ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hocam.com'un kapanması
-
hala üye sırasında beklediğim sitenin kapanmasıdır.
9 senedir bekliyordum, üyeliğim onaylanana kadar site kapandı iyi mi.
yurt dışından türkiye'ye gelince fark edilenler
-
insanlarin mutsuzlugu ve saygisizligi.
tüm gün blokflüt çalışan komşu çocuğu
-
blokflütünü alıp ona yedirmek isterdim. ki zannedersem bu o kadar da zor olmazdı; zira helvacıoğlu markaydı flütü. parçalarına ayırıp ayırıp, temizleme çubuğuyla boğazından aşağı ittire ittire yedirmek isterdim ona.
çünkü bu komşu çocuğu ne zaman canı sıkılsa blokflüt çalışırdı. çalardı demiyorum bakın, hakikaten "çalışırdı". ve ben onun bir kat üstünden, seneler senesi ılgaz anadolu'nun sen yüce bir dağısın'ı dinledim. süper baba'nın müziği millet için nostaljik ve hoş bir hatıra olarak kalmışken sinir yaptı bende, stres yaptı hep.
flütünün içinin ne zaman tükürük dolduğunu bile anlar hale gelmiştim, sesin o ıslak, detone ve kontrolsüz kayışından...
ekşi sözlüğün mart 2005'teki hali
-
şuradan görülebileceği üzere bana gençliğimi hatırlatmış halidir.
yıllar sonra karşılaşılan eski sevgili gibi.
herkese yazan kız
-
bir an evvel herkese yazmayı öğrenmesi gerekir.
edit: başlık "herkeze yazan kız" iken girilen entry.*
cafe nero'da 4 tl'ye satılan poğaça
-
tezgahtan 50 kuruşa alıyor olsam, "usta o ne ya az düzgününden ver!" diyeceğim poğaçadır. tam buğdaylı olması sebebiyle bu fiyata satıldığını düşünüyorum ama bizim orada tam buğday ekmeğinin fiyatı bile 2 lira. yani tezgahta 75 kuruşa satılan poğaçayı hadi diyelim sen 1.5 liraya bilemedin 2 liraya sat, lan tamam 3 lira olsun da 4 nedir arkadaşım?
iki ısırıklık poğaçanın kapış kapış gitmesi de ayrı bir konu. ya bende bir gariplik var, ya millet delirmiş. çıkıyorum cafe'den hemen önündeki tezgahtan 50 kuruşa poğaça alıyorum tadına doyamazsın. ama millet 4 lira verip bu iki ısırıklık şeyi almak için kuyruk oluyor, yanında da zehir gibi siyah americano... türkiye küçük şikago olmuş haberim yok.
bi de panino var, üç ısırıklık o 6 lira. sanırım tek ısırık 2 lira buralarda.
derin futbol
-
simdi bu yabanci kurali bugun aciklandi ya bu konu hakkinda konusmalar soyle olacaktir:
ertem: tff'nin yeni kuralina gore 14+14 kisi olacaktir. boyle bir kuralin cikmasina yardimci olan cumhurbaskanimiza, basbakanimiza, spor bakanimiza saygilarimizi gonderiyoruz.
rok: aynen. eski turkiye yoooookkkkkkk artik. bu kohnemis kurallar eski turkiye'de kaldi.
sinan engin: simdi erto bu yabanci kurali ne oldu tam olarak simdi?
ertem: 28 kisilik kadroda 14 yabanci olabilecek 11 yabanci ayni anda sahada olacak.
sinan engin: simdi bu kural. neyse ben ondan bahsetmiyorum bahsettigim baska bir sey benim. turk milli takiminda oynatabiliyor musum bu yabancilari? onemli olan o.
abdulkerim: 11 yabanci ayni anda oynayabiliyormuymus? ben anlamadim simdi ahmet hocam'a katiliyorum. gerci konusmadi hala ama katiliyorum.
ahmet cakar: beyler bitti mi?
35 yaşından sonra koşucu olmak
-
45 yaşına kadar yaşayan ölüydüm.
evde spor yapmaya başladım, sigarayı bıraktım, 30 kilo verdim, trekkingle başlayıp, 1-2 yılda dağcılığa geçtim.
o gazla koşmaya karar verdim.
ilk defa 49 yaşımda koşmayı denedim.
çok sevdim, devam ettim.
1.5 yıl içinde 6 yarış koştum.
15 km bursa kent ve avrasya'yı 1. 15 de
darıca ve çayırova yarı maratonlarını 1. 52 civarında koştum.
sonuç: insanın uyum kabiliyeti sandığınızdan çok daha yüksektir.
game of thrones
-
sahillerde mohitolarla winter is coming mi yapacağız?
iyi tarafindan bakarsak da kış gelecek diye ekime kasıma da birakabilirlerdi.
yaziklar olsun...
bir mekanın kazıkçı olduğunu gösteren detaylar
-
sipariş verilen suyun cam şişede gelmesi.
bahçeşehir koleji 5505 tl'ye öğretmen çalıştırıyor
-
ülkenin en çok kazanan kolejinin öğretmenine verdiği maaş yerine harfe takılmış, utanmamış üşenmemiş bir paragraf ayar yazısı yaşmış. troll zannettim ama dümdüz vicdansız biriymiş. vallahi siz ıslah olmazsınız. eğitilmezsiniz.
evlenmeyin diyen evli insan
-
her insan comfort zone'a meyillidir. evlilikte bunun sonucunda gelir. sonra hiç beklemediği bir zamanda hiç beklemediği bir iş fırsatı çıkar karşısına. içi içini yer gitmek için ama gidemez. artık evlidir, düşünmesi gereken bir eşi ve büyük sorumlulukları vardır. istediği gibi hareket edemez.
işte evlenmeyin diyen evli insan budur. en azından benim gözlemlediğim kadarıyla...