 2002 yılından beridir özelleştirme ile satılan devletin varlıklarını da yazın bir kenara. yapım tarihinden itibaren 25-30 yıl boyunca geçmesek de görmesek de garanti geçiş anlaşması dolayısıyla devletin kasasından ödemesi yapılacak olan fahiş fiyatlı köprü, otoyol ve tünelleri de unutmayın. bayramlarda akp öncesi yapılan köprü ve otoyollardan ücretsiz geçebilirken neden akp sonrasında yapılanlardan ücretsiz geçemediğimizi de sorgulayın bir zahmet.

    edit 3: nikimekadar adlı arkadaştan ekleme;

    1998 audi 8: 29 bin lira bugün 1.8 milyon lira.
    1998 kaynak: link
    2020 kaynak: link
    _______________

    1998 full dolu yerli üretim megane: 5 bin lira bugün en boşu 164 bin lira
    1998 kaynak: link
    2020 kaynak: link
    _______________

    1999 benzin litre fiyatı: 50 kuruş bugün 6.50 tl
    kaynak: link
    _______________

    1999 vekaletli kurban kesimi: 34 tl bugün 1050 tl
    1999 kaynak: link
    2020 kaynak: link
    _______________
    1999 1 yumurta 5 kuruş. 1 paket makarna 17 kuruş.

  • 11 yıl olmuş burada yazmaya başlayalı. birçok insanla tanıştım, çok yazdım, çok okudum ve en önemlisi çok şey öğrendim.

    bence öğrendiğim en önemli şey özetle şu: "el sikini görmeyen kendindekini keser sapı zannedermiş."

    bir konuda çok heyecanlandığımda, o konuyu bir tek kendim bildiğimi ya da en iyi bildiğimi sandığımda ekşi sözlük'e bakıp boyumun ölçüsünü aldım. benim bilmediklerimi bilen, bildiğimin farklı yönlerini bilen ya da konuyu hiç anlamadığımı hissettiren o kadar çok entry gördüm ki. rahatladım artık, keser sapımı çıkarıp çıkarıp göstermiyorum.

    bu rahatlığa da alıştım üstelik. biri saçma sapan bir şeyler yazdığında, nasılsa daha çok bilen, daha doğrusunu bilen, bunu daha düzgün anlatan birinin gelip düzelteceğinden, uyaracağından, doğrusunu yazacağından (ya da belki çoktan yazdığından) o kadar eminim ki, sallamadan geçiyorum. bu da güzel bir şey.

    gel gör ki bu günlük hayatıma da yansıdı. bu aralar kafamı yoran bu. yeni insanlarla, hele de ekşi sözlük dışından insanlarla diyaloga girmekte zorlanabiliyorum bazen.

    misal biri heyecanla bir şey anlatmaya başlıyor. bi şey öğrenmiş, bi şey fark etmiş ve çok emin ortamdakilerin bilmediğinden. hani bakıyorsun, troll de değil. bütün içtenliğiyle anlatıyor. uzun metrajlı çaylak entrisi gibi. bitmiyor da. konuşuyor, konuşuyor, sonra birileri katılıyor, konuşuyorlar, konuşuyorlar... kimse gelip gazlarını da almıyor. o aslında öyle değil ya da onun bu boyutu da var diyen kimse çıkmıyor. alışmışım ya, bekliyorum ben de. sonra dinlemeyi de bırakıyorum.

    yaşın ilerlemesinden kaynaklanabileceğini de düşünüyorum bazen, ama yok. o bahsettiğim ortamlardaki insanlar da aynı yaşta. eee?

    üstüne bir konuda bir şey anlatma heyecanıyla dolduğumda, bunu hemen buraya yazıp rahatladığım gerçeği de var. fıldır fıldır dolanmıyorum, kimi yakalasam da kime anlatsam diye. ben burada anlatıyorum. anlattığım birinin ilgisini çekerse okuyor, çok ilgisini çekerse mesaj atıyor da üstüne konuşuyoruz. hiç ilgisini çekmeyen bakmadan geçiyor. sırf bir şeyi anlatmak için yanıp tutuşuyorum diye kimsenin zamanını almıyorum, kimseyi bıktırmıyorum... ama gel gör ki artık kimseye de bir şey anlatmıyorum.

    bir sonuca vararak bu entriyi bitirmeyi çok isterdim. ama açıkçası ben de sonucu bilmiyorum.

    e onu yapamadıysam başka türlü bitireyim: bunca zamanda farklı birçok konuda keser saplarını buraya koymuş ve gazımı almış herkese teşekkür ederim.