hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: airplane from fart, say hi to sweetheart)

    edit: bu entry gelen istekler üzerine lover yerine sweetheart yazılma bağlamında editlenmiştir. sweetheart yazan arkadaşlardan çalınmamıştır. @sureyalizm adlı arkadaşa da selam çakalım ilk sweethearth'ı o yazmış . bana düzeltmem için mesaj atan arkadaşlar ondan görmüş sanırım.

  • bim'den gelen erzak paketini koca parası yemek zanneden ablamızın cümlesi. güzel ablam normal bir evde onların olması lazım zaten duvarı mı kemireceksiniz amk?

  • çok acayip ya.

    adam 3.5 milyonu ülkeye sokuyor. oylar artıyor..

    ülkeden göndercem diyor yine oylar artıyor..

    lan dünyada ne olsa bunlara yarıyor..

    suriyeliler gitsin tabi gitsin de..

    giderlerken şu bizim 30 kağıdı da koysunlar kenarıya.

  • sevgili dostum işyerinde ve hayatta kötü niyetli psikopatların seni kurban durumuna düşürmek için kullandığı yöntemlerden bir kaçını seninle paylaşmak istiyorum. bunlara karşı dikkatli olmanı öneririm.

    1) pohpohlayarak gardını düşürtme : yeni başladığın bir işte daha seni tanımadan "sen gördüğüm en akıllı insansın" veya "gerçekten bu işe çok yakıştın" türü pohpohlama senin güvenini kazanma ve yanına sokulmak için kullanılır. bu sebeple daha kimseyi tanımadığın ve tek bir doğru dürüst muhabbet etmediğin bir ortamda biri gelir seni hemen övmeye ve pohpohlama başlarsa dikkat et. psikopatın biri vuruş yapabilmek için mesafeyi kapatıyor olabilir.

    2) gerçeklik algınını değiştirme : psikopat burada senin doğru olduğuna emin olduğun her şeyin yanlış olduğunu söylemeye ve kendine güvenini kırmaya başlar. " sen okulda öyle öğrenmiş olabilirsin ama işler buralarda böyle yapılmaz" veya "sana incelemen için bir dosya verdik onu bile yanlış anlamışsın biraz daha dikkatli olmalısın" gibi.

    3) hata yansıtma : burada psikopat kendi hatalarını sana yükler ve bunların senin hatan olduğuna inandırır. örneğin bir hafta boyunca sürekli sana fazla iş yükleyen ve sabah iki dakika geç geldin diye herkesin önünde seni fırçalayan manyak bu konuda kendisine şikayette bulunduğun zaman "profesyonellik hatayı kendinde aramandan geçer, kendinden başkalarında suç bulma alışkanlığıyla işinde ilerleyemezsin" falan der.

    bu farklı alanlarda da böyledir. örneğin seni aldatan eşin "seni aldattığım falan yok aşırı kıskançsın sadece" veya yaptığı yolsuzlukla alakalı medyanın sorularıyla bunalan politikacı " medya taraflı olarak üzerimize gelmese bu ülkeyi daha iyi idare ederdik" gibisinde tepki gösterir. teknik hep hatayı kurbanın üstüne atmaktır.

    4) konuyu saptırma : psikopat burada her durumu farklı yöne çekerek esas konudan saptırır. örneğin torpilli bir bayan müdür kendisine şikayet edilen sosyopat yönetici sana " sen bu kadını sırf kadın olduğu için bana şikayet ediyorsun, kadın düşmanlığından vazgeçin artık" diyerek konuyu başka yöne saptırır. ya da belediye kaynaklarını kendi yakınlarına aktardığı ortaya çıkan politikacı " ülkemizin düşmanlarına bağlı çalışan ajanlar yaptığımız iyi işleri gölgelemek için iftira atıyor" der.

    5) düşüncelerinin geçerli olmadığını ima etme : bu taktikte doğruları ve gerçekleri söyleyen kişilerin sözlerine güvenilemeyeceği kampanyası yapılır. iş yerinde maaşı üç aydır ödenmeyen çalışanların sözcüsü olarak üst yönetime çıkan birine bu tip bir psikopat "sen çok duygusalsın ve pireyi deve yapıyorsun. bir kaç gün maaşlar ödenemedi diye herkesi örgütlüyorsun. hareketlerine dikkat et" der.

    diğer çalışanlara da " bu arkadaşınız defalarca hak etmediği bir terfiyi isteyip alamadığı için şimdi sizleri kışkırtmaya çalışıyor. onun dediklerine kanmayın zaten kısa bir zaman içinde yollarımızı onunla ayıracağız" türünden bir taktik izlerler.

    kısacası doğru bir şey söylediğiniz anda kötü niyetli olmakla, psikolojinizin bozuk olmasıyla veya kışkırtıcılıkla suçlanıp ortaya koyduğunuz düşüncelerinizin geçerli olmadığı propagandası yapılır.

  • conan o'brien ya da jay leno'ya konuk olmak istiyorum. ne şekilde olduğu önemli değil çok. bana sorular sorsunlar falan sonra ''now we will teyk e breyk and will come back with lalalanoluyola'' desinler ve reklama gidelim. tam reklama giderken bana doğru eğilip bi şeyler desin, ben de bunun olacağını zaten bildiğim için conan' a doğru kaykılmış olayım. 2-3 saniye bişiiler konuşup görüntüden çıkalım, ekrana geri geldiğimizde hala konuşuyor olalım. sonra ben ''nasıl da eğlendik amk biz aramızda 2 dakkada yaaaa'' yüz ifadesiyle kameraya geri döneyim.

    işte ben buna çok özeniyorum arkadaş.

  • çocuk ilerde dünyada adana kebap diye bir şey olduğunu öğrenecek ve belki de ailesini affetmeyecek.

  • dünyaya etki etmiş ve çok sayıda ölüme neden olmuş ya da olacağı düşünülen salgın hastalıkların kronolojik listelemesidir.

    - mö. 430 çiçek hastalığı salgını:

    variola virüsünün neden olduğu çiçek hastalığı salgını atina'da 30.000'den fazla kişinin ölmesine ve atina nüfusunun en az 20% azalmasına neden olmuştur.

    görsel

    - ms. 541 justinian vebası:

    ms. 541 yılında başlamış ve 200 yıl boyunca orta doğu, asya ve akdeniz havzasında yaklaşık 50 milyon kişinin ölümünden sorumlu olmuştur. veba, enfekte olmuş pireler tarafından ısırılan sıçanların yaydığı bakterilerden yayılmıştır.

    görsel

    - 1334 büyük londra vebası:

    1334 yılında çin'de başlayan salgın ticaret yolları vasıtası ile yayılmıştır. italya'nın floransa kenti salgının ilk altı ayında 90.000 sakinini kaybetmiştir. salgın avrupa genelinde yaklaşık 25 milyon kişinin ölümüne neden olmuştur.

    görsel

    - 1519 meksika çiçek hastalığı salgını:

    hernando cortes 1519 yılında bugün meksika olarak adlandırılan topraklara geldiğinde yaklaşık 25 milyon kişi bölgede yaşıyordu. takip eden iki yıl boyunca çiçek salgını 5 ila 8 milyon kişinin ölümüne sebep olmuştur.

    takip eden 100 yıl boyunca avrupalı gezginler vasıtası ile yayılan salgınlardan dolayı bu yerli nüfusun sadece 2 milyonu hayatta kalmıştır.

    görsel

    - 1633 massachusetts çiçek hastalığı salgını:

    fransa, ingiltere ve hollanda'dan gelen yerleşimciler vasıtasıyla 1633 yılında massachusetts'e ulaşan virüs hızla yerli amerikan nüfusuna** yayılmıştır. net sayı bilinmese de avrupalıların gelişiyle bu hastalık nedeni ile 20 milyon kişinin öldüğü tahmin edilmektedir.

    görsel

    - 1793 philadelphia sarıhumma salgını:

    1793 yılında yayılmaya başlayan hastalık şehrin 45.000 kişilik nüfusunun 10%'unun çlümüne sebep olmuştur.

    görsel

    - 1860 çin veba salgını:

    1860'lı yıllarda çin'de yayılmaya başlayan salgın 20 yıl içerisinde çin, hindistan ve hong kong'da 12 milyondan fazla insanın ölümüne sebep olmuştur.

    görsel

    - 1918 grip salgını:

    tüm dünya çapında 21 milyon tescilli, 50 milyona da yakın tahmini kayba sebebiyet vermiş bir grip salgınıdır. insanlar neredeyse aniden denilecek bir hızda ciğerleri dolarak ölmüştür. insanlık tarihinin yayılma hızı açısından en hızlı toplu ölümüne sebebiyet vermiştir. (otisabi - #294784)

    görsel

    - 1952 çocuk felci* salgını:

    1952 yılında amerika'da 60.000 çocuğa bulaşmış ve 3.000'inin ölümü ile sonuçlanmıştır. 3 yıl sonra geliştirilen polio aşısı ile bulaşıcı hastalıkla mücadele edilebilmiştir.

    ilk aşıyı geliştiren ekibin lideri jonas salk'ın doğum günü olan 24 ekim, her yıl "dünya çocuk felci günü" olarak kutlanıyor.

    - 1984 - aids:

    1984 yılında bilim adamları aids'in sebebinin hiv* olduğunu tespit ettiler. o yıl virüs amerika birleşik devletlerinde 5500'den fazla kişinin ölümüne neden oldu.

    bugün dünyada 35 milyondan fazla insan hiv taşıyıcısı olarak yaşamını sürdürmektedir. hastalığın raporlanan ilk vakalarından günümüze 35 milyondan fazla insan aids nedeni ile yaşamını kaybetmiştir.

    görsel

    - 2003 sars *:

    2003 yılında ilk olarak çin'de tanımlanan hastalığın ilk olarak kasım 2002'de ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. temmuz 2003'e gelindiğinde 8000 vaka bildirilmiş ve 774 ölüm kaydedilmiştir.

    görsel

    - 2009 h1n1* salgını:

    ülkemizde de görülen bu virüsün dünya üzerinde 575.000 kişinin ölümün sebep olduğu tahmin edilmektedir ancak kayıtlı ölüm sayısı sadece 18.500'dür.

    görsel

    - 2010 haiti kolera salgını:

    ülkeyi felç eden 12 ocak 2010 haiti depremi sonrası başlayan salgının en az 10.000 kişiyi öldürdüğüne inanılmaktadır. salgın ülkenin yeniden inşa çabalarını engellemiştir.

    birleşmiş milletler, daha sonra "nepal barış gücü askerlerinin salgına sebep olduğu iddialarını" reddettiği için özür dilemiştir.

    görsel

    - 2012 kızamık, tifo ve tüberküloz

    2012 yılında dünya çapında yaklaşık 122.000 kişi kızamıktan nedeni ile öldü. tifo'nun 216.000, tüberküloz'un ise yaklaşık 1.3 milyon kişiyi öldürdüğü bilinmektedir.
    günümüzde sağlık görevlilerinin en çok ilgilendiği bulaşıcı hastalıklardan bazıları bunlardır.

    - 2014 ebola salgını:

    batı afrika'da yayılan abola salgını kayıtlardaki en büyük ebola salgını olarak geçmektedir. virüs 2016 yılında tespit edildiğinde salgının 11.300'den fazla ölüme sebep olduğu düşünülmektedir.

    görsel

    - 2016 zika virüsü salgını:

    doğum kusuruna sebep olan ilk sivrisinek kaynaklı hastalıktır. dünya sağlık örgütü virüsün amerika kıtasında çok hızlı bir şekilde yayıldığını ve kısa sürede 3-4 milyon kişiyi etkileyeceğini ilan etmiştir. diğer salgın hastalıklar kadar ölümcül olacağı düşünülmese de yaydığı korku ile gelecek nesillere özellikle doğum oranına büyük ölçüde etki edeceği düşünülmektedir. düşük ve ölü doğuma da neden olmaktadır.

    görsel

    - 2020 wuhan virüsü (sars-cov-2) veya covid-19 salgını

    31 aralık 2019'da dsö çin ülke ofisi, çin'in hubei eyaletinin vuhan şehrinde etiyolojisi bilinmeyen pnömoni vakalarını bildirmiştir. 7 ocak 2020’de etken daha önce insanlarda tespit edilmemiş yeni bir coronavirus (2019-ncov) olarak tanımlanmıştır. daha sonra 2019-ncov hastalığının adı covıd-19 olarak kabul edilmiştir.

    şuana kadar 121 ülkede onaylanmış 124,931 vaka ve 4585 ölüm kaydedilmiştir. ülkemizde tespit edilebilen vaka sayısı 1'dir.

    sağlık bakanı vaka açıklaması.

    şu siteden covid-19'e ait detaylı verilere ulaşabilirsiniz.

    kaynak

  • yerel japon halkı tarafından daisugi (sürdürülebilir ormancılık) olarak isimlendirilen ve yaklaşık olarak 800 yıldır devam eden tamamen doğayla barışık bir proje. bu şekilde ağaç yetiştirip kereste üretmenin altında, ülkenin geniş bir ormanlık alanı olmaması (toprak bakımından 377.915 metrekare) yatıyor.

    asırlarca yaşayabilen bu japon sedir ağaçlarını tek seferde dikerek, sonrasıda sık ve düzenli bir şekilde budama yaparak, bir meyve ağacı misali devamlı meyve ve sebze toplar gibi ağaçlardan düzenli bir şekilde odun hasat ederek kereste üretilebiliyor.

    toprağa ekili ana gövdenin tepesindeki uzun dallar sanki başka bir ağaç gövdesiymiş gibi kesiliyor ve alttaki ana gövde sürekli yeni ağaç kolları üretiyor. japon halkı birçok konuda olduğu gibi bu konuda da işini biliyor.

    daisugi, japon halkının ormanlarını yok etmeden kaliteli kereste elde etmesine izin vereren asırlar önce öğrendikleri harika bir keşif. geliştirilen bu harika teknikle oldukça uzun, son derece düz ve sağlam gövdeler elde ederek istedikleri kalitedeki mükemmel keresteleri, yine doğaya ve ağaçlara zarar vermeden üretebiliyorlar.

    asıl değinmek istenen konu; bu japon sedirlerinin ülkemizde yetiştirilmesinin ve bu teknikle odun ve kereste üreterek ormanların yok olmasının önüne geçilmesi mümkün mü? böyle bir projeyi hayata geçirebilmek için, ilgili sedir ağacının yetişebilmesi adına ülkemizin iklim şartları müsait mi?

    böyle güzel bir çalışma hayata geçirilse ve yurdun dört bir yanına ilglili japon sediri fidanları dikilerek girişimlerde bulunulsa sizce de harika olmaz mı? ağaçlar kesinlikle hem görsel olarak harika hem de son derece faydalılar.

    edit:
    ekstra video ve fotoğraf.

    ufak bir video
    fidan dikimi yapan birinden video
    fidan nakli yapılan başka bir video
    yetiştiriciliğe yeni başlayan birisi video

    ilgili birkaç fotoğraf:
    görsel 1
    görsel 2
    görsel 3
    görsel 4
    görsel 5

    aşağıdaki fotoğraflar ise kesilen ağaç kollarından elde edilen kerestenin kullanım alanlarını içeriyor.
    görsel 1
    görsel 2
    görsel 3
    görsel 4
    görsel 5

    kaynak 1
    kaynak 2

  • görünüşe bakılırsa ne hava araçları ne de bu hava araçlarını durdurabilecek silahları var. basit bir hava saldırısı videodaki tüm yamyamları ortadan kaldırmaya yetebilir.

  • tatilden bir takım kavga dövüş sebebi nedeniyle normalde sabah gelinmesi gereken istanbul'a akşam üzeri gelinmiştir ve istanbul'a ayak basar basmaz şirkete gidilmiştir. şu bir iki cümlede nitelenen şey yorgunluktur. neyse akabinde gecenin bir vakti yine sahil dolmuşuma binmişim en kral yeri kapmışım (arka dörtlünün en sağı). akabinde biraz yayılmışım şöyle ki ;

    kıç çatalım koltuğun ucunda kafamda koltuk kafa koyma yerine cuk oturmuş vaziyettedir. ama allah sizi inandırsın bu yorgunluktan yapılmış bişeydir yoksa "aman çok marjinalim öyle rahatım ki bütün dolmuşa yayarım taşşaklarımı" modunda değilim yani yanlış olmasın. neyse dolmuşa binen insanları süzüyorum. arka dörtlünün en soluna rahat görünümlü şirinimsi bir bayan oturdu. benim yanıma temiz yüzlü bir çocuk oturdu nereye gittiğinden haberi yokmuş izlenimi verdi bana biraz tedirgindi (tatil dönüşü psikopatlaşıyorum mütemadiyen). ve onun yanına da kendinden emin görünümlü betonarme bir dübür hanım oturdu. tek kaş kalkık filan hanımın. diğer yolcuların önemi yok.

    kalktık gidiyoruz benim pozisyonum aynı. yine allah sizi inandırsın her yeri geniş bir insan olarak insanları en az sıkıştırabilecek şekilde oturuyorum aynı pozisyonda. hatta omuzlardan sıkıştırmıyayım diye kolları önde kavuşturmuşum. yanlız bir terbiyesizlik olarak ayakları öne uzatmışım. çok rahatım yanı öyle böyle değilim. acaip marjinalim bütün dolmuşa yayılırım. neyse bu rahatlık dübür hanımın dikkatini çekmiş olacak ki bana dokunarak ;

    - şş az toparlansana sıkıştık burda
    - hanfendi emin olun toparlanırsam daha çok sıkışırsınız.
    - o nasıl olacak o ?
    - şöyle ki. görüldüğü üzere her tarafım geniş bir insanım. şu ön kısımda bulunan kalça ile (ellerle gösteriyorum ama bir zayıflama ürünü satan adam edasıyla) hemen üstünde bulunan göbek ve akabinde bu omuzlar geriye gelirse bu yanımdaki arkadaşı sıkıştıracağım akabinde o da sizi sıkıştıracak anlatabildim mi ?
    - anlamadım da sen çok rahat oturuyosun olmaz öyle toparlan biraz sıkıştık.
    - e peki

    toparlanırım. o bahsettiğim genişlik bahsettiğim sıkışıklığa sebebiyet verir ve en soldaki rahat görünümlü kızımız rahatsız olur ama onun rahatsızlığını yerim ben buyrun ;

    kızımız: abi sen rahatına bak yaa süperdi az önce eheheh
    ben: hay ağzını öpeyim yaa di mi
    dübür hanım: ama ee sıkışık ?
    kızımız: hahah nasıl yani ağzımı ?
    ben: nası, nası yani ağz .... (daha yeni düşer jeton) aassktir hahah

    yolcuların hepsi ve kaptan : hjahahahahahahaahah abi naptın yahahaha

    ben: ee eheh lafın gelişi dedim yahu eheheh ne işim olur ağzınla yoksa
    kızımız: ahahaha sus sus

    hafiften gülüşmeler devam eder bana kriz gelmiştir. ordan dübür hanım patlatır bombayı

    - eee sıkışığız burda biz hala ?
    - sizin de ağzınızı öpeyim bayan

    tekrar herkes : hahahahaha

    ...

    arkadaş daha yeni dönmüşüm tatilden bi nefes alın yahu ? bismillah daha ilk binmişim tatilden sonra yapmayın etmeyin ohooo (ahahah)

  • şu "çıkın sosyalleşin, bisikletinizi scooter'ınızı alın dışarı çıkın, tüketmeden eğlenebilmeyi öğrenin" diyenler nasıl bir kafa yaşıyor anlamak güç. bisikleti olmayan birisi için şu an kafadan 2000 lira harcattınız. scooter'ın rayici nedir bilemiyorum, bisikletten hallicedir diye tahmin ediyorum. "çayımı alayım termosa koyayım" desen termos fiyatları 3 hafta önce 250 liralardan başlıyordu. şimdi kaç olmuştur allah bilir. zaten istanbul'da bisiklete mi binilir amk siz delirdiniz mi? sinir stres sahibi olmayı geçtim 3 kişilik aileye gereken bisiklet miktarı x asgari bisiklet fiyatı zaten asgari ücreti geçiyor. herkes tek başına mı yaşıyor zannediyorsunuz?
    haydi her şeyi geçtim, tüm bunlara daha önceden sahip olduğumuzu ve tek başımıza yaşadığımızı düşünelim, sandviçimizi de evde yaptık çayımızı çorbamızı da... birisi bana "dışarı çıkıp sosyalleşmek" tam olarak ne demek, bir anlatabilir mi? ben dışarı çıktığımda kuşa, buluta, güneşe selam mı vereyim sosyalleşmek için? parka gidip bankta sap sap oturayım mı? arkadaşlarımla buluşsam mesela bankta termos kapağından çay mı içeceğiz? ulan ekonomi sıçmış batırmış, boğaza kadar batmışız adamlar hala iyimserlik sıçmaya çalışıyor ya ayar oluyorum. ne sosyalleşmesi lan?!

    edit: @iknowwhatyoudidlastsummer'in eklememi istediği mevzu da elbette arkadaş grubundan birisinin mutlaka sizi kafeye, yemeğe bir yere çağırması. bu yüzden görüşülemeyen insanlar var amk.