hesabın var mı? giriş yap

  • yetmez ibb'nin istanbul'daki yetkisi elinden alınsın. ibb gitsin kendi işini yapsın istanbulu napacak? siz hiç hastalarla ilgilenen doktor, öğrenciyle ilgilenen öğretmen gördünüz mü?

  • azerbaycan türklerinin şiîliği falan siklediklerini hiç sanmıyorum. türkiye'yi ve türkleri sevmeyeni de görmedim. hatta iki azeri türkü sevgilim oldu. türkiye'ye bildiğin tapıyorlardı.

    biz onları severiz onlar da bizi. bu nedenle de nefretini al ve şuradan git.

  • binlerce yıldır söylenegeldiği gibi ve son olarak neil gaiman'ın da ifadesiyle:

    "hayatın bir oyun olduğuna, hayatın zalim bir şaka olduğuna, hayatın sen yaşarken olanlar olduğuna, bu yüzden arkana yaslanıp zevkini çıkarman gerektiğine inanıyorum."

  • japonya'da bulunan yonaguni adası (asıl adı yonagumi-jima) açıklarında bulunmuş ve gizemi hala çözülememiş yapıdır. denizin 23 metre altında bulunan yapı 182 metre uzunluğa ve 27 metre yüksekliğe sahip.

    1987 yılında köpek balıklarını daha iyi gözlemleyebilmek adına yer araştırması yaparken tesadüfi bir şekilde kihachiro aratake tarafından bulunmuş. 1987 yılında bulunsa da bilimsel olarak keşfi 1997 yılında yapılmış. yapılan testlerde yapının m.ö 10000 yılına ait olduğu söyleniyor.

    yapının gizemi insan tarafından şekillendirildiği/yapıldığı iddiasına yönelik. sebebi ise taş olan yapının çok keskin kenarları, basamak benzeri şekilleri olması ve hatta piramidi andırması. su tarafından bu kadar keskin bir şekilde aşınmış veya şekillendirilmiş olması neredeyse imkansız görünüyor. bu en genel kanı şu anda.

    fakat bazı bilim adamları ise böyle bir şeyin mümkün olmayacağını, o dönemde bunu gerçekleştirebilecek imkanların olmadığı görüşünde. bilinen tarih perspektifinden baktığımızda haklı olabilir bu bilim adamları. ama şöyle de bir gerçek var: (bkz: göbeklitepe).

    göbeklitepe de bilinen tarih kuramlarıyla tamamen çelişen bir yapı. nedense bazı batılı bilim adamlarının olaya yaklaşımı sorgulamaya yönelik değil gibi duruyor bu açıdan. öğretilen ve bilinen şeylerin temelde/başlangıçta yanlış olması demek, dindar kesime din yok demekle aynı etkiye sahip sanırım bazı bilim çevrelerinde.

    not: yabancı kaynaklarda genel olarak yonaguni monument olarak geçse de dilimize çevrilebilecek en mantıklı isim bu gibi geldi bana. yonaguni underwater ruins olarak da geçiyor bazı kaynaklarda.

    freediving yonaguni

  • “şerefimiz kadar altını piyasada bulamadık. o yüzden sizin şerefiniz kadar altın aldık” deyip 2 tane çeyrek fırlatın önlerine.

  • last seen'i kapatanların hala diğerlerinin last seen'ini görebildiğini sanan insanlar tarafından eleştirilen insan.

    biz kapatınca diğerlerini de göremiyoruz zaten. yani ben kimsenin - sevgilim dahi olsa - last seen'ini merak etmiyorum, kimse de benimkini merak etmesin.

  • bahsedeceğim düğme ceket düğmesi...pantalon düğmesi de olabilir tabii.bir insanın hayatında yeri nedir ki…iliklenmemiş bir düğme belki mahcubiyete sebep olabilir…kopmuş düğme de…hayır kopmuş düğme çok önemli sonuçlar doğurur kimi insan hayatında.

    bundan 32 yıl evvel doğu karadeniz bölgesinde bir ilçede ,16 yaşlarında bir çocuk tabanca ile –tanık anlatımlarına göre kaza ile- babasını öldürmüştü…evde, babasına ait tabancayı babasının “temizle şu tabancayı” demesi üzerine verdiğinde ,temizlerken ateş alması sonucu olayın meydana geldiği “hukuki gerçek” olarak kabul edilmişti.bu nedenle tutuklanmamıştı.ama meşhur ceraim defterine kaydedilmişti.ben de ilçenin savcısıydım.aradan 6 ay kadar bir süre geçmişti.

    bir gün,ilçenin tek taksi şoförü ,(1964 chevrolet impala) markalı aracı ile ilçeye 8 – 10 km.mesafede yolda ölü olarak bulunmuştu.araç içinde tabanca ile yakın mesafeden yapılan bir atış ile vurulmuş,araç sağ tarafa çarparak durmuş,soför yaralı olarak araçta çıkmış ve yolun karşı tarafında ölmüştü.araç içinde boğuşma izi yoktu.muhtemelen yanında veya arka koltukta oturan biri tarafından ateş edilmişti.ayrıca araçtan ve üzerinden bir şey alınmamıştı.kanında alkol bulunmadı.soförün hasmı ,düşmanı yoktu.30-35 yaşlarında kendi halinde birisiydi.araba içinde 7,65 tabancaya ait kaçak mermi kovanı ile kopuk bir “ceket düğmesi” bulunmuştu.düğmenin eskiden koptuğu ve soförün ceketine ait olduğu belli idi.diğer düğme ceket üzerinde ve bulduğumuz düğmenin aynısı idi.
    olay jandarma bölgesinde cereyan ettiğinden ,polis ve jandarmanın defterlerinden eski suç işleyenler tespit edildi.sorgulandı olay günü ve saatlerinde nerede olduklarını ispat ettiler ve serbest bırakıldılar.
    bu arada, babasını vuran çocuk da şüpheli diye jandarma karakoluna alınmış,giydiği beyaz keten ayakkabılarında kan lekesi olduğundan kuşkulanılmış ve bana haber verilmişti.çocuk kan lekesini kendine göre izah ediyor,ancak olay gün ve saatinde nerede olduğunda çelişik şeyler söylüyordu.birden ceketine dikkat ettim.bir düğmesi kopuk diğeri yerinde idi.ceket üzerindeki düğme tıpkı soförün ceket düğmesi…düğme, yanımda bir kibrit kutusu içinde idi.farkettirmeden çıkarıp baktım; çocuğun ceketindeki ile ayni…çok tuhaf bir durum.
    aniden, bendeki düğmeyi kutudan çıkarıp çocuğun ceketindeki eksik düğme yerine yaklaştırdım.çocuğun benzi attı.birşeyler anladım ve “bu düğme arabada bulundu,seninki ile de aynı,ne diyeceksin buna “ diye sorduğumda kaçamıyacağını anladı ve “ben yaptım “ dedi.meğer bu, yayan bir şekilde yürürken taksi şoförü yanına almış ilçeye getiriyormuş yolda konuşarak gelirken soför “babanı vurdun ,anan kocasız kaldı ne olacak şimdi,ona bir koca bulmak lazım” deyince genç bu söze sinirlenmiş ve yerli tabancası (el yapımı tabanca) ile yanındaki şoföre ateş etmiş.soför dengesini kaybedip yolun sağına çarpıp durmuş.genç de korkudan arabadan atlayıp kaçmış.kaçarken soför yaşıyormuş…galiba imdat istemek için arabadan inmiş. ama etrafta insan olmadığından ve vasıta da sık geçmediğinden kan kaybı ve diğer nedenlerle ölmüş…
    genç, tabancanın bulunduğu yeri söyledi.çarşı içinde bir bakkalın kuru fasülye çuvalının içine saklamış. balistik incelemede mermi kovanının bu tabancaya ait olduğu tespit edildi.

    şimdi gelelim düğmeye.bu düğme gencin ceketinden kopmuş değildi.soföre aitti.ancak,bir anda kendi ceket düğmesinin kopuk olduğunu ve aynı düğme olduğunu görünce olay anında ceketinden kopup araca düştüğünü sanarak paniğe kapılıp ,itirafta bulundu.

    ilçede bir terzi vardı.tek çeşit kumaş ve düğme bulunduruyordu.aşağı yukarı bütün elbiseler (farklı olan vardı tabii) aynı kumaştandı ve düğmeleri de aynıydı…