ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ankara'da ders çalışılabilecek kafeler
-
kafede ders çalışmak. belki de doğru yeri aramak lazım (bkz: milli kütüphane)
türkiye'nin en iyi futbol maçı spikeri
-
(bkz: orhan ayhan)
"evet top orta yuvarlağın beşiktaş sahasına bakan diliminde sergen'de, bu arada siz bilmezsiniz sayın seyirciler, bu sergen'in adı aslında ali rıza sergen yalçın'dır. yani sadece sergen değil önünde ali rıza'sı da var ama pek bilinmez, herkes onu sergen diye- bu arada metin kafa gol."
neden köpekleri severken inekleri yeriz
-
"genelde etobur hayvanların tadı yenmeyecek seviyede kötü olduğu için" şeklinde yanıtlanabilecek soru.
amasya üniversitesi'nde yapılan yapay kol
-
iyi niyetli ancak vizyonsuzluktan ölü doğan bir proje daha.
istediğiniz kadar vatansız milletsiz ilan edin umrumda değil. bu proje dünyanın geldiği noktanın çoook uzağında duruyor. benim hep savunduğum bir şey var. bizim insanımıza ilk önce projelendirme öğretilmeli. bir ürün yapılacaksa harekete geçilmeden bu konuda neler yapılıyor bakması öğretilmeli.
elin liseli çocuğu beyin dalgalarıyla hareket ettirilen kolu 3d yazıcı ile basıyorken bizde halen hareket sensörü kullanılıyorsa bu olacak iş değildir.
eğer dünya hafiflik için karbon alaşım kullanıyorsa, parmak kontrolü için mikroservo motor kullanıyorsa, uyarım iletimi için direk sinir sistemini kullanıyorsa bizim bu devirde çıkıp bu ürünü yapay kol diye sunmamız acıklıdır. altı boş bir özgüvenin net göstergesidir.
bunu üreten arkadaş gerçekten bu konuda işe yarayacak bir ürün ürettiğine inanmasa herhalde kameraların karşısına çıkmaz. demek ki yapılanları bilmiyor. demek ki amputasyon sonrası kullanılacak yeni nesil protezler için harcanan milyonlarca dolardan habersiz.
arge bizim ülkemizde küçümsendikçe daha çok göreceğiz bu tarz ölü doğumları.
arge sadece fikir üretimi değildir. teknik gerekliliklerin belirlenmesidir, araştırmadır, projedir, tasarımdır, fizibilitedir.
bu konular ciddiye alınmadıkça bu ülkede erke dönergeci de bulunur, soğuk füzyon reaktörü de bulunur, evrim de çürütülür, kansere çare de bulunur. ancak sadece lafta yapılır bunlar.
günümüzde bilim de mühendislik de çok ciddi ön çalışma gerektiren uzmanlık alanları. 500 yıl öncesindeki gibi aklına geleni üretmeye kalkarsan hüsrana uğrarsın.
yapma demiyorum hobi olarak yap ama özgüvenini dizginle. ne ürettiğini araştır.
https://www.youtube.com/watch?v=_qupnnroxvy
ceyhun'u amerika'da müzik okuluna gönderiyoruz
-
(bkz: berk'e scirocco alıyoruz)
direksiyon sınavında kadın düşmanlığı
yine duşa soktun kardeş
-
içinde tatlı bir sitem barındıran cümle. duşa girmeye üşenmesine karşılık, malzemenin kalitesi karşısında kendine hakim olamayan kardeşimizin haklı sitemini içeriyor.
3 eylül 2012 beytüşşebap saldırısı
-
sabah otobüsle işe gidiyorum. bir teyze telefonunu çıkarıp birini aradı, sima olarak tanıdığım şeker bi teyze, nihayetinde her sabah aynı otobüsteyiz. "haberleri aç, şehit varmış takip et." dedi.
sonra telefonu kapattı. yanında oturan adam:
- şehit mi varmış?
+ evet.
- kaç kişi?
+ 9 taneymiş. (sesi titredi)
- hay allah ya, nerede peki?
teyze nerede olduğunu söylerken "oğlum orada asker" diyerek ağlamaya başladı. bok gibi bi sessizlik bürüdü otobüsü, biri peçete uzattı. durağım geldi, indim.
haftaya bok gibi sessiz başlatan saldırı oldu özetle.
not: bu entry 28 şubat 2016 ekşisözlük direnişi süresince katalanca olarak sunulmuştur. (bkz: bütün entry'lerini katalancaya çevirmek) bundan çok daha kaliteli yüzbinlerce entry bu süreçte yok olmuştur. bir zamanlar devletin milletini ebleh yerine koyması yasaktı, bazı yasaklar özlenebiliyormuş.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
kilosu 1 lira olan meyve için cennetten kovulmamızı hala daha içime sindiremiorum aq
kimi benden çok sevdiysen onu senden alırım
-
"allah, der ki; kimi benden çok seversen onu senden alırım... ve ekler , o'nsuz yaşayamam deme, seni o'nsuz da yaşatırım... ve mevsimler geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar, canından saydığın yar bile bir gün el olur.. aklın şaşar, dostun düşmana dönüşür, düşman kalkar dost olur, öyle garip bir dünya işte.. olmaz dediğin ne varsa hepsi olur.. düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın.. en garibi de budur ya, öldüm der durur, yine de yaşarsın."
mevlana
imla hataları yüzünden insanlardan soğumak
-
daha ana dilini doğru düzgün konuşamayan/yazamayan kişilere karşı beslenmesi gereken hissiyattır. hele de anlatımda bozukluğa yol açıyorsa (bittabi alışkanlık haline de getirilmişse).
misal verelim;
+ben en çok yüzmesini severim, bir de müzik dinlemesini.
- kimin?
fevkalade kulak tırmalayıcı.