hesabın var mı? giriş yap

  • sadat adlı akp'nin paramiliter şirketi tarafından türkmenlere karşı savaşan teröristlere gittiğinin söylenmesidir. o yapılanmanın araştırılması gerekiyor.

    tuğrul türkeş de aynısını söylemiş ve hemen başbakan yardımcısı yapılmıştı. aynı sözü söyleyen can dündar ise vatan haini ilan edilmişti.

    edit: bir alttaki tescilli aktrolün hezeyanlarına bakınca nasıl da kuyruk acısı yaşadıklarını anlayabiliyoruz. aynı mafya babası muhalefete laf söylediğinde hunharca alkışlayan kekolar şimdi ciyak ciyak bağırıyor. tuğrul türkeş ''vallahi de billahi de o tırlar türkmenlere gitmiyordu, teröristlere gidiyordu'' dedi, ona makam verdiler. ama başkası söyleyince hemen terörist oluyor. islamcılık böyle bir şey.

  • yunanistan'dan dönen edirne savcısı fatih aslan'ın arabasını arayan gümrük muhafaza memuru için açılan davada istenen ceza. sebebi de hakimler ve savcılar kanunu'nun 88. maddesi uyarınca savcı ve hakimlerin aranmasının yasak olması. oysa gümrük mevzuatına göre gümrük kapılarında istisnasız her araç aranır. savcı, memur hakkında soruşturma açtırdı. soruşturmayı açan başka bir savcı 2 kez takipsizlik kararı verdi. ama savcı fatih aslan'ın itirazları sonucu üçüncü başvuruda memur hakkında dava açıldı.

    bugün davanın ilk duruşması görüldü. gümrük memurunu edirne baro başkanı dahil 3 avukat savundu. trakya gümrük başmüdürlüğü üst yetkilileri memura destek amacıyla tam kadro mahkemeye geldi. mahkeme nisan ayına ertelendi.

    sonuç olarak devletin iki farklı kanununun birbiriyle çakışması yüzünden ihale memura kaldı. savcı, olayı saçma bir şekilde onur meselesi haline getirip dava üstüne dava açtı. bu dava sonunda memur, istenen 1 yıllık cezayı alırsa o günden sonra sınır kapılarında memur olanlar araçları aramazsa haklıdır.

  • ilk üç entry'nin sahibi aynı odada gibi. ikinci tuvaletteymiş gelip entry girmiş, üçüncü çayları getirmiş. çok tatlılar.

    edit: üçüncü çayı demleyip entrysini sildi gitti sanırım.ayrı eve de çıkmış olabilir ne biliyim.

  • seray hanım 2019 yılında, “fasulye pahalıysa yemeyin kardeşim. daha ucuz birşey yeyin. söylenmeyin. en azından kafamızda savaş uçağı gezmiyor, aza şükretmeyi bilmiyorlar.” demişti. (bkz: 26 temmuz 2019 seray sever skandalı)
    seray hanım, elektrik pahalıysa kullanmayın. en azından kafamızın üstünden savaş uçağı geçmiyor. şükretmeyi bilmiyorsunuz.

  • ayasofya'daki mozaiklerin büyük bölümü en az üç yüzyıl, bazılarıysa dört yüz küsür yıl yerli yerinde durmuştur. ne şehri fethederek binayı camiye çeviren fatih sultan mehmet, ne mimar sinan'a büyük bir onarım yaptırarak binanın ömrüne ömür katan ii. selim ne de onlardan sonra gelen sultanlar bu tasvirlerin üzerlerini kapatmayı düşünmüştür. onlar da, şeyhülislamları, ulemaları ve reayası da osmanlı devleti'nin süper güç olduğu dönemlerde yüksünmeden bu tasvirlerin altında ibadetlerini yapmışlardır.

    17. yüzyılda, fetih ekonomisinin tarihe karıştığı ve yeni bir sosyoekonomik düzenin kurulduğu sancılı süreçlerde bir sofulaşma dalgası yaşanmış, şehirde rum cemaatinin kullanmaya devam ettiği pek çok kilise ancak bu zamanda camiye çevrilmiş ve tasvirlere karşı daha önce olmayan bir hassasiyet ortaya çıkmıştır. bu dalgada ayasofya'da kalan tasvirlerin bazıları daha görünmez hale getirilmiştir. buna rağmen galeri denen üst katlardaki pek çok tasvirin 1847-48'deki fossati biraderlerin onarımından sonra bile yerli yerinde durduğu da bilinir. 1850'de binada ayrıntılı tetkikler yapan ve dört yıl sonra bunu yayınlayan wilhelm salzenberg'in eserinde bunların hangileri oldukları ayrıntısıyla vardır.

    cornelius loos'un 1710'da iii. ahmed'in himayesi altında hazırladığı ayasofya çizimlerinde geç dönem doğu roma mozaik tasvirleriyle osmanlı hat sanatı örneklerinin bir arada ve nasıl benzersiz bir bütün oluşturdukları görülebilir. ancak modern çağda birileri osmanlı kültürünü böyle kapsayıcı bir bütün olarak görmek istemediği için, ders kitaplarına ve ansiklopedilere kadar giren 'fatih fetihten sonra tüm mozaiklerin üzerini kireç badanayla kapattı' diye bir bilgi uydurulmuştur. kireç badanayla örtülen tasvirler, ancak galerilerde göz hizasında bulunan nispeten küçük tasvirlerdir.

    görülebilir kalan son tasvirlerse 1850-1934 arasında, muhtemelen batılıların, ''siz müslümansınız, müslümanlıkta tasvir olmaz, bu ne biçim iş'' diye alttan alta gaz vermelerinin de etkisiyle kapatılmıştır. fetihten 230, 275 ve 400 yıl sonrasına dek sağ salim ulaştıklarına dair sadece yazılı değil görsel kaynaklar da bulunan tasvirler, işte bu son dönemde tümüyle görünmez hale getirilmiştir.

    hasıl-ı kelam, iktidar sahipleri örnek aldıkları fatih ve kanuni'nin izinden gitmekte kararlıysa, herhangi bir tasvire el sürmemeleri yeterli olacaktır. tabii bu durumda bu tasvir gizleme işi için yaratılacak bütçeden ve bunun etrafında oluşacak mikro ekonomik yapılardan feragat etmeleri gerekecektir.

    edit: ekşiseyler'de yayınlandığını fark edince yazıda sözünü ettiğim görselleri eklemek istedim.

    görsel guillaume-joseph grelot'nun 1680 tarihli çizimi

    görsel cornelius loos'un 1701 tarihli çizimi

    görsel loos'un güney galerisindeki melek tasvirlerini gösteren çizimi

    görsel loos'un melek tasvirlerinden ayrıntı

    edit 2: son osmanlı ve cumhuriyet döneminin ''fatih tüm tasvirlerin üzerini kapattı'' uydurmasını, islami kesimden de benimseyenler olduğu, ekşişeyler'de yayınlanan yazının facebook'taki paylaşımının yorumlarında paylaşılmış kısa bir makaleden de anlaşılıyor.

    edit 3: ayasofya'nın osmanlı dönemindeki tarihi üzerine gülru necipoğlu'nun kaleme aldığı ve şimdiye dek yazılmış en kapsamlı, en güncel makaleyi okumak isteyenler buradan, bu makalenin de içinde bulunduğu toplumsal tarih dergisinin şubat 2015'te yayınladığı özel dosyaya da buradan ulaşabilirler.

  • her biri anadan doğma sporcu, her biri 1.90lık atletik ömürleri sporla geçen adonisli babalara sahip olmalarından dolayıdır.
    asdlşfkadla siz de inanmadınız değil mi.
    aynaya bak anlarsın yiğidim aslanım. sen nesin ki o ne olacak?

  • -sessizlikten ötürü kulağa oldukça belirgin gelen duvar saati sesi
    -kişinin çocukluğuna ait resmin aynanın önünde çerçeveli şekilde bulunması (anneannenin gözünde hep çocuksan demek)
    -telefonun üzerindeki dantel
    -klasik model bir koltuk takımı

    gibi detaylardır.

    not: ayrıca çocukken--oyuncak eksikliği (ulan hiç mi oyuncak olmaz bir evde? ne sıkılırdık arkadaş)

  • "az önce düğün kasetimi geriye sardım, ne güzeldi lann... karım yüzüğü çıkarıyor, sülalesiyle arabalara binip gidiyorlardı."