hesabın var mı? giriş yap

  • en kilit oyuncum mayıs ayında grip olarak şampiyonlar ligi macini kaciriyor, cok gercekci bu oyun.

    grip tedavisi de 2 hafta ha sanki bana ebola oldu amk evladi.

  • -ya salak mısın sen?
    -aşkım vallahi elimden kaydın
    -ne demek elimden kaydın ya hasta
    -bak iyilik edelim dedik kötü olduk iyi mi?
    -resmen başım ağrıyor
    -migrenin mi?
    -yok salaklığın
    -hadi, başa döndük yine...

    allahım canımı al da kurtulayım. sakarlık dediğin ne noktalara kadar ilerleyebiliyor şaşırıyorum bazen. koltukta uyuyakalmış sevgiliyi, romantizm, aşk adamlığı adına; sarsmadan, bomba imha ekibi amiri gibi kavrayıp; odaya, tertemiz yatağımıza taşıyayım, yatağa koyunca uyanır, uyanınca da bu ilgi karşısında duygusallaşıp kesin beni arzular diyerek çıklan yolda sevgiliyi yatak odası ile salon arasındaki o daracık koridorda elinden kaçırmak da neyin nesi? hayır kız düştükten sonra üstüne basmayayım diye sıçrarken kızın koluna takılmak, darbenin ve kolunu ezmenin acısıyla bir anda uyanan nazlı yarin seni zeybek oynar bir halde görmesi nasıl izah edilir.

    neden aşkım hadi yatağa geçelim, uyuyorsun bak demek varken 60 kiloluk sevgiliyi kucaklayıp odaya taşıyabileceğini düşünmek ve sonuç odaklı hareket ederken asıl mevzuyu elden kaçırmak da neyin nesi? dünya üzerinde, komik videoları saymazsak kaç kişi vardır böyle yapan? biz kaç kişiyiz sevdiceği odaya taşırken yere düşürüp üzerinden geçen?

    -bak aşkım vallahi kazaydı
    -gülüyordun ama
    -ya ne gülmesi seni ezmeyeyim derken
    -bi de ezseydin
    -olur mu hiç, yere düşen sahibini at bile çiğnemez
    -salaksın yemin ediyorum
    -kolun iyi mi?
    -acıyor
    -bastım ya ondandır
    -aa sahi mi? embesil

  • ben bir kere küçükken bu konuyu dedeme açtım. "işte ona renk körü denir" dedi. konu kapandı.

  • bir fahrettin koca açıklaması. karakter sınırlaması nedeniyle kısaltılan açıklamanın tam hali; "29 temmuz'dan bu yana ağır hasta sayımız 8 kat arttı, vefat eden sayısı 8 kart arttı; evde semptomu olmayanın sayısı mı sizin için önemli?". hayır dalga geçmeyi artık alenen yapmaya başladılar. en son da damat efendi, ben dolara bakmıyorum diyordu.

    kaynak

    edit: bazı yazarların hassasiyeti üzerine argo kelimeleri kaldırdım.

  • an itibariyle beni bir kafka romaninin icine isinlamis kurum, halen oradayim, bir zahmet gelip cikarin.

    internetten bilet alayim dedim, son etapta onay sayfasi cikmadi, page timeout hatasi verdi. biraz bekledim olasi emailler icin, gelmeyince ayni islemi tekrarladim, ayni noktada yine hata verdi.

    dedim bunlar kesin ıp'leri kontrol ediyorlardir, kredi kartinin ulkesiyle uymayinca hata mesaji vermeye calisiyorlardir, ama bu isi 3 kurusa calisan bir stajyere yiktiklarindan dogru duzgun bir hata sayfasi bile cikmiyordur. bir vpn vasitasiyla baska bir ulke ıpsinden girdim, bu sefer islem basariyla bitti. ama basariyla biterken ile ufak bir pop up penceresinde "problem" yazisi cikti. saka gibi.

    tam rahatladik derken birkac dakika icinde yaptigim uc islem icin de rezervasyon onay emailleri gelmeye basladi. ulan ne dandik sistem. hem onay sayfasini gosteremiyor, hem de rezervasyonu yapiyor, ustune onay emailini de yollamasi 30 dakikayi buluyor. 30 milyon dolarlik hisse senedi satmanin 1 milisaniye surdugu bir dunyada 30 dakika ne yapiyor acaba bunlar, sorgu yaptiklari veritabanlari komurle mi calisiyor nedir.

    nurtopu gibi ücüz rezervasyonumla bir sure komsulara hava attim, sonra online iptal etmeye calistim, "ederiz ama islem bedelini vermeyiz" diyor sistem. haydaa, gaspciya bak. o 10 liralar birike birike messi'ye reklam parasi oluyor herhalde.

    10 lira icin inat ettim, gittim sikayet formu dolduruyorum. guzel secenekler koymuslar, rezervasyon -> talep -> bana geri donsunler vs vs, sonra derdimi anlattim, kopya olan rezervasyon numalarini yazdim, yollaya bastim ve yollanamamasini izledim. herif yine hata verdi: "hatali bir islem gerceklestirdiniz, geri donus". ben mi gerceklestirdim it, sen yapamadin? neyi yapamadigini da yazmiyor. neyse, hicbir halta yaramasa da en azindan hata mesaji var. yapilacak tek seyi yapip geri dondum, yazdiklarim gitmis.

    denemek icin kisa bir cumleyle ayni islemi tekrarladim, yine hata. baska bir geri bildirim formunu denedim (daha genel bir form), bu sefer iyice costu, en sonunda hata vermekle kalmiyor, dropdown menulerden secenekler yaptikca 404 hatalari veriyor. (sehir = istanbul deyince havalimani listesini guncelleyecek, onu beceremiyor kendi sunuculariyla baglanti kuramadigi icin)

    deliricem. "web siteniz hakkinda sikayet ve talepte bulunacagim, ama sitenin dandikliginden dolayi sikayet formu calismiyor" diye baska baska formlar dolduruyorum ve onlar da calismiyor.

    internetten hayir yok, gittim bunlarin call center'ini aradim. 444 0849. 1 dakika filan otomatik mesaj dinledik, sonra cat diye biri acti. sasirdim, bir iki gun bekleriz saniyordum, erzaklari depolamistim. derdimi anlattim, karsimdaki de epey profesyonel ve ne yaptigini bilen biri izlenimini verdi, umutlandirdi beni, bilgilerimi aldi, birtakim tus sesleri geliyor, ilerleme isaretleri bunlar. adam bilgiye ac, surekli soruyor, uyelik numaralari, bilet kodu, rezervasyon numaralari hepsini istiyor, butun alfanumerik bilgi dagarcigimi olaganca hizla kodluyorum. suratimin rengi dahil, durumum ayni su: http://www.youtube.com/watch?v=ipphyjkxnpc

    ve cevab verdi: sistemimiz guncelleniyor, hicbir bilginize ulasamiyorum, bir 15 dakka sonra arayin.

    psikopat iste. bastan soylemiyor. o kadar kodla ben skynetle tum felsefe tarihini tartisip bitirmis olurdum. aradim 15 dakika sonra, tabii ki guncelleme bitmemis. 90'lara donmek ne guzel, "guncelleme"nin sihirli bir sozcuk oldugu, soylenince akansularin ve 200 ulkeye ucus yapan hayvan gibi bir havayolunun hem internet sistemlerinin hem de telefon sebekesinin durdugu o masum yillar.

    simdi ariyorum, bu sefer hatlar dolu sanirim. bence thy diye birsey yok aslinda. yani o web sitesi herhalde ikisi hata mesaji veren toplam dort sayfanin kombinasyonlarindan olusuyor ve cayman adalarinda isaretsiz bir depodaki bir sunucuda host ediliyor. call center desen hindistan'daki bir kadinin evinden islettigi bir kobi sanirim. o da hatlar karisti saniyor ne zaman biri ucuslar icin arasa, derdi kozmetik satmak aslinda. thy ile daha once uctum diye hatirliyorum ama ustune kirmizi rujla thy yazilmis bir lufthansa ucagi da olabilirdi. yedigimiz yemekler, hostesler filan hepsi ayni yalanin bir parcasi olmali. ankara eskisehir treninde giderken cayimiza ilac atip uyuttular, inception yaptilar, thy'nin dunya capinda, profesyonelce isletilen bir kurum olduguna inaniyorum o yuzden yillardir, baska bir aciklamasi olamaz bunun.

  • annenin mutlu olmasıdır.
    bir evde anne mutluysa o ev huzurludur; anne sinirli, gergin, telaşlı ya da mutsuzsa o evde yolunda gitmeyen şeyler vardır. çünkü anne tüm aile bireylerinin dertleriyle, kederleriyle, sevinçleriyle, mutluluklarıyla ilgilenir, bunları kendi içinde özümleyip dışarıya yansıtır. yani bir kişinin derdi varsa anneye bakılarak bir sorun olduğu anlaşılabilir. anne mutluysa kahvaltılar da daha bir güzel geçer. anneler candır. canım annem, anneler, annelerimiz.

  • ''babadır, savunur'' denmiş ama ben böyle bir suç işlesem babam ilk önce ağzıma örük örük sıçar, sonra da nüfus müdürlüğüne gidip kütüğünden sildirir.